Medimagazin logo

İngiltere ve Kanada şiddete “sıfır tolerans” gösteriyor

Sağlık çalışanlarının şiddete maruz kalması üzerine İngiltere ve Kanada, çareyi “şiddete sıfır tolerans” kampanyaları düzenlemekte buldu
Kaynak: MEDİMAGAZİN - Doç.Dr. Çağatay BARUT
İngiltere ve Kanada şiddete “sıfır tolerans” gösteriyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İngiltere ve Kanada’da sağlık çalışanlarının sık sık saldırıya uğraması üzerine, İngiltere’de 1999 yılında, Kanada’da ise 2008 yılında şiddete “sıfır tolerans” kampanyaları başlatıldı.

İngiltere’de 1999 yılında Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) ile çalışmakta olan sağlık personeline yönelik şiddete karşı “sıfır tolerans” kampanyası gündeme geldi. Girişim ilk defa Lordlar Kamarası başkanının yargıya konuyla ilgili suçlulara karşı yaptırımlar almaları çağrısıyla gündeme geldi.

Kampanya çerçevesinde acil servisler ile personel ve doktor odalarına konuyla ilgili posterlerin tasarlanması planlandı. Posterlerde sağlık personeline karşı kullanılan şırınga, bıçak, şişe gibi silahların radyolojik görüntülerine yer verildi. Posterlerde, çalışanların yaşadıklarını bildirmeleri gerektiği ve halkın da bunu izlememesi gerektiği vurgulandı. Hazırlanan bilgi paketlerinde, yöneticilerin çalışma koşullarını çalışanlar için nasıl daha güvenli hale getirebilecekleri vurgulanarak bütün hastanelere dağıtıldı. Kampanya İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarıyla Lordlar Kamarası tarafından ortak yürütüldü.

1999 yılında zamanın Sağlık Bakanı John Denham ve Lordlar Kamarası Başkanı Lord Irvine, University College Londra Hastanesinin acil servisini ziyaret ederek, çalışırken şiddete maruz kalan hemşireleri ziyaret etti ve konuya kayıtsız kalmadıklarını ifade etti.

Bakan Denham, çalışanların maruz kaldığı şiddetin kabul edilemez olduğunu ve kurbanların fiziksel ve psikolojik olarak acı çektiklerini, güven ortamının zedelendiğini ve stres düzeyinin yükseldiğini söyledi. Lord Irvine de sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kesinlikle kabul edilemez olduğunu ve sağlık çalışanlarının kanunlarla korunmaları gerektiğini dile getirdi.

Aynı dönemde “Royal College of Nursing (RCN)” tarafından gerçekleştirilen bir ankette, her iki hemşireden birinin fiziksel şiddete ya da çok ciddi sözlü saldırıya maruz kaldığı saptandı. Kayıtlara geçen şiddet vakalarının üçte ikisinin hemşirelere yönelik olduğuna dikkat çekildi.

 

Şiddet vakalarının içine sözlü saldırılar da eklendi

İngiltere Sağlık Bakanlığının 2000-2001 yıllarında yaptırdığı bir ankete göre, 84 bin 273 şiddet veya saldırı vakası meydana geldi. Söz konusu anketin sonuçlarına göre, bildirilen vaka sayısında 1998 yılı verileriyle karşılaştırıldığında ciddi bir artış meydana geldiği ifade edildi. Bu artışın nedenleri irdelendiğinde, Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan “sıfır tolerans” kampanyasının etkili olduğu ve sağlıkla ilgili sendikaların bu konudaki duyarlılıklarının etkili olduğu görüldü. Şiddet için ortak bir tanım yapılmasının gerekliliği ve bunun içinde sözlü saldırıların da yer alması gerektiği ifade edildi.

Aynı dönemde sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddet olaylarında da artış olduğu, ancak şiddet davranışlarının hiçbir özrünün olamayacağı ve modern sağlık sisteminde bunlara yer olmadığı belirtildi. Şiddet davranışlarının bildirilmesi ve etkin bir şekilde kayıtlara geçirilmesinin sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle mücadelede hayati öneme sahip olduğu vurgulandı. Buna göre elde edilen verilerle şiddet riskinin hesaplanmasının da önemine dikkat çekildi.

Personelin maruz kaldığı şiddet davranışını bildirmesinin önemli olduğu, gerektiğinde bunun polis yetkililerine ihbar edilmesi gerektiği ve personelin bunları bildirirken desteklenmesi gerektiği ifade edildi.

 

Kanada’da üç yıl önce başladı

Kanada’da 2008 yılında “Registered Nurses’ Association of Ontario (RNAO)” tarafından “sıfır tolerans” kampanyası başlatıldı. Birlik tarafından yapılan açıklamada, bütün hemşirelerin güvenli bir ortamda çalışma hakkına sahip oldukları ve bu ortamda şiddete tolerans gösterilmemesi gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, işverenlerin hemşirelerin güvenliği ve huzuru için politikalar geliştirmeleri gerektiği, uygulamalar ve yaptırımlar ortaya koyarak bunu sağlamaya çalışmaları gerektiği kaydedildi. Hükümetten de çalışma ortamlarının güvenliği ve huzurunu sağlayabilmek adına kaynak ayırmaları ve destek sağlamaları istendi.

Çalışma ortamında meydana gelen şiddetin hemşirelerin sağlık ve huzurunu tehdit ettiği ve verilen hizmetin kalitesini düşürdüğüne dikkat çekildi. Çalışma ortamı olarak hemşirelerin hizmet verdiği her türlü kuruluşun kastedildiği, bunların içinde hastanelerin, gündüz ve gece bakım hizmeti veren kuruluşların, birinci basamak sağlık kuruluşlarının, eğitim birimlerinin ve hastaların kendi evlerinin yer aldığı belirtildi.

 

Hemşirelerin riski üç kat fazla

İş yerinde maruz kalınan şiddetle ilgili tanımların içinde hemşirelerin işleriyle ilgili bir ortamda istismara uğradıkları, tehdit edildikleri ya da saldırıya uğradıkları, fiziksel, cinsel, sözlü, duygusal ve psikolojik şiddete maruz kaldıkları her türlü davranışın yer aldığı vurgulandı.

Birlik tarafından yapılan açıklamada, sağlık çalışanlarının yarısının çalışma yaşamları boyunca şiddete maruz kaldığının tahmin edildiği ve hemşirelerin diğer sağlık çalışanlarından üç kat daha fazla şiddet davranışlarına maruz kaldığı belirtildi. Ontario’daki sağlık iş gücünün yüzde 58’inin hemşirelerden meydana geldiği ifade edilirken, iş yerinde maruz kalınan şiddetin hemşirelik hizmetleri üzerindeki olumsuz etkisinin belirgin olduğu bildirildi. Hemşirelerin bunların sonucunda duygusal olarak strese girdikleri, fiziksel olarak yaralandıkları hatta sakatlandıkları ve yaşamlarını kaybettiklerine dikkat çekildi. Saldırı ile ilişkili yaralanmalar sonrasında ortalama 35 bin dolarlık bir maddi kaybın meydana geldiği ifade edildi.

2005 yılında yapılan bir ankete göre, Ontario’daki hemşirelerin yüzde 28’inin son on iki aylık dönemde hastaları tarafından fiziksel olarak saldırıya uğradıkları, yüzde 2’sinin de hasta dışındaki kişiler tarafından saldırıya uğradıkları saptandı. Aynı ankette, hastaları tarafından emosyonel yünden saldırıya uğrayan hemşirelerin oranının yüzde 45 olduğu belirlendi.

Hemşirelik öğrencilerinin de benzer deneyimler yaşadıkları ve bu durumun ileride mesleklerini icra etmeleriyle ilgili kararlarını olumsuz etkilediği ifade edildi.

Kaynaklar: www.bbc.co.uk/news/health

www.dh.gov.uk

www.rnao.org

i̇ngiltere
ve
kanada
şiddete
“sıfır
tolerans”
gösteriyor
Yorum (4)
mazlum okumuş
İngiltere'de veya Kanada'da hiçbir siyasi meydanlarda "doktor efendi şöyle yapardı, bakın ağızlarının payını verdik artık yapamıyorlar" veya "mağdur olursanız hemen dava açın, arkanızdayım" demez, hekimleri oy toplama makinasının dişlileri arasına atmaz, siyasi -ideolojik bağlantılı sermayenin yemi haline getirmez. Şimdi bir de "bu zaten yok olmaya mahkum bir meslek. yakında bilgisayarlar aynı işi yapacak bu parayı verdiğimize de şükredin, lütfediyoruz" söylemi çıkarttılar.
0
Cevapla
ab
türkiyede artık doktorlara taşıma ruhsatlı tabanca verilmesi lazım, belki kişiler doktorda tabanca olabileceği korkusuyla saldırmazlar
0
Cevapla
drkimbıl
dr'un işini yakında makine yapacak dr'a gerek kalmayacak yorumunu yayarsak;haliyle bu makine-bilgisayarlar insanlardan dolayısı ile siyasilerden gazetecilerden patonlardan vb den daha zeki olacaklarına göre onların bu işlerinide yapmasına gerek kalmayacak toplum daha rahat ve huzurlu olacaktır..
0
Cevapla
baran yağmur
bizde neler oluyor? trafik kazası,kronik hastalık,yaşlılık,darp edilme amirin artistik emiri(HELE DİYARBAKIR KOCAKÖY KAYMAKAMIYSA) gibi nedenlerle özenle sağlıkçılar darp edilir anlayışı gelişmiştir.bunu kim yapmış elbette siyasi iktidarların elbirlikleriyle,siyasiler bence cekinmeseler şov ve oy amaçlı kendileri bile saldırmayı düşünürler
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir