Medimagazin logo

'Çernobil ile bağlantısı yok'

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 1986'da Ukrayna'nın Çernobil Nükleer Santralı'nda meydana gelen kaza sonucu Karadeniz'in maruz kaldığı radyasyon miktarıyla kanser vakalarının artışı konusunda doğrudan bir bağlantı saptanamadığını bildirdi.
'Çernobil ile bağlantısı yok'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 1986'da Ukrayna'nın Çernobil Nükleer Santralı'nda meydana gelen kaza sonucu Karadeniz'in maruz kaldığı radyasyon miktarıyla kanser vakalarının artışı konusunda doğrudan bir bağlantı saptanamadığını bildirdi.

Akdağ, CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu'nun soru önergesine verdiği yanıtta, olayın etkilerinin sürekli takip edilmesi amacıyla çalışmalar yapıldığını, bu çalışmaların 2006'da sonuçlanacağını belirtti.

'Sigara ve yanlış beslenme'
Bakan Akdağ şunları kaydetti:
"Karadeniz Bölgesi de dahil olmak üzere, ülkemiz genelinde kanser vakalarında bir artış söz konusudur. Bu artışın nedeninin, Çernobil kazasına bağlı olmadığı, artışın sadece Karadeniz Bölgesi'nde değil, ülke genelinde, 'sigara, yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam' gibi nedenlere bağlı olabileceği, bakanlığımızca yürütülen çalışmalar sonucunda görülmektedir."

Milliyet
'çernobil
ile
bağlantısı
yok'
Yorum (11)
kaya
Sevgili arkadaşımız ya bu acube sistemin mucitlerinden veya uzaktan sesi kulaklarına hoş geliyor. sistemi savunmak için belirttiği maddelere verdiğim cevaplar aşağıdadır. 1.hastanın muayenesi yapılmadan evine gönderilmemesi kuşkusuz güzeldir, fakat sayı arttığında kalite azalmaktadır. Aslında aile hekimliği sistemi oturduğunda muayene edilecek hasta sayısı epey azalacaktır. Sadece muayene olarak düşünmemek gerekli, hergün hasta bakılmaz ki, ameliyat günü, eğitim günü bu sistemde çok dikkate alınmış değildir. 2.esas sorun işte burada nitelikli hizmet bu sistemde düşmektedir, çünkü hızlı çalışmanız gerekmektedir. Ekip halinde olguları inceleyip bir sonuca varacak zamanı size tanımamaktadır. Ayaküstü açlığını doyurmak için bir şeyler atıştırmak gibi hemen o anki sorunun aceleyle çözülmesi amacına yöneliktir. Kalite değerlendirmeleri denen işlemler çalışanları bir çok angarya yazı çizi işine muhatap kılmaktadır. Asistan zamanının çoğunu bu işlerle geçirmekte, esas eğitim öğretime zamanı bulamamaktadır. Sonra hiç dikkate alınmayan noktalar vardır, örneğin hastanenin ısı sisteminin çalışanları gürültü içinde çalışmaya boğması hiç dikkate alınmazken, çöp kutusunun rengiyle uğraşılmaktadır. 3.bu söylediğiniz savunulan sistemin en yanlış olan taraftır. Bilimsel puanı almak için atıflarınızdan aldığınız puan bile yeterlidir, ve yayın yapana yapmayandan farklı olarak hiçbir ciddi katılım payı farkı oluşturmamaktadır. Zaten atıftan bu puanı alınca niçin uğraşılacak ki. Bu puanlamanın kriterleri herkesin rahatça elde edebileceği bir kriterdir. 4.bu da palavra, çünkü yöneticileri, örneğin geç ödeme yapıldı diye cezalandırıyor, adamın ne suçu var ki karşı kurum parasını yatırmadıysa? Sonra bu yöneticiler arasında aldıkları paralar farklı, örneğin personelden sorumlu olan yardımcı 5500 tl alırken öbürleri 3500 alıyor. Şunu da söyleyelim. Zamanla klinikçileri aldıkları para düşüyor, idarecilerinki aynı kalıyor. 5.yeterlilik az çalışanın olduğu kliniklerde söz konusudur. Örneğin 3 uzmanlı klinik ile 8 uzmanlı klinik arasında uçurumlar oluşmaktadır. Yöneticilerin bahanesi ise hazırdır, ne yapalım o kadar adamınız olmasaydı. Ne güzel çözüm değil mi? Hekim özele gidemiyor ki, mecburen sağlık bakanlığına geçiyor. 6.sistemin içinde çalıştığınız zaman performans sisteminin ne kadar adaletsizliklerle dolu olduğunu göreceksiniz. Hiçbir şekilde sizin çalışma süreniz ve risk faktörünüz dikkate alınmıyor. Parça başı iş. bazı klinikler ne kadar çok çalışırsa çalışsın diğerlerini yakalayamıyor, kardioloji, kalp damar cerrahisi, ortopedi, ürolojiyle başa çıkabilmeniz imkansız! 7.bu dediğiniz sistem keyfi çalışmaktadır. Bu ay sizden puan kestiyse yapacak bir şeyiniz yoktur. 8.önermek başkadır, uygulamak başka. Uygulama sonucundaki sıkıntıları bilseler hiç üzerinde düşünmezler bile. 9.adamların önce bir incelemeleri olaya ne kadar temkinli yaklaştıklarının göstergesidir. bu sistemin eğitim hastaneleri gibi sadece hasta hizmetinin verilmediği yerlerde uygulanması pratikte nitelik kaybına neden olmaktadır. Üniversitelere hiç uygun bir sistem değildir. Asıl amaç üniversite hastanelerine önce bir boyunduruğun geçirilmesidir, sonrası göreceksiniz ne kadar kolay olacak. zaten bir süre sonra alınacak katkı payı 1500 tlnin üstüne de çıkmıyor, kimse kendisini para kazanacağım diye üzmesin. sakın katkı payına güvenip borç falan yapmayın. Mehmet kardeş o zaman bu yazıyı nasıl gaza gelip yazdığına kendisi de hayret edecektir.
0
Cevapla
kamil ömür
Sayın Mehmet DEMİR bir ara bakan danışmanı idi. Hem de aktif danışmanlardan. Adı danışman olanlardan değil. Performansa bağlı ödeme sisteminin oluşmasında büyük payı vardı. Kimse yoğurdum ekşi demez. Saygılarımla.
0
Cevapla
lütfibayraktar
Sakaryadaki devlet hastanesi üniversite ile işbirliği halinde çalışmaya çalışmaktadır. Marmaradaki durum çok farklıdır, orada herşey olduğu gibi tıp fak.ne devredilmiştir. Getirilen sistem çok değil çok çok çok kötü bir sistemdir. şöyle ki, hastanede bir grup dr var akademisyenim diyor, diğer grup devletin elemanı, mecburcular ve yaşlı ekip. bu iki grup genellikle sürtüşme halindeler. kliniklerin başına getirilen akademisyenler bir düzen oluşturamıyor, çünkü SB'nın getirdiği performans sisteminde her hekim bağımsız çalışabiliyor. en azından hiç kimsenin ne ilacına ne ameliyatına karışamıyorsunuz. eskiden dokunulmayan hastalara müdahaleler yapılıyor, gereksiz anjiolar vs ve siz suistimalciler karşısında hiçbir söz söyleyemiyorsunuz. aslında sistem zaten sizi gereksiz işleri yapmaya mecbur tutuyor. Performans sistemi hekimlerin ekip halinde çalışmasını ortadan kaldırmış, ve insanları bireyselleştirmiştir. Yakın gelecekte eköip olarak yapılan işlerde kesinlikle bir zorluk yaşanacaktır. Vatandaş bunu başlangıçta farketmeyebilir ancak birkaç yıl içinde kalitenin ne kadar düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Kimse riskli hastalara dokunmayacağından ortada dolaşan bir sürü atom bombası olacak. Söylenecek çok söz var, ancak üniversite hastanelerinin komiteler oluşturup SB'nın getirdiği performans sistemini düzeltecek önerilerle SB'na gitmesi gereklidir. Yazarın ifade ettiği gibi mevcut sistem ile üniversite hastanelerinin dirilişi falan mümkün değildir. Üniversitelere ve SBnın eğitim hastanelerine uygun bir düzenleme yapılması en uygun çözüm olacaktır. Böyle bir öneriyle gidilirse en azından gelecek darbenin şiddeti azaltılmış olur. Biz hekimleri yoksullukta ve zor günlerde buluşma günleri bekliyor. Katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. saygılar.
0
Cevapla
ekrem aygen
Performans sistemi Millet Düşmanlığıdır.. hastalara yapılacak en büyük kötülüktür. Millet işin farkında olmayabilir ama yönetenler, idareciler akıllı mantıklı olmalı... vaka sunumları: Vaka 1:hekim performans yapmak için 2 hastaya aynı anda bakıyor.. biri jinekolojik masada diğeri düz masada (obstetrik USG-Gebe muayenesi için=Aynı ilde son 1 yılda 6 tane gebe eklampsiden ölmüş =Bunlar her ay özel tıp mrk ve devlet hastanesine başvurmuş hastalar) Bu 6 annenin maddi değeri sizce nedir?..annenizin maddi değeri nedir??? 2 hastaya aynı anda teşhis, anamnez vs ne kadar gerçekçi??? Biraz İslami yönden bakalım: Suçsuz bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir.. Yaptığı uygulamalarla Hayra sebep olan o işi yapmış gibi sevap alırken, şerre sebep olanda aynı.. Vaka 2: Aynı hastane..Acil polikliniğe hasta başvuruyor doğumhaneye o Dr adına yatış veriliyor...Omuz takılması..Uzm dr Acilden yukarı çıkana kadar ebeler hastayı doğurtuyor. .Annede uterus rüptürü, bebekte hipoksi-erb paralizisi..olay incelemede...Bu olayın sorumlusu=Performans sistemi...1 hipoksik bebeğin devlete millete aileye maddi zararı nedir??..Huzur-u Mahşerde bu performans sistemini savunanları çok merak ediyorum... ÇÖZÜM: 1-Devlette çalışan Hekimlerinde en az Hakimler kadar Maaş+Emeklilik hakları olmalı..hekimlik için daha az okunmuyor..daha kolay bir meslek değil.. 2-SGK direk Uzm Hekimden Hizmet almalı. koyarsın mayenehane kriterlerini vs. yi. Takip ettiği hastada Eklampsimi gelişti....Doğumu sıkımı takip etmedi..okursun canına.. 3-SGK anlaştığı hekime, hastasını SGK anlaşmalı hastanelerde takip-tedavi-opere etme imkanı tanır.. 4-Performans=Nicelik ÇOK-Nitelik SIFIR olan bir sistemdir.. 5-daha fazla şahit olduklarımı anlatmıyorum..e mailimden ulaşılabilir..diğerlerini de ispatlı bir şekilde açıklarım... 6-Abdulhamit Han'ın bulduğu çözümlerle fazla uğraşmayın...Abdulhamit Han öldü, dünya siyaseti başsız kaldı. Çünkü devlet adamlarınn akıl ve zekasının %99'u Abdulhamit'de %1i ise bendeydi. Bismarck. Alman Devletinin temellerini atan devlet adamı...Besmelesiz hiç bir devlet evrakını imzalamadı..Salavatsız Hz. Muhammed (sav)'i ömründe 1 kez ağzına almadı.. sağlıcakla kalın...
0
Cevapla
fikret eren
Akademisyenlerin devlet hastanelerinde görevlendirilmeleri sonucunda onlarda artık puan hesaplama derdine düştüler. Bu doktorların yakında eğitim ve öğretimi ve akademik çalışmaları nasıl bir kenara atacaklarını herkes görecektir. Kongrelere gitmek bile bir doktorun performasından kesintiye neden oluyorsa, hangi doktor kazandığı paradan feragat edip kongreye gidebilecektir. Sonuçta bakanlık, akademisyenleri de kendi sistemlerine adapte etmeyi başardılar. (Sakarya, Rize örneklerinde olduğu gibi)
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir