Bakan Müezzinoğlu, Avcılar Kaymakamlığı tarafından sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla Okyanus Koleji'nde düzenlenen toplantıya katıldı.
Sağlık alanında yapılan hizmetlerin, toplumun tüm kesimleri için son 10 yılda farklı bir noktaya taşındığını söyleyen Müezzinoğlu, bunu daha iyi bir yere taşımak için sorumluluğu bulunduğunu ifade etti.
Bakanlıklarına bağlı hastanelerin 3'te 1'ini son 10 yılda yenilediklerine, odalarda banyosu, teknik donanımı olan modern bir noktaya taşıdıklarına işaret eden Müezzinoğlu, 3'te 2'lik bölümde ise bazı sıkıntıların devam ettiğini belirtti. Bunların da yenilenmesi konusunda çalışma yapacaklarını anlatan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
''Bizim bu konuda tahammülümüz yok. Üçte birlik kısmı, özel sektörle işbirliği yaparak, kamu özel ortaklığıyla önümüzdeki 3-4 yılda, şehir hastaneleri kurarak, modern, çağdaş dünya çapında teknolojik altyapısı olan şehir hastaneleri kurarak, tamamlayacağız. Diğerlerini de devlet kanalıyla yaptığımızda, ortalama 8 yıl sonra Türkiye'deki bütün hastanelerimizi, fiziki mekan, teknolojik altyapı, çağdaş ve modern bir yapıya kavuşturmuş olacağız. Bu anlamda Bakanlık olarak ve hükümet olarak ülkemiz olağanüstü bir sıkıntı yaşamazsa, yol haritamız belli.''
-Hekim açığı-
Bakan Müezzinoğlu, Türkiye'de 30 bin hekim açığı bulunduğunu aktararak, şöyle devam etti:
''5 yıl öncesine kadar, biz bu ülkede tıp fakültelerine, 'hekim açığımız var', 'daha çok tıp öğrencisi almalıyız' diye uğraşırken ne yazık ki, siyasetin bu ülkeye ödettiği bedel veya ideolojik duruşların ödettiği bedel. Tabip Odası, bugün bile hala 'Türkiye'de hekim fazlası var dolayısıyla tıp fakültelerine niye bu kadar hekim alıyorsunuz?' diyor. CHP, 'Niye bu kadar tıp fakültesi öğrencisi var, kendi kadrolarınızı mı yetiştiriyorsunuz?' diyor. Şu anda Avcılar'da bir hastane sorunumuz var. Hastaneyi yapmakla ilgili 3 ay gecikme sorunumuz olabilir ama 3 yıllık bir gecikme sorunumuz olmaz. Ancak Avcılar'daki mevcut hastaneye '5 tane uzman doktor verin' deseniz, yok.''
-Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemleri-
''Sizlerden ricam hekiminize sahip çıkın'' diyen Müezzinoğlu, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına karşı kamusal bilinç oluşturulması gerektiğine dikkati çekti.
Gaziantep'te Dr. Ersin Arslan'ın öldürülmesi olayına değinen Müezzinoğlu, ''Bir Ersin Arslan gitti, o Ersin Arslan günde 10 ameliyat yapıyordu. Şimdi günde 10 ameliyat eksik yapılıyor. Her gün 20-30 hasta bakıyordu. Şimdi 20-30 hasta bakılamıyor. Geçen hafta Kars'ta 3 aylık hamile doktorumuza tekme atılıyor. Bizim bunun başında devamlı güvenlik görevlisi bulundurma şansımız var mı? Hastayla hekim arasına güvenlikçi koymak doğru mu? O zaman sağlıklı insanlarımız hekime yanlış yapanlara müdahale etmezse, o anda 'Dur kardeşim buna hakkın yok' demezse, bu anlamda bedeli önce vatandaşımız ödeyecektir'' diye konuştu.
-''Sağduyulu kitlenin yeterli dinamikleri göstermemesi beni üzdü''-
Bakan Mehmet Müezzinoğlu, Avcılar'ın kazandığı kaymakamlık ve hastane gibi bir yapının İstanbul'un başka bir ilçesinde olmadığını belirterek, şunları söyledi:
''Ancak birileri o kadar ucuz siyaset, o kadar belden aşağı siyaset, o kadar ayıplı bir siyaset yaptı ki, Müezzinoğlu'nun hastanesiyle Avcılar'ın hastanesinin engellenmesi... Ben benim hastanemin batmasından şu kadarcık üzüntü duymam, yeter ki Avcılar kazansın. Şu anda hastane olan bina, 5 yıl tuğlaları örülmüş, sonra tuğlaları sökülmüş, tinerci merkezi olmuş o binaya o iftiraları atan ve onların siyasi temsilcileri bir gün sahip çıkmadı. İdeolojik temsilcileri bir gün sahip çıkmadı ama gidip Meclis kürsüsünden bile iftira edecek cümleleri söylediler. Biz sahip çıkmasaydık o bina bugün orada hala iskelet gibi duracaktı, hala Avcılar Kaymakamlığı bugün Avcılar'a yakışmayan binada duracaktı ama onlar elini avucunu ovuşturarak Cihangir'deki aldıkları eczane, tuttukları muayenehane yerleri dolayısıyla belki zengin olacaklardı. Peki kim kazanacaktı veya kim kaybedecekti. Orada 20-30 civarında birileri kazanacaktı, Avcılar kaybedecekti, Avcılar halkı kaybedecekti. Vicdanen kim ne derse desin huzurluyum. Onu yapanlara kızmıyorum çünkü onların fıtratı iftira atmak, yalan söylemek veya kendi çıkarlarını öncelemek. Ancak sağduyulu kitlenin de yeterli dinamikleri göstermemesi beni üzmüştür. Bunu Avcılar'ın bir bakanı, bir çocuğu olarak ifade ediyorum.''