Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Doç. Dr. Nur Dilek Bakan, www.kazabam.com’dayapılan yayında akciğer naklinin oldukça uzun süren hazırlığı, ameliyatı ve takibiyle çok basamaklı bir organizasyon olduğunu, akciğer nakli sayısının da totalde 45 bini aştığını kaydederek, “Artık malignite dışı nedenlere bağlı ileri akciğer hastalıklarına sahip seçilmiş hastaların tedavisinde tüm dünyada standart yöntem olarak kabul edilmiştir. Zamanla nakil endikasyonları genişletilmiş ve hasta seçme kriterleri daha az kısıtlayıcı hâle gelmiştir.” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Bakan, yıllar içerisinde nakil sonrası sağkalım istikrarlı bir şekilde artmasına rağmen, uzun dönem sağkalımın kısıtlı olduğunu; median sağkalımda 5,6 yıl; tek akciğer naklinde 4,6 yıl; çift akciğer naklinde de 6,9 yıl gibi sürelerden söz edildiğini ifade etti.
Akciğer naklinin amaçlarını sıralayan Doç. Dr. Bakan, primer amacın sağkalım avantajı yaratmak, sekonder kazanımın ise yaşam kalitesini artırmak olduğunu belirtti.
Doç. Dr. Nur Dilek Bakan, şöyle devam etti: “Nakil kriteri içerisindeki hastalar medikal/cerrahi tedaviye yanıtsız, medikal/cerrahi tedavi uygulanmayan son dönem kronik akciğer hastaları; yani KOAH, IPF, kistik fibroz, AT eksikliğine bağlı amfizem, idiyopatik pulmoner HT’li olanlar yüzde 85’ini oluştururken; akciğer hastalıkları (sarkoidoz, LAM, PLHH vb.) ise yüzde 15’ini oluşturdu.”
Akciğer nakli için hasta seçim kriterlerinde uygun yaşın kalp-akciğer naklinde maksimum 50-55 yıl; akciğer naklinde de maksimum 60-65 yıl olarak kabul edildiğini söyleyen Dr. Bakan, “Hastanın kabul edilebilir nütrisyonel durumunun olması gerekir (ideal vücut ağırlığının yüzde 80-120’si veya 17<BKİ<30). Hastanın sigara/alkol/madde bağımlılığı olmayacak (en az altı ay), psikososyal profili ve desteği yeterli, yani tamamen tedaviye uyumlu olacak. Kendi tedavisini yönlendirebilecek, mükemmel sağlık algısı olacak, anksiyete düzeyi düşük olacak. Koşulsuz sosyal desteği olan, bağımlılıkları olmayan, iletişim kurabilen, hatırlayabilen, hesap yapabilen aday ideal aday olarak sınıflandırılabilir. Çünkü hastanın karmaşık operasyon-risk-ilaç-takip bilgilerini anlayabilecek kapasiteye, operasyon için sosyal güvenceye sahip olması, postoperatif dönem için yeterli finansmanı sağlayabilecek olması önemlidir (takipleri maddi yetersizlik nedeni ile aksatma).” diye devam etti.
Doç. Dr. Bakan, kesin kontrendikasyonlar hakkında da şunları söyledi:
“Diğer organlarda tedavi edilmeyen belirgin disfonksiyon (KBY, hepatik yetmezlik, sol ventrikül EF<30, tedavi edilemeyen koroner hastalık, ilerleyici nörolojik hastalıklar), son iki yılda tanı konulmuş malignite, beş yıl hastalıksız süre, kür elde edilemeyen kronik ekstrapulmoner enfeksiyon (hepatit B/C, HIV gibi); ciddi spinal veya göğüs duvarı deformitesi; sigara/madde/alkol bağımlılığı, psikiyatrik hastalık/uyumsuz hasta ve sepsistir.”
Rölatif kontrendikasyonları sıralayan Doç. Dr. Bakan, “Yaş>65 yıl, invaziv mekanik ventilasyon (Tx sadece listelenmiş hasta), rehabilitasyon potansiyeli olmayan ağır fonksiyon kaybı yanında, dirençli patojenlerle kolonizasyon (B. Cenocepacia, M. Abscessus), obezite (BKİ>30), güvenilir sosyal desteğin olmamasıdır.” dedi.
“Tx öncesi tedavi edilmesi/düzeltilmesi gereken durumlar; diyabet (uç organ hasarı olmayan), osteoporoz, koroner arter hastalığı, GÖR, kilo azlığı/fazlalığı, sosyal destek yetersizliği olarak sayılabilir.” şeklinde konuşan Doç. Dr. Nur Dilek Bakan, “İki üç yıllık sağkalım beklentisi yüzde 50’nin altında olan hastalar yönlendirilmelidir. NYHA Sınıf 3-4, öngörülen bekleme zamanı, Tx yapılmadan öngörülen sağkalımdan kısa olmalıdır.” dedi.
