Medimagazin logo

Yabancı doktora evet mi hayır mı?

Prof.Dr.Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA'nın yazısı...
Yabancı doktora evet mi hayır mı?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Yabancı hekim ve sağlık personeli konusu gene gündemde. TBMM Plân ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığı bütçesinin kabul edildiği oturumda Sağlık Bakanı Recep Akdağ “Orta ve uzun vadede kendi personelimizi yetiştirmeliyiz. Kısa vadede bu işi başka yönlere çekmeden yurt dışından sağlık personeli getirilmesinin önünün açılması lazım” diye konuşmuş.

Bu görüş sayın Bakan tarafından daha önce de dile getirilmişti:

“Türkiye’ de doktor açığı var. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre Avrupa’da hekim sayısı itibarıyla 53 ülke içinde 52.’ yiz. Avrupa ülkelerinde her 100 bin kişiye düşen doktor sayısı 330′ları bulurken, ülkemizde bu sayı 149′da kalmakta.

Türkiye’ de hekim dağılımı da iyi değil. Tüm gayretimize rağmen Doğu’daki bazı il ve ilçelere ne ‘sözleşmeli hekim’ ne ‘zorunlu hizmet’ uygulamaları ile yeterli sayıda doktor göndermeyi bir türlü başaramıyoruz. Halkımız doktora erişemediği için tedavi olamıyor, hatta bu yüzden ölüyor.’’

Diyecek bir söz yok: sayın Sağlık Bakanı çok haklı!

***

Yabancı hekim gelsin mi?

Vatandaş “Evet, mutlaka gelsin” diyor:

“Çünkü yaşadığım yörede doktor yok veya sayısı az. Hastamızı zor şartlarda başka şehirlere götürmek zorunda kalıyoruz. Buna hem maddi gücümüz yetmiyor, hem de acil durumlarda geç kalmış oluyoruz. Kendi şehrimizde hastaneye yatmak, ameliyat olmak bizim de hakkımız değil mi?’’

Sayın vatandaş çok haklı! 

***

Yabancı hekim gelsin mi?

Türkiye’ de kaçak çalışan yabancı uyruklu doktor ‘Evet gelsin’ diyor:

“Çünkü biz zaten çalışıyoruz, ama rahat değiliz. Kanun çıksın, biz de huzur içinde görevimizi yapalım, daha yararlı olalım.’’

 Sayın kaçak doktor çok haklı! 

***

Yabancı hekim gelsin mi?

Türkiye’ de tıp fakültesinde okuyan yabancı uyruklu tıp fakültesi öğrencisi ‘Evet gelsin’ diyor:
’’Çünkü ben tıp fakültesini bitirdikten sonra Türkiye’ de kalmak ve burada çalışmak istiyorum. Türkçe’ yi çok güzel öğrendim. Ülkenizi de Türk kız arkadaşımı da çok seviyorum’’ diyor.

Sayın eniştemiz çok haklı!

***

Yabancı hekim gelsin mi?

Türkiye’ deki yabancı sağlık yatırımcısı ‘Evet, gelsin’ diyor:

“Çünkü sağlık çok karlı bir sektör. Olay kaplıca turizmi boyutlarını çoktan aştı. Türkiye’ nin sağlıkta dünyaya hizmet satması için de yabancı hekim olmazsa olmaz.’’

Sayın yabancı yatırımcı çok haklı! 

***

Yabancı hekim gelsin mi?

Avrupa Birliği ‘Evet gelsin’ diyor:

“Çünkü Avrupa Birliği’ ne girmek istiyorsanız, kapılarınızı yabancı hekimlere açmak zorundasınız. Şu kadar bin kişiye bu kadar hekim düşmeli. Yoksa sizi almayız ha.’’

Sayın Avrupa Birliği çok haklı!

YABANCI DOKTOR GELMESİNCİLER

Bir de yabancı doktor gelmesinciler var:

Muhalefet ‘Hayır gelmesin’ diyor:

“Çünkü Türkiye’ ye Avrupa’ dan Amerika’ dan doktor gelmez.  Gelenler ya Türkî Cumhuriyetler, ya eski Doğu Bloğu ülkeleri ya da Arap dünyasındaki şeriat eğitimi veren üniversite mezunları olacaktır. Ülkemiz kalitesiz doktorlar cenneti olur.’’

Sayın muhalefet çok haklı! 

***

Yabancı doktor gelsin mi?

Tabip Odası ‘Hayır gelmesin’ diyor:

“Çünkü niyet Doğu ülkelerinden standardı belirsiz doktor getirmektir; bu hiçbir şeyi çözmez. Amaçları hekim enflasyonu yaratarak özel alana ucuz işgücü sağlamaktır. Büyük özveri ile okuyan, yıllarca eğitim gören benim doktorum işsizlik tehlikesi ile karşı karşıya kalır.’’

Sayın Tabip Odası çok haklı!

***

Yabancı doktor gelsin mi?

Türk Sağlık-Sen’ ciler ‘Hayır gelmesin’ diyor:
“Vatandaş, dilimizi bilmeyen yabancı doktora derdini nasıl anlatacak. Yanında tercümanını da mı getirecekler. Türkiye’de hekim dağılımını doğru düzgün yapsınlar, sağlıkta alt yapı ve teknik yetersizlikleri düzeltsinler.’’

Sayın Türk Sağlık-Sen’ ciler çok haklı! 

***

Yabancı doktor gelsin mi?

Hekim Hakları Derneği Başkanı Prof. Dr. Recep Güloğlu, ‘Hayır gelmesin’ diyor:

“Sağlık hizmetinde doktor payının yüzde 8 ya da 10’a tekabül eder; tam hizmet sunulabilmesi tıbbi araç gereç, altyapı ve yardımcı personel yeterliliğiyle sağlanabilir. Teknik imkanlâr, yardımcı personel yok veya yetersizse ister yerli ister ithal doktor tek başına ne yapabilir ki”

Sayın Başkan da haklı!

Gelelim neticeye

Gelininden damadına, futbolcusundan öğretim üyesine, genel müdüründen hayat kadınına, her mesleğin ithalinin bulunduğu ülkemizde ithal doktor olması hiç de yadırganacak bir durum değil ilk bakışta.

Giderek sınırların kalktığı, küçülen bir dünyada ‘ithal hekime’ ben de hemen hayır diyemiyorum ama bunun kriterlerinin çok iyi belirlenmesi gerektiğini de özellikle vurgulamak istiyorum.

BİR: Bir yabancının Türkiye’ de hekimlik yapabilmek için mutlaka bilim ve Türkçe sınavlarından geçmesi şart olmalıdır. 

İKİ: Avrupa Birliği’ne girme sevdası ile yabancılara gereksiz hak ve yetkiler verilmesine karşı da, kalitesiz doktorların ülkemize doluşmasına karşı da gereken tedbirler alınmalıdır.

Peki, siz ne diyorsunuz: Yabancı hekim gelsin mi gelmesin mi?
 

NOT:

Bilmeyenler için hemen hatırlatalım: 1928’de çıkarılan 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a göre, bir kişinin Türkiye’de hekimlik yapabilmesi için “T.C. vatandaşı olması, Türkiye’deki bir tıp fakültesinden mezun olması ve diplomasının Sağlık Bakanlığı tarafından tasdik edilmesi” gerekiyor. Başka bir deyişle, Türkiye’deki hastaların ‘yabancı bir doktor’ tarafından muayene ve tedavi edilmeleri bu kanuna göre kesin olarak yasak! Ayrıca, diş hekimliği, ebelik, hemşirelik, eczacılık yapabilmek için de Türk vatandaşı olma zorunluluğu olduğunu hatırlatalım.

Bu kanunun esas amacının, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ nin başka alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da kendi doktoruna… kendi hemşiresine… kendi eczacısına inanmak, güvenmek olduğu kanısındayım.

ithal hekim
yabancı hekim
doktor
ithal doktor
yabancı doktor
Yorum (13)
m.ü
Yabancı doktor meselesinin tam olarak üniversitelerin tam güne geçme arifesinde olduğumuz şu günlerde gündeme getirilmesi ilginç bir rastlantı mı acaba?
0
Cevapla
elyesa karaca
hocam bu yaziniz icin sizleri tebrik ediyorum. butun dusuncelerime tercuman olmusun. cunku ben hem turk soylu olmama ragmen, hem de universite ve uzmanlik egitimimi turkiyede tamamlamama ragmen, hastalarim tarafimdan cok sevilmeme ragmen, bircok ozel hastane tarafindan davet edilmeme ragmen su yukarda bahsettiginiz 1928 yilindaki cagdisi yasaya dayanarak ne yazik ki turkiyede calisamiyorum. iste bunlari ttb ve bazi yabanci dusmanlarina hatirlatmakta fayda vardir. yoksa ben de kalitesiz ve turkiye disindan gelecek yabanci hekimlere karsiyim. ama benim gibi turk olmakla gurur duyan bir kisinin sadece t.c. vatandasi olmadigi icin calisamamasi gercekten hem bana hem de benim hastalarima yapilan cok buyuk saygisizlik olarak goruyorum....saygilarimla
0
Cevapla
Elif
Hayircilara soruyorum: Avrupa ya da Amerikadan doktor gelse hosgeldin mi diyeceksiniz yoksa pastanizi paylasacaklar diye yine karsimi cikacaksiniz. Bu defa da, adamlari baska sudan sebeplerle almamanin yollarini bulursunuz. Sonucta mesele saglikta kalite falan degil pastayi paylasma meselesi. haksizmiyim acaba.....Suan ki sisteme bir bakin bakalim, turkiyede ki doktorlarin avrupadan ya da amerikadan gelecek potansiyel doktorlara karsi tutumu nasil? Dusuncesi bile onlari tedirgin ediyor bence durum bundan ibaret.
0
Cevapla
HS
elif hanim siz nasil rus kizlardan tedirgin oluyorsaniz bizde yabanci doktorlardan tedirgin oluyoruz. onlarla sizde bizde yarisamayiz. ama soyle bir ihtimalde var: belki siz ruslardan daha guzelsiniz belkide biz amerikalilardan daha iyi doktorlariz kimbilir
0
Cevapla
hsk
Bence şu bayram sonrası elde kalan anguslara giydirelim birer beyaz önlük çözülsün bu iş. Onlarda ithal nasılsa. Hem geldiler, buradalar, hem yetmiş küsur tıp fakütesinin en az birkaç ontanesinin mezunları kadar doktor sayılırlar. Yani temelde her iki grubun da birşey bilmeleri mümkün değil. Amaç sayıyı artırmak değilmi. Kalp nerede desen yarım saat düşünüp elini sağ gögsüne götürecek doktorlar mezun ediyorsunuz. İnanmayan gidip acillerdeki yeni başlayanları izlesinler. Umarım emri Hak vaki olduğunda hücceten gideriz de ellerine düşmeyiz. İhtisas verdiklerinize bir bakın. Örnek biraz tıpça olacak ama konu havada kalmasın diye vermek lazım; dahiliye uzmanı aritmi nedeniyle gelen hastaya antiaritmik olarak %10 luk aritmalden iki ampul puşe yatırdıktan sonra hasta konvülzyon geçirmeye başlayınca apışıp kalmasını neyle açıklarsınız. Uzmanın cehaletiyle mi, uzman sayısını öyle yada böyle artıracağız diyen bakanlığın eğitimi hiçe sayan kastıyla? (mereklısına: hasta kurtuldu merek etmeyin. yalnız entübe edilip yoğunbakımda bir gün kaldıktan sonra) örnekler gani. acillerde yaşananların hangisini anlatayım. Otur orada on hasta bakılsın en az yedi sekizinde gereksiz tetkik, bir yada ikisinde teşhis hatası görürsünüz. 'abi hastanın sibies'inde..' diye konuşmaya başlayan çocuklar var (CBC -sibisi-diyecek garibim). Miyopiyle miyozisi ayıramayanlar var duyrulur. Bunlar sonuca yansımayan hatalar olduğundan görülmez. Larenksle farenksi ayıramayan doktorların yoğunluğu %30 ları çoktan aştı memlekette (rakam bilimsel değil ama gerçekten iyi bir araştırma konusu olur). Yalnız kol kırılır yen içinde denilip geçiştiriliyor. Hala aklı başında en azından nerede durulacağını bilen hekimler varda durum idare ediliyor. Nasıl bir cinayet işlendiğini halk nereden bilsin. Eğer sayıyı artırmaksa sorun, bakanlığa gerçek bir önerim var. Sağlık memuru, ebe, hemşire, ATT gibi yardımcı sağlık personelleri belli bir hizmet süresini doldurunca bir sınava girsinler. Sonrada acillerde falan üç beşyıl çalışıp doktor olsunlar. Nasıl fikir ama.(bu fikir sanırım bana ait değil. yıllar önce doktorun olmadığı yerlerde yardımcı sağlık personeline reçete yazma yetkisi verelim gibi bir tartışma yaşanmıştı diye hatırlıyorum) Uygulaması çok zor değil. Bu ülkede vakti evvelde birkaç ayda zarzor okuma ögrettikleri insanları öğretmen ettiler. Bir kaç ayda milletin okuryazarlığını %96 lara çektiler. Bu da olur. Doktor milletininin tepkilerini falan takmaya gerek yok diyecektim ki birden aklıma zaten bakanlık bunun bilincinde olduğu geliverdi. İcraatlara baksanıza... bunu bir bakanlık mensubu okursa emin olun ciddiye alacaklardır. (haydi birşeyler yapın, kurul falan toplayın, müsteşar bu işle bir ilgilensin mis gibi fikir işte, ne duruyorsunuz) Eh söylenecek söz bitti. önerim sonrası son söz olarak bakanlığa denecek birtek şey kaldı HADİ SİZE İYİ İCRAATLAAAR...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir