Medimagazin logo

Türkiye’de Hekim Olmak-4: Aile hekimliğinde sağlıkta şiddet bir numaralı sorun!

Hekimlik farklı branşların farklı zorluklarını barındıran bir meslek. Aile hekimliğinde yaşanan sorunları, işleyiş sürecini Türkiye Klinikleri TV’ye anlatan Dr. Ebru Candar Türkiye’de Hekim Olmayı “zor iş” olarak niteledi  
Türkiye’de Hekim Olmak-4: Aile hekimliğinde sağlıkta şiddet bir numaralı sorun!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN-Hekimliğin doğası gereği zor bir meslek olduğu kaydeden Dr. Ebru dünyada hekim olmanın zor olduğunu da ekledi. Dr. Ebru Candar sağlıkta yaşanan şiddet olayları nedeniyle Türkiye’de hekim olmanın giderek daha da zor hale geldiğini belirterek; “ Sağlık sistemi hizmet sunucuları ve vatandaş açısından her geçen gün iyiye gidiyor. Gerek uygulamadaki eksiklikler, problemler gerekse medyanın hekimleri itibarsızlaştıran haberleri nedeniyle eksikliklerin sağlık çalışanı sorumluluğunda gibi gösterilmesi ile şiddet olayları Türkiye’nin gündemine oturmuş durumda.  Bu sebeplerden dolayı hekimlik yapmak zor.” dedi.

 

 

Aile hekimlerinin hastayı ilk gören hekim grubu olduğunu hatırlatan Dr. Ebru Candar aile hekimliğinin “doğumdan ölüme kadar hastayı takip eden hekim grubu” olduğunu kaydetti.

Sağlıkta şiddet olaylarının yüzde 37’sinin polikliniklerde, yüzde 29’unun da acil servislerde gerçekleştiğini aktaran Dr. Ebru Candar aile hekimlerinin de poliklinik kapsamında en çok şiddete maruz kalan hekimlerden olduğunu işaret etti.

 Aile hekimliğinde sağlıkta şiddetin bir numaralı sorun olduğunun altını çizen Dr. Ebru Candar diğer sorunları şu sözlerle anlattı:

“Aile hekimliğinde pek çok sorun var. Aile hekimlerinin şu an üzerinde 200 kalem iş tanımı var. Mevzuata uygun olmayan usulsüz rapor istekleri, aile hekimliği, uygulama ve ödeme sözleşme yönetmeliğindeki birtakım eksiklikler ve bunların düzenlenmeyişi, ceza-ihtar puanları ve ceza yönetmeliğinin efektif bir şekilde düzenlenmeyişi, aile sağlığı merkezlerinin kiralarından doğan sorunlar, stopaj ödemeleri, entegre nöbetler; hastane nöbetleri,  adli nöbetler, defin nöbetler, mobil sağlık hizmetlerindeki pek çok problemler aile hekimlerinin yaşadığı problemler arasında. Bunların yanında aile hekimleri negatif performansa tabi. Gebe, bebek ve aşı izlemlerinden sorumlular. Bunlarda vatandaşa hiçbir sorumluluk yüklenmeyişi de aile hekimlerinin önemli sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.”

Aile hekimliğinde “rapor” sorunu

Sağlık raporlarında yaşanan sorunlara da dikkat çeken Dr. Ebru Candar“Türkiye’de mendil kapmaca oynamak için aile hekimliğinden rapor alması için yönlendirilen hastalar var” diyerek gelinen noktaya dikkat çekti. Dr. Ebru Candar mevzuatta olmayan raporların yazılamayacağının vatandaşa söylenmesi ile sağlıkta şiddet olaylarının yaşandığını belirterek “Bir kurul tarafından verilmesi gereken diğer raporlar da yine aile hekimlerinden talep ediliyor. Bu durum yine aile hekimliklerinde sorun ve şiddet olarak geri dönüyor.”

Hasta sevkinde yaşanan sorunları aktaran; Dr. Ebru Candar sevk zinciri olmadığına değinerek hastaların ikinci ve üçüncü basamağa sevk zorunluluğu olmadan gidebildiğini belirtti. Hastaların bu şekilde sevk zinciri olmadan direkt üst basamaklara gitmesinin ikinci ve üçüncü basamağın yükünü artırdığını kaydeden Dr. Ebru Candar, sevk edilmesi gereken durumlarda da hastaların buna tepki gösterip şiddet olaylarının yaşanabildiğini belirtti.

Hastayı görmeden ilaç yazılmasının görevi ihmal, kötüye kullanma, zarara sebebiyet verme gibi pek çok Türk Ceza Kanunu maddesi ile yargılanmaya sebep olacak önemli bir suç olduğunun altını çizen Dr. Candar “Bu durumu vatandaşa anlattığınız taktirde, bu durum çok ciddi bir şiddet unsuru olarak dönebiliyor. Hastanın gelmemesinin yanında; hastanın kimliği bile olmadan işlem yapmamız istenebiliyor. Bu şekilde ilaç yazılmasının suç olduğunu söylediğimizde hekime şiddete varan sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Hekim getirilen T.C. numarasına ilaç yazıyorken, o kişi başka bir ilde suç işliyor olabilir. Bu şekilde vatandaşa anlatmaya çalışsak da bu konuda çok ciddi sorunlar yaşıyoruz.” dedi.

Evde yatalak olan hastaların ilaç yazımında da problemlerin yaşanabildiğini belirten Dr. Candar kendi aile hekimliği pratiğinde yaptığı uygulamayı şu şekilde anlattı:

“Saha ziyaretimde; ilaç yazmadan önce hastamı yerinde görüp, tespit edip ona göre reçetesini düzenliyorum. Bu kesinlikle aile hekimlerinin uygulaması gereken bir yöntem değil. Ben pratiğimde bu şekilde çalışıyorum.”

Aile Sağlığı Merkezlerinin en önemli sorunlarından biri de ‘kira’

Aile hekimliğinde Aile Sağlığı Merkezi kiraları ile ilgili ciddi problemlerin olduğunu ifade eden Dr. Candar “Aile hekimlerine verilen cari gider ödeneği var. Aile hekimleri bu ödenekleri kullanarak oturdukları sandalyeden Aile Sağlığı Merkezinin içindeki her şeye para ödüyorlar. Aile Sağlığı Merkezinin kirası, yakıtını, elektriğini, suyunu, bütün sarf malzemelerini, çalıştırdıkları personelin maaşını bu giderlerden ödüyorlar. Ancak bu giderler küçük iller baz alınarak hesaplanıyor.  Bu da büyükşehirlerde çalışan aile hekimleri için çok ciddi problem teşkil ediyor. Bazı Aile Sağlığı Merkezlerinde stopaj ödemek zorunda kalmaları ile çok ciddi problem olarak karşımıza çıkıyor.” ifadelerini kullandı.

“Vatandaşı aşı reddinden vazgeçiremiyoruz”

Aşı reddinin giderek artan bir sorun olduğuna işaret eden Dr. Candar aile hekimliği pratiğinde de aşı karşıtlığı ile karşılaştığını belirterek “Vatandaşı her ne kadar ikna etmeye çalışsak da buna vakit harcasak da; hastalarımız İnternet’te yayılan bilgi kirliliğinden etkileniyorlar. Bilimsel açıklamalara rağmen vatandaşı aşı reddinden vazgeçiremiyoruz. Bunu toplumsal sağlığı tehdit eden çok ciddi bir problem olarak ilerleyen zamanlarda karşımıza çıkması çok muhtemel.” dedi.

İnternette çok fazla tıbbi bilgi kirliliği olduğunun altını çizen Dr. Candar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tıp dışı çok fazla söylemler ve yönlendirmeler İnternet’te yer alıyor. Vatandaş tek bir cümleyi oradan cımbızla çekerek bazen bize gelebiliyor. Bütün tıp dünyasını bu cümlenin içerisine sığdırarak hareket etmek gerektiği şeklinde düşünebiliyorlar. Bu yanlış sağlık söylemlerini ya da sağlık inanışlarını kırabilmek, vatandaşa doğruyu açıklayabilmek gerçekten çok zamanımızı alıyor. Bunun böyle olmayacağını, olması gereken yolu vatandaşa anlatıyoruz. Bu konuda ciddi düzenlemeler yapılması iyi olur. Belki Sağlık Bakanlığı vatandaşlara, anlaşılabilecek dille güncel tıp bilgilerini sağlık bilgilendirme notu olarak verebilir. Bu belki bir nebze çözüm olabilir.”

aile hekimliği
türkiyede hekim olmak
sağlıkta şiddet
dr. ebru candar
Yorum (5)
Nöbetci
Kesinlikle aile hekimliği daha aktif çalıştırılmalı eskiden sağlık ocağında sürür yara pansumanı muayene asi her şey vardı şimdi aile hekimliği muayene dahi mobil hizmetin var diyor bugün muayene yok diyor Acil de nöbetçiyim aile hekimliğine gitmeden herkes açılabiliyor hastanı %95 aile hekimliği muayene edebilecek hasta ...
9
Cevapla
Dr.Urkmez
Osmanlı döneminde; Bir ayakkabı kalitesiz yapılınca, O ayakkabıyı yapan ustanın damına atılırmış. * Bunu gören insanlar o ustanın ayakkabılarını almazmış. * Papucu dama atılmak deyimi burdan gelmektedir. * Osmanlı da meslek ahlakı, ihmal veya hileye sapması nadir görülürmüş. Anlatabildim mi?
31
Cevapla
ÖNDER KELEŞ
Aile hekimlerinin ve genelde tüm hekimlerin sorunları ve çözüm önerileri çok güzel özetlenmiş. Teşekkürler Ebru Candar.
21
Cevapla
sağlıkta
Vatandaşta "bu doktor yanlış yaparsa cezasını ben keserim" algısı var. Bunlar dayağı, ölümü hakediyor düşüncesi var, pardon ne düşüncesi icraatı var !!!! "Yanlış" kavramı da vatandaşın yüksek takdiri tabiiiiiiiiiiii...... Herşeyi biliyo ya !!!!!!! Filmin koptuğu yer burası.... Bu algı nasıl değişecek, kim değiştirecek, ne zaman ??? Neden değiştirilmiyor bi türlü ? Nereye kadar ???
52
Cevapla
dr
SAĞLIKTA ŞİDDET VE HAKARET HER GÜN ARTMAKTADIR.PERİŞAN HALDEYİZ.
17
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir