Medimagazin logo

Ben bugün hastam ve eşinden dayak yedim

Ben bugün hastam ve eşinden dayak yedim
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Bugün 16 Aralık 2010 perşembe, 46 yaşında, 23 yıllık hekim, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak çalıştığım bodrum devlet hastanesinde hastam ve eşinden dayak yedim, darp edildim.

 

Şu an sağ kulağımda işitme kaybı, çınlama, sırtımda koca bir ekimoz ve ağrı, sağ elimde kullanamayacak derecede yanık var. Kendini nasıl hissediyorsun diyenlere cevabım 'b.k gibi, değersiz, şaşkın, kırgın, şevki kırılmış' diyorum. gözyaşları içinde yazıyorum bunları.

 

hak ettim mi, ne yaptım da bana bu yapıldı sorularına cevabım yok zaten, olsa ne olacak ki, ne değişecek.

 

siz hekimlere olayı anlatayım. 13hafta 3 günlük gebe hastam F.Ü.'nün ultrasonunda anensefali tespit ettim, radyolog arkadaşıma da teyid ettirdim, tahliye önerdim, anlattım, hasta ve eşi kabul ederek yattılar. Dün saat 15 den 21 e kadar tıbbi tahliye ile abortu gerçekleştirdim, kontrol ultrasonunda rezidü ? gelmesi üzerine curettage önerdim, hastayı masaya aldım, spekülüm koymama, anestezi vermeme fırsat kalmadı hastamın huzursuzluğundan. 1-2 dakika sürecek bir girişimdi. hasta izin vermedi masadan kaldırdım, tedavisini düzenleyip kontrole çağırdım. eşiyle olan telefon görüşmesinde kendisini neden özel hastaneye götürmediğini söyleyen, gıyabımda tehdit, küfürler sallayan hastam eşini de etkileyerek beni bahçede beklemeye başlamışlar.

 

elimde çay ile hastane bahçesinde karşıma çıkıp beni neden özel hastaneye göndermedin diyen yeşil kartlı hastam  tarafından sağ kulağıma tokat, eşi M.Ü. tarafından sırtıma ilki olmak üzere defalarca darp edildim. ben mi ne yaptım, çay elimi yakmıştı, defalarca yumruk iniyordu, kaçtım. onlar da peşimden koşuyordu, başhekimliğe sığındım,kapıyı kapattım, şikayetçi oldum olay yargıda,ben evde,çınlayan ve az duyan bir kulak, elim pansumanlı bunları yazıyorum.

 

4 aydır bu hastanedeyim. sezeryan dışında hiçbir girişim yapılmayan hastaneye jinekolojik ameliyatları getirdim, infertilite hastalarını almaya başladım, sevk etmedim, risk aldım, eski sezeryanları normal doğurttum, sezeryan oranım Avrupa ortalamasının altında idi, hiç hasta şikayetim olmadı, memnuniyet %100 dü, polikiliniği hiç kısmadım,10 gün icap,3-4 nöbet,izinsiz çalıştım.mükafatı da bu oldu.

 

şifaya kavuşturduğum , eşi tarafından özel hastaneye götürülmeyen hastam tarafından darp edildim. şimdi önümde bir A 4 kağıt ve kalem duruyor, istifamın kabulünü arz ederim diye yazmamı bekleyen, içeride de 13 ve 6 yaşında 2 çocuk babaları tarafından okutulmayı, büyütülmeyi bekleyen.

 

ben küstüm arkadaşlar,ben küstüm.

 

Dr.Hakan Bayraktar

 



 

Sağlık Bakanlığı tarafından 2003 yılında başlatılan ve adı onlara göre “Sağlıkta Dönüşüm Programı”, bize göre de “Sağlıkta Yıkım Programı”  olan uygulama ile bu güne kadar ülkemizde sağlık alanında önemli değişiklikler olagelmiştir. Son olarak 13 Aralık’ta Sağlık Ocaklarımızın kapatılıp yerine Aile Sağlığı Merkezleri açılmasıyla, birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirildiği bu dönüşüm-yıkım programının esası; sağlığı her T.C. vatandaşının anayasal hakkı olmaktan çıkarıp, bütün sağlık hizmetlerini özel sektöre ve sigorta şirketlerinin insafına devretmektir.

 

            Mevcut Hükümet bir yandan bu dönüşüm-yıkım programını uygulamaya koyarken, bir yandan da vatandaşın tepkisini çekmemek için göz boyayıcı – yanıltıcı önlemler almaya çalışmıştır. Örneğin, daha önceden hekimin uygun görerek sevk etmesi durumunda özel hastaneye giden memur-emekli, SSK ve Bağkur’lular sevk gerektirmeden özel hastaneye gidebilir hale gelmiştir.

 

            Yapılan yıkımı gizlemenin ve vatandaşa şirin görünerek sağlığı bir seçim malzemesi olarak kullanmanın bir başka yolu da “Hasta Hakları”nı olabildiğince geliştirmek ve yaygınlaştırmak olmuştur. Her hastanede ve hastanelerin neredeyse her koridorunda hasta hakları ile ilgili bir yazıya rastlanır olmuş, vatandaş hekimler konusundaki her türlü şikayetini telefon ya da internet aracılığıyla SABİM’e iletebilir hale gelmiştir.

 

            Muğla Tabip Odası olarak elbette hastalarımızın haklarını aramalarına karşı olamayız. Ancak, burada vurgulamak istediğimiz asıl konu, Sağlık Bakanlığı hasta haklarını bu kadar yüceltirken, hekimlerin çalışma koşullarını ve devlet hastanelerinin tıbbi ve teknik olanaklarını aynı oranda geliştirmemiştir. Sayın Başbakan’ın ve Sayın Sağlık Bakanı’nın medyadaki söylemlerine inanan vatandaş, yüksek bir beklentiyle sağlık kurumlarına başvurmakta, gerçeklerle yüz yüze gelip beklentisi karşılanmadığında da bunun sorumlusu olarak hekimleri görmektedir. Yine Sayın Başbakan’ın ve Sayın Sağlık Bakanı’nın hekimler hakkındaki basına yansıyan düşmanca söylemleri de vatandaşı etkilemekte ve bütün bunların sonucunda, her türlü olumsuz koşula rağmen hastasının sağlığı için canla başla çalışan hekimler ve diğer sağlık personeli hasta ve yakınlarının ruhsal ve fiziksel şiddetine maruz kalmaktadır.

 

Son olarak, 16.12.2010 günü öğle saatlerinde Bodrum Devlet Hastanesi’nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr.Hakan BAYRAKTAR bizzat kadın hastası ve eşinin fiziksel şiddetine maruz kalmış, bunun sonucunda elinde birince derece yanık ve sağ kulak zarında kanama ve ödem oluşmuştur. Meslektaşımızın bu olay karşısında yaşadığı ruhsal travma ise tarif edilemez.

 

Dr.Hakan BAYRAKTAR 13 haftalık hamile olan hastasına ultrason yapmış ve bebeğin beyin gelişiminin olmadığını (anensefali) saptamıştır. Bunun üzerine bebeğin sakat doğacağını ve bu gebeliğin sonlandırılması gerektiğini aileye açıklamıştır. Yeşil kartlı olan aile bunu kabul edince hastasını servise yatırmış ve 15.12.2010 gecesi saat 21.00’de düşüğü gerçekleştirmiştir. Ertesi günü yaptığı kontrol ultrasonunda rahim içinde parça kaldığını görünce aileye kürtajla bunun temizlenmesi gerektiğini anlatmış ve hastayı masaya almıştır. Huzursuz olan hastasını sakinleştirmeye çalışmış, ama hasta bir türlü müdahaleye izin vermeyince tıbbi tedavisini vererek 1 hafta sonra kontrola çağırmıştır.

 

Bu yaptıkları karşısında hasta ve eşinden teşekkür beklerken neden saldırıya uğradığını ve darp edildiğini meslektaşımız anlayamamaktadır.

 

Muğla Tabip Odası olarak bir meslektaşımıza yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyor ve kendisine ve tüm sağlık çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Ayrıca saldırıların nedeni olarak yukarıda açıklamaya çalıştığımız konuları da değerli basın mensuplarımızın ve kamuoyunun taktirlerine sunuyoruz.

 

MUĞLA TABİP ODASI

YÖNETİM KURULU

ben
bugün
hastam
ve
eşinden
dayak
yedim
Yorum (120)
hasan efe
hasata ve yakınlarını bu olaydan dolayı şiddetle kınıyorum. ayrıca bu sağlık politikanın sonucunda bize yöneltilen şiddeti ayrıca defalarca kınıyorum. sayın populist şahislar çıkıp bu kudurmuş insanlara bir şey söylemanin zamanı gelmedi mi... yoksa içten içe mutlulu mu hissediyorlar.
0
Cevapla
D. Y.
Geçmiş olsun değerli meslektaşım Hakan bey. Öncelike bu tür olaylara zemin hazırlayanlara, sonra da bunu yapanlara yazıklar olsun. Memleketde doktorluğun değeri bu işte. Bu kadar şevkle çalışan doktora yapılan bu hareketler insanlığa sığmaz. Ama bu işler bir yere kadar gider, bir yerden sonra tersine dönmeye başlar elbet. Bu insanlık dışı hareketi yapanlar da cezasını mahkemede alırlar zaten ama olay ceza almakla da bitmiyor...
0
Cevapla
drak
YETERRRRRR ARTIK ...SESİMİZİ DUYUN
0
Cevapla
emrullah kutacun
geçmiş olsun kardeşim,bu senin suçun değil ve ne yazık ki hepimizin başına gelebilir...
0
Cevapla
esra
söyleyecek kelime bulamıyorum-sadece ağlıyorum......
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir