Medimagazin logo

Tıp fakültesinden arada sırada hekim çıkar; İşte ispatı!

Tıp fakültesinden arada sırada hekim çıkar; İşte ispatı!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Uzun yıllardır Türkiye Klinikleri’ne danışmanlık ve çeşitli dergilere editörlük yapan Biyokimya ve Klinik Biyokimya Uzmanı Dr. Serra Menekay’ın “Aluşta’dan Esen Yeller, Bir Kırım Türküsü” isimli romanı Doğan Kitap’tan Ocak ayında basıldı ve tüm kitapçılarda satışa sunuldu. Dr. Serra Menekay ile roman ve hekimlik üzerine sohbet ettik.

 

Romanınızın Kırım’la ilgili olduğunu biliyoruz. Sizin Kırım’a olan ilginizin nedeni nedir?

Kırımlıyız biz. Babam Kırım’da doğmuş. Romanda ailemizin hikâyesi var.

 

Yani gerçek bir hikâye mi bu?

Fatma’nın dilinden anlattığım, ailemizin, yani Menekay’ların hikâyesi birebir gerçek. Kırım Sürgününü yaşayan ve hikâyesi Kırım’da başlayıp Ural ve Özbekistan’a uzanan Fatma, benim büyük halam, yani dedemin kardeşi. Romanda yazılanları ve daha fazlasını Fatma Halamdan pek çok kez dinledim. Öyküsü Kırım’da başlayıp Almanya ve Türkiye’ye uzanan Nehar ise gerçek hayatlardan esinlenerek oluşturduğum benim kahramanım. Aslında hem Nehar hem de Fatma’nın öyküsünün içinde o dönemde yaşayan tüm Kırımlıların öyküleri saklı.

 

Kırım Sürgünü nedir? Ne zaman ve nasıl oluyor?

Sürgün, 18 Mayıs 1944’te Sovyetler tarafından tüm Kırımlıların Kırım’dan aynı gün vagonlara bindirilip Asya’nın içlerine gönderildikleri bir insanlık trajedisi. Sovyet askerleri sabaha karşı saat 3’te tüm Kırım’daki Türklerin evlerine silahlarla giriyorlar. Toparlanıp evlerinden çıkmaları için herkese 15 dakika süre veriliyor. Sürgün edilenler yanlarına bir torba yiyecek ve su alabiliyorlar ancak. Ailelerin birbirlerini bulup birlikte sürgün edilme şansları bile olmuyor. Fatma Halam 18 gün trenlerle aç susuz yol gittiklerini, yolda ölenleri gömmelerine bile izin verilmediğini her seferinde gözyaşlarına boğularak anlatır.

 

Aluşta’dan Esen Yeller, serra menekay

 

Neydi peki sürgünün gerekçesi?

Almanlarla işbirliği yaparak vatana ihanet etmek. Ancak sürülenlerin eşleri, kardeşleri Sovyet ordusunda savaşıyor. Hatta kahramanlık madalyası alanların aileleri bile sürülüyor. Yani gerçek bir gerekçe değil bu. Gerçek olan, tüm Kırım Türklerinin aynı gün topyekûn Kırım’dan sürülmüş olması. 

 

Savaş, sürgün edilmek, mülteci olmak, hasret ve yaşam mücadelesi yanında aşk da var değil mi romanda?

Evet, aşksız olmaz. Nehar’ın hikâyesinde çok güçlü ve yakıcı bir aşk hikâyesi var. Nehar’daki sevdiğine ve aşka hasreti, Fatma’daki vatana hasret ile yoğurup sunmaya gayret ettim.

 

Roman 50 yıllık bir süreci kapsıyor ve içerisinde tarihi olaylar ve detaylar da aktarılıyor. Oldukça emek vermiş olmalısınız, ne kadar sürdü yazmanız?

Aslında bu hikâyenin yazılması gerek diyerek, Türkiye’deki Kırımlılardan ilk ses kayıtlarını 1997 yılında almışım. 2011 yılında yaptığım Kırım seyahatinde ise birçok video kaydettim ve geri dönüşte üzerinde çalışmaya başladım. Bu dönemde Kırım Sürgünü hakkında çok şey okudum ve biriktirdim. 2013 yılında ise bir yıllık yoğun bir süreçte elimdeki tüm verileri birleştirip romanı kelimelere döktüm. Son birkaç ay ise yeniden Kırım’a gittim, Fatma Halamla birlikte yaşadım ve kitabı beraber tamamladık.

 

Hekimlik yaparken bunları yapmak zor olmadı mı?

Mümkün olmadı aslında, çünkü hekim olarak da çok yoğun çalışıyordum. Bu kitap için mesleğime bir süre ara verdim. Yeri gelmişken belirteyim, eşimin inancı ve desteği olmasaydı yapamazdım.

 

Kırım’daki yaşam nasıl?

Herkes vatanına dönmüş olmaktan dolayı mutlu olsa da ekonomik olarak durumları parlak değil, işsizlik bellerini büküyor. Özellikle erkekler tahsilli olmalarına rağmen iş bulamıyorlar. Kadınlar devlet kurumlarında çalışabiliyorlar, ancak aldıkları ücretler yetersiz. Biliyorsunuz 2014 yılının Şubat ayında Rusya Kırım’ı işgal etti ve şu anda Kırım’ın siyasi durumu çok karışık. Oradaki insanlarımız daha da zor durumda kalmış oldular. Buradan Kırım’a uçak seferleri yok, direkt yardım ulaştırma şansımız yok oldu, yeniden ayrı düştük birbirimizden. Buna çok üzülüyorum ve artık bu insanların çilesi bitsin istiyorum. Umuyorum, romanım bu konuya bir farkındalık da yaratır.

 

Aluşta’dan Esen Yeller, serra menekay

 

Bu sizin ilk romanınız ancak, hep yazıyordunuz. Bundan sonra başka eserler gelecek mi? Mesela hekimlikle ilişkili bir roman yazmayı düşünür müsünüz?

Evet, şu anda ikinci romanı yazıyorum ve yazarken hekimlik mesleğimden çok yararlandığımı belirtmeliyim.

 

O hâlde edebiyat dünyasında bir hekim olarak sizi izlemeyi sürdüreceğiz. Klasik bir soru ile bitireyim; tıp fakültesinden arada sırada hekim çıkar, sözüne katılıyor musunuz?

Hekimler akıllı, düşünen, sorgulayan, empati yapabilen ve çok yönlü insanlardır. Bunlar sanatçıların da sahip olduğu özellikler. Ayrıca, hekimler meslek icabı disiplinlidirler. Dolayısıyla neyi isterlerse yapabilirler. Bu yüzden ben mesleğimle ve meslektaşlarımla gurur duyuyorum.

 

Teşekkürler.

 

KİTABA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

tıp
fakültesinden
arada
sırada
hekim
çıkar
i̇şte
ispatı!
Yorum (2)
Mustafa On
Bir Kırımlı tatar olarak kitabı heyecanla okudum. Gerçek olaylardan yola çıkılmış olması ve akıcı dili heyecanı arttıran, kitabın bir çırpıda okunmasını sağlayan önemli faktörler. Yazarı kutlar, başarılarının devamını dilerim...
0
Cevapla
Nurgül
Merhaba, uzun yıllardır edebiyatla haşır neşir olduğunu bildiğim Dr.Serra Hanım'ı, birikimini ölümsüzleştirdiği ve bizlerle paylaştığı içim yürekten kutlarım, kalemine sağlık.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir