Medimagazin logo

Domuz gribi günlüğü

Şans eseri domuz gribi olduğumu öğrendim. Ondan sonrası telaş, yalnızlık, moral bozukluğu, macera... Bir de tıbbın salgınla imtihanı var ki gülsem mi ağlasam mı bilemedim...
Kaynak: HÜRRİYET - Elvan YARMA
Domuz gribi günlüğü
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Her şey 14 Mart gecesi ateşlenip, üç yorgan örtmeme rağmen tir tir titrememle başladı. O uzun gecenin sabahına öksürürken kan tükürmeye başladım! Pazartesi soluğu aile hekimim Ali Osman Öztürk’te aldım. Faranjit teşhisi koydu. Ertesi gün rapor almaya gittiğimde “Seneye yapılacak grip aşısında senin de tuzun bulunsun” diye burnumdan örnek aldı. Örneği de Halk Sağlığı Merkezi’ne yolladı. Bense alt tarafı faranjit diye o mart ayazında ev taşıma işlerimi halletmeye devam ediyorum.

Perşembe raporum sona erdiğinden canıma susamış gibi gazeteye gittim. Öğlen doktorum aradı: “Elvan’cım sana bir şey söyleyeceğim ama sakin ol, örneğinde H1N1 pozitif çıktı, zatürree tetkiki için seni hastaneye sevk edeyim” dedi. Sen tıp dünyasına yardım olsun diye örnek ver, Domuz gribi olduğunu öğren!

Çuvaldızı kendimize batıralım; sağ olsun canım medya bugüne kadar hep domuz gribinden ölenleri saydı. İster istemez Yeşilçam’da “n’olur gerçeği söyleyin doktor, yaşayacak mıyım” diyen Hülya Koçyiğit edasıyla fırladım. İnsanlar bulaşır korkusuyla yanıma yaklaşamadığından bir başıma koşturmanın moral bozukluğu da cabası. Doktor Yedikule Göğüs Hastalıkları’nın aciline sevk etti. Hastanede ‘Haseki’ye gideceksin’ dediler. “Nasıl giderim” sorusu  da “Otobüse bin git” diye yanıtlandı. Gülsem mi ağlasam mı?

Neyse efendim soluğu Haseki’nin acilinde aldım. Kan sayımı yapan görevli “Neyin var” dedi. “Domuz gribiyim” dedim. “Yavv, kim koymuş o teşhisi?” diye inanmamakta diretti. Sonuçlar için de bir buçuk saat bekleyecekmişim. Ayakta duracak halim yok! Sonra bana acıdı da odadaki koltukta beklememi söyledi. Merakından ilk benim sonucuma bakan görevlinin rahat yüz ifadesi birden değişti. “Gel şimdi sen yolu bulamazsın ben yardım edeyim” diye sonuçlarla birlikte acile gittik. Bu arada herkes “Seni bu halde mi gönderdiler” diyor ama bana hâlâ bir maske veren yok!

Güç bela polikliniği buldum. Ciğer filmim temiz çıktığından, doktor aldığım antibiyotiğe devam edip, dinlenmemi söyledi. Bir de vakayı kayıtlara geçti, sayıyorlarmış. Doktorun dediğine göre hastane içinde hem hastalarda hem de doktorlar arasında domuz gribi olanların sayısı çok artmış. 2009’daki ilk salgından bu yana virüs evrim geçirdiği için ilk zamanlar kadar ölümcül değilmiş.

Velhasıl 3 saatlik bir hastane koşuşturmacasından maskesiz, aksıra öksüre çıktım.
Kendimi Balıkesir’e, ailemin şifalı kollarına attım. Nasıl mı? Otobüste tek kişilik koltuk alıp, maskeme sarılarak. Dört gün ceset gibi yattım. Arada gözümü açıyorum, haberlerde Cüneyt Özdemir konuşuyor: “Domuz gribinden bir kişi daha öldü”. Moraller yerde, kafamda deli sorular...

Yürümeye mecal bulunca Balıkesir Devlet Hastanesi’nde intaniyeye göründüm. Doktor Zafer Ayhan’ın “Nolmuş yani, ortalık domuz gribi kaynıyor. Basın korkutuyor insanları” diye mevzuyu normalleştirmesi içime su serpti. Bir de antibiyotik kullanmama çok kızdı: “Hastalık süren uzar, domuz gribinde antibiyotik verilmez.”
Belirtilerin başlamasından 10 gün sonra testlerim normal çıkınca, virüsü vücuttan defettiğim kesinleşti. Şimdi keyifle yapacağım ilk iş ne mi olacak? Gazeteye gidince, benim yokluğumda bulaşır diye masama bile uğramaya çekinen arkadaşlara kocaman sarılacağım!
 

domuz
gribi
günlüğü
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir