Medimagazin logo

Sağlık Bakanı: Hasta istiyor diye ameliyat yapıyor musunuz?

Antalya'da düzenlenen Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Kurultayı'nda konuşan Sağlık Bakanı Dr.Mehmet Müezzinoğlu, özel sektördeki sezaryen doğumlarının fazlalığına tepki gösterdi. “Hekim arkadaşımız 400 doğum yapmış bunun 350’si sezaryen. Helal olsun, alkışlayalım. Sezaryene daha çok para verelim. Arkadaşlar, hasta geldiğinde 'midemi ameliyat edin' dediğinde siz ameliyat ediyor musunuz?" dedi.
Sağlık Bakanı: Hasta istiyor diye ameliyat yapıyor musunuz?
OHSAD Kurultay, sağlık bakanı, mehmet müezzinoğlu, sezaryen, ameliyat,
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

ANTALYA-Sağlık Bakanlığı, Çalıma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Kurultayı 2015 Sağlıkta Ortak Çözüm toplantılarının açılışı Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla yapıldı. Antalya’nın Serik İlçesi Belek turizm bölgesindeki Susesi Hotel’de 15-19 Nisan tarihlerini kapsayan kurultay ‘Sağlıkta Kalite İçin El Ele’ sloganıyla başladı.

“ÇOK ZOR BİR KONUYU KONUŞUYORUZ”

Kurultayda konuşan Sağlık Bakanı Dr.Mehmet Müezzinoğlu, çok zor bir konuyu konuştuklarını, insanlık tarihi boyunca sağlık sorunlarının çözümü hep sorunlarla konuşulduğunu belirterek, “Geçtiğimiz yıllarda da sorun konuştuk, bugün de sorunlar konuşuyoruz. Bir taraftan halledilen sorunlar için teşekkürler alıyoruz. Ben talebeyken evlendim. O gün 52 metrekare evde oturuyoruz. Fincan setinden bir fincanın sapı kırılınca yapıştırdık. Tabii o zamanlar yeni bir fincan seti alamadık ama bakıyoruz nereden nereye geldik. Sorunlar ne zaman biter diye hanıma sordum. 38 yıldır eşim hala o da yok bu da yok diyor. Sorunlar ne zaman biter diye hanıma sordum. 'Böyle giderse hiç bitmez' dedi. Biter dedim öldüğümüz gün biter dedim. Sağlık sorunlarında sorunların bitmesi dükkanı kapattığınızda biter, kimsenin de dükkanı kapatmaya niyeti yok. Ben altıncı hissime bakıyorum iyi ki doktor olmuşum, altıncı hissime bakıyorum iyi ki hekim muayenesi açmışım, iyi ki bir hastanenin kuruculuğunu yapmışım diyorum ama, keşke siyasete girmeseydim diyorum. Yarınlara giderken yeni umut, heyecanlar ve hedeflerle gidiyoruz. Sorunlar sıkıntılar yine devam edecek” dedi.

“SAĞLIKTA YERİNDE SAYDIĞIMIZ DÖNEMLER OLDU”

Ülke, millet ve sağlık sektörü olarak asla yerinde saymayı kabullenmeyeceklerini dile getiren Bakan Dr. Mehmet Müezzinoğlu, “Çok ağır bedeller ödediğimiz, yerinde saydığımız, geriye gittiğimiz dönemlerde oldu. Ve hiç kimsenin o döneme talip olabileceğine inanmıyorum. O zamanlar cebinize 10 milyon dolar koyun, 10 hastane alacağınız günlerden şimdi yer darlığından şikayet eder duruma geldik. Bütün bunlar sektörün dinamikleridir ve bu nedenle sorunları da vardır. Üç paydaşımız var biri olmazsa olmaz üniversitelerdir. Tıp eğitimiyle çok daha farklı dinamiklere ihtiyacımız var. Ama ne yazık ki hala üniversite hastanelerinde bir yasal düzenleme yok. Yasal düzenleme yapalım dediğimizde sağlık bakanlığı bize müdahalemi ediyor şeklinde konuşuluyor” diye konuştu.

“350 SEZARYEN HANGİ BİLİMSELLİK”

Özel sektördeki sezaryen doğumlarının fazlalığına tepki gösteren Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzzinoğlu, “Sağlık Tebliğ Uygulaması (SUT) artırılmadı, peki iki katına artırdık, sorunlar çözülmüş mü olur. Bu ülkede 20 bin uzman hekim açığı, 10 bin pratisyen hekim açığı dururken, teknoloji dinamikleri planlı düzenlenemiyorsa bütçenin artırılması sorunları çözer mi? 360 derece değerlendirme yapılmalıdır. Mesele yalnız parasal boyutta değil, bizim dinamiklerimizi yarınlara hizmeti iyi sunan, 2,2 den 8,2 iyi bir rakam çok iyi ve standardı yüksek sunuyoruz. Türkiye olarak arzu ettiğimi yere götürür mü? O zaman şunu söyleyebiliriz çok ciddi bir sağlık tüketicisiyiz. Teknoloji üretiyor Türkiye satıyor, ne güzel bir Pazar. Hekim arkadaşımız 400 doğum yapmış, bunun 350’si sezaryen. Helal olsun, alkışlayalım. Sezaryene daha çok para verelim. 350 sezaryen hangi bilimsellik, hangi akredistasyon, bunu tartışmıyorsak, bunu değerlendirmiyorsak, yalnız hizmeti çok kolay sunan, gündelik memnuniyeti merkeze alan bir anlayışla sağlıklı bir noktaya gelebilir miyiz? O nedenle önümüzdeki süreç farklı dinamikleri de devreye sokmamız gereken bir süreç. Hizmeti sunacağız. Sunduğumuz hizmette kaliteli hizmet olacak. Bu sadece Sağlık Bakanlığı’nın akreditasyonu olmamalı, güven duyulan, kendisini yenileyen, Sağlık Bakanlığı’nı da akredite eden bir yapısal kurum oluşturulmalı. Bu nedenle Türkiye sağlık enstitüleri başkanlığını kurduk ve önümüzdeki bir ay içerisinde biyoteknoloji enstitüleri, akreditasyon enstitüleri gibi kuruluşlar inşallah yıl sonuna kadar yol haritasını belirleyeceğiz” şeklinde konuştu.

“HASTA İSTİYOR DİYE MİDE AMELİYATI YAPIYOR MUSUNUZ?”

Sezaryen oranında özel hastanelerin ortalamasının yüzde 75’i geçmiş olduğuna da vurgu yapan bakan Müezzinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biz burada kendimizi kontrol etmezsek ve bilimsel oranların yüzde 10-15’ini anlarız ama iki misli, üç misli arkadaşlar. E hasta istiyor. Arkadaşlar hasta geldiğinde midemi ameliyat edin dediğinde siz ameliyat ediyor musunuz? Hasta istiyor diye tedaviyi bilimsel, endikasyonunu nasıl aşabiliriz. Doğru olanın önce zarar vermemek gibi temel bir ilke ile sorumlu değil midir? O nedenle standardı kendi içimizde kontrol etmemiz lazım.”

“BUGÜN 500 BİN YABANCIYA 2,5 MİLYAR DOLAR KARŞILIĞINDA HİZMET SUNUYORUZ”

Geçmiş yıllarda sağlık turizminde her yıl 120 bine yakın vatandaş ın yurtdışına gittiğini belirten bakan Mehmet Müezzinoğlu, “Bu fakir ülkenin 1,5 milyar dolarını teşhis veya tedaviye harcıyordu. Bugün geldiğimiz nokta yaklaşık 500 bin yabancıya 2,5 milyar dolar karşılığında sağlık hizmeti sunuyoruz. Bu rakam bu ülke için çok küçük bir rakam. Alt yapıyı ve vizyonu güçlü koyduğunuzda 2018’lerde bu rakam 9-10 miyar dolarla, 2023’de cumhuriyetimizin 100. yılında bu rakam inşallah 20-25 milyar dolarla gelecek. Burada özel sektörün dinamiklerine, özel sektörün vizyonuna ve bu anlamda yurtdışı hastaların bölgesel taleplerini de değerlendirmeliyiz. Yani Avrupa da yaşlı nüfusu yüksek olan bölgelere sağlık turizminin farklı boyutlarını koymak, onların arzularını cevaplayacak ve bunlara liderlik yapabilecek, o insanlara sağlık hizmeti sunabilecek bir ülkeyiz ve de alt yapımız var” dedi.

“2018 YILINDA 90 BİN YATAK KAPASİTELİ HASTANELER”

Şehir hastanelerinin ülke insanına kalite ve öz güven açısından vizyonel projeler olduğunu aktaran Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:

“Şehir hastaneleri 35 civarında ve yaklaşık olarak 50 bin yatak kapasiteleri ve 26 binin tüm bürokratik eylemleri bitti. Şimdi buradaki 50 bin yatak kapasiteli şehir hastaneleri 2017-2018’de ki 2016 yılından itibaren devreye girecek. Şuanda da 720 hastanenin inşaatı devam ediyor. Yaklaşık olarak 36 bin yatak kapasiteli. Bir 10-12 bin şimdi ihale sürecinde olanları aldığımızı hesaplarsak bir 45-50 binde orada yenilemiş olacağız. Kamu olarak biz 2017 yılına geldiğimizde yaklaşık 70 bin yatak kapasiteli hastaneleri sıfırdan yeniden ileri teknoloji, modern fiziki mekanlarla, ileri tıbbi cihazlarla donatılmış bir kamu hizmeti sunumunu, 2018 yılının sonuna da geldiğimizde 90 bin yatak kapasiteli hastaneleriyle dünyanın bu anlamda, bu kadar kısa sürede fiziki mekan değişikliğini dönüşümünü yapan tek ülkesi olacağız. Bu tabii ki sağlık turizminde Türkiye’nin

ohsad kurultay
sağlık bakanı
mehmet müezzinoğlu
sezaryen
ameliyat
Yorum (15)
t.s.
Hasta memnuniyeti nedeni ile soruşturma geçiren sevgili babamız zaten, biz değiliz...
0
Cevapla
Turgay Güven
NST de deselerasyon olduğu için hastayı sectıo ya alan doktora çocuk özürlü doğunca neden geç aldınız onun için çocuk böyle doğdu diyip dava açınca 2 trilyon tl ceza verildi.Bu cezaları sigortalar tam anlamıyla ödemiyor.Eğer bu tip cezaları hastaneler ödemezse bu iş değişmez.Herkesin normal doğumdan ödü kopar hale geldi.
0
Cevapla
h.u
Vatandaşı başbilen olarak kabullenmeyi , onları baştacı etmeyi sizden öğrendik. Hastalığın tanısına, tetkiklere, ilaçlara, tedavi şekli ve süresine, kendileri karar veriyorlar sayenizde. Eğer bir dönem daha iktidar olursanız, kendi ameliyatlarını da kendileri yapacaklar maaşallah.
0
Cevapla
aydin sinal
bütün estetik cerrahlar hasta istiyor diye ameliyat yaparlar-tabiki hastanin parasida varsa-
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Bakanlık yetkilileri acaba bu performans sistemi öncesi ve sonrası operasyon sayılarını karşılaştırabilir mi? Örneğin aşağıdaki açıklamayı ele alalım. 16 Nisan 2011 Medimagazin "Sağlık Emekçileri Sendikası’nın Sağlık Bakanlığı verilerine dayandırdığı araştırma, 2004 yılında devreye giren performans sisteminin ameliyatları artırdığını ortaya koydu. Buna göre, 2005 yılında ameliyatlardaki artış yüzde 81 oldu. 2002’de 1.5 milyon olan operasyon sayısı, 2009’da 4.5 milyona çıktı." Kaynak http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-apandisit-performans-1-11-34369.html Sağlıkta iş üykü performans sistemi sonrası %300 artmış ! Peki acaba bu sistemin personel azlığı yaşıyoruz diyen uygulamada yeri var mı?Yok ! Peki sağlık harcamaları kaç kat arttı! son on onbeş yılda %800-900 artış var! Eğer sağlıkta niteliği öne çıkarırsanız hekim ve personel azalığıda azalacaktır. Nitelik sağlıkta siyasetin ve ticaretin çekilmesi , sistemi çoklu denetimi ve özerkliği ile birlikte olabilir. Harcamalar ve maliyetler , işlemler balaon gibi sönecektir. Buun için son on yılda elimizde balon gibi şişen işlemler var.Bu balonu hiç sorgulmaıyoruz. Sorun uygulanan sağlık politikaları , mezuniyet sonrası ve öncesi eğitim ve liyakat sorunları , özerklik , sağlıkta özelleşme gibi konularla sağlıkta empati eşgüdümün yitirilmesidir.Artan şiddet de bunun göstergesi oluyor.Meclis araştıma komisyonu kurulmuştu!Peki bu şiddet azaldı mı? Görmek isteyene apandisit rakamaları yeterlidir.Sağlıkta iş yükünün yüzde üçyüz artması ve o halini halen sürdürüyor olması yeterlidir.KAynakalrımız boşa gidiyor. Biz üstelik sağlıkta %82 dışa bağımlıyız!Sağlıkta işlem artması kaynak gideri anlamına geliyor! Dernekleri , üniversiteler acaba bu iş yükünün artışını , operasyon artışını sorguladı mı?Sorgulaması gerekmiyoru mu? Yeterli rakamalar yok mu? Biz bu soruları sormakta çok geç kalmış bulunuyoruz. Acıamagerçeğin bu konudaki açıklamaları , Ahmet Rasim Küçükustanın ilaç konularındaki açıklamaları ,balon haline gelen sağlık harcamları ve işlemeleri , iş yükü sorunları , şiidet , hekimlerin ve sağlık çalışanlarının tükenme sendromları bize hangi sağlık sistemi sorusunu sorduruyor. Hangi sağlık sistemi! Nitelikli sürede muayne Bilginin kayıdı ve sevk sistemi Bütünsel yaklaşım Mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim sorunları ve eksiklikleri İlaç firmalalarının sponsorluğunda kongreler Mevcut malpraktis sisteminindeki hatalar sorunlar Tabiki ısrarla uygulanan ve sağlık sistemini daha da çökerten performans sistemi Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 16/04/2015
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir