Medimagazin logo

Ambulans hızında Japonları geçtik

Kayseri 112 Acil Servisi ambulanslarının, 2005 yılı içerisinde 25 bin 380 vakadan yüzde 96.2'sine 10 dakikanın altında müdahale ederek, yüzde 96 oranı bulunanJaponya'yı geride bırakacak başarıya ulaştığı bildirildi
Ambulans hızında Japonları geçtik
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Kayseri 112 Acil Servisi ambulanslarının, 2005 yılı içerisinde 25 bin 380 vakadan yüzde 96.2'sine 10 dakikanın altında müdahale ederek, yüzde 96 oranı bulunanJaponya'yı geride bırakacak başarıya ulaştığı bildirildi.

İl Sağlık Müdürlüğü Acil Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Dr. Mehmet Emin Tuncel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vakalara daha hızlı ulaşabilmek için, fiziki ve teknik imkanların geliştirilmesinin yanında personel eğitimine de özel önem verdiklerini kaydetti.

Şoför, yardımcı sağlık personeli ve doktorun yer aldığı 3 kişilik
ekipten oluşan ambulansların, 24 saat kesintisiz hizmet veren A, sağlık kurumlarında görev yapan B ve yoğunluk yaşanılan bölgelerde görev yapan C tipi ambulanslar şeklinde sınıflandırıldığını belirten Tuncel, 16 ayrı bölgeye dağıttıkları bu ekiplerin vakalara anında müdahale etme şansı yakaladığını söyledi.

112 Komuta Kontrol Merkezi'ne bildirilen vaka sayısının her geçen yıl bir önceki yıla göre ciddi artış gösterdiğini vurgulayan Tuncel, 2005 yılında toplam 25 bin 380 vakaya müdahale edildiğini ifade ederek, şunları söyledi:

''Bu vakalardan 24 bin 416'sına, ihbar kayıt anından itibaren ilk 10 dakika içerisinde ulaşılmıştır. Japonya'nın ilk 10 dakikadaki müdahale başarısının yüzde 96 olması, bizim de onları yüzde 96.2 ile geçmemiz, ne kadar iyi yolda olduğumuzun açık göstergesidir.

Ekiplerimiz vakaların yüzde 3.7'lik kısmına 10-20 dakika arasında müdahale ederken, sadece 27 vakaya 20 dakikanın üzerinde ulaşılmıştır.Bu durum da, şehirlerarası karayolları gibi uzak noktalarda meydana gelen trafik kazalarından kaynaklanmıştır.''

112 ambulanslarının, vakalara geç müdahale ettiği yönünde kimi zaman eleştirildiğini hatırlatan Tuncel, ekiplerin inisiyatifi dışında, iyi adres verememe ve panik gibi nedenlerden kaynaklanan birkaç münferit olay dışında son derece başarılı bir yıl geçirdiklerinin rakamlarla anlaşıldığını kaydetti.

Tuncel, ''Ekiplerimiz, kimi zaman darp dahil bazı şiddet ve küfür dolu hakaretlerle karşılaşmasına rağmen özveriyle görev yapıyorlar. Son olarak, hasta almaya giden bir ambulansımızın önü sarhoşlar tarafından (bizi evimize götürün) diye kesilmiş, olumsuz cevap alınca ambulansın lastiklerini kesmişlerdir'' dedi.

AB ülkelerinde 50 bin kişiye, Türkiye'de ise 200 bin kişiye bir ambulans düştüğüne dikkati çeken Tuncel, bundan dolayı AB ülkelerinin daha hızlı olduğunu ancak, Sağlık Bakanlığı'nın 50 bin hedefine ulaşılması için ciddi çalışmalar yaptığını belirtti.

Tuncel, ambulansların en çok kalp krizi, şeker ve solunum yolları gibi nedenlerden kaynaklanan rahatsızlıklarda kullanıldığını, bu tip rahatsızlıkları olan 18 bin 284 hastayı ambulansların hastanelere taşıdığını anlattı.

Dr. Mehmet Emin Tuncel, müdahale edilen vakaların, 2 bin 920'sini trafik kazaları, 2 bin 765'ini ev ve işyeri kazaları, 696'sını kurşun ve bıçakla yaralama olayları, 328'inin ise intihar girişimlerinin oluşturduğunu ifade etti.

Kayseri'de, 2003 yılında 15 bin 599, 2004 yılında ise 21 bin 35 vaka ambulanslar tarafından sağlık kuruluşlarına intikal ettirilmişti.

Sabah
ambulans
hızında
japonları
geçtik
Yorum (7)
ORHAN ÖZTURAN
Sayın Hocam, Genel manzarayı açıklığı ile tarif etmişsiniz. Malesef 30.000 den fazla öğretim üyesi bulunan ülkemizde kişiliği oturmuş ve yüksek karakterde olanların sayısı gayet az. Saygılarımla.
0
Cevapla
H.O.
Sayın Hocam, Üniversitelerle ilgili kanunun tamamıyla değişmesi, YÖK müessesesinin kalkması yada sembolikleşmesi gerekiyor. Üniversitelerin politize duruşları değil, akademik ve bilimsel duruşları ön planda olmalı. Bu sistemde ve güncel şekildeki haliyle seçim yapılması da komik ve saçma. Öğretim üyelerinin yaptıklarını tasvip etmiyorum, ancak yıllardır süregelen üniversite sorunları ve atıllığın üniversite hocalarının davranış şekillerinde de kronik yaralar oluşturduğuna inanmaktayım (Kronik yara yerine ADAPTASYON terimini de rahatlıkla kullanabiliriz). Yeni sistem oluşturulması şarttır. Yeni kurulan üniversite düzeninin sloganı ise ETİK ÇERÇEVEDE, İNSANA-TÜM CANLILARA-DOĞAYA SAYGILI VE EKİP ÇALIŞMASINI ÖN PLANDA TUTAN, ÇAĞDAŞ VE YARATICI BİLİM ÜRETMEK olmalıdır. Bu arada unutulmaması gereken önemli bir konu ise; bilimsel topluluğun yöneticileri tarafından MOTİVE edilmeleridir. Motivasyonun getireceği sürekli gelişim sürecinin YARATICI BİLİM OLUŞUMUNUN en önemli temellerinden biri olacağı kesindir. Saygılarımla
0
Cevapla
Hasan Basri PINAR
Sayın Hocam; Her alanda olduğu gibi üniversitelerimizde de ehil olmayan, muktedir olmadıkları işler peşinde koşturan ve sizin de vurguladığınız gibi oportünist zevatlar var. Sanmıyorum ki bu zevatlar akademik ve bilimsel duruşlarıyla ön plana çıksınlar ve yine sanmıyorum ki üniversitenin bir köşesine geçip hayatın gizlerini araştırıp dünyayı ve hayatı anlamak için discovery modunda yaşasınlar. anca yemeklerde, davetlerde boy gösteren vitrin insanını oynuyorlar. Ben bir zihin antropoloğu değilim, üniversite hocalarının ne yapması gerektiğine vakıf olan bu konuda ehil biri de değilim, lakin şunu çok iyi biliyorum ki; hayalimdeki akademik kadro YÖK tür, siyasi otoritelerdir yada herhangi bir üst mercinin rudimente yumruklarının hedefi gösterilmekten korkmayan, bildiği ve inandığı yolda küheylanlar gibi koşması gereken, politize duruşun temsilcisi olmayan, özgürlükçü, hoşgörülü ve bilimsel homo sapiens superior'lardan oluşmalıdır. nezaket, samimiyet ya da niyet okuma çekinceleri ile (puana oynayan, nemalanma peşinde koşan) sınırlandırılmış bir rudimenter ideolojik çizgi de muktedirin iktidarı ile oluşturduğu somut alanda yaşayacak olmanın fırsatçılığını yapan bir akademik kadro statüko'dan başka bir yapıya hizmet etmez. hocamın da belirttiği gibi akademik kadronun en birinci görevi ''ÇAĞDAŞ VE YARATICI BİLİM ÜRETMEK olmalıdır.''
0
Cevapla
cy
Hocam hadi siz bir liderlik yapın. Doçentlik sözlü sınavını kaldırmak için kampanya başlatın üniversitenizde ve diğerlerinde mesela. Aynı ABD de olduğu gibi objektif kriterler koyun ve tamamlayanı üniversite atasın doçentliğe. Zormu? Hadi bir öncülük başlatın... Siz yapmazsanız ben zamanım ve konumum geldiğinde mutlaka yapacağım....
0
Cevapla
oya gökmen
Sevgili kardeşim hakikati yazmışsın inşallah bu seçım sistemi degişir hocalarımızda bu sıkıntılardan kurtulur.....
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir