Medimagazin logo

Sağlık Bakanlığı tıp fakültesi kuruyor!

Sağlık Bakanlığı bir önceki Torba Yasada son anda Sağlık Bilimleri Üniversitesini geri çekmişti, şimdi tekrar gündeme geliyor. Kanun teklifi 16 Ocakta tekrar verildi
Sağlık Bakanlığı tıp fakültesi kuruyor!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

AK Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ün imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapan teklif, Devlet Memurları Kanunu'nda değişiklik öngörüyor. Teklifle birlikte Sağlık Bilimleri Üniversitesinin kurulması planlanıyor.

SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ KURULACAK

Tasarıyla, İstanbul'da Sağlık Bilimleri Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulacak. Üniversite; Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Enstitüsünden oluşacak.

Üniversitenin mütevelli heyeti, Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Rektör, Bakanın seçeceği bir üye ile Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilen profesör unvanına sahip bir üye olmak üzere, toplam 5 üyeden oluşacak.

 


Sağlık Bakanlığı kuracağı üniversite ile hastanelerine akademisyen yetiştirilecek




Üniversite, yabancı dilde eğitim veren program açma, yabancı yükseköğretim kurumları ile ortak program yürütme de dahil olmak üzere yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarıyla her türlü iş birliğine dair protokol yapabilecek.

Üniversite, sağlık hizmeti sunmak veya sağlık uygulama ve araştırma faaliyeti yürütmek amacıyla herhangi bir uygulama ve araştırma merkezi veya birimi açamayacak.

Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane adıyla hizmet vermek üzere inşa edilen ve halen Marmara Üniversitesi adına tahsisli olan Haydarpaşa Kampüsü, Sağlık Bilimleri Üniversitesine tahsis edilecek.
 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne 1875 kadro      
Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne bin 875 kadro ihdas edilecek. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun taşra teşkilatında eğitim görevlisi kadrolarında çalışanlardan, Üniversite öğretim üyesi kadrolarına atananların, atama işlemi ile birlikte eğitim görevlisi kadroları iptal edilerek, Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerden çıkarılmış sayılacak.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde çeşitli branşlar için 244 kadro ihdas edilecek.

 

sağlık
bakanlığı
tıp
fakültesi
kuruyor!
Yorum (12)
as
Yandaşlar için kurulan bir yapı olduğunu düşünüyorum. Hiç birzaman akademide olamayacakları mutlu etmek için yapılan bir üniversite diye düşünüyorum. Göreceğiz bakalım ayrıntıları... Kimler ve nasıl alınacaklar.....inşalllah yanılırım.
0
Cevapla
esatb
bir önceki teklifi geri çekmenizin üzerinden en fazla 1.5 ay geçti. ne oldu da geri çekildi anlayamadığımız gibi şimdiki teklifte ne değişiklik var onu da anlayamadım. bir bildiğiniz vardır ve sonu önceki gibi olmaz diye umut ediyorum.
0
Cevapla
m.murat
Burada maksat yandaş kaymak kadro açmak olduğu 1875 sayısından sırıtıyor..
0
Cevapla
Alper Hayırlıoğlu
Umarım bu sefer de genel kuruldan dönmez. Bununla birlikte uygulamanın nasıl olacağı da çok fazla önem taşımaktadır. Örneğin doçentlikte 5 yılını doldurmuş eski klinik şefleri nasıl atanacaktır? Çünkü 663 sayılı yasa ile en büyük mağduriyeti onlar yaşamışlardır. Tıp fakültesi öğretim üyeleri YÖK'e bağlı diğer fakültelerdeki öğretim üyeleri ile aynı haklara sahip olacaklarmıdır? Yine de bunların hepsi detay, olabilecek aksaklıklar zamanla düzeltilebilecektir. Cumhurbaşkanımız verdiği sözün ne kadar değerli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu nedenle şahsen Cumhur adına ve tüm eğitim hastaneleri öğretim üyeleri adına kendisine şükranlarımızı sunarız.
0
Cevapla
aka
EAH'leri Üniversite olacak (mı?); Ülkemizde, uzun zamandan beri asistan yetiştiren deneyimli, belli başlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, günümüzde bir üniversitenin tıp fakültesi hastanesi gibi çalışmaktadır. Özellikle son 10 yıl içinde, bu hastanelerde çalışan hekimler güncel tıp literatürünü daha sıkı takip etmekte, klinik çalışmalarını gittikçe artan sayıda bilimsel makalelere dönüştürerek uluslar arası düzeyde saygın dergilerde bilim dünyası ile paylaşmaktadır. Kuşkusuz, bu çalışmaların sayısından ziyade objektif olarak kalitesinin de ortaya konulması yani bu çalışmaların bilim dünyasında bir ses getirip getirmediğinin belirlenmesi daha önemlidir. Bu durum, ulusal ve uluslararası arena saygın merkezlerde çalışan bilim adamları tarafından, hekimin bilimsel makalerine yapılan “atıf sayısı” ile değerlendirilir. Her hekimin bilim dünyasından aldığı atıflar, Alıntı endekslerindeki durumu, daha önemlisi “h-endeksi ve i10-endeksi” sınıfına girmiş atıfların sayısı ortadadır. Aynı zamanda, bu hekimler kimi zaman panelist, kimi zaman konuşmacı, kimi zaman moderatör olarak yurt içi ve dışı kongrelerde görevler almaktadır. Çoğu zaman kendi imkânları ile yurt içinde ve dışında saygın kurumlarda, teknolojinin getirdiği yenilikleri bizzat yerinde öğrenmekte ve kazandığı deneyimleri çalıştığı Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki asistanlar ve uzman hekimlerle paylaşmaktadır. Bu şekilde çalışan hekimler mesleki durumunu daha ileriye taşıma isteğiyle, Üniversiteler Arası Kurulun Doçentlik kriterlerini fazlasıyla karşılayarak doçentlik sınavlarına girerek ve başarı elde ederek doçentlik ünvanı almaktadırlar (aynı tıp fakültesinde çalışan meslektaşları gibi). Malesef bu hekimlerin çok az bir kısmı, bir üniversitenin tıp fakültesi kadrosuna geçerek profesör ünvanını elde etmekte ve YÖK ile Sağlık Bakanlığı arasındaki özel bir maddeye istinaden, yeniden daha önce çalıştığı eğitim araştırma hastanesinde aynı kadroya görevlendirmesi yapılarak profesör olarak çalışmaya devam etmektedir! Bu bağlamda, son 10 yıl içinde belli başlı Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalışan doçent ve profesör hekim sayısının hızla artmaktadır. Artık bu hekimler mesleki durumunu daha da ileri taşıyıp, aynı üniversite kadrosunda çalışan bir akademisyen gibi tıp fakültesi öğrencilerine teorik ve pratik ders anlatmayı ve tıp fakültesi öğrencisi yetiştirmeyi istemektedirler. Kuşkusuz aynı özlük haklarını da… Yani, Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin, bir Üniversite çatısı altında birer tıp fakültesi şeklinde yeniden yapılanması ve hali hazırda ki akademik kadronun tıp fakültesi öğrencileri ile buluşturulması zamanı gelinmiş hatta geç kalınmıştır… Ancak bu sayede Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalışan doçent ve profesör hekimlerimizin “1 saat ders anlatma” imkânı olacaktır! Sonuçta,ısrar doğrudur. Geri kalanların ise bu kanuna dogmatik bir biçimde karşı durması yukarıda özetlenen durumun farkında olmadıklarını yani gerçek durumdan bi haberdar olduklarını göstermektedir. Bugün değil de başka ne zaman Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalışan hekimleri dinleyecekler! Karşı çıkmak yerine, Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde çalışan doçent ve profesör arasından YÖK’ün akademik kadrosuna yapılacak atanmalarda “liyakatın nasıl belirleneceğine” ve olabildiğince “özerk bir yapının” nasıl kurulacağı konusunda desteğe çok ihtiyaç vardır. Sağlık Bakanlığının ise akademik kadrolara yapacağı atamalarda kullanacağı liyakat sistemi ile atayamadığı akademisyenlerin vicdanını kanatmamalıdır…
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir