Medimagazin logo

Yeni TBMM'de kaç doktor var? İşte mesleklere göre dağılım!

Milletvekili genel seçiminin ardından, 25. Dönem Parlamentosu'nda meslek grupları arasında en çok avukatlar bulunuyor.
Yeni TBMM'de kaç doktor var? İşte mesleklere göre dağılım!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

7 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinin kesin olmayan sonuçlarına göre, milletvekillerinin meslek dağılımı gözününe alındığında en çok sayı ile avukatlar dikkat çekiyor.

25. Dönem TBMM'de AK Parti'de 53, CHP'de 31, HDP'de 13 ve MHP'de 6 olmak üzere toplam 103 avukat milletvekili bulunuyor. Böylece, 550 sandalyeli Meclis'in yaklaşık beşte biri avukatlardan oluştu.

Avukatları, meslek grupları içinde doktorlar takip ediyor. Seçimin ardından, 57 doktor, 46 akademisyen, 44 iş adamı, 42 mühendis ve 20 gazeteci milletvekili olarak TBMM'ye girdi.

Meslek gruplarının partilere göre dağılımı şöyle:

AK Parti: 53 avukat, 23 doktor, 20 iş adamı, 18 mühendis, 18 akademisyen, 11 gazeteci.

CHP: 31 avukat, 22 doktor, 12 iş adamı, 9 mühendis, 7 akademisyen, 6 gazeteci.

HDP: 13 avukat, 7 mühendis, 7 akademisyen, 3 gazeteci, 3 doktor ve bir iş adamı.

MHP: 14 akademisyen, 11 iş adamı, 9 doktor, 8 mühendis, 6 avukat.

tbmm
doktor vekiller
Yorum (13)
Namred Tuvad
Diğer mesleklerini yazmadıklarınız ne iş yaparlar acaba sivilde?
0
Cevapla
mehmet akdoğan
önceki dönem kaç doktor vekil vardı onu da yazsanız iyi olurdu. zira onlardan pek bir fayda görmedik.önemli olan doktor vekil sayısı değil meslektaşlarımızın o makamlara geldikten sonra bizi unutmamasıdır.
0
Cevapla
neco
hiçbir doktor meclise girmesin. meclise girdikçe sağlık sistemi çıkılmaz hale geliyor.
0
Cevapla
uzman doktor
meclise giren meslektaşlarımızı kutluyorum. Hekimin küfür,hakaret,şiddet,dayak ve cinayete maruz kaldığı ve daha da kalacağı bu ortamda nasıl bir vekillik yapmayı düşünüyorlar? Yani somut olarak ne yapacaklar? Örneğin doktora dokunanın canı yanacak mı ? Kesinlikle tutuklanıp hapse girecek mi? Sembolik de olsa üç-beş kuruş ceza ödiyecek mi ? Diğer meslektaşlarımızın da yazdığı gibi Şimdiye kadar bir tek doktor vekilden bu konu ile ilgili dişe dokunur bir çaba-girişim-atak görmedik... İkinci konu da hekim emekli maaşları.Emekli bir hekim eğer dürüst çalışmışsa ve babadan kalan bir katkı da yoksa, aldığı emekli maaşıyla çay içmeye dışarı bile çıkamaz. Evi kira ise yandı, önce düşkünler evi, arkadan onun stresiyle mezar. Haa orda rahata erer, hiç olmazsa söven,hakaret eden öldüren yok,nasılsa ölmüş zaten...
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Sorun hekimlerin meclise girme yada girmemesi değil , sorun mecliste siyasal parti sistememizle olağan hale ve çaresiz hale getirilen siyasal kültürümüz. Hekim bu siyasal ve kültürel sistem içinde özerk , özgür hekim yada birey olabiliyor mu ?Bırakın hekim özerkliği , bağımsızlın kurumların , üniversitelerin özerkliği , bağımsızlığı ? SUT fiyatları ile üniversitelr çökertiliyor , bağımlı hale geliyor.Bunları yok sayarsak doğruya vakıf olamayız.Olamıyoruz da ! Biat ve hegemonyanın dışına çıkılabiliyor mu ? KHK çıkarılırken haberi olmayan hekim milletvekili vardı ! Peki kamuoyu , yada biz hekimler bu performans sisteminin ne kadar farkındaydık ? Ne kadar bilgilendirildik ve itibar edildik ? TTB ye ne kadar itibar edildi? Yada halen ne kadar itibar ediliyor ! Hekimlerin en yaygın ve kurumsallaşmış örgütünüe itibar edilmiyor.Yanlıştır. HAdi onu geçtik.Çok sert eleştiriler de var.Tamam. Peki ya şimdi bunca burada MEdimagazinde yazılan arkadaşlarımıza itibar ediliyor mu? Efendim ! Peki ,istatistik haline gelen sağlıkta çökme belirteçlerine rağmen ( maliyet 8-9kat , iş yükü 3 kat artışı ,acilere taşan hasta müracaatı , sağlıkta şiddet , tükenme sendromu , çöken büyük üniversitelerimiz gibi !) soruna ne kadar itibar ediyoruz ? Refarans memnuniyeti olan halk !Eğitim seviyesi ilk okul 4-6. sınıf. Peki hadi halkın memnuniyeti var diyelikm , bu memnuniyet varsa bu memnuniyet ile şiddet nasıl oluyorda çakışıyor ? Bu ne pehriz bu ne lahana turşu dedirtmiyor mu ? Birisi bunu açıklasın !Herhangi biri. Eğitim sistemi de , düşünce sistemi de , üniversitelerde ,meclis ve parti ortamı da aynı biat ve hegemonya kültürünü dayatıyor.Bizde zamanla bunu ediniyoruz , kabulleniyoruz. Bakın buradaki hekim arkadaşlarımız , hekim ! , rumuzla yazıyor.Neden ? hiç rahatsız olduklarını sanmıyorum.Bana söylemek düşüyor.Düeünmeyi ve sorgulamayı unuttuk.Biat kültürüdür. Biat , hegemonya dominantlık. Sağlık sisteminde de doğruların , bilimselliği , empati ve eşgüdümün çalışması gerekirken biat ve dominantlık etkin değer.Yoksa bu üniversiteler niye çöküyor , bu sağlık sistmei bunca harcamaya rağmen neden şidddet , yıpranma , memnuniyetsizik barındırıyor diye adama hesap sorarlardı !Bir yerde sorun var ! Bu acillerde mahşeri haller , bu on yılda pervasız artırılan iş yükü için hesap sorarlardı.Sorun var ! Peki hekimler onlar niye eğer memnun değilse eğitimli olmakta gelen hallerini kullanmıyorlar ? Hekimleri de daha önce susitimal halleri oldu mu? Oldu. O zaman sistemi kamunun denetimie ve özerkliğine bırakacaksın.Denetleme , özerk olma kültürnü edineceksiz.Yoksa aişiret kültrü ile bu işler gitmez.Gitmiyor.Biat ve hegemonoya kültürü ile gitmez. Olursa ne olur sağlık gibi maliyetli dışa bağımlı alan daha maliyetli ve daha bağımlı hale gelir.Sömürge kültürü haline gelir !Bu kadar basit.Aşırı iş ve iş yüküne rağmen , sürekli açılan üniversite ve mezun tıp fakültesine rağmen prestiji tüketilen , 6 yıllık zorlu bir eğitime rağmen Türkiyede insan kalitesi açısından ilk %2-3-5 dilimine girmesine RAĞMEN ! tüketilen ve memnuniyetsiz insanlar haline gelir , getirilir. Yabancılaşma hem hekimler de heme sağlık sistemin de akıl almaz düzeyde yaşanır.Sağlk siyasal ve ticari faliyetlerin cirit attığı faaliyet ve işletme alanına döenr.Ama artan maliyete rağmen şiddet nedense artar ! Evet sorunlar bunlar çözümler ise herkes biliyor ama sskıda , bekliyor. Bakıyoruz. Hekimler meclise giriyor , bakan oluyor , ama kavramsallaşma sorunları , örgütsüzlük olduğundan , siyasalbiat ve hegemonya ile sağlıkta yabancılaşma ve ticarileşme domoninat etki oluyor.Mesele budur ! Yanlışa bakıyoruz. Sağlık sistemi Adan Zye özerk krumlarca ,bilimsel , karşılıklı örgütlü şühecilik ve geribildirim ile yeniden ve sürekli göz önünde bulundurulmalı. Fıtrat gereği ! İnsan fıtratı ! Şimdi uzun tahsilin hatırına Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen’ in yazısı: YANLIŞ TEŞHİSTEN SAĞLIK ÇIKMAZ. HATA SİSTEMDE. http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/01/09/misafir-yazar/aklin-yolu-coktur%e2%80%8f/ Kendisine de güzel ve çok önemli tesbitleri için teşekkür ediyorum.Fakat bunlar , yani doğrular paylaşılmadığı ve yanlışlar denetlen(e)mediği için ,bu kültürde yani "biat ve hegemonya kültüründe" yok sayılıyor , yok sayıyoruz. Yol alamıyoruz. Bu konuda mahiriz. Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 12 Haziran 2015
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir