Mesleğimiz neden hastalarımız tarafından sevilmiyor?
Neden eskiden kapı açıldığın da önünü ilikleyerek içeri giren amcalar teyzelerin yerini asabi eli cebinde bıçkın delikanlılar aldı?
Doktor Bey Doktor Hanım denerek başköşelere oturtulurken, insanlar sizi boşuna dövüp öldürmüyorlar ile karşılaşır olduk?
“Evrak üzerinde imzaların tamam olup olmadığını soran "güdümlü" ve "hekim" olduğunu unutmuş "memurlar" yerine, hasta gerçekten muayene oldu mu? Muayene süresi normal standartlarda oldu mu? Uluslararası standartlarda en az 17 dakika olan muayene süresi neden 45 saniye sürdü? Diye soran ve gerçek anlamda "hekim" olan teftiş heyeti bekliyorum.” Dersen mevzudan ne kadar uzak kaldığını anlar ve sorulan sorulara cevap veremez hala gelirsin.
Sevgili meslektaşımın medimagazin de yazdıklarını okuduğumda “biz neden bunları yaşıyoruz?” soruma cevabımı buldum.
Çünkü biz en kutsal mesleği yapıyoruz, çünkü biz ülkenin en elit okumuş aydınlanmış seçilmiş grubuyuz, çünkü biz çok akıllıyız, çünkü biz her şeyi çok iyi biliyoruz, çünkü biz en çok çalışan en az uyuyan en uzağa zıplayanız….Çünkü çünkü çünkü….
İşin özü o kadar mükemmeliz ki kendimizi bir nokta eleştirecek kadar kendimize bile tahammülümüz yok.
Her mesleğin olduğu kadar bizlerinde sıkıntıları var. Her meslek çalışanı olduğu gibi bizler de para kazanmak için çalışıyoruz. Hakkımızı alıyor muyuz? Uygun koşullar da çalıştırılıyor muyuz? Kendimizi mesleki olarak geliştirecek zaman imkan bulabiliyor muyuz? Meslek Örgütümüz ne kadar haklarımızı savunup ne kadar bizler için ulaşılması gereken yerlerde sorunlarımıza çözüm arıyor?
"Kalite sistemi", "organizasyon", "denetim", "hizmet içi eğitim", "sistem değişikliği", "MHRS" gibi, dışarıdan bakıldığında son derece masum, ancak hekim açısından uygulanabilirliği imkansız kurallar getirmesi, hekimlik mesleğinin layığı ile değil, sadece günü kurtarmak amacı ile yapılması, etik değerleri dışlayarak, bilim bazlı değil, görsel odaklı hekimlik yapmak zorunda bırakması kabul edilebilir düzeyi aştı diyebilen bir meslektaşımın bu saydığı maddelerin Hekimlik mesleğini ve içinde bulunduğunu iddia ettiği şikayetleri düzenlemek adına birer adım olduğunu bile öğrenme gereği duymuyor.
Kalite Sistemi dediğin şey yarın bir malpraktis ile Hukukun karşısında o hastayı neden ameliyat ettiğin yada etmediğin sorusuna vereceğin cevabın belgesi. O sırada sen hastayı unutmuşken bir beyaz kağıdın sana kanatlanıp gelip Hukuk karşısında seni koruyacak meleğe dönüşmesi. Hastayı sağ böbreğini almak için uyutup sol böbreğini alamaman için bir koruyucu önlem. Eczacıların okuyabildiği yazınla düzenlediğin ilaçların hemşire hanım tarafından yanlış okuyup hastana zarar vermesin seni de hastanı da mağdur etmesin diye düzenlenmiş bir sistem. Sen bu sisteme kağıt-kürek diye ve iş yükümü artırıyor hastalarıma vakit ayıramıyor dersen orda biraz daha oku derim.
MHRS belki de senin şikayetlerin için senin için planlanmış diğer bir kolaylaştırıcı. Hasta randevusunu alsın kapının önünü de ekmek kuyruğunda bekler gibi kalabalıklar oluşmasın hem sen hem de hastan vakti verimli kullanabilin diye var.
Sistemi eleştirirken güzel yapılmış bizim konforumuzu güvenliğimizi artırmak için uygulanmaya çalışılmış şeyleri araştırmadan paylaşmayınız.
Akla uygun olmayı akıl dışı tespitlerle savunmaya çalışmak bir hekimin tükenmişliğini gösterir. Kaldı ki siz de bunu kendiniz beyan ediyorsunuz. Eşime çocuklarıma vakit ayıramıyorum diyerek.
Sevgili meslektaşım ne yazık ki bu meslek işte tam da böyle bir meslek. Sizi gece ararlar, sabaha karşı ararlar, tatil de rahat bırakmazlar, mağaza da alış veriş sırasında, asansörde, sauna da doktor olduğunuzu öğrendiğiniz de sizin mesainizin bittiğini hiç kimse düşünmez.
Bu meslek tıpkı komedyenlerin mesleği gibidir. Sokak da görseler espri yapmanızı beklerler yapmazsanız sizi beğenmezler.
Hekim olmak zordur yani, uykulardan aileden çok zaman da kendinizden çalarsınız.
Hoş geldiniz bu yüzden aramıza. Hoş geldiniz.
Dr. Gökhan ÜRKMEZ