Mahkeme: Acil nöbetine gitmeyen aile hekimine soruşturma açılamaz!

Tıpta, zorla güzellik olmaz. Zorla nöbet olmaz. Zorla fazla mesai olmaz. Olsa da kimseye hayrı olmaz. Anlayın artık şunu. İterek, kakarak, döverek, doktorları köle gibi çalıştıramazsınız. Üstelik, ''N'olucak ayda 8 saatçik, vatandaşın iyiliği için tutuverin'' gibi, size yakışan tarzda, akıl, mantık dışı, sadece duygusal söylemlerle, hukuku, adaleti çiğneyemezsiniz. Ben istemedikçe, kimsenin hayrı için bile olsa, kanuni çalışma süremden 1 dakika bile fazla çalışmam kardeşim. Hukuk adalet budur. Ama sizin hakla, hukukla ilgili siciliniz belli zaten. Hastanelerin, acillerin çözemediğiniz sorunları bizi ilgilendirmez. Biz işimizi fazlasıyla mükemmel bir şekilde, mesaimizde, eksiksiz tamamlıyoruz. Bizim mesai sonrası sorumluluğumuz yok. Mesai sonrası acil olan acile gider. Acil olmayan, adı üstünde, mesai saatlerini bekler. Kusura bakmayın, bu devlet sizin malınız değil. Biz de sizin köleniz değiliz. Genelgeyle, fermanla, haftasonu istirahatimizi gasp edemezsiniz. Kazanılmış hak bakidir. Gaspedilemez!!!

Helal olsun hekimlere. Devam edin böyle. Serkan beyin de dediği gibi tutuverin ne olacak halk için konusunda eczacılar muayene ücretlerinde başaramadılar.

Eline sağlık serkan kardeşim sonuna kadar katılıyorum yazdıklarına ve destekliyorum aynı şeyleri bende bir uzman hekim olarak söylüyorum. Mesaim bittikten sonra hiçkimseye bakmamda çalışmamda. Yolda birini görsem ona da hayatta müdahele etmem. Gelsin 112 ambulansı götürsün. Lanet ettirdiniz ve soğuttunuz bizi mesleğimizden. Eskiden hekimliğin vicdani yönü ve sorumluluğundan hareket ederek yolda müdahele gerekebilecek vakalarda yardıma koşardım. Ama Sağlık Bakanlığının 2004 yılından itibaren uyguladığı "tam gün" "performans" "bimer-sabim" hasta hakları "184" politikaları ve kraldan çok kralcı kesilen yalaka başhekimlerin üstlerine hoş görünebilmek amacıyla doktor randevularını zorlamayla daha kısa süreye düşürmesi ve fazla randevu verdirmeye çalışmaları yüzünden İçimdeki meslek aşkını öldürdünüz. Mesaiden sonra arayan hastalarıma bile fırça atıyorum. Senin özel doktorunmuyumda mesai sonrası beni arıyorsun diyorum. Bana İster ruh hastası deyin ister dobra ister açık sözlü... Umrumda bile değilsiniz sağlık bakanlığı... Bizi yöneten ve sağlık politikalarına, yönetmeliklerine yön verenlerin bu mantaliteleri devam ettiği müddetçe daha da katılaşarak bu duruma devam edeceğim. Ben bu işten ekmek yiyorum evime ekmek götürüyorum. Öbür tarafta cennete gideceksiniz yaptığınız mesai dışı hayırlarla diye kandırmayın karşınızda Çocuk yok. Bana "hekimliğin parasal değeri ölçülemez" diyeceğinize önce hekime en yüksek devlet memuru maaşı standardında MAAŞ verin. (Ama siz döner de alıyorsunuz demeyin) o zaman samimiyetinize hak verelim inanalım. Emekliliğimde de en yüksek devlet memuru emekli maaşını hakedeyim. 14 mart tıp bayramında da umarım vereceğiniz müjde "yıpranma payı return" olmaz. Sayın Bakan, BU DEVLET BU KADAR FAKİR VE ACİZMİ Kİ HEKİMLİĞİN PARASAL DEĞERİNİ ÖLÇEMİYOR?

Serkan arkadaşım doğru söyledin.Hala özlük haklarda hiçbir bir gelişme yok.Bakarız deyip oyalıyorlar... Neye bakıyon kardeşim.Kimse sizin köleniz değil.Haa işten mi atacaksın gider pazarcılık bile yapar geçimimi sağlarım!!

Sayın Serkan kardeşim,çalışanın,dinlenme hakkının yanında duruşunu alkışla destekliyorum.36 yıllık hekimim,ben o fermanla,genelgelerle,hafta içi,sonu,mesai dışı,resmi,dini,bayramlarda,insan haklarına aykırı,zorla çalıştırıldım.ama şimdi,bu fedakarlığımın karşılığını,YÜKSEK 2000 TL LİK EMEKLİ MAAŞI İle alıyorum!!!!