Medimagazin logo

“Hastalar ilaçları artık daha fazla sorguluyor”

Majör depresyon tedavisi ve yapılan klinik çalışmaların sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. E.Timuçin Oral, artık hastaların ilaç tedavisini daha çok sorguladığını belirtirken, günümüzde hastalığı ve tedaviyi anlatmanın her zamankinden çok daha önemli olduğunu ifade etti.
“Hastalar ilaçları artık daha fazla sorguluyor”
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Prof. Dr. E.Timuçin Oral, www.kazabam.com’da  yayımlanan programda psikiyatride en çok karşılaşılan tanılardan biri olan majör depresyonun tedavisini ve bu tedavide atipik antipsikotiklerin yerini, yapılan klinik çalışmaların sonuçlarını paylaştı.

 

 “Ya depresyonu hafife almak ya da çok abartmak gibi bir eğilim var. Son günlerde kendinizi çok yorgun, bitkin, kırılgan ve umutsuz mu hissediyorsunuz? Zaman zaman bu her insanda olabilir, doğaldır, ancak bu belirtiler pek hayra alamet de olmayabilir. Siz en iyisi bu testi bir gözden geçirin” uyarısıyla sunumuna başlayan Prof. Dr. E.Timuçin Oral, depresyon olgusunun halk arasında yaygın olarak bilindiğini, yapılan araştırmalara göre ise, son bir yılda psikiyatri merkezlerine ekonomik nedenlerden ötürü başvuru sayılarının iki kat artış gösterdiğini söyledi.

 

Yapılan bu sonuçlara göre ise, başvuru tablosunda yaş ortalamasının 25 yaş ve üstü, işsiz vatandaşların olduğu çıktı.

 

Amerika Birleşik Devletleri’nde depresyon tedavisinin incelendiği 1996-2005 yılları arasındaki durumu değerlendiren bir çalışmada, AD ilaç alma oranının arttığını, psikoterapi ile tedavi edilen hasta oranının da azaldığının gösterildiğini ifade eden  Prof. Dr. Oral, “Bu biraz nüfusun artışı vs. ile alakalı ama bir yandan daha “fast-food”  tedavilerin öne çıktığı ya da sevildiği ile de ilgili. Burada ilginç olan hasta sayısı artmakla beraber, antipsikotik olan hasta oranında da bir artış olması, acaba bunun yeri nedir, diye de bakacağız” dedi.

 

Avrupa Bölge Komitesinin “ Herkes İçin Sağlık” sloganı olduğunu ve bununla ilgili 21. yy için 21 hedef belirlendiğini kaydeden Prof. Dr. E.Timuçin Oral, “Sağlık Bakanlığımız da 21 hedef te Türkiye’de sağlıkta geleceği anlatan bir kitapçık çıkardı. Bunda altıncı Hedef  “Ruh Sağlığının İyileştirilmesi” ve o kitapta Ulusal hane halkı araştırmasına göre depresyon oranı Türkiye’de yüzde 7. Kadınlardaki oran yüzde 80 civarında, erkeklerdeki oran ise yüzde 20 olarak belirtildi. Öte yandan orta yaş kuşağına gelindiğinde de 35-44 yaşları arasındaki  oran yüzde 29 olarak bulundu” diye konuştu.  

 

Yirmi birinci yüzyıl için 21 hedefinin bazı maddelerinin doğrudan Türkiye ile bağlantılı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Oral,  “Genç insanların sağlığı,”  “ Sağlıklı yaşlanma,” “Ruh sağlığının iyileştirilmesi,” “Alkol, madde ve tütünün zararlarını azaltmak” gibi konuların özellikle Türkiye açısından önemli bulunduğunu vurguladı.

 

Sağlık 2020 Avrupa Birliği Bölge Komitesinin 62. Oturumu’nda bir bildiri yayımladığını söyleyen Prof . Dr. E.Timuçin Oral, buna göre,“ Ruh hastalıkları, Avrupa Bölgesi’nde hastalık yükü içerisinde yüzde 19’luk oranıyla ikinci sırada. Depresyon ve anksiyete toplumda her yıl, her dört  kişiden birisini etkilemekte, ama hastaların yüzde 50’si herhangi bir tedavi hizmeti almamaktadır. Ayrımcılık ve toplum içerisinde dalgalanma, yardım talebini engelleyen en önemli sebepler arasındadır. Eksik tanı ve yetersiz tedavi en önemli sorunlar iken, bir grup hasta da gereksiz tanı alıp tedavi edilmektedir” dedi.

 

Prof. Dr. E.Timuçin Oral konuşmasına şöyle devam etti: “Çeşitli ülkeler depresyon yaygınlığını çeşitli ölçütlerle değerlendirdiklerinde, aşağı yukarı şöyle bir tablo çıkıyor ortaya. Özellikle yaşam boyu yaygınlığa baktığınızda Japonya’daki DSM-III-R ile yapılmış ve belki biraz aykırı düşen veri dışında aşağı yukarı hepsinin depresyonun yaygın bir hastalık olduğunu ortaya koyduğu muhakkaktır.”

 

Diğer önemli konunun tanı koyulması ve atlanıyor olması olduğunu ifade eden,  Prof. Dr. E.Timuçin Oral, “ NICE 2009 verilerine göre birinci basamakta depresyon tanısı konulamayabilir; orada tanınma oranı yüzde 42 civarındadır. Hastaların yüzde 15-20’si tedaviye yanıtsızdır ve bu kişilerde hastalık kronikleşebilir. 2/3’ü ise birinci sıra (SSRI grubu) ilaçlarla iyileşmez. Kronisite yaşlı gruplarda daha fazladır ve belki en önemli sebep eksik ya da yetersiz tedavidir” şeklinde konuştu.

 

Prof. Dr. E. Timuçin Oral, artık hastaların ilaç tedavisini daha çok sorguladıklarını belirtirken, günümüzde hastalığı ve tedaviyi anlatmanın her zamankinden çok daha önemli olduğuna dikkat çekti. 

hastalar:
ilaçları
daha
fazla
sorguluyor
Yorum (1)
Dr.Tan
Merhabalar Efendim , Ülkemizde özel ofis görüşmelerine 300 - 400 TL verip tedavi olamıyacak birçok insan var ülkede insanlarımızın ruh sağlığını kamusal sağlık kurumları sırtlamış durumdadır.Bu ku- rumlarda çalışan poliklinik psikiyatri uz - mamlarına MHRS Yapılanması en az 60/gün gibi bir hasta muayene rakkamını çatır çatır vermektedir.... Haydi , şimdi , tedavisini sorgulayan hastaya hastalığını ve tedavisini anlatan açıklayıcı ve ikna edici bir konfran- tasyon tekniğini hergün 60 defa sektirmeden hiçbir sözel ve davranışsal hatası olmadan yapın da görelim!!! sayın arkadaşım ... İstatistiksel açılımlar ve kuramsal yorumla rı şöyle bir kenara bırakın da ** Polikli- niklerde Kamikaze gibi çalışmak zorunda bırakılan emekçi psikiyatristlerin neleri başarıp başaramıyacağını ,risklerini ve fotoğrafın arkasındaki diğer..kanıta-daya lı halleri !!!!! ***... bir düşünün ya da görünüz efendim .. Pilavı kaşıklayan ile pilavı tava getiren arasındaki fark ortada ama bir umut, belki , anlayan olar !!!!!!
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir