Medimagazin logo

Kolesterol için sınırlama kalktı

ABD Tarım Bakanlığı, günlük 300 miligram, yani iki yumurta ve 300 gramlık biftekle sınırlı tuttuğu kolesterol limitini, ‘Endişeye gerek yok’ diyerek kaldırdığını açıkladı
Kaynak: MİLLİYET
Kolesterol için sınırlama kalktı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

ABD hükümeti bundan böyle sağlıklı yaşam ve obeziteyle savaş kapsamında hazırladığı beslenme kurallarında yüksek kolesterollü besin limitinin yer almayacağını açıkladı. ABD’de önceden hazırlanan raporlarda, günde alınması gereken gıdaların 300 miligramlık kolesterol limiti bulunuyordu. 300 miligram yaklaşık olarak iki küçük yumurta, 300 gramlık biftek ve bir parça tereyağına denk geliyor. Uzmanlar, yüksek miktarda kolesterol içeren yiyeceklerin kalp krizi ve inme riskini artırdığını belirtiyor ve insanları tüketimlerini azaltmaları konusunda uyarıyordu. Ancak geçtiğimiz günlerde ABD hükümetinin açıkladığı sağlıklı beslenme raporlarına göre, aşırı kolesterol tüketiminin endişe verici sonuçlar doğurmadığı ortaya çıkarıldı. 14 farklı sağlık uzmanı ve diyetisyenler tarafından hazırlanan sonuçlar sonrası herhangi bir kolesterol limitinin konulmayacağı açıklandı. New York’ta bulunan Lenox Hill Hastanesi kardioloğu Suzanne Steinbaum, hazırlanan rapor sonrası insanların yumurta tüketiminden korkmaması gerektiğini belirtti. Henüz yürürlüğe girmeyen rapor, 24 Mart’ta ABD’de düzenlenecek üst düzey sağlık kurulu toplantısı sonrası kesinleşecek.

Hayvansal gıdayı azaltın
Uzmanlar, kolesterolü etkileyen doymuş yağ oranı limitinin 2010 yılında yüzde 10 civarında olduğunu belirtirken 2015 yılında bunun yüzde 8’e çekildiğini vurguladı. Önceden belirlenen 300 miligram kuralının tersine ortalama bir kişinin günde iki bin kalori aldığı belirtilirken yeni hazırlanan raporla bu oranın kaşıklar dolusu tereyağı ve bir düzine yumurtaya eşit olduğu vurgulandı. Raporda ayrıca 50 yaşınının altındaki kişilerde, doymuş yağın aşırı tüketiminin sağlık sorunlarına yol açabileceği belirtildi. Sağlıklı yaşam için hayvansal gıdalar yerine daha fazla meyve ve sebze tüketilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, Akdeniz diyetlerinin tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.

kolesterol
için
sınırlama
kalktı
Yorum (6)
Ahmet Rasim Küçükusta
Mevlüt Durmuş, Ahmet Aydın, Canan Karatay ve benim senelerdir anlatmaya çalıştığımız gerçek artık saklanamıyor. Kolesterolden sonra, "statinlerin" de hiçbir işe yaramadığını, tam aksine zararlı olduğunu da kabul etmek zorunda kalacaklar. Düşük yağlı ve doymuş yağlardan fakir diyetler kalp krizi ve felçleri önlemediği gibi tam tersine onlarla beraber obezite ve diyabetteki artışın da baş sorumlusudur. Bu hastalıklar yağsız-kolesterolsüz değil tam aksine “doymuş yağlı diyetlerle” önlenebilir. Kalp-damar hastalıklarının sebebinin kolesterol olduğunu, bu hastalıkların kolesterolü keserek ve kolesterol haplarıyla önlenebileceğini sadece “kör cahiller” ve bu işten “çıkar sağlayanlar” savunabilir. Kaynak: http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/02/13/yazilar/tip-yazilari/beslenme/kolesterol-yasagi-kalkiyor/
0
Cevapla
aydin sinal
yillarca kolesterolü öcü gösterip protein siz gidalara karbonhidratli gidalara yöneltiler insanlari obest yaptilar,simdide protein,yag zararsiz diyorlar.Churchil "savas yalniz askere birakilmayacak kadar ciddi bir istir".Bende derimki tip ve saglik yalniz hekimlere birakilmayacak kadar ciddi bir istir.
0
Cevapla
Teoman Yalcın
İsmi geçen dört hocamızı baş tacı etmemiz lazım. Gerçekleri yürekli bir şekilde haykırdıkları, gerçek bir bilim adamı oldukları için
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Bu ülke kolesterol sorunu kadar nasıl yaşadığını konuşsa ve sorgulasa yada Canan Karatayın konuşulur hale getirdiği rafine karbonhidrat tüketimi sorununa daha kapsamlı yani gıda , reklam , eğitim sektörüyle top yekün odaklansa yada bakanlık sağlık yaşam modellerini topluma ve hastalara anlatmaya "PERFORMANS PUANI" verseydi ! son on yirmi yılda ikiye katlanan OBEZİTE sorunumuzun ortaya çıkardığı bir düzine artçı etkilerini bir hamlede nispeten karşılarmıydık ! Evet karşılardık.Ahmet Rasim Küçükusta haklı çıkardı. yada kimin iyi bir lider olacağı yerine toplumun özerk ve örgütlü olmasının nasıl mümkün olacağını ve kendiliğinden disiplin ve kontrol sağladığını algılasa yada kolesterol kadar son on yılda üç kat artan muayene , işlem , ilaç tüketimi ilişkisinde muayene kalitesinin göstergelerinden biri olan "hekim hasta ilişkisine ayrılan zaman , ortam, nitelik hallerini konuşabilse her şey çok farklı olabilirdi. Çok daha az işlemle çok daha sağlıklı kalacağımız ortadadır. Önce zarar verme yada önce ticari düşünme ilişkisine indirgeyebiliriz. Tüm bunlardan çıkan ortak sonuç. Bu sonucu çıkarmanın hiçbir özellikli ve teknik yanı yok.Biraz düşününce kendiliğinden çıkıyor. Sorun şu ki bu çıkarımları yapmanın ; Ekonomik politik ,siyasal ve ideolojik özellikleri ters köşe sonuç ve halleri kaçınılmaz olarak var. Sorun bu olsa gerek. Özetle ! Şunu kayıt etmemiz gerekiyor.Sağlık AKÇELİ VE ASİMETRİK İLİŞKİDİR. Bu ilişkide insan fıtratını çoklu denetim ile belki terbiye edebiliriz.Bu şansı ancak sistemin FITRATINA bakarak , açıklarını ve sorunlarını , akçeli ilişkilerini iyi tespit ederek yine "BELKİ" sağlayabiliriz yada artırabiliriz. ÇOKLU DENETİM kadar ÖZERKLİK de bu akçeli ilişkilerde önemli enstrumandır. Kuru AHLAK söylemi iflas etmiştir ve iflas etmeye mahkumdur. Yaşadığımız çıplak gerçeklik , veriler , patinaj hallerimize rağmen sistemi sürdürme becerimiz ve hallerimi sürdürüyoruz. Sadece basit yapılması gerekenleri en baştan yok sayma yüzleşmesini gerçekleştiremiyorsak akıldan çok , yada bir şeyleri açıklamaktan çok ilişkileri yanlış kurgulama sorunumuza odaklanıyorum. İdeoloji , fıtrat , paradigma , hiyerarşik sistematik dayatma ..tüm bunlar karşısında yalnızlaşan ve yabancılaşan insan hallerimiz. Afrikanın kaşektik halleriyle Avrupa ve ABDnin obez hallerini akılla açıklamakta zorlanıyorum. Bu kadar akla ve bilgi birikimine bu çelişki fazla gelmektedir. Fıtrat ve fıtratın zaafiyetine bağlı dayatılan ideoloji ve tüketim kültürü.Çeşit çeşit paradigma ve madeller "hipokratın "önce zarar verme" yaklaşımını farkındaysanız ne kadar çaresiz ve anlamsız bırakıyor. Bu yaklaşım (önce zarar verme) günümüzü sağlık anlayışı ve pazar kültüründe , teknolojisinde , beklentilerinde epey yalnızlaşmış görünüyor. Sorun bu harcamalarda , teknolojide kaçınılmaz olanı sürdürmemize rağmen aldığımız bize hedefimizi unutturacak kadar kafalarımızı işgal edebilmesi. Hep birlikte bu yabancılaşma ve yalnızlaşma hallerini sürdürüyoruz.En bilimsel ve teknoloji olan ABD bile kendi sağlık sistemini sadece olsa olsa "maliyet odaklı" sorguluyor yada değiştirebiliyor. Daha ötesi ve arka planı olamıyor. Bunun adını ne koyalım ! Akıl tutulması mı?ideoloji ve paradigmanın kaçınılmaz baskınlığı mı ? Sonuçta geldiğimiz sağlık anlayışında biriken tortular o kadar çok ki kopkoyu bir yabancılaşmayı zorlanmadan tanımlayabiliyoruz. Yanımıza kar kalan bu.Bakiyemiz hayal kırıklığı. Bilimsel olduğunu söylenemez.Epey bir yolumuzu kaybetmiş görünüyoruz.Basit kural ve görmezden geldiğimiz yabancılaşmaların kümülatif sonuçları ve bizi getirdiği sorunlarla baş etmekte sindirmekte zorlanıyoruz. Hangi sağlık , hangi bilim , hangi teknoloji ? sorularıyla paradigmanın başına yada merkezine dönüyorum. Epey bir yabancılaşmış ve yolumuzu kaybetmiş görünüyoruz.Acıamagerçekle mecburen yüzleşip mecburen sorulmamış soruları arıyoruz. Basit ve ihmal edilmiş gerçekleri kurtarmanın domino etki ve sistem üzerine olası etkisini umutlarımızı tazeliyor. En gelişmiş olan sağlık ekonomi ve sağlık sistemleri bu kadar yanlışı nasıl sistematik hale getirebilir deryasına düşüyoruz.Cevabını bilim , teknikte bulmamız zor görünüyor. Sistem kendini nasıl kurguluyor ? Sistem kendi ilişki düzeneklerini nasıl kurguluyor * İnsan bu kurguda nerede ? Sağlık sorumuza dolaylı bir cevap oluyor. Kolesterol sorunu , bu kadar ticarileşebilmiş bu sorunun cevabı , bilim dünyasında hatırı sayılır bölünme ve çatlama , benzer sorgulamadan geçmeye bizi zorluyor. Ahmet Rasim Küçükusta'nın bahsettiği, yada Canan Karatayın ,Mevlüt Durmuş, Ahmet Aydın ,yada Tıp bu değil kitabındaki sorgulamalrda bahsedilen ,kimi zaman açık kimi zaman komplike sorgulamaların eğer haklılık payları varsa kime , neye mal edileceği sorunu orta yerde kalıyor , cevap bekliyor. Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı
0
Cevapla
Dr erhan
Ahmet Rasim hocam, siz ve Canan hoca 40 yıl hocalık yaptınız. Ortalama bir bilim insanı 40 yılda yüzlerce uluslararası yayın yapar. Öyle ki tedavi rehberlerini dahi değiştirebilirdiniz. Öyle atıp tutmakla olmuyor bu işler. Özellikle Canan hocanın binlerce kolesterol yüksekliği olan hastası olmuştur. Niye yayın yapmadı? İşkembeden sallaması, medyada doktor olmayanlara atıp tutması kolay tabi
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir