Medimagazin logo

İlaç sektörü pahalı ilaca yönlendiriyor!

"Yüzde 30 indirim yaptık" diyen ilaç şirketlerinin azalmayan gelirinin sırrı belli oldu!
Kaynak: HABERTÜRK
İlaç sektörü pahalı ilaca yönlendiriyor!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Devletin ilaç harcamalarının 2009’da 13 milyardan 16 milyar liraya fırlaması üzerine global bütçe uygulamasına geçilerek ilaç sektörüne aktarılacak kaynağa üst sınır getirilince ilaççılara iskonto baskısı arttı. 2010’da ilaç sektöründen alınan yüzde iskontonun ardından harcamalardaki artış yine hızlanınca Sosyal Güvenlik Kurumu, 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren kamunun ödeyeceği ilaç bedelleri için yüzde 9.5 oranında iskonto kararı almıştı. Bu karar ilaç sektörüyle SGK arasında tartışma yaşanmasına neden olmuştu. Firmalar, daha önceki indirimlerin üzerine getirilen ek iskontoyla zararına satış yapmak zorunda kalacaklarını belirtmişlerdi.

Oysa sektörde kârlılığın satışlara oranı 2008’de yüzde 2.75 iken bu oranın 2009’da yüzde 4.3’e çıkması dikkat çekti. Ayrıca vergi rekortmeni ilaç şirketi sayısının da 2010 Kurumlar Vergisi listesine göre bir yılda 3’ten 7’ye çıkması da dikkat çekici. İlk 3 ayda reçete sayısı yüzde 23 artarken, şimdi ilaç sektörü bir kez daha iskonto baskısıyla karşı karşıya. Temmuz ayında ilaç firmalarının davet edilerek reçetelerdeki rakamları yeniden yükseltmeleri nedeniyle ilaç harcamalarındaki artış doğrultusunda yeni bir iskonto talep edileceği konuşuluyor.

‘YÜKÜ KALDIRAMAYIZ’ TEPKİSİ GELMİŞTİ
2010 yılı başında SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı sigortalıları ile emeklilerin tüm tedavi ve ilaç giderleri için yıllık belli bir bütçe ayrılmış, bunun aşılması halinde aradaki farkın ödenmeyeceği açıklanmıştı. 2010 yılında ilaç harcamaları için toplam 14.6 milyar TL’lik kaynak ayrılmıştı. Ancak kuruma 15.2 milyar liralık reçete ulaşınca global bütçede 600 milyon TL’lik sapma olmuştu. SGK, bunun üzerine bütçenin tutturulması için ilaç bedellerinin ortalama yüzde 9.5 iskontoyla ödenmesi kararı almış ve son olarak 2010 için bütçe 14.8 milyar lirada bağlanmıştı. Yerli ilaç şirketlerin temsilcileri ise o tarihte kamunun maliyet artışını karşılamak istemediği, sektörün bu yükü kaldıramayacağı iddiasında bulunmuştu. Sektörden gelen açıklamalarda ilaç bütçesinin sektörle mutabakat içerisinde gerçekçi bir şekilde oluşturulması gerektiği de kaydedilmişti.

SORULAR
1- İlaç fiyatlarına yüzde 30’u aşan indirimler yapılırken toplamda ilaç harcamalarındaki artış neden önlenemedi? Neden ciro düşüşü yüzde 7.5’te kaldı?
2- Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bu yıla ilişkin ortalama ilaç fiyatlarında yüzde 9.2 artış öngörülüyor. Bu bütçede nasıl sınırlanacak?
3- Reçete sayısı azalmasına karşın harcamalarda aynı oranda düşüş olmaması, daha pahalı ilaç yazmaları konusunda ‘Doktorlara baskı mı yapılıyor?’ sorusunu akla getirdi.

BATARIZ DEDİLER AMA BATANI DA GÖRMEDİK İŞÇİ ÇIKARANI DA
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, ilaç fiyatlarında yüzde 30’ları aşan indirime rağmen, devletin maliyetinin aynı oranda düşmemesinin nedenini, “doktorları pahalı reçete yazmaya yönlendiren ilaç sektörüne” bağladı. Zararsız, “Jenerik (muadil) ilaç yerine orijinal (yabancı menşeili) ilaca yönlendiriyorlar. Kutu sayısı aynı kalmasına rağmen bu durum ortalama maliyeti yükseltiyor” dedi. SGK Başkanı Zararsız, HABERTÜRK’ün dün manşetten verdiği “Fiyatta indirim, kârda bindirim” haberine ilişkin soruları yanıtladı. Emin Zararsız, geçmiş yıllarda vatandaşların tüm hastane ve eczanelere erişiminin önünün açılmasının sonucu 2002’den bu yana ilaç ve tedavi harcamalarında ciddi artışların olduğunu hatırlatarak, alınan önlemlerle ilaç ve tedavi harcamalarında artık artış beklemediklerini anlattı. Zararsız, “Vatandaşın sağlık sektörüne erişimi konusunda hiçbir engel kalmadığı için bu artışlar tavan yaptı. Bundan sonra ilaç ve tedavi giderlerinde çok fazla genişleme söz konusu olmayacak. Ancak enflasyon artışı, salgın hastalık gibi olağanüstü durumlarda artış beklenebilir” dedi.

PAHALI İLAÇ MALİYETİ YÜKSELTİYOR
İlaç sektörünün imzalanan indirim protokolünün ardından “sektör batar, yabancı sermaye kaçar” diye feryat ettiğine dikkat çeken Zararsız, “Batan da olmadı, işçi çıkaran da. Kriz yılı olan 2008’de sektör yüzde 15 büyüdü” değerlendirmesinde bulundu. Reçete maliyetlerinin azalmamasını sektörün yönlendirmesine bağlayan Zararsız, “Protokolden sonra ilaç sektörü yönlendirmeye yönelik hareket içine girdi. Ucuz ilaç yerine pahalı ilaçları, jenerik ilaç yerine orijinal ilaçları sürüyorlar. Reçetelerde kutu sayısı aynı kalmasına rağmen ortalama maliyeti yükseltiyor” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın bu durumu önlemeye yönelik tedbirler aldığını aktaran SGK Başkanı Zararsız, Bakanlığın ilaç satıcılarının promosyon çalışmalarına sınırlama getirdiğini söyledi. Hekim camiasına da seslenen Zararsız, “Hekim camiasının bu gibi şeylere rağbet etmemesi lazım. Aynı kalitede en ucuz tedaviye yönelmesi lazım. Bu yasaklamakla olacak bir şey değil; eğitim, kültür ve alışkanlıkla ilgili bir durum” diye konuştu.

İlaçta fiyatlama konusunda hangi süreçten geçiliyor?
Türkiye’de satılan tüm ilaçların fiyatları Sağlık Bakanlığı tarafından belirleniyor. Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği fiyatlar üzerinden indirim yapma yetkisi ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nda bulunuyor. İlaç firmaları satacakları ilaçlara ruhsat almak için Sağlık Bakanlığı’na başvuruyor. Burada ilaç fiyatları en ucuz olan 5 ülkedeki fiyatların ortalaması üzerinden bir formül uygulanarak bakanlık ilaçların perakende satış fiyatını tespit ediyor. SGK bu fiyatlar üzerinden ilaç firmaları ile indirim için pazarlık masasına oturuyor. Örneğin kamu kurumları listesi için SGK firmalardan yüzde 11 indirim istemişti. İlaç gruplarına göre de indirim oranları değişiyor
(ASLI IŞIK- GAZETE HABERTURK- HT EKONOMİ)

ALP SEVİNDİK Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri: İLAÇ HARCAMALARI ARTAR ÇÜNKÜ HALKIN İHTİYACI VAR
Bir değerlendirme yapmış ve Sosyal Güvenlik Kurumu verilerinden hareket etmişsiniz, saygı duyuyoruz. Firmaların ciroları katladığı belirtiliyor ama bütün firmalar için geçerli değil. Bu nedenle işçi çıkarmalar olmuştu, yazık oldu. Ucuz olduğu gerekçesiyle Türkiye’de geleneksel olarak eski ilaçlar hep korundu. ‘Yeni teknoloji pahalıdır’ diye bakıldı. Bu da hastanın lehine olan bir durum değil. İlaç harcamaları artacaktır çünkü halkın ihtiyacı var. 2011 ilk 3 ayında reçete artışı yüzde 23’tür. Bu bir ihtiyaç sonuçta. İnsanlar yeni reformların ardından doktora ve ilaca daha kolay erişebiliyorlar.

REÇETEDE İLAÇ SINIRI KALDIRILDI
2009’da bütçeleri bağlarken yıl boyunca izlenecek endüstri ile değerlendirilecekti ama bu yapılmadı. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sitesinden bakarken bir anda ‘Artık bu rakamlar geçerli’ denip düşürüldü. İlaç şirketleri olarak sürecin dışında kalıyoruz. Hükümetle ilaç sektörü arasında mutabakatı sağlamak amacıyla İzleme ve Değerlendirme Kurulu oluşturuldu ama toplantı yapamıyor. Ayrıca ilaç fiyatlarının artmasında belirleyici olan bir faktöre daha dikkat çekmek gerekiyor. Eskiden reçetede 4 ilaçtan fazlası yazılamıyordu. Yaklaşık 2 yıl önce Danıştay bu konuda bir karar aldı ve sınırlamayı iptal etti. Yani artık doktorların sınırsız sayıda ilaç yazmasının önünde bir engel bulunmuyor.

i̇laç
sektörü
pahalı
ilaca
yönlendiriyor!
Yorum (2)
Ahmet Yıldız
İlaç sektöründe binlerce insan işsiz kaldı.Bu durumdan haberi olmayan bazı yetkililerin işlerinden de bihaber oldukları gün gibi ortada.Ufak tefek hesaplarla değil domuz gribi aşısıyla bu devlet ne kadar zarar etti biraz bundan bahsedin isterseniz.Buna sebep olanlar bugün hala görevde ve istifa etmeyecek kadar rahat...Olayların özü şudur ki Sağlığı siyasete alet edeceksiniz,Doktoru bir telefonla ayağınıza getirdik diye basbas bağaracaksınız, hastaneleri hastalık hastası insanlarla dolduracaksın,bu ilacı sana yazamam gereksiz diyen doktoru bilinçsiz insanların bir şikayetiyle soruşturmaya alacaksın sonradaaaa yok harcamalar arttı hadi fiyat düşürelim yeter artık emeğiyle alın teriyle işini yapan insanlardan elinizi çekin.
0
Cevapla
Osman D
İlaçta firmaların doktorları pahalı ilaca yönlendirdikleri doğru. Ancak faturaları artıran bunun dışında birçok etmen de var. Birincisi hastaların limitsiz şekilde, aile hekimi sevki de gerekmeksizin hergün birçok polikliniğe muayene olabilmeleri. Hastanelerde poliklinik sayılarının artırılmasının yanısıra, sıra veren numaratörler gibi konfor artırıcı uygulamaların da buna katkısı var. Bir diğer etmen de hükümetin en son 18 yaş altı tüm çocukları güvenlik şemsiyesine alması ile birlikte iyice genişleyen sosyal güvenlik şemsiyesi. Bu da neyse ama sisteme hiçbir prim katkısı olmayan poliklinikteki yeşil kartlıların ilacı ücretsiz alması tam bir komedi. Yüce Allah'tan başka kimsenin yoktan var etme gücü olmadığına göre sağlıkta dağıtılan bu kadar mavi boncuğun tabii ki bir de faturası olacak. Ancak bence ilaç firmaları daha fazla indirimi kaldıracak güçte değil. Asıl çözüm aile hekimliğini fonksiyonel hale getirmek, yani sevk zorunluluğu koymak ve yeşil kartlıların başta olmak üzere tüm poliklinik hastalarının ilaç kullanımını sınırlandırmak olmalı. Bence bunların yapılması kapıda, bunu hükümet yetkilileri de biliyor. Ancak sanırım seçimler bekleniyor. Değilse ekonomik anlamda sağlıkta bu sistemin sürdürülebilirliği mümkün değil. Saygılarımla.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir