Medimagazin logo

Canan Karatay Ayşe Arman'a konuştu: Bazı meslektaşlarım çıldırıyor!

Canan Karatay Ayşe Arman'a konuştu: Bazı meslektaşlarım çıldırıyor!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Ayşe Arman'ın Hürriyet'teki yazısı...

 

Yalan haberler için Tabip Odası'nın uyarısı yok mu?

 

AKYARLAR'da bir sitede buldum onu. Bir devremülkte.
Dünyanın en mütevazı yeri.
Malla, mülkle, parayla, pulla alakası olmayan bir kadın Canan Karatay Hoca. Hem görüntüsünden hem hayat tarzından şıpbanadak anlaşılıyor.
Bütün ailesiyle birlikteydi, yanmış, daha da sağlıklı görünüyor. Her gün öğlene kadar yüzüyor. Dolunay olduğunda da mutlaka yüzüyor, gün batımında da... Bütün kitaplarını da o devremülkün minik balkonundaki tahta masasında yazmış.
Gelenlere, ev yapımı -tabii ki şekersiz- soğuk çay ikram ediyor. Şekerli ve gazlı her türlü içecek cıssss! Elinde patlıcanla karşıladı beni. 'Hamilelere şeker yüklemesi neden yapılmamalı'yı anlatırken o patlıcan "fetüs" vazifesi gördü...
Bu röportaj yarın da devam edecek...

 


Hocam yine üstünüze geliniyor! Nedir bu?...
-Gerçekleri söylüyorum diye böyle oluyor. Bir de halk bana inanıyor ya, "Karatay ne diyorsa doğrudur!" diye düşünüyor ya, bu da bazı meslektaşlarımı çıldırtıyor. O kadar ki, televizyon kanallarının müdürlerine telefon açıp, "O kadını çıkarmayın!" diye baskı yapıyorlar...

Neden peki?


-Kıskançlık! Bir de tabii anlamama, algılayamama... Başlarına Karatay kadar taş düştü! Huzurları bozuldu...

En son sizi meslekten men etmeye kalktılar...


-Meslekten men etme kadar büyük bir saçmalık olamaz. Böyle bir şeyi gerektirecek ne bir eylemim ne suçum ne de konuşmam var. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği'nin çok büyük bir ayıbı bu. Zaten suçlarını kabul ettiler, hemen ertesi gün internet sitelerinden o haberi çektiler...

Tam neydi olay, anlatır mısınız?
-Resmi internet sitelerinde şöyle bir yazı yayınlandı: "Jinekoloji ve Obstetrik Derneği'nin İstanbul Tabip Odası'na müracaatı sonrasında, Prof. Dr. Canan Karatay'ın 15 gün süreyle meslekten men cezası kararına varılmıştır. Detaylar, ilerleyen zamanlarda paylaşılacaktır..." Olayın aslı şu: Beni önce savcılığa veriyorlar, savcılık takipsizlik kararı alıyor. Bunlar da hızlarını alamıyorlar Tabip Odası'na başvuruyorlar. Tabip Odası konuyu değerlendirmeye alıyor. Bu sırada Tabip Odası üyelerinden birinden gelen bir mail'le meslekten men edildiğim kararının çıktığını söylüyorlar. Bunu da sitelerine haber yapıyorlar. Oysa bu yönde alınan bir karar yok, haber doğru değil. Şikâyetler yağmaya başlayınca da, Tabip Odası'nın yaptığı basın açıklamasıyla yazıyı ertesi gün hemen kaldırıyorlar...

Peki nasıl oluyor böyle bir şey?
-Oluyor işte. Resmen düşmanlık. Olmayan haberlerle itibarsızlaştırma...

Peki sebep ne?


-Şeker yüklemesi. Biliyorsunuz, 2 senedir "Hamilelere şeker yüklemesi yapmayın. Anne de, fetüs de zarar görüyor!" diyorum. Ama onlar yapmaya devam ediyorlar. Bundan o kadar çok anne ve bebek zarar gördü ki, tonlarca şikâyet var. Ne yazık ki bebeğini kaybedenler bile var. Bakın, anne rahmindeki bebek 24 haftalıkken, bu elimizdeki patlıcan büyüklüğünde, yani 600 gram. Buna, 75 gram şeker gidiyor. Anneye verdiğiniz şeker, olduğu gibi bebeğe de geçer. Ve bebek mahvoluyor. Bunu sadece ben söylemiyorum, Dr. Ali Şen Yıldıray gibi yeni doğan bebek uzmanları da söylüyor. Dr. Ali Şen Yıldıray diyor ki, "75 gram glikoz, 600 gram fetüsün ağırlığının 8'de biridir. Yapılan işlem, 80 kiloluk bir kişiye, 10 kilo şeker vermeye eşdeğerdir..." Bu konuda uyarımı yaptım. Bana inanan anneler artık bu testi yaptırmıyorlar. Ama tabii bazılarının da huzuru kaçtı!

 


Her dediğiniz üç vakte kadar çıkıyor!


Jinekologlar toplanmışlar böyle bir duyuru yapalım mı demişler?
-Bu işi kimin organize ettiğini bilmiyorum. Dernek başkanı dedi ki, "Bize bir e-mail geldi, siteye koyduk!" Ama ertesi günü o yazıyı kaldırdılar. Çünkü Tabip Odası "Böyle bir karar yoktur!" diye açıklama yaptı. Benim anlamadığım, bütün kanallara, haber sitelerine haberi servis eden Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, olmayan bir şeyi, var gibi gösterdi. En azından benden özür dilemeleri gerekmiyor mu? Tamam Tabip Odası, "Doğru değildir!" açıklaması yaptı. Ama beni itibarsızlaştırmak için böyle bir haber yaptıkları için, onlara hiçbir şey söylemedi. Bir cezai işlem uygulaması ya da uyarıda da bulunması gerekmez miydi? Gerçi onlar böyle iftiralar attıkça, halk beni daha çok tutuyor. Bunun farkında değiller. Dünyanın her tarafından mesaj geldi. Peru'dan, Amerika'dan... Diyorlar ki, "Doktor Karatay, sizin dedikleriniz bugün Amerika'da beslenme okullarında okutuluyor! Ve dediğiniz her şey üç vakte kadar çıkıyor..."

Peki nasıl oluyor da siz bu yaşınızda yeni araştırmaları takip ediyorsunuz? Çünkü gerçekten de siz bir şey söylüyorsunuz sonra mutlaka onu teyit eden bilimsel kanıtlar yayınlanıyor...


-Çünkü ben meraklıyım. Her sabah 5'te kalkar, okurum. Bir sürü tıbbi mecmuaya abone olmuşum, yurtdışından çalışmalar gelir, bakarım. Hakiki araştırmalar. Yani ilaç firmalarının desteklemediği, bağımsız araştırmalar. Onları okumak lazım. Dr. Uffer Ravnskov diye çok önemli bir bilim adamı var. Diyor ki, "Rakamlara işkence yaparsanız, rakamlar her istediğinizi söyler! Onları kendinize göre yorumlayabilirsiniz." Bir sürü doktor bunu yapıyor, ilaç firmalarının araştırmalarını gözümüze sokuyor. Ben ise, söylediklerimi tarafsız araştırmalara dayanıyorum. Şeker yüklemesi gerçekten zararlıdır. Bu kadar...

canan
karatay
ayşe
arman'a
konuştu:
bazı
meslektaşlarım
çıldırıyor!
Yorum (17)
Ahmet Rasim Küçükusta
KARATAY’ IN ASKERLERİYİZ! Karatay Hoca, bütün gücüyle, kimseden korkmadan, çekinmeden ve neredeyse tek başına bu ülke insanlarına “sağlıklı beslenmenin temel unsurlarını” anlatmaya çabalıyor. Karatay Hoca buğday zararlıdır demiyor, genetiği değiştirilmiş, kepeği ve rüşeymi alınmış ve böylece de büyük ölçüde nişastadan ibaret olan “rafine undan uzak durun” diyor. “Ekmek yiyecekseniz tam tahıl unundan ekmek yiyin ama aşırıya da kaçmayın” diye tembihliyor. “Rafine şekeri” ve rafine şekerden yapılmış gıdaları ağzınıza koymayın diyor. Şekeri “beyaz zehir” olarak îlan ediyor. Meyve şekeri früktozun hiç de “masum” olmadığını anlatmaya çabalıyor. İnsanlara “bilim dünyasının insanlara kalp hastası olmamaları için zorla yedirilen margarin ve bitkisel yağlara” savaş açıyor. “Köy tereyağı yiyin, yumurta, yağlı yoğurt, peynir, et yiyin” Kolaya, gazoza, gazlı meşrubata karşı çıkıyor. “Meyve suyu içmeyin, meyveyi yiyin” diyor. “Fast food yemeyin” diyor. “Yiyeceklerin raf ömrünü uzatan katkı maddeleri sizin ömrünüzü kısaltır” diyor. Karatay Hoca özetle, sağlıklı olmak hastalıklardan korunmak için “doğal beslenin” diyor. Ekmekteki 17 katkı maddesi daha yeni kalktı Ekmekteki sağlığa zararlı 17 katkı maddesi daha 1.5 sene önce yasaklandı. Bu demektir ki onlarca senedir bize hiçbir faydası olmadığı gibi sağlığımıza bin bir zararı olan katkı maddelerini afiyetle yemişiz. Türkiye Ekmek İşverenleri Sendikası, “tam buğday ekmeği satışlarının dört misli arttığını” söylüyor. Bu katkı maddelerinin kaldırılması, tam buğday ununa dönüş kimin sayesinde oldu acaba, söyler misiniz? Karatay Hoca’ nın mı? Obezite ve diyabetteki çılgın artış karşısında suspus oturan ama kafayı “gebelere şeker yükleme testi” ve “boğaz köprüsünün mavi ışıklarla donatılmasına” takmış bilim dünyamız sayesinde mi? Endokrin, metabolizma, diyabet dernek ve vakıflarından herhangi birinin bir kez olsun mısır şurubuna, rafine una ve şekere, fast fooda, katkı maddelerine, alkole bırakın savaş açmayı, “kötü söz söyleyenini” duydunuz mu? Acaba neden, hiç düşündünüz mü? Gelelim neticeye Canan Karatay, bu ülkede “tabuları” yıkmış, halka sağlıklı beslenmenin ne demek olduğunu öğretmiş ve öğretmeye de devam eden bir “kahraman” dır. Karatay’ a açılacak davalar onun söylediği “gerçeklerin” ve “doğruların” mahkeme kararıyla tescili olur ve çok da iyi olur. Bizler de Karatay’ ın askerleriyiz! Kaynaklar 1. http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/03/18/ordan-burdan-havadan-sudan/unculardan-karatay-atagi/ 2. http://ahmetrasimkucukusta.com/2013/06/22/abur-cubur-ivir-zivir/katkisiz-ekmek-donemi-basliyor/
0
Cevapla
alikus
hoca ve askerlerinin yol açtığı bir durum var bilimi az, gerçek bilim adamlarının sustuğu ülkemizde... Artık uzmanlık için yıllarınızı vermenize, eğitim kurumlarında eğitim almanıza tezler hazırlayıp, kongreler, bilimsel yayınlar okumanıza gerek yok... Hangi branştan olursanız olun,birkaç makale, hayvan deneyi okuyun- medyayı arkanıza alın-rating için onlarda zaten hazır-konuşun -aksi ses daima ilgi çeker... Olan bilimin zarar görmesi, hastaların zarar görmesi ne yazık ki...
0
Cevapla
hasan
İki hanımda toplumsal vs özellikleriyle benzer yapıda sadece yaşları farklı. İkisi de medyatik ikisi de bol bol konuşuyor bazı temel gerçekleri kullanarak bilim kurgu filmler gibi heyecan oluşturuyorlar, arkasından yönlendirmelerde yaparak herkese fikirlerini empoze ediyorlar. Dolayısıyla gerçeklere ispatlara ihtiyaç gerektirmiyorlar. Kısacası bunlara helal olsun!Paraları bol olsun! yeterki yankesicilere vs dolandırıcılara kaptırmasınlar.Ancak bıçak parası vs ifadeleri kullanmasınlar, kullanacaklarsalar da delilleriyle göstersinler ki tüm hekimler hedef olmasın.sağolsunlar, varolsunlar.
0
Cevapla
Timur DİDİNEN
Ziya Özel de öyle demişti.. Çıksın dünyanın saygın dergilerinde yayınlasın bunları.. Yoksa başkalarının eline patlıcanı vermekle olmuyo bu işler
0
Cevapla
www.aciamagercek.com
YALAN HABERİN MERKEZİ : HASTALIK LOBİSİ Hastalık lobisi hastalıkları önleme ve sağlığı koruma için mücadele edenleri değersiz ve itibarsız hale getirmek için sürekli yalan haber uyduruyor. Bu yönteme alay etme, dalga geçme de dahil. Bunların yaşaması hastalık ticaretine bağlı. Yoksa bunlar yaşayamaz. Hastalıktan rant sağlayan bu lobinin çirkin yüzünü halkımız artık tanıdığı için hiçbiri medyaya çıkıp fikirlerini savunamıyor. Yalan haberlerden medet umuyorlar. Ama yalancının mumu yatsıya kadar yanar. www.aciamagercek.com
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir