Medimagazin logo

Meslektaşları Doktor Ersin Arslan'ı unutmadı

Sağlık çalışanları, iki sene önce Gaziantep'te bir hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan'ın ölüm yıl dönümü nedeniyle eylemler yaptı.
Kaynak: HÜRRİYET
Meslektaşları Doktor Ersin Arslan'ı unutmadı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Eylemlerden biri Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde yapıldı. Hastane önünde toplanan kalabalık 'Susma haykır, sağlık haktır' şeklinde sloganlar attı. Daha sonra toplanan sağlık çalışanları ve hastane bahçesindeki hasta yakınları Dr. Arslan için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.  Saygı duruşunun ardından sağlık çalışanları adına basın açıklaması yapan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Bakırköy Şube Başkanı Hıdır Doğan 'Arkadaşımızı yitireli iki gün oldu. Doktor Ersin Arslan Gaziantep'te bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak katledildi. Aradan iki yıl geçti ancak, sağlık çalışanları her gün şiddet görmeye devam ediyor. Arkadaşımızın ölümünden sonra TBMM'de komisyon kuruldu. Ancak bu şiddeti azaltacak yasal bir düzenleme yapılmalıdır. 17 Nisan dünyada, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önleme günü ilan edilmelidir' şeklinde konuştu. Basın açıklamasının ardından sağlık çalışanları görev yerlerine döndü.

İKİNCİ EYLEM

İkinci eylem ise Maltepe'deki Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi önündeydi.  Arslan'ın hayatını kaybettiği saat, yani 12.45'te bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Çeşitli sağlık örgütleri tarafından düzenlenen anma programında saygı duruşu yapıldığı sırada, banklarda oturan hasta ve hasta yakınları da ayağa kalkarak saygı duruşuna eşlik etti. Anma programında konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, "Dün gibi hatırlıyorum ve acısı o gün hissettiğim düzeyde içimde duruyor. Bu ölümün nedenlerini çok çeşitli boyutlarıyla araştırdık. Ne yazık ki neden olarak, sağlıkta dönüşüm programı dediğimiz sürecin sonunda geldiğimiz noktada, bu tür olayların olmasının çok kolaylaştığı bir zeminin, çok önemli bir rol oynadığını söylemek zorundayız." dedi.


Süreyyapaşa Hastanesinde görevli Dr. Gül Dabak da, "Doktor  Ersin Arslan'ın öldürülmesinden sonra çok çeşitli eylem ve etkinlik yapıldı. Hatırda tutulması gereken bir olaydır ve 17 Nisan "Dünya'da sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önleme günü ilan edilmelidir" şeklinde konuştu.
 

meslektaşları
doktor
ersin
arslan'ı
unutmadı
Yorum (3)
postenflamatuar
Güya hekimleri temsil eden, hekimlik mesleğinin sorunlarını çözmek, hekim refahını arttırmak için çalışan TTB nin alçakça öldürülen ve öldürtülen Ersin Arslan ile ilgili haberine baktım. Sizin de bakmanızı öneririm. Şehadet olayı yıldönümü için yapılan etkinlikte Batman'daki basın açıklamasına TTB Merkez Konseyi Üyesi Zülfikar Cebe de katılmış ve şu açıklamaları yapmış: "TTB’nin yaşamı savunduğunu, “anadilde sağlık haktır” dedikçe, “savaşa hayır” dedikçe, daha çok eşitlik ve özgürlük dedikçe, “hasta tutsaklara özgürlük” dedikçe, Rojava ile Federe Kürt bölgesi arasına kazılan hendeklere “hayır” dedikçe, Mısır’da idamlara “dur” dedikçe, bir bilim yuvası olması gereken Dicle Üniversitesi’nde yaşananlara karşı durup “biz bu filmleri daha önce de gördük” dedikçe, derinleşen gelir dağılımı eşitsizliğine karşı çıktıkça, Hasankeyf’in sular altında bırakılmasına ve HES’lerle nehirlerimizin kurumasına karşı durdukça, tüm bunlarla sağlık ilişkisini kuramayanların bizlere saldırdıklarını, yargıladıklarını ve yıldırmaya çalıştıklarını ifade eden Dr. Cebe, daha yaşanılır bir dünya ve ülke özlemi ile demokrasi, insan hakları, barış, eşitlik ve sağlık hakkı mücadelesini yükselteceklerini belirtti. " Şimdi tek tek sayalım ve düşünelim. Hekimlik meslek faaliyetlerinde hekimlerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi, çalışma barışının sağlanması, hekimlerin işlerini yaparken yasal koruma altında olması, acil görevlendirmeler gibi hukuksuzluklarla mücadele edilmesi, malpraktis uygulamlarının hak ve hukuk ile uygunluk içinde olması gibi konularda çalışması gereken TTB ne ile ilgileniyor? TTB Merkez Konseyi Üyesinin açıklaması ve bu açıklamayı ve şahsı desteklediğinden bunu siteinde yayınlayan TTB yönetimine ve TTB muhiplerine soralım: "anadilde sağlık hakkı mücadelesi", "savaşa hayır deme ", "Rojava ile Federe Kürt bölgesi arasına kazılan hendeklere “hayır” deme", “hasta tutsaklara özgürlük işleri”, " Mısır’da idamlara “dur” söylemleri", "derinleşen gelir dağılımı eşitsizliğine karşı çıkmak faaliyetleri" "Hasankeyf’in sular altında bırakılmasına ve HES’lerle nehirlerimizin kurumasına karşı durma eylemsellikleri", "daha yaşanılır bir dünya ve ülke özlemi ile demokrasi, insan hakları, barış, eşitlik ve sağlık hakkı mücadelesini yükseltme işleri" ile hekimlik meslek örgütü faaliyetleri nasıl örtüşür? Bu faailyetleri siyasi partiler, ideolojik örgütlenmeler, Think-Tank kuruluşları, hasta hakları dernekeleri gibi yapıların faaliyet alanına girer. yukarıda belirtilen, dile getirilen tüm talepeler haklı da olabilir, haksız da olabilir ancak sorun o değildir. Sorun bunların TTB gibi bir meslek örgütünün faaliyetleri ve hedefleri arasında olmamasıdır. Bunun içindir ki TTB çürümüştür ve paravan bir yapıdır diyorum. Bu TTB zihniyeti oldukça hükümetlere karşı hekimleri birleştirmek, mücadeleye sokmak imkansızdır. Mücadeleye karşı birleştirmek deyince sadece mesleki konuları kast ediyorum. Yoksa Rojava ve Federe Kürt bölgesi arası hendek kazılması,"derinleşen gelir dağılımı eşitsizliği" gibi hekşlikle alakasız absürd işleri kastetmiyorum! Çok akıllı TTB yöneticisi"tüm bunlarla sağlık ilişkisini kuramayanların bizlere saldırdıklarını, yargıladıklarını ve yıldırmaya çalıştıklarını" belirtip bu paravan ve absürd mücadelelerine devam edecekelerini söylemiş. Bu sözlerin bır kısmının "sağlık" ile bağlantısı kurulabilir ama TTB sağlık gibi geniş bir konuda faaliye t değil, sadece mesleki faaliyet olan hekimlik uygulamaları ile ilgilenir. Bilmiyorsa gitsin kendi tüzüğünü okusun. Orada rojava ile, gelir dağılımı ile ilgili bir madde bulamayacaktır. Ben kendilerine bildiğiniz yoldan gidin diyorum. TTB il binasına sadece bu sakat zihniyete karşı oy vermek için uğrayacağım. Bu müptezel ve delirmiş dernek yönetiminin hiçbir eylemine de katılmayacağım. Tabi ki hekimlikten istifa edinceye kadar.
0
Cevapla
postenflamatuar
Ayrıca TTB diğer sağlık dernekleri ile ortak yaptığı açıklamada "ağırlaşan iş yükü ve angarya, 7/24, esnek-kuralsız ve baskı altında çalışma", "doktorların ahlaksız kaymakamlarca tekmelenmesi" "Özel sektörde güvencesiz, parasını alamadan, kölelik koşullarında çalışma" "Özel sektörde güvencesiz, parasını alamadan, kölelik koşullarında çalışma " " bozuk bir sağlık sistemi, tedavi olamayan hastalar, çalışanlara yönelmiş öfke ve şiddet" "Ödeme güvencesini tamamen yitirmiş, çalışanları birbiriyle rekabete sürükleyen, sağlıkta kaliteyi düşüren PERFORMANS uygulaması " gibi bir çok konudan bahsetmiş. Ancak Acilde akut batın vakasının bir cildiyecinin veya bir kardiyoloji uzmanının yönetimine zorla verilmesini yani tüm yasal sorumluluk olan trilyonluk tazminat + hapis cezası + meslekten men riski sadece hekime ait olarak hekime bu işlerin yaptırılmasını gündeme almamış. Çünkü TTB yöneticileri acillerde görevlendirilmiyor, görevlendirilen hekimleri ise kendi üyelerindan saymıyor! İkincisi başlı başına bir ucube olan malpraktis uygulamalarını gündeme getirmemiş. Bu iki devasa problemi, hekimleri acile gitmekten ürküen bu problemlere kör olan bir TTB var. Güya meslek örgütü. Nedir yahu bu çürümüşlük? Ayrıca bu çürük TTB sorunları sadece dile getirir. Dile getirmeyi herkes bilir. Bunları bir kağıda yazıp 10 yaşındaki bir çocuğa da okuttursam o da dile getirmiş olur. Önemli olan bu sorunları çözmek için hekimleri hükümetleri sıkıştıracak ve korkutacak şekilde organize edebiliyor mu edemiyor mu? Hekimleri kendisine inandırabiliyor mu inandıramıyor mu? TTB de muhipleri de seçimlerde binde 1 lik bantlara giren marjinal ideolojik partiler gibi bir savunma vermesin. Neymiş efendim halk kendilerini anlamıyormuş ya da bir başka bahane. TTB muhiplerine ve mevcut TTB yönetimi bildiri okumaya devam etsin biz ise rezilleştirilmiş hekimlikten çıkış yolumuzu çizmeye devam edelim.
0
Cevapla
ERDOĞAN KOÇ
Bir kaç yıl sonraki anma törenine katili de katılır diye tahmin ediyorum, çünkü en az 20 çeşit bahane ile ceza indirimi yapılır ve bunun gibi katiller kısa sürede hemen aramıza dönerler.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir