Medimagazin logo

İstanbul'da 300'e yakın eczaneye sahte reçete soruşturması!

İstanbul Eczacı Odası Başkanı "Ne yazık ki fatura bizlere kesiliyor" dedi
İstanbul'da 300'e yakın eczaneye sahte reçete soruşturması!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İstanbul'da, yılbaşından bu yana, 300'e yakın eczaneye sahte reçete soruşturması açıldı. SGK’nın, eczacılardan yapmayı planladığı kesintinin ise yaklaşık 1.5 milyon lira olduğu tahmin ediliyor. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Cenap Sarıalioğlu "Doktorların şifreleri birileri tarafından ele geçiriliyor, sahte reçeteler yazılıyor, faturası eczacılara kesiliyor" diye konuştu.

Cumhuriyet gazetesinden Sibel Bahçetepe'nin haberine göre, özellikle kanser, organ nakli, büyüme hormonu gibi piyasa değeri yüksek ilaçlar, sigortalı yurttaşların bilgisi ve onayı dışında yazıldı. Hasta, eczaneye gittiğinde yüksek muayene ücretleri ve ilaç katkı paylarıyla karşılaşınca sahtecilik ortaya çıktı. Yani, soruşturmalar bir tesadüfle başladı. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Cenap Sarıalioğlu, hekimlerin kaşelerine, kendilerine verilmiş olan şifreye veya e-imzaya sahip çıkmadığı veya başkalarıyla paylaştığı için sahte reçetelerin üretildiğini belirtti. Eczacıların reçetenin sahte olduğunu anlamalarının mümkün olmadığını dile getiren Sarıalioğlu, "Ne yazık ki fatura bizlere kesiliyor" dedi.

Kim kazanıyor?

Sayıları son günlerde artan sahte reçetelerle alınan ilaçlardan, karaborsacılar kâr ediyor. İlaçlar, bu şekilde yurt dışına da gönderilebiliyor. Öte yandan, ilaçları yasadışı örgütlerce kullanılıp kullanılmadığı sorusu da akıllara geliyor. Sonuç olarak ilaçların nerelere gittiği kesin olarak tespit edilmiş değil. Eczacılar yüksek para cezalarıyla karşı karşıya kalıyor. Zararı karşılamanın yolu da dava açıp kazanmaktan geçiyor. Bu konuda süren çok sayıda dava var. Sahte reçetelerin yoğun olarak kamu hastanelerinden çıkmış olması da dikkat çekiyor. İstanbul’da Kartal Eğitim ve Araştırma, Yavuz Sultan Selim, Bakırköy Dr. Sadi Konuk ve Pendik Eğitim ve Araştırma hastanelerinden çıkan çok sayıda sahte reçetenin olduğu belirtiliyor. İstanbul Eczacı Odası, üyeleri mağdur olduğu için SGK’ye dava açmaya hazırlanıyor. Sağlık Bakanlığı’nın medula (reçete onay sistemi) sisteminin, sahte reçeteyi engelleyecek güvenlikte olmadığına dikkat çeken Sarıalioğlu, şunları söylüyor: "Diyelim ki ben hastayım, hiçbir şeyden haberim yok. Bir başkası ise dolandırıcı. Doktor kamuda çok yoğun, 3 dakikada bir hasta muayene ediyor. Şifresini çalışanı ile paylaşıyor. Diyor ki ‘Muayene ettiğim hastanın raporunu, reçetesini düzenle.’ Bir yerden sonra çete, bir şekilde doktorun yanında çalışan kişi ile irtibata geçiyor. Para ya da başka bir şey teklif ediyor, ilişki kurup doktorun elektronik imzasıyla, hastaların T.C kimlik numarası üzerinden reçete düzenliyor. Doktorun da hastanın da bilgisi yok. Bu ilaçları, karaborsada satabiliyorlar, yurt dışına gönderebiliyorlar, haksız menfaat elde ediliyor."

Fatura eczacıya kesiliyor

Sahteciliğin hiç ortaya çıkmayabildiğini söyleyen Sarıalioğlu, "Biz, hastaya veya hasta yakınına ilacını verirken T.C. kimlik numarasını kaydediyoruz. Aradan aylar, yıllar geçiyor. Hasta bir gün üzerine hiç kullanmadığı ilaçların yazıldığını fark edebiliyor. Sonradan anormal muayene ücretleri çıkıyor... Hasta, SGK’ye ihbarda bulunuyor. Diyor ki ‘benim adıma benim bilgim dışında reçete düzenlenmiş’. SGK, doktor o tarih aralığında kimlere reçete düzenlenmişse o hastaları tek tek arıyor. ‘Senin adına şöyle bir reçete var haberin var mı?’ diye. SGK sahte reçete olduğunu tespit edince eczanelere dönüyor ve diyor ki ‘şu tarihte, şu hasta adına düzenlenmiş reçete sahte olduğu için sana kesinti yapıyorum.’ Oda olarak yaptığımız araştırmalarda, SGK’yi dolandıran çetelerin yakalandığını, davaların devam ettiğini biliyoruz. SGK o davaların sonuçlarını beklemiyor. Direkt eczacıdan parayı kesiyor" diyor.

Eczacılar: İsyan ediyoruz

Sarıalioğlu, birkaç ay içerisinde, 300’e yakın eczaneden 1.5 milyon lira civarında bir kesintinin yapılacağını tahmin ettiklerini dile getiriyor. "2017’de sahte reçetelerin sayısı arttı, nedenini bilmiyoruz” diyerek, şöyle devam ediyor: “Bizim sahte reçeteyi anlama şansımız hiç yok. SGK’ye dönüp ‘biz bunu nasıl anlarız, bize söyleyin’ diyoruz. SGK ‘hayır anlama şansınız yok’ diyor. Eczacılar zaten mali olarak zor durumda. Batma noktasında. İsyan ediyoruz. Bir adaletsizlik var. Şifresini bir başkasıyla paylaşan doktora ve hastaneye de yaptırım olmalı."

sahte reçete
istanbul
doktor şifresi
cenap sarialioglu
Yorum (8)
op.dr
peki bu anlamda bazı eczacı kalfaları veya eczacıların bu işbirliği içinde yer alıp almadığının garantisi varmıdır? veya eczacılar odası bu konuda eczanelerden suça işbirliği olup olmadığı hakkında bir çalışması varmıdır. veya tespit edilen kaç eczane hakkında işlem yapmış veya soruşturma açmıştır.
8
Cevapla
murat çelikten
Bu sahte reçetelendirmenin tek sorumlusu kamu hastaneleri yöneticilerinin umursamazlığı, beceriksizliğidir. hastanelerde otomasyon sistemi kullanımı kolaylığı açısından gerekli güvenlik önlemleri alınmıyor. bu da hep sahte reçete ile faturanın hekimlere ve eczanelere çıkmasına neden oluyor.
12
Cevapla
cem şimşek
op dr. bey eğerki yazılan reçeteden eczacı sorumlu diyorsanız haklısınız eczacı kalfalarını ve eczacıları suçlayalım onlar hakkında işlem yapalım,eczacının medula şifresini çaldırıp yanlış reçete girdi diye doktorlarıda suçlayabiliriz sizin bu mantığınızla.yeter artık şu eczacı düşmanlığını bi kenara bırakın hiçbir sağlık çalışanı sizin düşmanınız değildir
2
Cevapla
Özgür
Türkiye de malesef bir çok eczacı tatile gezmeye gittiğinde yerine başka bir eczacı bırakmıyor.Adamlar günlerce iş yerinde olmadan kalfa çırakla iş yürütüyor.Saat 10 da 11 de gelenmi ararsın arada uğrayanmı ararsın.Nasıl bi iş bu hangi meslek işini babasına annesine eşine dostuna emanet edebilir.Bir öğretmen ,avukat ,doktor,mühendis baba bugün benim yerime sen çalış diyebilir mi?.Rahat ve parada bol olduğu için siyasetede atılmışlar karışan yok oh ne rahat.
9
Cevapla
Mehmet Ay
Ben uzman hekimim, babam 40 yıllık eczacı. Reçetede kimlik kontrolü yapmadan veren yani eczacı sorumludur. İşiniz depocu gibi raftan indirip vermek değil sağlık sisteminin kontrol mekanizmalarından olmak. Sanki neler döndüğünü sağlık bakanlığının bu önlemi niye aldığını bilmiyorsunuz gibi konuşuyorsunuz. Birbirimizi kandırmayalım, iyi akşamlar.
3
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir