Medimagazin logo

Aile Sağlık Merkezleri kimin?

Dr. YASİN AKAR'ın AKŞAM'daki yazısı...
Aile Sağlık Merkezleri kimin?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Bundan 15 yıl evveldi. Antalyalı genç bir hemşire olan Canan Akkuş ilk görev yeri olan Siirt İl Sağlık Müdürlüğü’ne atanmıştı. O dönem terörle sıcak çatışmanın olduğu dönemlerdi. Canan hemşire geçici görevle Eruh ilçesine bağlı Dikboğaz köyündeki askeri üst bölgesine görevlendirildi. Çatışma bölgesinde yaralanan askerlere ilk müdahaleyi yapan ekipte yer alıyordu.

Canan hemşire ekibiyle birlikte bindiği askeri helikopterin 5 Eylül 1999 tarihinde Köprüçay kırsalında düşmesiyle hayatını kaybetti. Kazada hemşire arkadaşı Tülay Çelik ve 3 askerimiz de şehit oldu. Canan hemşirenin ismi Antalya Konyaaltı’nda bir parka verildi, ilk görev yeri olan Siirt 6 No'lu Sağlık Ocağı’nın ismi Şehit Hemşire Canan Akkuş Sağlık Ocağı olarak değiştirildi.


Yıllar sonra Aile Hekimliği sisteminin gelmesiyle sağlık ocakları Aile Sağlık Merkezlerine (ASM) dönüştü, merkezler sınıflandırıldı. Siirt’in ilk A sınıfı ASM’si şehit hemşirenin ismini taşıdığı ASM oldu. 6 hekim, 6 hemşire ve 2 tıbbi sekreterle günde 600 hastaya hizmet veren ASM kullandığı Teletıp yöntemi ile hastaların ilaçlarını alıp almadıklarını dahi kontrol eden bir merkez haline geldi.


Evet, o ASM, Kobani bahanesiyle çıkartılan provokasyonlar sonucu yakılan onlarca kamu binasından biri oldu. Maalesef merkez şu anda tamamen kullanılamaz bir halde. Hangi kin hangi nefret, muhtaç olan herkese sağlık hizmeti veren yardım eden bu şefkat yuvalarına saldırmayı gerekli kılıyor? Eminim ASM’yi yakan vandallar arasında ertesi gün muayene için oraya gelecek yaşlı anneleri ve hastaları olanlar vardı.

Sağlık çalışanları neyimiz olur?

Türkiye’de terör boyut değiştirdi ve 15 yıl sonra Canan hemşirenin kapısını yine çaldı. Bu ülke güçlü bir ülke. Yaralar sarılır, yıkılan yapılır, şehitler vatan için canını feda eder.. Ancak M. Luther King’in dediği gibi şu da gerçek ki; “her şey sona erdiğinde düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın suskunluğunu hatırlayacağız.” Geçen hafta vandalların estirdiği terör rüzgarı ile yakılan yıkılan kamu-özel işyerleri ve özellikle de bu memleketin insanı için çalışan sağlık çalışanlarına, sağlık merkezlerine ve ambulanslara gösterilen şiddet konusunda meslek örgütleri ve Sivil Toplum Kuruluşları neden sesini çıkarmaz?
Bugün vandalların sağlık çalışanlarına yaptığı şiddeti kınayamayanlar, bir daha “Sağlıkta Şiddet” konusunda hiç konuşmasın lütfen!

aile
sağlık
merkezleri
kimin?
Yorum (4)
H.U
Sağlık sistemini kum torbası haline getiren bu vandallar, barbarlar değil. Bu kişiyi unutmayın lütfen.
0
Cevapla
Frankie Bellevan
canan hemşire nur içinde yatsın. allah mekanını cennet eylesin. "bahsi geçen örgüt" ve "sürekli içli dışlı,sıkı fıkı" oldukları partinin (bdp/hdp) mv özdal üçer'in vekili olduğu van ilinde trabzonlu meslektaşımızı darp ettiğinde sergilemiş oldukları[veya net sergilemedikleri] tavır gözönünde bulundurulursa şaşılacak bir durum olmadığı ortaya çıkar. ttb ile hükümet arasında hiçbir fark görmüyorum. bunlar kavramsal olarak birbirlerinden güç alarak varolan yapılar. meclisteki tüm partiler gibi. hepsi de el ele kol kola kirli bir oyunun içinde. kimsenin bu oyunu bırakmaya da niyeti yok. hepsi de bunlardan nemalanıyor ve sıralarını bekliyorlar. yaşanan olayları sadece vandalizmle izah etmenin de doğru olduğuna inanmıyorum. gezi olayları esnasında asıl mağdur olan protestocular da vandalizmle suçlandı. gezi olaylarında yaşananlarla şimdiki olayları bir kıyaslayın bakalım.. hangisi ağır basar.. veya her ikisine de vandalizm demek ne kadar doğru olur ??? bizde birbirinden farklı toplumsal olayları değerlendirirken bile hep aynı kolaycılığa sapma [toptan kabul,toptan red] eğilimi var. iyi hatırlanırsa sayın başbakan ahmet davutoğlu'nun kısa süre önce malatya ziyareti esnasında övgüyle bahsettiği 28 şubat sürecinde malatya'da yaşanan olaylar ve halkın tavırları,gösteri ve protestosu da o dönemde devlet yetkilileri tarafından kalkışma,başkaldırı(serihıldan) olarak değerlendirilmişti. ha keza 12 eylül darbesine çok önemli bir bahane olarak gösterilen konyadaki meşhur miting. 12 eylül deyince hemen ard arda aklıma gelenler: sayısız (70'in üstünde)sol fraksiyon,maocusu,enver hocacısı,troçkisti,marksçısı,lenincisi,kawa,rızgari,mesut barzani,celal talabani daha sonra pkk ve abdullah öcalan,CIA türkiye masası şefi paul henze,iran devrimi,ayetullah humeyni,varşova paktı,nato,jimmy carter,ronald reegan,leonid brejnev,kgb,gru,mig 25,tupolev,phantom f4,gladio,yeşil kuşak,graham fuller,afganistan,hafızullah amin,babrak karmal,muhammed necibullah,pakistan,darbe,ziya ül hak,zülfikar ali butto,afganistan mücahitleri,usame bin ladin,irangate,yarbay oliver north,nikaragua,somoza,sandinista gerillaları,daniel ortega,şili,general augusto pinochet,küba,fidel castro,mısır,camp david,enver sedat,menahem begin,ariel şaron,sabra ve şatilla katliamı,FKÖ,yaser arafat,lübnan,hristiyan falanjistler,dürzi lider velid canbolat,lübnan hizbullahı,fadlallah,bekaa vadisi,akademiya mahsum korkmaz,islami cihad,hamas,polonya,gdansk tersane işçileri,grev,lech walesa,general wojciech jaruzelski,varşova paktının dağılması,çekoslovakya,vaclav havel,yugoslavya,josip bros tito,yugoslavyanın parçalanması,boşnaklara uygulanan soykırım,berlin duvarının yıkılması,romanya nikolay çavuşesku,bulgaristan todor jivkov,peter mladenov,belene kampı,soykırım,sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği,yuri andropov,michael gorbaçov,perestroyka ve glasnost,boris yeltsin,,milenyum...... sayamadığım sayısız olay hepsi de birbiriyle ilişkili.. neden sonuç ilişkileri.. sürekli değişen conceptler,partnerlar,çıkarlar,bağlantılar... hiçbir taş asla yerine oturmadı.. hele de ortadoğuda.. asker olsun,sivil olsun;egemen güçler hemen her zaman,her devirde olayları kendi konumlarına göre ve "tek yanlı" değerlendirme eğilimindedirler. sosyoloji ve toplum psikolojisi bilimlerine göre değil. bu yüzden de ülkemizde yaşanan olaylardan asla ders ve ibret alınmaz. huzur ve barış ortamı asla tesis edilemez... bu nedenlerle her defasında olayların çıkış nedenleri,nasıl başladığı ve bu durumlara gelinmesini hazırlayan süreçlerden ziyade [belirsiz süreçler] oyunun,oyunların tezgahlanan son sahneleri,maçların son dakikalarında patlak veren olaylar tartışılır... sonra da tek söyleyebildiğimiz şey:vandalizm ve holiganizm... şöyle asacağız,böyle keseceğiz.. haydi buyrun yapın da görelim...
0
Cevapla
fatihh
a.s.m ler bakanlığın olmalı.işletmesi dahil.hibrit bir sistem uzun vadede tökezliyor.hekimler hekimlik yapmalı.işletmecilik değil.
0
Cevapla
Frankie Bellevan
yakın tarihte saddam hüseyin döneminde halepçede kimyasal silahlarla dünyanın gözü önünde katledilen kürtleri hatırlamamak da büyük bir ayıp ve utanç olur. vahşetin boyutları düşünüldüğünde olay bir soykırımdır. çeçenistan olayı da başlı başına bir dramdır. soykırımdır. doğu türkistanda yaşanan olaylar soykırımdır. filistinde yaşanan olaylar soykırımdır. ikinci dünya savaşında nazi almanyasının yahudilere yaptığı soykırımdır. 1400-1500 arası ispanyada yahudilere yapılan soykırımdır. 1492'de cristopher columbus'un keşfi sonrası,tüm amerika kıtası yerlilerine yapılanlar soykırımdır. kamboçyada pol pot idaresindeki kızıl kmerlerin yaptıkları soykırımdır. güney afrika cumhuriyetinde ırkçı beyaz azınlık tarafından yapılmaya çalışılan şey de soykırım çabasıdır. afrikanın dramı hala devam ediyor. ikinci dünya savaşı sonrası stalin tarafından başta türkler olmak üzere değişik azınlık uluslara yapılanlar da soykırımdır...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir