Medimagazin logo

Cerrahların, tip 2 diyabetin iyileştiğini fotoğraflarla göstermeye çalıştığı bir ülkede...

Doç. Dr. Alper Çelik'in AKŞAM'daki yazısı...
Cerrahların, tip 2 diyabetin iyileştiğini fotoğraflarla göstermeye çalıştığı bir ülkede...
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Bugün ülkemizde sağlık alanında en çok tartışılan konulardan birisi obezite ameliyatları... Hastaların aklında, obezite ameliyatlarının riskli olduğu yönünde bir imaj oluşturuldu. Obezite ameliyatları kalp krizi ve ani ölümlerle yan yana konmaya çalışıldı ve bunda da büyük oranda başarılı olundu. Bunda doğru hastayı seçmek için gereken herşeyi yapmadan hastaları hemen ameliyata yönlendiren meslektaşlarımızın da payı var ne yazık ki... Söylenenin aksine obezite ameliyatları doğru hastalara uygulandığında koruyucu ve efektif ameliyatlardır. Söz konusu hangi ameliyat olursa olsun, ameliyat tedavinin küçük bir bölümüdür. Önemli olan, doğru hastanın seçimi ve doğru takibin yapılmasıdır. Elbette ki operasyonun deneyimli ellerde gerçekleşmesi şartıyla. 

Söz konusu diyabet olduğunda ise ortalık daha da karışıyor. Televizyonlara çıkan meslektaşlarımız bu ameliyatların ilerleyen dönemlerdeki sonuçlarını bilmediklerinden ya da ameliyatların vitamin, mineral emiliminde sıkıntı yarattığından bahsedip duruyorlar. Buradan çıkarabileceğimiz sonuç doktorların hâlâ gastrik by-pass ya da tüp mide gibi daracık bir alanda Metabolik Cerrahi'yi anlamlandırma çabası içinde olduklarıdır. Metabolik Cerrahi bu ameliyatlardan çok daha farklı teknikleri bünyesinde barındırır. 


Metabolik Cerrahi ile ilgili başka bir iddia da, ameliyatların uzun dönem sonuçlarının bilinmediğidir. Bu ameliyatların 10 yıldan 30 yıla kadar sonuçlarının olduğunu defalarca her platformda dile getirdik. Bu iddiada bulunan hiç kimsenin de "lütfen" sadece 3 yıllık sonuçları bilinen bir ilacı hastasına yazmaması gerekir. 


Bugün Türkiye'de ameliyat olan hasta sayısı, ameliyat olabilecek hasta sayısının çok ama çok altında. Peki ameliyat olan bu kadar az hasta varken bu ameliyat neden göze batıyor? Neden herkes tip 2 diyabetin insülin ve ilaçla tedavisinin başarısızlığından bahsetmek yerine, metabolik cerrahi ameliyatlarını eleştirmeyi tercih ediyor? Bu soruların tek cevabı yok elbette. 
Yazımı bitirmeden cerrah arkadaşlarıma da bir çift sözüm var. Meslektaşlarımız ne yazık ki hâlâ sosyal medyaya hastalarının öncesi ve sonrası fotoğraflarını koyarak tip 2 diyabeti iyileştiğini göstermeye çalışıyor. Yani ellerinde ne bir makale, ne başka bir bilimsel çalışma var. Hastanın kan şekeri, hipertansiyonu, nöropatisi, uyku apnesi ise o fotoğraflarda görünmüyor. Cerrahların, tip 2 diyabetin iyileştiğini fotoğraflarla göstermeye çalıştığı bir ülkede bilimsel olarak ne kadar mesafe katedebilirsiniz o da ayrı bir konu. Kalın sağlıcakla... 

cerrahların
tip
2
diyabetin
iyileştiğini
fotoğraflarla
göstermeye
çalıştığı
bir
ülkede...
Yorum (1)
m.z
Obesiteyi hastada cerrahi yöntemlerle malabsorbsiyon oluşturmak yani başka bir hastalık yaratarak tedavi etmeye kalkmanın, hele de bu işi şimanların utanç içinde olmalarını istismar ederek yapıyor olmanın savunulacak tarafı yoktur. Cerrahi yöntemlerin uygulamaları da Hipokrat yemini kapsamındadır. Evet zayıflamak isterken, 10-15 sene sonra şişmanlıktan başına gelecek hastalıktan ölmek yerine ameliyat komplikasyonundan ölen hastalar var. Cerrahi nin anlamı çok ince ve hassas düşünerek başka yerlere zarar vermeden hedefe yönelik işi yapmak demektir. "Esas sorulması gereken soru insanlar niçin çok yemek yemektedirler" sorusudur. Eğer toplum sağlığı açısından ve ileride yol açacakları sağlık masraflarını düşünüyorsak işin ekonomisine de bilimsel bakmamız lazım. İyice yayılmış yemek sektörünü yaşatmak için bunlar başımıza geliyorsa kapitalizm de yapılmış yanlış yatırımlar için herhangi bir sorumluluğumuz yoktur. Yanlış işler piyasa kuralları içinde evolusyon gereği yok olurlar. Dünyada bu kadar çok yapılacak iş varken dönüp dolaşım yemek konusuna takılmanın izahını iyi niyetli düşünen kimse yapamaz. Yemek sektörü sıgara sektörünün marketing yöntemleriyle bugünkü haline geldi. Gerek sağlık gerekse kültür resmi kurumlarının gözü önünde oldu bu iş. Halk sağlığı ile ilgili kurumlar da bu konuya yüzeyel baktılar, sıgara mücadelesi kadar ciddiye almadılar. Hastalar yemek reklamlarıyla tahrik ediliyorlar, para harcatıyorlar, sonra zayıflatma sektörü reklamlarıyla paraları alınıyor, her türlü masrafa rağmen zayıflatılamayanlar da ameliyat ediliyor yine paraları alınıyor. Bütün bu çabaların amacı tekrar yemek yiyebilmek, kara mizah. Piyasa neoliberalleri doyunca, tedbirlerin de akla geleceğini ummaktan başka çare yok görünüyor.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir