Medimagazin logo

Gıda katkı maddelerine dikkat! Mikrobiyata ve obezite ilişkisi var mı?

Gıda katkı maddeleri bazı bakteri türlerini arttırarak glikoz intoleransı geliştirebiliyor. Bu da diyabet ve obezite eğilimine sebep olabiliyor.
Gıda katkı maddelerine dikkat! Mikrobiyata ve obezite ilişkisi var mı?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN HABER MERKEZİ-Türkiye Bilimler Akademisi(TÜBA) Gıda ve Beslenme Çalışma Grubu tarafından 10 Nisan tarihinde Ankara’da düzenlenen “Tüba Mikrobiyota ve İnsan Sağlığı Sempozyumu”nda, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Gültekin, sentetik tatlandırıcıların glikoz intoleransını arttırdığını söyledi.

 

“Bir yıl içinde kendi ağırlığımız kadar gıda katkı maddesi tüketiyoruz”

 

Bir insanın bir yıl içinde yaklaşık kendi ağırlığı kadar katkı maddesi tükettiğini ifade eden Gültekin, kodeks katkı maddeleri orta düzey güven taşısa da migren atakları, hiperaktivite, Crohn hastalığı, epilepsi, alerji gibi yan etkileri oluşturabildiğini söyledi.

Fareler üzerinde yapılan bir araştırmada, sentetik tatlandırıcıların bazı bakteri türlerini arttırdığını ve glikoz intoleransı gelişmesine sebep olduğunu kaydeden Gültekin, mikrobiyotanın bu bağlamda obezite ve diyabetle ilişkilendirilebileceğini ifade etti.

 

Gültekin, “Emülgatörler ve kıvam arttırıcılar da mikrobiyotada değişikliklere yol açarak glikoz düzenlemesinde bozukluk ve intestinal inflamasyona sebep oluyor. Düşük dozlarda çoğu gıda katkı maddesi sorunlara yol açmasa da sinerjistik bir etkisi mevcut; iki veya üç katkı maddesi birararaya gelerek yeni bir etki ortaya çıkarabiliyor.” ifadelerine yer verdi.

 

“Tereyağ ve yumurta mikrobiyota için riskli”

 

Diyetle bağırsak bakterileri arasındaki ilişkiyi değerlendiren Hacettepe Üniversitesi Beslenme Bilimleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zehra Büyüktuncer Demirel, tereyağ ve yumurta gibi hayvansal kaynaklı proteinin mikrobiyota için risk oluşturduğunu ve sınırlı tüketilmesi gerektiğini söyledi. Demirel, kısa zincirli yağ asidi yüksek olan bitkisel kaynaklı beslenmenin önemini vurguladığı konuşmasında, hayvansal kaynaklı protein diyetinin, protein fermente bakteri kolonizasyonu oluşturarak kolon kanseri geliştirebildiğini ifade etti.

 

“Polifenolün, mikrobiyota üzerinde kritik bir rolü var”

 

Çay, kahve ve çikolata gibi besinlerde yüksek polifenol içeriği olduğunu söyleyen Demirel, polifenolün bağırsak mikrobiyatasında önemli değişikliklere yol açtığını ve kritik bir rol oynadığını aktardı. Mikrobiyotada “Bireyselleştirilmiş Beslenme”nin hedef alındığını belirten Demirel, ancak uzun dönemli beslenme alışkanlıklarıyla kalıcı değişiklikler yapılabileceğini vurguladı.

 

“Vücut ağırlığı arttıkça, bakteri sayısında azalma görülüyor”

 

Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler, obeziteyle ilişkilendirilen adipoz doku birikimiyle birlikte lipit deposunun arttığını, makrofajlarda artış olduğunu ve pro-inflamatuar sitokin salgılandığını söyledi. Besler, adipoz doku bakteri değişiminde rol oynasa da mikrobiyatanın obeziteye neden olduğuna dair henüz bir hipotez olmadığını; ama vücut ağırlığı arttıkça, bakterilerde azalma görüldüğünü söyledi. Besler konuşmasını şu ifadelerle yer özetledi;

 

“Adipoz dokulardaki lipit birikiminde yağ oksidasyonunu baskılamak ve inflamasyon artışında inflamatuvar işaretleri düşürmek için mikrobiyal kolonizasyon kullanılabilir. Ayrıca mikrobiyota; yağ dokunun, iştahın, metabolik endotoksinin azaltılmasında önemli bir işlev görebilir.”

 

“Bakteriler hayvansal beslenmede kolorektal kanser açığa çıkarabiliyor”

 

Kanser ve mikrobiyota ilişkisi üzerine konuşan Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroentroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün; “Özellikle belli tip beslenme, liften fakir ve kırmızı etten zengin diyet kanser hücresi gelişimine yol açabiliyor. Midede çok sayıda dirençli bakteri bulunuyor, bakteriler adezyona uğrayıp toksik etki gösterdiklerinde ise kolorektal kanser ve inflamasyon açığa çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.

 

“Tıbbi gerçek ve medya problemi var”

 

Biotin vitaminine de değinen Tözün, “Biotin değeri çok anlaşılamamış vitaminlerden biri. Mikrobiyota biotin sentezini tetikliyor. Epitel hücre yenilenmesinde de oldukça önemli bir rolü var.” ifadelerine yer verdi.

Kısa zincirli yağ asidi yoğun diyeti tavsiye eden Tözün, tıbbi gerçek ve medya probleminin mevcut olduğunu, toplumun doğru yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Tözün, “Glutensiz diyet çılgınlığı”nın, ağır metali süpüren glutenin yokluğunda arsenik ve kalsiyum oranının arttıracağı ve nişasta alımlı gliserin odaklı beslenmenin diyabet eğilimi oluşturacağı bilgisini verdi.

 

beslenme
gıda katkı maddesi
mikrobiyota
prof. dr. fatih gultekin
biotin
prof. dr. nurdan tozun
hayvansal beslenme
prof. dr. tanju besler
obezite
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir