Medimagazin logo

Diyabet, her yıl 2,1 milyon kadını hayattan koparıyor

Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin, dünya genelinde her yıl 2,1 milyon kadının hayatını kaybetmesine yol açtığı belirtildi.
Kaynak: AA - YEŞİM SERT KARAASLAN
Diyabet, her yıl 2,1 milyon kadını hayattan koparıyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında şeker olarak bilinen diyabetin ciddi bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.

Özellikle gebelik döneminde şeker hastalığının hem anne hem bebek sağlığını tehlikeye soktuğunu vurgulayan Yıldız, "Dünyada doğurganlık çağında 60 milyondan fazla diyabetli kadın var. Her yıl 2,1 milyon kadın diyabet nedeniyle hayatını kaybediyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde özellikle Ortadoğu ve Afrika'da, diyabetli kadın sayısında yüzde 90'ın üzerinde artış bekleniyor" dedi.

İlk kez gebelikte tespit edilen şeker yüksekliğinin "gebelik şekeri" diye isimlendirildiğini anlatan ve bu durumun tüm gebeliklerin yüzde 5-10'unda görüldüğünü dile getiren Yıldız, anne yaşının 25'in üzerinde olması, obezite, annenin daha önceki gebeliklerinde şeker yüksekliği tespit edilmesi, polikistikover sendromu tanısı, çoklu gebelik ve ailede diyabet öyküsünün, gebelik şekeri riskini artırdığını bildirdi.

Gebelik şekerinin herhangi bir şikayete neden olmadığını, bu nedenle ancak tarama ile belirlenebileceğini vurgulayan Yıldız, mutlaka bu dönemde şeker yüklemesi yapılması gerektiğini dile getirdi. Yıldız, "Gebelik şekeri nedeniyle iri bebek, doğum travması, yenidoğanda şeker düşüklüğü ya da sarılık ortaya çıkabilir. Annede gebelikte tansiyon yüksekliği olabilir. Ayrıca doğumdan sonraki yıllarda annelerin yaklaşık yarısında tip 2 şeker hastalığı gelişir" diye konuştu.

Şeker kontrolünün sağlanamaması halinde insülin tedavisi gerekebildiğine dikkati çeken Yıldız, doğum sonrasında da 2-3'üncü aydan başlayarak, her yıl diyabet açısından tarama yapılması gerektiğinin altını çizdi.

- "Orta şiddette düzenli egzersiz yapılmalı"

Prof. Dr. Yıldız, gebelik şekeri tedavisinde düzenli ve sağlıklı beslenme, yüzme, yürüyüş ve yoga gibi orta şiddette düzenli egzersiz ile doktorun önerdiği şekilde şeker ölçümleri yapılmasının önemini vurguladı. Yıldız, önerilen fiziksel aktivitelere ilişkin ise şu bilgileri verdi:

"Doktorun uygun gördüğü şekilde orta şiddette düzenli egzersiz yapılmalı. Yüzme gibi çok fazla ayakta durma ya da denge gerektirmeyen aktiviteler seçilmeli. Aşırı terleme ya da vücut sıcaklığında artışa yol açmayacak hafif giysiler tercih edilmeli. Egzersiz öncesinde, esnasında ve sonrasında bol su içilmeli. Sağlıklı beslenme ile gebelikte ideal kilo alımına dikkat edilmeli.

Öte yandan egzersiz sırasında aşırı yorulmaktan kaçınılmalı. Gebeliğin 3'üncü ayından sonra sırtüstü yatarak egzersiz yapılmamalı. Sıcak suda aktivite yapılmamalı. Karın bölgesini zorlayacak ve dengeyi kaybettirecek hareketlerden kaçınılmalı. Öğün atlanmamalı ve aç karnına egzersiz yapılmamalı."

diyabet
mortalite
kadın
prof. dr. okan bülent yıldız
Yorum (2)
Ahmet Rasim Küçükusta
KARATAY SUSTURULAMAZ! İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu tarafından Karatay’a meslekten men cezası verilmesi, mevzuun tekrar tartışılmasına vesile olacağı için çok iyi olmuştur. Bilim, en doğru bilinenden bile şüphe etmeyi, sorgulamayı ve tartışmayı gerektirir. Gebelik diyabetinin teşhisinde de tartışmalı pek çok husus vardır. TJOD ve TEMD’ i kendi araştırmalarını sunarak iddialarını ispat etmeye davet ediyorum. Tamamını okumak için: http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/10/22/yazilar/tip-yazilari/beslenme/karatay-in-askerleriyiz-2/
0
Cevapla
Ahmet Rasim Küçükusta
Geçtiğimiz günlerde bu haberde adı geçen Sayın Yıldız' ın ve ülkemizin çok değerli endokrinoloji ve metabolizma uzmanlarının da katıldıkları, simültane Arapça ve Rusça çeviri de yapılan milletlerarası EndoBridge 2015 Kongresi yapıldı. Üç gün süren kongrede, obezite ve diyabetin son senelerde neden birkaç kat arttığı, tip 2 diyabet başlama yaşının neden 5 yaşın altına kadar indiği, bu çılgın artışın sebeplerinin neler olduğu ve bunları ortadan kaldırılmak için nelerin yapılması gerektiği, gıda endüstrisinin bu artıştaki rolü hakkında hararetli tartışmalar yapılmış olmalı diye düşünüyordum. Kongre bilimsel programını inceledim. Programda sosyete diyetisyenlerinin “günde 3 ana 3 ara öğün” tavsiyelerine uygun olarak bol bol kahve molası ve öğle yemeği araları verildiği dikkat çekiyordu ama ne obezite ve diyabetteki artışı ne de bunun sebeplerini konu alan bir oturuma rastlayamadım. Obezite ve diyabetin neden arttığının, neler yapılması gerektiğinin bilimsel programda yer almadığı bir kongre düzenleyen bilim dünyasının obezite ve diyabeti önlemesi nasıl mümkün olur? Tamamını okumak için: http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/10/19/yazilar/tip-yazilari/beslenme/canan-karatay-i-yalanlama-kongresi/
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir