Medimagazin logo

İşte AK Parti'den aday olan doktor, diş hekimi, eczacı ve veteriner hekimler!

Dün açıklanan listeye göre AK Parti'den milletvekili adayı gösterilenlerden 32'si doktor, 16'sı eczacı, 6'sı diş hekimi ve 4 veteriner hekim 7 Haziran seçimleri için ter dökecek.
İşte AK Parti'den aday olan doktor, diş hekimi, eczacı ve veteriner hekimler!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

AK Parti'de listeye girenlerin dışında listeye giremeyen sağlıkçılar da çok konuşulacak. Özellikle bürokrasiden aday adaylığı için istifa eden bir çok sağlık çalışanı listede yer almadı.

 

Listede yer alan adaylar arasında ise dikkat çekici olanlar şunlar:

Sağlık Bakanı Dr.Mehmet Müezzinoğlu Edirne yerine bu kez Bursa 1. sıradan aday oldu.

Daha önce Sağlık bakanlığı Müsteşarlığı yapan Prof.Dr.Necdet ünüvar ise yine Adana'dan listede yer aldı. Ünüvar Sağlık Komisyon Başkanlığının yanı sıra bir çok görev de yürütüyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun doktoru Celil Göçer ise Tokat'tan milletvekili adayı oldu.

İstanbul 1. bölge'den aday olan diş hekimi Mehmet Ali Pulcu'nun da AK PArtinin hükümet kurması halinde sağlık alanında önemli görevler üstlenebileceği belirtiliyor.

Bir süre Sağlık Bakan Yardımcılığını yürüten Erkan Kandemir de İstanbul 1. Bölgeden aday oldu.

Sağlık Bakanlığı eski müsteşarı Nihat Tosun ise Trabzon'da 5. sıradan aday oldu.

İzmir Sağlık Müdürü Bediha Türkyılmaz ise İzmir 1. Bölgeden 9. sıra adayı oldu. AK Parti önceki seçimde İzmir 1. Bölgeden 6 vekil çıkarmıştı.

(YARIN CHP'nin sağlıkçı adayları)

İşte tüm sağlıkçı vekiller:

 

i̇şte
ak
parti'den
aday
olan
doktor
diş
hekimi
eczacı
ve
veteriner
hekimler!
Yorum (6)
Mücahit Altuntaş
Rumuzlu bir yorum vardı.Medimagaiznde "Doktorlar artık vardiyalı çalışacak" yorumuna postenflamatuar uzman yorumu. "AKP gidip CHP veya MHP hükümetleri kurulsa bile netice değişmeyecek. Çünkü hekimleri ezmek oy olarak geri dönüyor ve hiç bir parti bu karlı ve maliyetsiz çarkı durdurmaz" Evet son otuz yılda hekimlerde insan fıtratı gereği iktidar olduklarında hep kendine yönelik düşündüler. Peki halen farklı olan ne ? Artık sistem her bakımdan ideolojik, hukuksal ,ekonomik bakımdan sağlığı bir tüketim nesnesi olarak algılıyor (zaten öyleydi diyenler olabilir )daha ötesi bu tüketim nesnesini artık( fark burada !)doktorun kendisi yada ahlakına bağlı değil ,artık dev şirketlerin işletm güdümünde pazarlanıyor.Yani hekimler sistemden nemalanamayacak, yada sistemi kendilerine göre esnetemeyecek.Muteber olan bilançolar ve karlılıktır !Yoksa işine son yada başarısız olan CEO yakıştırması fırsat kolluyor.Hekimelre kalan da muhtemelen taşeron , ucuz işçilik konumlarını tahkim edecekler. Öyle görünüyor zira "perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" deiyişi var.Performans sisteminin pespayeliğini ve nitelik sorunlarına , daha da ilginci kendilerinin dahil olduğu insan tüketen hallerine ( buna rağmen sürdürme basiretsizliği gösterdiğimize ) göre bu çok açık gerçekliğe dönüşmüş haldedir.Cılız rumuz defansı ve kültürüde bunun örtük tanımlanmış hali oluyor. Sorun dip yapmadan düzelmeyecek diyenler var.Hangi dip sorusu ucu açıktır.İş kazalarından ölümlerin bu kadar sıradan hale dönüşebildiği , numunelik bir istifa bile göremediğimiz duyarlılık hallerimizle "hangi dip" ? bizim lakayıt hallerimizi yansıtıyor. Hukuksal mücadele , yada bir mantığı varsa malpraktis , hasta hakları gibi yürütmeler çıkarırken sağlık çalışanlarının "nitelikli zamanda niteilikli iş anlayışının ( tanımlanmamış çalışma ortamı, zamanı , performans sistemi uygulamalarıyla )ihmal edilmesi hekimlerin dayanağı ( belki )olabilir. Fakat postenflamatuarında dediği gibi (daha insaflı söylersek )meslek örgütümüz tarafından yeteri kadar öne çıkarılmamış ,yada, hekimler tarafından sahiplenmemiş görünüyor."Tence kara , seninki benden kara" hali olmazsa zaten bugünlere gelmezdik. Evet ülkemizde ve Dünyada genel anlamada "her alanda" bir emek kaybı , emeğin ucuzlatılması , çalışanın ucuza ve taşeron çalıştırılması süreci dip yapmaya devam ediyor.Çalışma şartları en kötü değil ama "en hızlı" hak kaybı yaşayan meslek grubunda hekimler açık ara önde görünüyor. Bakıyoruz aval aval. Fıtrat mı , kültür mü , bilinç mi , genel konjuktur mu ? Seç beğen ! Ortaya karışık işler yapılıyor , bakıyoruz aval aval. Ülkede iş yükü Gereksiz %300artmış.Personel sayısı ise ! artırdığı iş yükünün ancak üçte birinden az artmış !(süreki personel açığı var ezmerine rağmen nasıl oluyor iş yükünü üç kat artıran bir sistem yapıyorsunuz diyen yok nasıl olsa !) Geliyoruz akçeli işlere ! Maliyet ise %800-900 artmış.Hekim ücretleri ve emeklilik koşulları ise gerilemiş.Neden ters köşe ? Ucuz iş gücü = Sağlıkta ticarileşme ve tekelleşme ! Ne olacak şimdi ? Daha ucuz ve daha niteliksiz mi yoksa "nitelikli ve bilimsel kıstaslara göre sağlık hizmeti mi? Paçamızdan biat , hegomonya , siyasallaşma akarken bu nasıl olacak ? O yüzden sayın postenf tanımlaması doğru görünüyor.Yani...... "AKP gidip CHP veya MHP hükümetleri kurulsa bile netice değişmeyecek. Çünkü hekimleri ezmek oy olarak geri dönüyor ve hiç bir parti bu karlı ve maliyetsiz çarkı durdurmaz" Sağlıkta nitelik sorununu tanımlamadık ! Dolaysıyla nitelikle dolaylı ve yakın ilişkili ilintili kavramları da yani ; liyakat ve özerklikle ilişkili kavramları da tanımlayamadık.Derken sağlıkta dönüşümle üzerine sağlıkta çok parçalı iş anlayışının performans sistemiyle yutturulması geldi.Yutmayıp ne yapcaktık kabullenmesi yine ile aval aval baktık.Baştan "nitelik sorunu"cümcür cemaat, TTBsi , derneği , üniversitesi yutuverdik. Şimdi dolu dizgin giden bir eklenti daha var.Siyasallaşma + ticarileşme---> tekelleşme döngüsü hepimizde vertigo etkisi oluşturmuş durumda.Ayağımız yerden kesiliverdi.Bilimsel yöntem , usul ,adap hepsi siyasallaşma ve ticarileşme baskısında pres olmuş görünüyor. Postenf haklı görünüyor."AKP gidip CHP veya MHP hükümetleri kurulsa bile netice değişmeyecek. Çünkü hekimleri ezmek oy olarak geri dönüyor ve hiç bir parti bu karlı ve maliyetsiz çarkı durdurmaz" Doğruya doğru.Var mı itiraz eden ? İş kazalarından sonra müfettişler (onca iş sağlığı ve güvenliği mevuzatına rağmen !) Soma'daki olaya "ihmaller zinciri hafif kalır" açıklamasını basında okumuştum.Hafif kalan neydi.Bizim özerklik ve nitelik anlayışımız. Şimdi sağlıkta dönüşümle iş yükünü durup dururken , personel sayılarına uygun olmadan artırıverdiler.Üsteik hasta hakalrı ve malpraktis yaklaşımları ve söylemlerine rağmen!Bilimsel , etik , ahlaki hiçbir zincir durdurmadı.Durduramadı. Hafif kalan nitelik ve özerklik hallerimiz zaten hafifti ve derken berhava oluverdi.Şimdi biat kültrünün dört mevsim yaşandığı partilerimizde hangi ağırlık bunları edinecek ? Doğruya doğru.Edinilmeleri zor görünüyor.İzliyoruz.Zincirinden boşanmış halleriyle. Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 08/04/2015
0
Cevapla
Osman Tansel Darçın
Ben bu arkadaşların bir kısmını tanıyorum. Tanıdığım kadarı ile hemen hepisi iyi ve çalışkan insanlar. Umarım meclise gidince bu mesleğin sorunlarını unutmazlar, gündeme getirirler. Örneğin, ülkede hiç bir meslekte olmayan, doktorlar üzerinde aşırı manevi ve maddi baskı oluşturan tıp hukuku konusundaki aşırılıkları düzenlerler. Resmi kurumlardan emekli olan doktorların emeklilik haklarının iyileştirilmesi için çaba harcarlar. Hepisine şimdiden yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Allah (CC.) muvaffak eylesin. Not: Yalnız listede eksikler var. Örneğin, Elazığ ve Kütahya'dan da iki tane profesör doktor arkadaşımız var. Onları unutmuşsunuz.
0
Cevapla
aydin sinal
CHP ye yaptigim tavsiye aynen AKP icinde gecerli,bu arkadaslarla özel hastahane acsinlar daha faydali olurlar cünki mecliste grup kararina uygun sadece el kaldiracaklar,cifci hüseyin efendide o isi yapar.
0
Cevapla
Süleyman
Ayrıca Kemallettin aydın Mikrobiyoloji Doçenti 1.sıra Adaya Gümüşhaneden
0
Cevapla
umutsuzdoktor
hangi doktorun hangi partiden aday olduğu bizleri çok ilgilendirmiyor...meclise girenler doktor olduklarını hemen unutuyorlar...unutuyorlarki 30-35 sene milletine hizmet veren doktorlara 1.500-2.000 tl emekli maaşını reva görüyorlar...ve bundan rahatsız da olmuyorlar... doktor düşmanı olmayan milletvekili istiyoruz...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir