Medimagazin logo

İstanbul Eczacı Odası'ndan TEB’e eleştiri yağmuru

Yaklaşan seçim döneminin, var olan sorunları eczacılar lehine sonuçlandırmak bakımından en uygun dönem olduğunu savunan İEO, TEB’in bu süreci olumlu biçimde değerlendiremediği gerekçesiyle TEB’i eleştiri yağmuruna tuttu
İstanbul Eczacı Odası'ndan  TEB’e eleştiri yağmuru
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İstanbul Eczacı Odası (İEO), Türk Eczacıları Birliğini (TEB) ağır biçimde eleştiren bir basın açıklaması yayımladı. Yaptığı açıklamada eczacıların görüşme masasından kazanımla kalktıkları son tarihin 1 Temmuz 2008 olduğu; ekonomik ve mesleki hakları için en son Aralık 2009’da eylem yapıldığı bilgisine yer veren İEO Yönetim Kurulu, Ocak 2010 tarihinden sonra adeta bir teslimiyet dönemine girildiğini söyleyerek; TEB’i seçim öncesi dönemi olumlu değerlendirememekle suçladı

 

TEB’in uğraşı yeni dönemde milletvekilliği

Eczacıların zor günler yaşadıklarını ve her yeni gün bir eczanenin daha kapandığını belirten İEO yönetimi açıklamasında, “AKP hükümeti tarafından uygulamaya konulmuş olan Sağlıkta Dönüşüm Programı nedeniyle eczanelerimiz son 5 yıldır sürekli kan kaybederken, mesleğimiz de tarihinin en derin ekonomik krizini yaşıyor. Her geçen gün kapanan eczane sayısı artıyor. Türk Eczacıları Birliği tarafından daha bir yıl önce verilmiş sözler (ticari iskontoların geri alınması, fiyat düşüşleri nedeniyle oluşan raf zararlarının telafisi, kamu kurum iskontoları yükünün üzerimizden kaldırılması, meslek hakkı alınması, eczane kâr oranlarının artırılması) bugün unutulmuş durumda. Merkez Heyeti yöneticileri bir yandan durumlarından şikayetçi olmadıklarını iddia ettikleri 32 bini aşkın eczacı için gelecek hayali kurmakla zaman tüketirken, diğer yandan yaklaşan genel seçimde ‘kendimizi nasıl milletvekili adayı yaparız’ uğraşı içerisindeler” ifadelerini kullandı.

 

TEB’in çözüm önerisi var mı?

İEO yönetimi, yakın zamanda yeni bir ilaç düşüşü ile karşı karşıya kalmalarının kaçınılmaz olduğunu savunduğu açıklamasında, “AKP hükümetinin global bütçe uygulaması kapsamında 2010 yılı ilaç giderleri için ödemeyi öngördüğü tutar olan 14,9 milyar TL daha şimdiden 1 milyar TL aşılmış durumda. Bu gelişme karşısında ilgili Bakanlık yetkilileri yeni tasarruf tedbirleri paketini ilaç sanayicilerinin önüne koydular. Hükümet ilaç sanayicilerinden %11 olan kamu kurum iskontolarının  yüzde 15'e, eşdeğer ilaçlar için uygulanan bandın yüzde 55'e, 20 yılı doldurmuş ilaçlar için uygulanan iskontonun yüzde 25'e çekilmesini talep etti. Görülüyor ki AKP hükümeti ilaç sanayisi ile hangi koşulda uzlaşırsa uzlaşsın, yakında çok ciddi ilaç fiyat düşüşleri ile karşı karşıya kalacağız. Acaba Türk Eczacıları Birliği yönetiminin bu düşüşten eczane ekonomilerinin zarar görmesini önlemek için öngördüğü bir çözümü var mı? Fiyat düşüşlerinin faturasını bugüne kadar olduğu gibi yine biz mi ödeyeceğiz?” ifadelerine yer verdi.

 

Ciddi eylemlerin zamanı geldi

Haziran 2010’da gerçekleşecek genel seçimlerden önce çok kritik üç gündem maddesinin eczacıları beklediğine dikkat çeken Oda yönetimi, “Reçetesiz ilaç reklamını serbest bırakacak RTÜK Yasa Tasarısı, Meclis'e gönderilmiştir; 2010 yılı İlaç Alım Sözleşmesi taslağı SGK tarafından Türk Eczacıları Birliği'ne yollanmıştır; 6197 Sayılı Yasada değişiklik yapacak taslağın bir ya da iki maddesinin bir torba yasa içerisinde meclisten geçirilmesi önerilmiştir.

Reçetesiz ilaçlarda reklamı serbest bırakacak olan RTÜK Yasası Tasarısı, Adana Bölgelerarası Toplantısının başladığı gün Anayasa Komisyonundan geçerek TBMM'ye gönderilmiştir. Önümüzdeki süreçte reçetesiz ilaçların eczane dışına çıkarılmasının ilk adımı olan bu taslak yasalaştığı takdirde halk sağlığı ciddi risk altına girecektir. Bugüne kadar reçeteli ve reçetesiz her türlü ilacın reklamına karşı çıkan ve başarılı olan bizler bu tasarının Meclis gündemine gelmesini önlemek için güçlü, ses getirecek ve halkın desteğini de alacak bir mücadeleyi bugünden başlatmalıyız. Milletvekillerine mektup yazmaktan daha ciddi eylemlerin zamanı gelmiştir ve geçmektedir. Türk Eczacıları Birliği'nin RTÜK Yasa Tasarısı ile ilgili bir eylem planı var mıdır? Varsa ne zaman açıklayacaktır?” açıklamasında bulundu.

 

Zararların karşılanması için en uygun dönemdeyiz

İEO yönetimi yaptığı açıklamada Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sözleşmelerine de değindi. Dolmasına bir yıldan fazla bir süre olan 2009 yılı sözleşmesinde SGK’nın bugünkü uygulamaları ile çelişen ve yeniden düzenlenmesi gereken maddeler olduğunu savunan yönetim, yeni taleplerin sözleşmelere konması için TEB üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını aktardığı açıklamasında, “SGK yeni bir kölelik sözleşmesi peşindedir. Oysa genel seçim süreçleri iktidar partilerinin ellerinin en zayıf olduğu dönemlerdir. Bu dönemlere rastlayan sözleşmeler bizler açısından hep yeni kazanımlar getirmiştir. Türk Eczacıları Birliği yeni bir sözleşme imzalamak istiyorsa bunun için kamu kurum iskontolarının üzerimizden kaldırılması, fiyat düşüşleri nedeniyle oluşan raf zararlarımızın ilaç sanayisi tarafından karşılanmasının garanti altına alınması, reçete başına meslek hakkı verilmesi gibi temel çözüm önerilerimizi bu dönemde olmazsa olmaz şartlar olarak pazarlık masasında hükümetin önüne koymalıdır. TEB yöneticileri böyle bir süreci göze alamıyorlarsa bizlere yeni sorunlar getirecek bir sözleşmeyi görüşmeyi reddetmelidirler. Eğer önümüzdeki süreçte bir sözleşme imzalanacaksa bu sözleşme SGK'nın dayatıp Türk Eczacıları Birliği'nin kabul ettiği bir sözleşme değil, bu hizmetin gerçek sahibi olan 24 bin eczacının onay verdiği bir sözleşme olmak zorundadır” ifadelerini kullandı.

 

Mücadele yasanın tamamı için olmalı

Açıklamasının sonunda mecliste yasalaşması beklenen taslağa da değinen İEO şu ifadeleri kullandı:

“6197 sayılı yasa taslağı halen Başbakanlıkta beklemektedir. Eğer hükümet bu taslağın tek kelimesine bile dokundurtmadan Meclis'ten geçirebiliyorsa durmasın, yasalaştırsın. Eğer yasamızın sadece bir iki maddesi bir torba yasa içerisinde geçirilecekse bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Torba yasaların içerisinden ne çıkacağını önceden öngörmek mümkün değildir. Siyasi irade bu konuda ısrarlı olursa tavrımız açıktır. Yasamızın değişmesini bugüne kadar bekledik, gerekirse daha da bekleriz. Türk Eczacıları Birliği 6197 sayılı yasamızın bir veya iki maddesini pazarlık konusu yapmamalı, hazırladığımız taslağın tümünün yasalaşması için mücadele etmelidir”

i̇stanbul
eczacı
odası'ndan
teb’e
eleştiri
yağmuru
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir