Medimagazin logo

Bakan Akdağ'ın TRT ve NTV'ye verdiği Tam Gün mülakatları

Bakan Akdağ'ın TRT ve NTV'ye verdiği Tam Gün mülakatları
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

TRT HABER/ TARİH: 05.03.2011 / SAAT: 20:00 / SÜRE: 00:18:00“HABERLER” 

SUNUCU- TRT Haber saat başı gelişmelerle karşınızda sayın seyirciler. Tam Gün Yasasında son noktayı Danıştay koydu. Yasa hakkında, Anayasa Mahkemesince verilen karar üzerine Sağlık Bakanlığı tarafından bir duyuru yayınlanmıştı. Bu duyuruya karşı açılan davada Danıştay 5. Dairesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Sağlık Bakanlığının bu kararına itirazını haklı buldu ve yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı. Sonuç olarak, hekimler bundan böyle ya kamuda ya da özel olarak çalışabilecek. Kararın ayrıntılarını ve Tam Gün Yasasının uygulamada neler getirdiğini konunun en yetkili ismiyle, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’la konuşacağız. Kendisi stüdyo konuğumuz. Hoş geldiniz, Sayın Akdağ.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Hoş bulduk, Aslı Hanım.

SUNUCU- Şimdi öncelikle, Danıştay’ın aldığı bu karar tam olarak ne anlama geliyor, gerekçesi nedir, bunu alarak başlayalım.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Tabi. Şimdi biliyorsunuz biz Hükümet olarak geçtiğimiz yılın ortalarında bir kanun yaptık. Dedik ki, artık devlette çalışan, kamuda çalışan doktor arkadaşlarımız, meslektaşlarımız yalnızca kamuda çalışsınlar. Yani dışarıda çalışmak isteyenler tabi çalışabilir, muayenehane açabilir, özelde çalışabilir ama, eğer kamuda çalışıyorlarsa artık dışarıda bu çalışma olmasın. Bunu Ana Muhalefet Partisi Anayasa Mahkemesine götürdü, Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesine götürdü. Mahkeme, bazı maddelerine ya da bazı ibarelere iptaller verdi. Bizde bütün bunları değerlendirerek bir açıklama yaptık, bir duyuru yaptık internet sitemizden. Dedik ki, Anayasa Mahkemesinin de verdiği bu karara göre bazı iptaller yaptı ama, bu sonucu değiştirmedi, artık kamuda çalışan doktorlar ikili çalışma yapamazlar. Yani sadece devletin hastanesinde çalışırlar, ayrıca muayenehane falan çalıştıramazlar. Bunun üzerine Tabip Örgütü, Danıştay’a gitti. Biraz önce sizin de ifade ettiğiniz gibi. O zaman Danıştay ilgili dairesi bir yürütmeyi durdurma kararı vermişti ama, şimdi genel kurul, Danıştay’daki dava daireleri genel kurulu bizim Hükümetimizin aldığı, daha doğrusu Meclis’in oluşturduğu kanunun yorumlanması hususunda Sağlık Bakanlığının lehine bir karar verdi. Sonuçta, artık ikili çalışma yapılamaz anlamına gelecek bir kararı vermiş oldu.

SUNUCU- Şimdi bu noktadan hareketle bu kararın Tam Gün Yasasıyla ilgili nihai karar olduğu söylenebilir mi? Bundan sonra süreç nasıl işleyecek? Siz Bakanlık olarak hangi adımları atacaksınız, bu hususlara da değinmek isteriz.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Hukuken şu anda artık kamuda çalışan hekimler ikili çalışma yapamazlar. Danıştay’ın aldığı karar çok açık net yani. Gerekçelerini de gayet güzel bir biçimde yazmış. Bu gerekçelere girip vatandaşımızın başını boşuna ağrıtmaya gerek yok. Bu çok net yazmışlar yani. Dolayısıyla, şu an itibariyle artık kamuda çalışan, Sağlık Bakanlığında çalışan, üniversitelerde çalışan öğretim üyeleri ya da doktorlar, kamuda hizmet veren doktorlar ikili çalışma yapamazlar. Kamuda çalışmayı tercih edenler kamuda çalışacaklar, özelde çalışmayı tercih edenler özelde çalışacaklar.

SUNUCU- Tam bir yol ayrımı yani hekimler için artık.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Tabi bundan sonra ilgili meslek örgütü tekrar ben mahkemeye gideceğim vesaire diyor ama, sonuçta şu anda hukuk neyse biz o hukuku uygulayacağız. Bundan sonrası bundan sonrasına aittir. Her zaman için Türkiye Büyük Millet Meclisi başka bir karar alabilir, başka bir kanun yapabilir. Bugünkü hukuk artık bu ikili çalışma tarihe karışmıştır.

SUNUCU- Şimdi az önce süreci aktarırken Anayasa Mahkemesinin kararına değindiniz ve üniversite hastanelerine ilişkin de bize göre ifadesini kullandınız. Şimdi Anayasa Mahkemesinin üniversite öğretim üyelerinin kurum dışında çalışma yasağına iptal kararı vardı. Bu noktada bu son kararla bir çelişki var mı? Bu konuya bir açıklık getirelim. Yani bu üniversite öğretim üyelerini kapsamıyor mu, kapsıyor mu bundan sonrası?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Buna YÖK, Danıştay’ın bu karını alacak, ona bakacak, ne gerekiyorsa onun gereğini yerine getirecek. Bu aslında Aslı Hanım şunu konuşmak lazım: Biz şu anda kaç hekim arkadaşımız, meslektaşımız için fiiliyatta bu durumu tartışıyoruz? Sağlık Bakanlığında çalışan 30 bine yakın uzman var. Üniversitede çalışan 10 bin civarında uzman var. Bu konu daha çok uzmanlarımızı ilgilendiren bir konu. Her ne kadar diğer hekimlerimizin de çalışma şartlarıyla ilgiliyse de, yani piyasada en çok konuşulan kısmı bu. Şimdi bu yaklaşık 40 bin hekim arkadaşımızdan, meslektaşımızdan şu anda ikili çalışma yapan 2500 civarında, zaten diğer meslektaşlar ikili çalışma yapmıyorlar. Biliyorsunuz bu üniversite hastanelerinde vatandaşın hoca parası adını taktığı, işte üniversiteye gittiğinizde ödediğiniz bazı paralar vardı. Bunu da kanun…

SUNUCU- Ya da bir ameliyat.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Ameliyat, işlem vesaire. Bunlar da kalktı ortadan, yani yaptığımız kanunla bunu da ortadan kaldırdık.

SUNUCU- Bu da aslında önemli bir nokta.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Dolayısıyla, yani 40 bin hekimin 2500’ü bu ikili çalışmayı zaten yürütüyordu. Şimdi bize göre kanun, şu andaki Danıştay’ın verdiği kararla bu 2500 kişinin de ikili çalışma imkanını ortadan kaldırmış oldu.

SUNUCU- Bu noktada yetkili kurum YÖK müdür o zaman?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Üniversiteler için tabi ki bunu kendi çalışanlarına aktaracak kurum YÖK’tür. Ancak biz, şöyle söyleyeyim: Danıştay’ın kararını hem serbest muayenehaneler için, hem özelde çalışan bütün hekimler için uygulamaya mecburuz, yani bu hususta bizim bir yorum yapmaya ya da bunu sağa sola çekmeye hakkımız yok. Aslında Sayın Noyan şunu söylemek lazım: Bu sonuç, yani doktorların ikili çalışamayacakları sonucu, tam gün çalışmaları gerektiği sonucu hem doktor arkadaşlarımız, meslektaşlarımız için, hem de vatandaşlar için çok hayırlı bir iş. Ben aslında sizin programınızdan Meslek Örgütünü de şuna davet ediyorum: Bütün hekimlerimizi bir böyle gelecek açısından belirsizliğe sevk edecek gereksiz bir süreci devam ettirmesinler. Burada milli irade çoktan kararını vermiştir. Yani halk bunu istemiyor. Bu doğru bir sistem değil çünkü. Bu sistem, bir taraftan halkın işini zorlaştırıyor, vatandaşın doktora erişmesini zorlaştırıyor. Öbür taraftan doktorun hastasıyla doğrudan bir para ilişkisine yol açıyor. Ne gereği var? Bunun peşinde bir daha ne diye gidecekmişiz yani? Halkın verdiği bir kararı adeta suyu yokuşa götürmeye çalışır gibi, yokuşa götürmenin bir anlamı yok. Bakın biz şunu da yaptık: Hani üniversitelerimizdeki hocalara gidip para ödüyordu vatandaşımız hizmet alabilmek için. O ödenen paranın bir miktarı da değerli hocalarımıza veriliyordu, o işte hoca parası adı altında. Şimdi biz bunu ortadan kaldırdık ama, üniversite hastanelerine 2010 yılında bu şekilde ne kadar para ödemişse vatandaşımız, Hükümet olarak biz bunu üniversite hastanelerine ödeyeceğiz. Yani aman vatandaş ödemesin yeter ki, vatandaş bu sıkıntıyı çekmesin.

SUNUCU- Hekimlerin kaygılarını giderecek birtakım adımların evet atılacağı…

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Bakın ne diyorum, hekimlere üniversite hastanelerinde ne ödenmişse biz Torba Yasaya bir madde koyduk ve bütün üniversite hastanelerimize ay ay ödenmiş olan bu parayı biz ödeyeceğiz. Ama yeter ki vatandaş biraz önce ifade ettiğim gibi bu mecburiyeti hissetmesin. Yani herkes üniversite hastanesine gittiği zaman parayı bulup da nereden verecek. Yani bu doğru bir sistem, biz normalleşmeyi getiriyoruz Hükümet olarak, normal olan bu. Anormal olan, yanlış olan daha öncekiydi. Şimdi burada şunu da ifade etmek istiyorum: Evet hekimlerimiz daha çok kazanmaları, daha rahat etmeleri, özlük haklarının genişletilmesi için biz Tabip Örgütüyle de, muhalefetle de birlikte çalışmaya devam edelim. Ben Sağlık Bakanı olarak bugün arkadaşlarım ne kazanıyorsa daha fazla kazanmasını elbette istiyorum. Ama bu vatandaştan alma üzerine bina edilmiş bu köhne sistem artık bunun peşinde koşmayalım, yani bu doğru bir şey değil ki. Vatandaş, bunun işçisi nasıl ödeyecek, memuru nasıl ödeyecek, emeklisi nasıl ödeyecek, yeşil Kartlısı nasıl ödeyecek, Bağ-Kurlusu, esnafı nasıl ödeyecek? Kötü bir sistemdi bu yani. Gideceksiniz, alacaksınız annenizi, ninenizi sırtınıza, 5 kat, 7 kat yukarı muayenehaneye çıkacaksınız, para ödeyecek, olacak bir şey değil.

SUNUCU- Şimdi tam da bu para noktasının altını çizmişken siz, çünkü tartışmanın önemli bir kısmı hararetli noktalarından biri de bu ücret konusu. Şimdi bu yasa geneline baktığımızda tabi ki yasanın vatandaşa katkılarını konuşacağız ama, madem siz bu noktaya getirdiniz önce burayı sorarak başlayalım. Doktorların bu ücret konusunda da tepkileri var, bir maaş düzenlemesi, bir maaş artışı getiriyor mu yasa ya da ne yönde bir düzenleme getiriyor bu konuda?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Şimdi yasa şunu yaptı: Doktorlarımıza her ay sabit olarak kazanabilecekleri bir miktarı vermiş oluyoruz. Bunun üstünde de doktorlarımızın verdikleri hizmetlere göre, üniversitedeki hocalarımızın ya da bizim Sağlık Bakanlığının eğitim hastanelerindeki hocaların yaptırdıkları eğitimlere, araştırmalara, toplam verdikleri hizmete dayalı olarak onlara puanlar veriliyor ve döner sermayeden de kendilerine ek ödemeler veriliyor. Bu doğru bir sistem. Yani şimdi aslında şöyle düşünmek lazım: Hani muayenehaneye gelince hasta ya da işte hastanede, üniversite hastanesinde özel muayene parası verince oluyor, ama performansı göre devlet ödeyince olmuyor.

SUNUCU- Evet, bu performans kriteri de çok tartışmalı noktalar da.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Bakın dikkat edin, önemli nokta ne yani? Eskiden de muayenehanecilik ya da hastanenin içindeki muayenehanecilik öyle diyelim yani sistem böyle çalışıyordu çünkü, yine bir performansı gerektiriyordu. Yani size vatandaş gelecek para ödeyecek, kazancınız buna göre şekilleniyordu. Eğer vatandaş ödemezse kazancınız daha az olur, öyle değil mi? Orada bir performans var. Vatandaş verdiği zaman performansa evet, devlet verdiği zaman performansa hayır dersek vatandaşa çok haksızlık yapmış oluruz. Biz bir sosyal devletiz. AK Parti olarak bu sosyal devletin gereklerini yerine getirmeye de devam edeceğiz. Yani biz vatandaşımızı sağlık gibi önemli bir alanda parayla sağlığı arasında tercih yapacak bir duruma bırakamayız. Bu millet neler çekti Aslı Hanım, neler çektik. Yani yakınınız, eşininiz hastalanacak, Allah korusun kanser olacak, ne bileyim bir kadın özellikleriyle ilgili bir hastalığı olacak, neyiniz varsa satacaksınız, savacaksınız, ona bir hizmet almaya çalışacaksınız. Böyle sağlığımızı piyasanın şartlarına terk edemeyiz. Ama tekrar söylüyorum meslektaşların hukukunu mutlaka koruyacağız, zaten şu andaki hükümler bunları ihtiva ediyor. Bakın özellikle asistanlarımız, özellikle üniversite hastanesinde asistanlarımız yıllarca çok sıkıntı çektiler. Doğru dürüst ek ödeme alamazlar.

SUNUCU- Evet hala da çalışma koşullarından şikayetçi asistanlar.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Ondan sonra efendim nöbet paraları son derece yetersiz. Şimdi bunları Tam Gün Yasasında düzeltiyoruz. Üniversitelerimize asistanlarına da ek ödeme verebilecek imkanlar getirdik. Kesinlikle önümüzdeki günlerde değerli asistanlarımız görecekler.

SUNUCU- Onların çalışma saatlerine yansıyan da pratikte bir çözüm sunuyor mu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Yasa doğrudan çalışma saatleriyle ilgili değil ama, aslında çalışma saatleriyle ilgili genel hükümler var. Yani bir asistanı böyle hani öğrenmesi için belki nöbet tutturacaksanız bu kaçınılmaz bir şeydir. Ama gün aşırı nöbetler tutturmak, efendim böyle neredeyse aralıksız çalıştırmak falan bunlar doğru şeyler değil. Üniversitelerimiz bu hususta da itina göstermeliler. Yani o asistanın da hem kendisiyle ilgili hakları var, hem hastanın o asistanın verdiği hizmetle ilgili hakları var yani. Sürekli olarak bu işi saatlerce dinlenmeden yapan bir insanın yanlış yapma riski de oluşuyor. Kendisi açısından da, kötü hastası açısından da kötü. Dolayısıyla, şimdi yeni bir sisteme geçiyoruz. Karanlık bir dönemi, tarihin karanlık bir dönemini kapatıyoruz. Yani tabiri caizse bir daha geriye dönmeye çalışma, irtica çalışması gereksiz. Yanlış bir yere doğru bunu götürmeye çabalamayalım, doğruya doğru götürelim. Şuna bir defa hepimiz katılıyor muyuz? Vatandaştan devletin hastanesinde, devletin üniversitesinde para alınmaz. Devletin hastanesine gelen vatandaş aslında devletin hastanesi, devletin üniversitesi diyoruz ama, bu milletin hastanesidir, milletin üniversitesidir, halkındır bunlar. Ben kendi vergilerimle ya da kendi primlerimle oluşturulmuş olan bir hastaneye geleceğim, orada çalışanların maaşlarını devlet öder ya da ek ödemeleri sigortadan ödenen paralarla karşılanırken ben neden cebimden para ödeyeyim? Bunu biz halkımıza reva göremeyiz. Bunu değiştireceğiz, değiştirdik.

SUNUCU- Şimdi hekimler açısından maaş noktasına aydınlık getirdiniz ve yine çalışma koşullarına değinmişken şöyle bütün olarak baktığınızda biz Danıştay kararı üzerinden konuşuyoruz ama, aslında Tam Gün Yasası çok uzun zamandır gündemde, çok uzun zamandır konuşulan bir konu. Genel olarak baktığımızda vatandaşa ne tür bir hizmet sunulması, ne tür bir kolaylık sunulması amaçlanıyor Tam Gün Yasasıyla ve hekime neler getirecek?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Artık biz vatandaş olarak muayenehane kapılarında boynumuzu bükmeyeceğiz. Muayenehanelerin dar merdivenlerinden biraz önce söylediğim gibi annemizi, ninemizi, eşimizi sırtımıza alıp çıkmak mecburiyetimiz bitmiştir Türkiye’de, böyle bir şey yok. Hem gideceğiz, hem boynumuzu bükeceğiz, hem para vereceğiz hizmet almak için, bu bitti. Üniversite hastanelerine gittiğimizde bir hocaya ulaşmak için, erişmek için para vermek zorunda da kalmayacağız. Meslektaşlara sıra gelince, bir şekilde çok çok küçük maaşların yanı sıra, geri kalan gelirin tamamen hastadan alınmak zorunda kalındığı bu kötü sisteme artık mahkum değiliz. Hükümet, özellikle üniversite hastaneleri için söylüyorum, ek ödeme dağıtabilecek miktarda üniversite hastanelerine verdiğine göre artık bundan sonra bize düşen yöneticiler olarak hekimlerimizin en iyi şekilde hizmet edebilecekleri ve de bununla birlikte kazanabilecekleri ortamı onlara sağlamak olacak hem Sağlık Bakanlığı hastanelerinde, hem üniversite hastanelerinde.

SUNUCU- Şimdi şöyle bir baktığımızda dün Türkiye İstatistik Kurumu bir memnuniyet araştırması sonuçları açıkladı. Ve buna göre Türk halkının yüzde 73’ü sağlık hizmetlerinden memnun, böyle bir sonuç var. 2003 rakamlarına baktığımızdaysa bu oranın yüzde 39.5’te olduğunu görüyoruz. Öncelikle bu rakam nasıl yüzde 73 seviyesine çekildi ve bunun yüzde 100 olabilmesi için Türkiye’nin önünde daha ne kadarlık bir mesafe, ne kadarlık bir yol var?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Aslı Hanım, tabi yüzde 100 çok iddialı bir şey olur. Dünyanın hiçbir yerinde bunu sağlayamazsınız. Biz şöyle bir hedef koyacağız kendimize, bugün arkadaşlarımızla konuştuk: Bu yüzde 73 memnuniyeti 2004’e kadar, 2004’teki memnuniyet anketlerinde en az yüzde 77-78’e çıkarmak istiyoruz. 2023 için de bir hedef koyduk kendimize, biliyorsunuz şimdi böyle bir vizyonumuz var Parti olarak, yüzde 80 hedefini koyduk. Takdir edersiniz ki yüzde 73 çok yüksek bir oran. Bakın 39’lardan 73’lere gelmişiz. Hükümetimizin hizmetleri içerisinde memnuniyetin en fazla artığı alan sağlıktır. Tabi nasıl oldu bu? İşte bir geriye doğru gidelim, aile hekimliği var, bütün hastanelerin aynı çatı altına toplanması var. İlaçların rahatça gidip eczanelerden alınma imkanı var. Hava ambulansları var, ambulans sisteminin son derece iyileştirilmesi var. Öyle bir dönemdeydik ki biz AK Parti hükümetlerinden önce size bir hastanız olduğu zaman ambulansa hastanızı koyarken para ödeyin denirdi. Ya da Allah korusun hastanede bir cenaze olsa onu rehin tutarlardı. Bebek cenazeleri morglarda bekletilirdi, yıllarca böyle bir kötü işler yapıldı vatandaşa. Ya da biraz önce söylediğimiz gibi ister işçi olun, ister memur, emekli olun, esnaf olun, Yeşil Kartlı olun ciddi bir hastalığınız varsa sizin veya yakınınızın mutlaka bir muayenehaneye gitmek ve para ödemek zorundaydınız. Yani bir defa her hekimin muayenehanesi vardı. Sistem öyleydi çünkü. Şimdi bunların hepsi tarihe karıştı. Ama tabi ki daha yapacak çok iş var. Bakın bu sene evde bakım hizmetlerine başladık. Yatalaklara, ağır özürlülere 100 bin insanımızı hedefliyoruz. Onun peşinden merkezi randevu sistemi gelecek. Çok iyi yetiştirilmiş.

SUNUCU- O ne zaman yürürlüğe girecek, hemen bu noktada o paragrafın altını çizelim.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Operatörler, merkezi randevu sistemi zannediyorum şöyle 3 ay içinde 50 şehrimizde uygulamaya başlayacağız bu sistemi. Yıl sonuna kadar da bütün şehirlerimizde uygulamaya başlayacağız. Biz şunu hedefliyoruz: Bu ülkeni insanı en iyi sağlık hizmeti almaya layıktır ve herkesin bu hakkı vardır. Yani cebinde parası olanın da bu hakkı vardır, olmayanın da bu hakkı vardır.

SUNUCU- En temel hak, aslında insanın en temel hakkı.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- En temel haklardan biridir. Mademki biz sosyal bir devletiz, mademki önce insan diyerek yola çıktık bu bizim boynumuzun borcudur.

SUNUCU-  Sayın Akdağ, çok teşekkür ediyoruz konuğumuz oldunuz.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Ben teşekkür ediyorum.

SUNUCU- Bu sıcak konuda bilgileri, ayrıntıları ilk ağızdan alma şansımız oldu, sağ olunuz efendim yaptığınız açıklamalar için.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Ben teşekkür ediyorum, çok sağ olun.

SUNUCU- Ve sayın seyirciler böylelikle yayınımızın sonuna geldik. Biz gelişmeleri aktarmak üzere 22’de yeniden TRT Haber ekranlarında olacağız. Şimdilik hoşça kalın.

 


 

 

NTV / TARİH: 05.03.2011 / SAAT: 18:10 / SÜRE: 00:13:00“HABERLER” 

SUNUCU- Yurda dönelim.Danıştay’ın Tam Gün Yasası’yla ilgili gerekçeli kararına göre üniversitelerin öğretim üyeleri dışında kamuda çalışan hiçbir doktor muayenehane açamayacak ve özel sağlık kuruluşlarında çalışamayacak. Şimdi Sağlık Bakanlığının yeni bir düzenleme yapması bekleniyor.Sağlık Bakanı Recep Akdağ, şimdi Miray Akdağ Uluç’un sorularını cevaplayacak

MİRAY AKDAĞ ULUÇ- Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Tam Gün Kanunuyla ilgili gerekçeli kararını açıkladı. Peki bu kararı nasıl yorumlamak gerek, Sağlık Bakanı Recep Akdağ NTV Ankara stüdyolarında konuğumuz.Efendim, teşekkür ederiz yayınımıza katıldığınız için. Karar yayınlandı, uzun da bir gerekçeli karar, nasıl yorumlamamız gerekiyor bunu?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Şimdi Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu biliyorsunuz Danıştay’ın daha önceki dairelerinin verdiği kararlara yapılan itirazları değerlendirir. Biz Tam Gün Kanununu yaptıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi, Anayasa Mahkemesi’ne götürdü kanunu. Anayasa Mahkemesi bazı maddeleri iptal etti. Daha sonra  biz de bu iptal edilen maddeleri de dikkate alarak bir duyuru yayınladık Bakanlığımızın internet sitesinden. Dedik ki, bütün bu iptallerle birlikte yasanın en son geldiği nokta şudur: Artık kamuda çalışan hekimler ikili çalışma yapamazlar. Yani hem kamuda çalışacak devlet hastanesinde, hem de gidip dışarıda çalışacaklar, bunu yapamazlar diye bir duyuru yayınladık. Bunun üzerine Tabip Örgütü bunu Danıştay’a götürdü. 5. Daire de bizim bu duyurumuza bir yürütmeyi durdurma kararı verdi. Biz buna itiraz ettik. Biraz önce sizin de söylediğiniz gibi Genel Kurul da, Danıştay’ın Genel Kurulu da bizi haklı gördü, bizim duyurumuzun doğru bir duyuru olduğunu, hukuken doğru bir iş yaptığımıza hükmetti. Şimdi çok açık biçimde gerekçesini yazıyor. Diyor ki, Anayasa Mahkemesi’nin iptalleri esnasında Anayasa Mahkemesi bakın şöyle söylüyor: İlgili değerlendirmeleri, hekimlerin çalışma sisteminin yeniden düzenlenerek Tam Gün çalışma sisteminin getirilmesini özü itibariyle Anayasaya aykırı bulmuyor diyor. Daha sonra devam ediyor diyor ki, iptal ettiği ibareler, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği bazı ibareler var maddenin içinde. Bunlar diyor, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar kamu görevlisi hekimlerin hiçbir ayrım gözetilmeksizin serbest çalışmasına getirilen yasağın kaldırılması sonucunu doğurmaz. Dolayısıyla, Sağlık Bakanlığı haklıdır, yasaya uygun hareket etmiştir bu duyurusuyla. Yani bunun net anlamı şu herkesin kolayca anlayabileceği biçimde: Bu kararla şu anda geldiğimiz noktada kamuda çalışan hekimler ikili çalışma yapamazlar, aynı zamanda dışarıda muayenehane açamazlar, herhangi bir özel hastanede çalışamazlar.

MİRAY AKDAĞ ULUÇ- Efendim, üniversitedeki hekimlerle ilgili hep ayrı bir düzenleme olduğu belirtiliyordu. Peki bu karardan üniversitede çalışan hekimlerle ilgili de bir sonuç çıkarmak gerekir mi acaba?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Bizim kanaatimiz kamuda çalışan hekimler diye açıkça sarahaten  Dava Daireleri Kurulu gerekçesinde de yazdığı için, zaten bizim yaptığımız kanun bütün hekimleri ilgilendiriyordu. Üniversitenin hekimi, Sağlık Bakanlığının hekimi diye bir ayrım yapmıyor. O işle ilgili maddede biz değişiklik yapmıştık, bize göre üniversitedeki hekimleri de bağlar. Tabi YÖK’ün ne şekilde yasayı uygulayacağı kendi yetkisindeki bir husustur. Ama benim kanaatim, hukukçularımızla görüştüğüm nokta da budur. Artık kamuda bu karar çerçevesinde hekimlerin ikili çalışma imkanı kalmamıştır. Aslında Miray Hanım, bu ne kadar hekimi ilgilendiriyor derseniz, Sağlık Bakanlığında çalışan uzman hekimler, ondan sonra üniversitede çalışan uzman hekimleri topraksak yaklaşık 40 bin hekim var, uzman hekim. Daha çok uzman hekimlerin tartışması bu biliyorsunuz. Bu 40 bin uzman hekimden toplamda şu anda dışarıda çalışan, yani ikili çalışan yaklaşık 2 bin 500 kişi var. Zaten Sağlık Bakanlığındaki hekimlerin yüzde 94’ü bizim uygulamalarımızdan sonra, bu ek ödeme uygulamalarından sonra ikili çalışmaktan vazgeçtiler, kamuda çalışmayı tercih ettiler, onu daha kendileri açısından uygun buldular. Üniversite de yaklaşık olarak uzmanların, öğretim üyelerinin, tıp fakültesi öğretim üyelerinin yaklaşık olarak yüzde 10’unun bu şekilde ikili çalıştığını biliyoruz. Yani tartıştığımız konu, vatandaşlarımızın ve hekimlerimizin işin bu tarafını da bir daha hatırlamaları için söylüyorum. Yaklaşık olarak uzmanları söz konusuysa, eğer 40 bin uzmanın yaklaşık olarak 2 bin 500’dür.MİRAY AKDAĞ ULUÇ- Efendim, size bağlı olan hastanelerde çalışan yüzde 6’lık bir hekim grubunun ikili çalıştığını söylediniz. Bunlarla ilgili peki her iki karardan sonra, hem Anayasa Mahkemesi’nin kararı, hem de Danıştay İdari Dava Dairelerinin bu gerekçeli kararını yorumlayarak yeni bir düzenleme yapmasını bekliyor muyuz Sağlık Bakanlığından, yoksa mevcut durum da zaten yeterli mi?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Mevcut durum tamamen yeterli, biz hukuku uygulayacağız. Danıştay’ın bu kararını, yani bizim haklı itirazımızı Genel Kurul’un kabul etmesiyle ilgili kararını biz il müdürlüklerimize göndereceğiz, onlar da gereğini yerine getirecekler. Yani yapacağımız iş aslında bu aşamada mahkemenin bir kararının yerine getirilmesidir. Bunu yapacağız ve kamuda ikili çalışma sona erecek. Aslında Miray Hanım, bu gerçekten hem hekimler, hem vatandaşlar açısından çok önemli. Biz hekimler de böyle işte ister istemez vatandaşla aramızda doğrudan para ilişkisinin olmasından hoşnut değiliz, hiçbir zaman da hoşnut olmadık. Ama geçmişteki sistem böyle bir çarpık durum oluşturmuştu. Siz bir uzman hekime ayda 1500 lira, 2 bin lira bir maaş vereceksiniz, sonra bir sistem kuracaksınız diyeceksiniz ki git muayenehane aç, git özel hastanede çalış, çoluk çocuğun nafakasını böylece elde et. O hekim ne yapabilir başka? Burada hekimlere geçmişte meslektaşlarımıza yanlış yere yüklenildi aslında, sistemi değiştirmek, sistemi doğru bir sistem yapmak lazımdı. Biz AK Parti olarak her şeyi normalleştiriyoruz, yani olması gerektiğine getiriyoruz. Burada da bir normalleşme süreci yaşıyoruz. Bütün bu normalleşme süreçleri az sayıda da, olsa az önce söyledim 2 bin 500 hekim veya ona yakın yani. Bu kadar hekim açısından istenmeyen bir sonuç doğurabilir. Ama olması gereken neyse, normalleşme için atılması gereken adımlar neyse hem vatandaşımız için, insanımız için, hem hekimlerimiz için bunları atmak durumundayız. Doğru bir sistem kuralım.Bundan sonra hekimlerin kazancı ne olur, ne kadar olur? Şu anda biliyorsunuz maaşlar, ek ödemeler var. Ama ben Sağlık Bakanı olarak şunun hep peşindeyim, hep de peşinde olacağım: Bu kadar emeği yüksek olan hekimlerin önümüzdeki yıllarda daha fazla kazanması gerekir. Çalışacaklar, performanslarını gösterecekler, emeklerini ortaya koyacaklar ve bu kadar önemli bir meslek icra eden hekim arkadaşlarım, değerli kardeşlerim elbette daha çok da kazanacaklar. Bakın bu Tam Gün Kanunu bütün bu tartışmaların gölgesinde kalan tarafları var. Mesela biz asistanlarımızın nöbet ücretlerini artırdık. Ondan sonra asistanlarımıza ek ödeme verilmesinin -özellikle üniversitelerde- önünü açtık. Üniversitelerde, özellikle üniversite hastanelerinde asistanlarımız, ki bütün bu işin büyük yükünü çekenler onlardır biliyorsunuz, büyük çileler çektiler yıllarca. Yani o kadar kötü bir sistem kurulmuş durumdaki birçok nöbet tutturulur onlara, bütün işler sırtlarına yıkılır, ondan sonra doğru dürüst nöbet parası ödenmez, işte ek ödemeleri yetersiz kalır, bunları önümüzdeki günlerde mutlaka ortadan kaldıracağız. Bu Tam Gün Kanunu’nun da bize verdiği fırsatlar var.

MİRAY AKDAĞ ULUÇ- Efendim, yine gerekçeli karara dönersek, Türk Tabipleri Birliği bu kararın ara bir karar olduğunu söylüyor ve Danıştay 5. Dairesinin esastan yine bir değerlendirme yapacağını, yeni bir karar açıklayacağını belirtiyor ve yeni de bir itiraza hazırlanıyor. Buna yönelik değerlendirmeniz nedir acaba?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Yapabilir, hukuk içerisinde tabi ki onlar da kendi haklarını kullanacaklar. Yani Tabip Örgütü için önemli olan normalleşme değil demek ki, onlar için önemli olan ikili çalışmanın devam etmesi, bir taraftan kamuda çalışan doktorların öbür tarafta muayenehanelerinin devam etmesi ya da onların özelde çalışmalarının devam etmesi, bunlar onu isteyebilirler. Ama biz biliyoruz ki hekimlerin büyük çoğunluğu da, halkımız da böyle bir ikili, yanlış kötü bir sistemin devamından yana değil. Mahkemeye gidebilirler, şu anda hukuk neyi gerektiriyorsa biz onu uygulayacağız. Yarın hukuk başka bir karar verirse onu uygularız, yarın hukuk başka bir karar verirse başka bir kanun yaparız. Burada önemli olan Miray Hanım, milli irade ve hukuktur. Hukuku oluşturan milli iradedir. Şimdi aslında Tabip Örgütü’ne ben soruyorum. Vatandaşlarımıza sorsak ikili çalışmadan yana mısınız? Ne cevap alacağız? 100 vatandaşın en az 95’i hayır, ben bu ikili çalışmadan yana değilim diyecektir, çünkü bundan canı yanmıştır. Yani kendisinin canı yanmıştır, eşini götürürken, muayene ettirirken canı yanmıştır, hekimler de bundan çok sıkıntı çektiler. Ne gereği var? Biz hekimlerimize kendi çalıştıkları devlet kurumlarında gerekli ödemeleri yapalım, devletin buna gücü yeter. Bakın biliyorsunuz üniversite hastanelerinde artık bu özel muayene, özel ameliyat parası ortadan kalktı 1 Şubat’tan itibaren.

MİRAY AKDAĞ ULUÇ- Evet, hoca farkı dediğimiz.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Vatandaşın hoca farkı dediği şey. Ama hoca ne yapsın yani? Hocanın da ancak kazanabileceği yol olarak önüne böyle bir şey konuyordu. Bunun devamında biz ne yaptık biliyor musunuz, hemen Torba Kanununa bir madde ekledik şu geçen son Torba Kanunu. Dedik ki, bir üniversite 2010 yılında bu özel muayene paralarından dolayı kasasına ne kadar para girmişse bir üniversite hastanesine, biz o miktarı üstüne enflasyon farkını da koyarak 2011’de üniversiteye vereceğiz. Bakın dikkat edin, vatandaşın ödemesine falan gerek yok. Yani vatandaşın cebinden ödeyerek hocaya ulaşmak için, cebinden ödeyerek verdiği parayı biz Hükümet olarak veriyoruz, Türkiye Cumhuriyeti’nin buna gücü yeter. Vatandaşın para verebilecek olanı var, veremeyecek olanı var, günah değil mi, yazık değil mi? Şimdi üniversitelerimize yaklaşık olarak 2010’da bu şekilde 450 milyon Türk Lirasına yakın bir para girmiş, vatandaş vermek zorunda bırakılmış. Şimdi biz diyoruz ki bu 450 milyonu üniversitelerimize biz vereceğiz. Ama o eski sistem ne oldu? Bitti, gitti, kapattık o defteri. O karanlık sayfayı kapattık, şimdi bembeyaz, ak bir sayfa açıyoruz; millet adına da, hekimler adına da.

MİRAY AKDAĞ ULUÇ- Efendim, üniversitedeki hekimlerin de ikili çalışamayacağını söylüyorsunuz Danıştay İdari Dava Dairenin gerekçeli kararına göre. Peki bununla ilgili de YÖK’ün bir düzenleme yapması gerekmeyecek mi ya da ne yapacak YÖK, ne yapması gerekir size göre?

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- YÖK de bu kararı uygulamalıdır, yani hukuk ne diyorsa. Biz bir kanun yaptık, o kanuna göre de bir yorumlama yaptık. Üniversite hastanelerimiz hariç diye biz duyurumuzu yapmıştık, çünkü üniversite hastanelerine ben karar veremem. Mevcut kanun çerçevesinde ona karar verecek olan YÖK Yönetimidir. Şimdi YÖK Yönetimi de Danıştay’ın bu kararına göre hukukun gereği neyse elbette onu yerine getirecektir. Bundan sonra başka düzenleme yapılır mı, o yüce Meclis’in bileceği bir iş. Ama ben şunu söyleyeyim: Yani vatandaşı da, doktoru da bu ikili çalışmanın sıkıntısından kurtardıktan sonra hiçbir iktidar, hiçbir meclis bir daha bunu geriye götürmez, böyle bir irticaya yol açmaz, yani Türkiye gelişiyor. Biraz önce söyledim normalleşme sürecindeyiz. Bu normalleşmeyi bir daha geriye niçin götürelim.Miray Hanım, hiçbir gelişmiş Batılı demokraside bizdeki gibi bir ikili çalışma sistemi yoktur. Çünkü bu ikili çalışma sistemi kurumları verimsiz kılar, vatandaşa sıkıntı çektirir, doktorların kendisini vatandaşla karşı karşıya getirir, ne gereği var. Tekrar söylüyorum, Allah’a şükürler olsun bizim gücümüz var. Bugün hekimimize 5 veriyoruz, yarın 10 veririz, öbür gün 15 veririz. Bunun için her türlü gayreti de göstereceğiz. Ama bunun vatandaştan alınmasına yol açan, hekimle vatandaşı bu anlamda karşı karşıya getiren yanlış, köhnemiş eski bir sistem bitmiştir.Benim Türk Tabipler Birliği’ne de tavsiyem, bu işlerin peşini bıraksınlar. Başka işlerle gelsinler uğraşalım. Hekimlerimizin hukukunu başka türlü koruyalım, geliştirelim. Tekrar söylüyorum, hekimlerin hukuku da benim gözümde çok yüksektir, hekimlerin emeğinin değeri de çok yüksektir. Ama bu ikili çalışma hekimin bir hakkı gibi düşünülmemeli, bu yanlış bir şey yani, bundan hekimleri de kurtaralım, vatandaşımızı da kurtaralım.

MİRAY AKDAĞ ULUÇ- Efendim, teşekkür ederiz bize ayırdığınız vakit için.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ- Ben teşekkür ediyorum, çok sağ olun.

MİRAY AKDAĞ ULUÇ- Sağlık Bakanı Recep Akdağ, NTV Ankara stüdyolarında sorularımızı yanıtladı ve Danıştay’ın Tam Gün’le ilgili verdiği gerekçeli kararın ayrıntılarının ne olduğunu aktardı.Sözü şimdi yeniden İstanbul’a bırakıyoruz.

SUNUCU- Miray teşekkür ederiz.

bakan
akdağ'ın
trt
ve
ntv'ye
verdiği
tam
gün
mülakatları
Yorum (47)
Nurettin Serinkan
YÖK te çalışan hocalarımıza mesai sonrası muayenehane serbest , Torba Yasa ile hoca farkının devlet eliyle desteklenmesi yapılıyor. Özel Hastaneler SGK aracılığı ile devlettin imkanlarını sömürüyor ayrıca üstüne katılım payı alıyor. Kamuda çalışan doktora mesai sonrası özel çalışma yasak, maaşlara zam yok. Bizde buna demokrasi diyoruz. 14 Mart TIP BAYRAMINIZI KUTLARIM.Saygılarımla
0
Cevapla
DOKTOR TÜRK
Off ne röportaj ama, benim bile hemen Recep Bey e oy veresim geldi. Ballı kaymaklı ifadeler, süslü laflar, hekimler hakkında gerçek dışı sözler.....Bunun feed-back ide olacak bir gün...
0
Cevapla
cevdet
sayın bakanımız hekimler 1500-2000 tl ile geçinemez diyor ancak tam gün yasası sonrası biz mediko sosyal merkezi diş hekimleri 1900 tl maaş ile geçinmeye mecbur bırakıldık bizlerin maaşlarında herhangi bir artış yapılmadı bu nasıl bir çelişki anlamadım
0
Cevapla
mazlum okumuş
Etimizi satarak oy kazanma politikası bir noktada dumur olacak. Direnmenin yollarını öğrenip size yaptıklarınız ödeteceğiz bakan bey!Durmayın devam edin.
0
Cevapla
kvc
Bu tam gün konusunun tüm öğretim üyelerine uygulanması gerekli değil mi? Yasak niçin sadece tıp doktorlarına uygulanıyor? bir sürü köşe yazarı var, bilirkişiler var, bunların hepsinin yasaklanması gerekmiyor mu acaba?
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir