Medimagazin logo

Tıpta teknolojinin ilerlemesi her zaman hasta yararına mı?

Tıpta teknolojinin ilerlemesi her zaman hasta yararına mı?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Acaba teknolojinin ilerlemesi iyi bir şey mi kötü bir şey mi. Mark Ebell ve Jessıca Herzstein aşağıdaki makale ile çarpıcı gerçekler ortaya koymuş:
 

 “Detroitte travma hastalarının otopsi derlemesine göre 50'lerindeki erkeklerin %45’inde 60'larındakilerin de %70’inde prostat kanseri görülmektedir. Bununla birlikte ömür boyu klinik tanı almış prostat kanseri prevelansı %10, ölümcül(fatal) prostat kanseri ise %3’tür. Prostat spesifik antijenin kullanılması ile ömür boyu klinik tanı almış prostat kanseri prevelansı %15’in üstüne çıkmış ama prostat kanserden ölüm %3’ün altında kalmıştır. Böylece tarama yoluyla tanı almış birçok erkekte, prostat kanserleri semptomlara veya ölüme sebep olmayacakken tanısı konmuştur. 1000 erkek tarayarak bir ölümün önüne geçilmiş ancak düzinelerce erkek prostat kanserleri olduğunu bile bilmeyecekken aldıkları tedavinin sonucunda zarar görmüştür.

 

Benzer durum meme kanseri için de geçerlidir. Mammografi ile populasyonun taranması ile lokalize meme kanseri ve duktal karsinoma insidansı 1976 ila 2008 yılları arasında 112/100.000 den 234/100.000 vakaya çıkmıştır. Tarama daha çok vakaya tanı koymak ve bu konuda iyi sonuç almak anlamına gelseydi, geç dönem veya metastatik kanserlerde azalma beklenmesi gerekirdi. Halbuki son evre meme kanseri aynı dönem aralıklarında 102’den 94/100.000 vakaya düşmüştür. Bu da tüm meme kanserli vakaların %31’inin aşırı tanı(overdiagnosis) aldığını göstermektedir. Avrupa ülkelerinde tarama programlarının kullanımı ile elde edilen ekolojik verilerin kullanımı ile araştırmacılar, aşağı yukarı meme kanserlerinin yarısında aşırı tanı konduğunu göstermektedir. Aşırı tanı, melanom ve tiroid kanserlerinde insidansta keskin bir artışa, mortalitede azalma olmadan  kendini göstermektedir. Otopsi verileri, tiroid, meme ve prostat kanserleri nde de subklinik kanserlerin yüksek sıklıkta görüldüğünü desteklemektedir.

 

Aşırı tanı koyma kanserle sınırlı değildir. Gelişmiş teknolojiler daha küçük ve hep daha küçük anormallikleri tespit etmemize imkan verdikçe aşırı tanı olasılığı da artmaktadır.Örneğin multidedektör bilgisayarlı tomografik tarayıcıların 1998’te kullanılmaya başlanması ile, pulmoner emboli insidansı 62,1 den 112,3/100.000’e çıkmıştır. Ne yazık ki, pulmoner emboliden ölme insidansı sadece hafifçe 12,3 ten 11,9/100.00’e gerilemiştir. Bu , artan bir şekilde, ölümcül olmayan küçük subsegmental embolileri bile saptayıp tedavi ettiğimiz için böyledir ve hastaları oldukça fazla riske, maliyetlere ve uygunsuz antikoagülasyonla karşı karşıya bırakmaktayız.  Aşırı tanı sadece anksiyete gibi küçük zararlara yol açar, ama çoğunlukla aşırı tedaviye neden olur ki bu belki daha fazla zararlıdır.
 

Ulusal kanser Enstitüsünden bir çalışma grubu “aşırı tanı” ve “tedaviye ihtiyaç duyacak tanı” için gerekli moleküler tanı testleri ve biyomarkerlerin geliştirilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini önermektedir. Ayrıca düşük evre ve premalign lezyonlardan kanser kelimesini çıkararak, epitel kökenli zararsız lezyonlar olarak sınıflanması gerektiği yönünde tavsiyede bulunmaktadır.”


Kaynak: Ebell M, Herzsteın J. Improving Quality by Doing Less: Overdiagnosis. American Family Physician. 2015; 91(3):162-163
 

 

Dr.Erol Yayla
 

tıpta
teknolojinin
ilerlemesi
her
zaman
hasta
yararına
mı?
Yorum (8)
Alişan Yıldıran
Overdiagnose veya doktorculuk oynamak Merhum Neyzen Tevfik, bugünleri tarif etmiş; Bir hazakatzedeyim,midemi tıp tepti benim Kırk katır tepse yıkılmazdı bu muhkem bedenim Kapladı her yanımı sancı,elem,ağrı,bere Bir mezar oldu vücut,sanki etibba haşere Hastane sanarak çok yere girdim çıktım İbret aldım oralardan da canımdan bıktım. Hazakatzede:Osmanlıca'da hekim hatasının kurbanı olan kimse için alay yollu söylenen söz. Etibba:Hekim Muhkem:Sağlam Kaynak: http://oykudenhikayeler.blogspot.com/2010/12/midemi-tp-tepti.html
0
Cevapla
selami doğan
Çok güzel ve yerinde tespitler Dr. bey. Elinize sağlık.
0
Cevapla
aydin sinal
"tam saglikli insan yoktur,tam tetkik ve teshis edilmemis hasta vardir".tip dünyasinda cokca bilinen bu söz modern alet -edavat performans tip dünyamizi aciklar. Artik check-up denilen islemdende vaz gecilmektedir.batida tedavi edilmeyen degil asiri tedavi edilen hastalar sorun olmakta.yapilan tetkikler ,tedaviler,ameliyatlarin neredeyse yaridan fazlasi luzumsuz oldugunu bu isin icindekiler söylemekte,ama endüstrinin baskisi,saglik calisanlarinin issiz kalmasi korkusuyla bu düzen devam etmektedir.
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Tıpta teknolojinin ilerlemesi her zaman hasta yararına mı? Evet yararınadır.Am teknolojiyi kullanan insan faktörünü (fıtratını) fazla serbest bırakmaya gelmiyor. Teknoloji liyakat halinde değerlidir.Tıpta siyasetin , ticaretin ilerlemesi ise hasta yararına değildir. Teknolojide liyakat , yerindelik , fayda maliyet değerleri iyi tanımlamaya ihtiyaç duyuyor ?Pratikte teknoloji kullanırken bilimsel yöntemin gözetilmesi ancak ( fıtrat gereği) sistemden siyaset ve ticaretin tavizsiz tasfiyesi ile , (yine fıtrat gereği )bilimsel yöntemin gerekleri ,özerklik , açıklık , örgütlü şüphecilik ,çoklu denetim kültürünün olabildiğince yaygınlaşması ile mümkün. Bunların işletilmesi bilimsel özerklik , liyakat , çoklu denetim kültünü öncelemekle olabilir.Teknolojinin kullanılmasında günümüzde bu kavramlarmı yoksa ticaret ve siyaset mi dominant ? Ona karar vermemiz gerekiyor. Teknolojinin siyasal ve ticari amaçlara kurban edilmesi sorunu ! Bir kavram daha var. KAnıta dayalı tıbbın maliyet sorunu ! Sağlık ucu açık kavram ve yaşam iç güdüsü en sağlama ve güçlü içgüdüler olduğuna ögre sağlık kavramında "hasta hekim " asimetrik ilişkisinde para , ticaret , siyaset kavramının "katı biçimde " sağlık işlemlerinde izole edilmesi gerekiyor. Yani kanıta dayalı tıp yada teknolojiyi kullanmanın sonu , maliyeti iyi sorgulanmalı. Ülkemizde karar almada bilimsel hegemonya varsa bunları otururu kurala bağlarsınız.Ama bilimsel hegomonya varsa? Bilim kurumlarının özerklikleir yoksa bilimsel kurullarını etkinlikleri kaybolur. Ülkemizde bilim kurulları , üniversitelr özrk mi ? Kendi içlerinden mi rektör seçiliyor , yoksa atanıyorlar mı? Bilimsel kurulların ve soru sormanın özgül ağrılığı nedir ? Bunları tartışmadan , sorunlarını saptamadan ara kavramları tartışmak afaki oluyor. Yoksa elbette tıpta teknolojinin ilerlemesi her zaman hasta yararınadır. Teknolojiyi kullanan insanların teknoloji kullanma tutumlarındaki tutumları iyi saptamak , belirtmek önem kazanmaktadır. Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 30/03/2015
1
Cevapla
eray karahacıoğlu
1800 ler ve 1900 lerin başında hasta kişilere sağlık yardımı hekimlerin üstlendiği ve temelde dahili ve cerrahi olarak iki branşın yürüttüğü hatta dahili branş doktorların ilaçlarını da kendileri yaptıkları dönemlerdi. Hekimler işlerini yapar bir meslek olarak para kazanırlardı. Bu gün uygar dünya da bir doktora karşılık sağlık sektöründe en az 20 kişi çalışıyor, hekimden çok bu dolaylı çalışanlar kazanıyor, tabii tedavide bir miktar ilerleme kaydettik ve bilimsel verilerimiz daha güçlü, ancak harcanan bunca bedele karşılık ne kadarı değer düşünmek gerekir.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir