Medimagazin logo

Anestezistler 'imdat' diyor

Anestezi ve reanimasyon (yeniden canlandırma) uzmanlarıyla yapılan bir araştırma, her 5 doktordan birinin tedavi gerektirecek bir ruh sağlığı sorunu bulunduğunu düşündüğünü ortaya koydu.
Kaynak: HÜRRİYET - Mesude ERŞAN
Anestezistler 'imdat' diyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

484 anestezi ve reanimasyon uzmanıyla gerçekleşen araştırmaya göre, çalışanların yüzde 30’u nöbetlerinin algılarını bozduğunu söyledi. Yarısından fazlası ise meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorundan şikâyetçi. Türkiye’de yaklaşık 4 bin anestezi ve reanimasyon uzmanı bulunuyor.

DR. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde anestezi ve reanimasyon kıdemli başasistanı Dr. Ali Özyurt, “Türkiye’de Anestezi ve Reanimasyon Uzmanlık Alanında Çalışma Koşulları ve Mesleki Risklerin Değerlendirilmesi” doktora teziyle Türkiye’nin genelindeki meslektaşlarının sorunlarına ışık tuttu. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’ne sunduğu ve kabul edilen tezle ilgili Dr. Özyurt, “Anestezi yıllar içerisinde hastalar için giderek daha güvenli bir hale gelse de anestezi çalışanları için daha gerilimli olmaya başladı” dedi.

    YÜZDE 87’Sİ KAMU SEKTÖRÜNDE ÇALIŞIYOR
    Araştırmaya katılan 484 katılımcıdan 285’i kadın 199’u erkek. Yaşları 23- 66 arasında değişen uzmanların, yüzde 46.7’si uzman, yüzde 25’i öğretim üyesi, yüzde 18.4’ü asistan ve yüzde 9.9’u ise eğitim görevlisi. Ayrıca yüzde 87.6’sı kamu, yüzde 12.4’ü ise özel sektörde çalışıyor.

ÇOK ÇALIŞMALARI RİSKLİ

Araştırmaya göre uzmanların yüzde 55’i haftada 45-90 saat çalışıyor. Bu 45 saatlik yasal sürenin üzerinde. Dr. Özyurt, “Yaklaşık yüzde 60’ı bu limitin üzerine çıkıyor demek. Özellikle 61 saat üzerindeki çalışmalarda risk oldukça yüksek. Bu daha önce yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştu” dedi.  

‘ÇÖKKÜN HİSSEDİYORUZ’

Uzmanların 5’te biri tedavi gerektirecek bir ruh sağlığı sorunu olduğunu söyledi. Ayrıca katılımcıların yüzde 37’sinin kendisini çökkün hissettiğini belirtmesi aslında psikiyatrik bozukluk oranının tahmin edilenden daha yüksek olabileceğine işaret ediyor. Dr. Özyurt, “Hayatın değersizliği ve ölümü istemeyle ilgili soruya katılımcıların yüzde 8 oranında ‘evet’ cevabı vermesi çok önemli. Madde ve alkol kullanımı ya da kullanımını düşünme ile ilgili sorulara katılımcıların gene de azımsanmayacak bir bölümü ‘evet’ yanıtı verdi. Tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde ülkemizde de bu meslek grubunun özellikle çalışma koşulları nedeniyle madde bağımlılığı ve intihar riski altında bulunduğunu söyleyebiliriz. Psiko-sosyal çalışma koşullarını düzeltme yönünde yapılacak girişimler bu riskleri de azaltacaktır” diye konuştu.

YARISI İŞ KAZASI GEÇİRMİŞ

- YARISINDAN FAZLASI SALDIRIYA UĞRADI:
Yüzde 60’tan fazlasının fiziksel ya da sözlü saldırıya uğradığını ortaya koydu.

- EN BÜYÜK SIKINTI AŞIRI GERİLİM: Anesteziyoloji ve reanimasyon alanında çalışanların en çok mutsuz olduklarını konu yapılan işin aşırı gerilimli olması. Katılımcılardan yüzde 62’si aşırı gerilimli ortamda çalıştıklarını ve bu durumdan hoşnutsuzluk duyduklarını dile getirdi. Yüzde 53,1’i yöneticilerin tavrından şikayet ederken, yüzde 49,6’sı çalışma saatlerinin uzunluğundan ötürü mutsuz.

- SIK İŞ KAZASI: Katılımcıların yaklaşık yarısı iş kazası geçirmiş. Bu iş kazalarının başında kesici ve delici alet yaralanması (yüzde 81.3) geliyor. İkinci sıklıkla belirtilen iş kazası tipi ise hastayla ilgili materyallerle temas (yüzde 63).

- EN ÇOK ANESTEZİ GAZLARI VE X IŞINLARINDAN RAHATSIZLAR: Ameliyathane ortamındaki önemli mesleki risklerden biri anestezi gazlarına, bazen de radyolojik görüntüleme nedeniyle radyasyona maruz kalınması. Araştırmaya göre katılımcıların dörtte üçü anestezi gazı kokusu algıladıklarını, onda dokuzu ise radyasyona maruz kaldıklarını söyledi.  

- ÇOK NÖBET TUTUYORLAR: Araştırmaya katılanların yüzde 69’u ayda 0-5 gün arasında nöbet tutuyor. Ayda 6-10 gün nöbet tutanların oranı yüzde 28,1, ayda 11 gün ve üzeri nöbet tutanların ki ise yüzde 2,9. Ayda 0-5 gün nöbet tutanların yüzde 71,3’ü bu nöbetlerin yorgunluğa sebep olduğunu söylerken, nöbet sayısı ayda 6-10 güne çıktığında yorgunluğa evet diyenlerin oranı da yüzde 88,2’ye yükseldi.

- ALGILARI ETKİLENİYOR: Çalışanların yüzde 30’u nöbetlerin algılama bozukluğuna sebep olduğunu söyledi.  Bunların yüzde 64.3’ü 11 gün ve üzerinde nöbet tutanlar. Tutulan nöbet sayısı artıkça kişilerin algılama bozukluklarına sebep olma ihtimali de artıyor.

- AŞIRI YORGUNLAR: Yüzde 53.1’i meslek kaynaklı aşırı yorgunluk sorunu yaşıyor. Yüzde 36,9’u çalışma saatleri ve çalışma koşulları nedeniyle uykusuzluktan şikayetçi. Yüzde 36,6’sı sağlık personellerinde en sık rastlanan sağlık sorunlarından olan kas-iskelet sistemi hastalıklarından mustarip. Ayrıca yüzde 20,7 ile dördüncü sırada yer alan psiko sosyal faktörlere bağlı rahatsızlıklar da dikkat çekiyor.  

- NEREDEYSE TAMAMI STRESLİ: Çalışma hayatına bağlı “stres” durumu konusunda durum çok kötü. Çalışanların yüzde 94,2’si iş hayatlarına bağlı olarak “stres” yaşadıklarını ve bunun da çeşitli ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu düşünüyor.

- YÜZDE 8.3’Ü ÖLÜMÜ DÜŞÜNDÜ: “Yaşamınıza son vermeyi arzuladığınız oldu mu?” sorusuna karşılık yüzde 8,3’ü “evet” cevabını verdi. Oldukça önemli olan bu oran çökkünlük, zevk almama, ilginin azalması oranlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, anestezi çalışanlarının olumsuz psikolojik durumu ortaya çıkıyor.

anestezi ve reanimasyon uzmanı
çalışma şartları
iş kazası
sağlık çalışanının sağlığı
tükenmişlik sendromu
anestezi
Yorum (16)
aydin sinal
arastirma yazisinda gecen bütün verileri bizzat yasadim,birde buna Alman disiplin ve perfekliginigi katarsaniz Almanyadaki anestesistlerin ne cektigini tahmin edersiniz.Biraz sikayet yapayim,kendimi acindirayim;40 yila yakin calisma hayatimda( 4 hastahanede calistim 800 ve 1100 yatakli üniversite egitim hst) saat sabah 7.00 de is basi yaptim,saat tam 8.00 de sef operatorün kesi yapacak sekilde hasta hazirlandi.fazla mesai yapmadigim tek gün yoktu,60 yasimda 8-9 hastahane nöbeti(telef.cagri nöbeti degil)yaptim,55 yasima kadar ambulans ve helikopterle vakaya ciktik. meslek hayatimda tek basima 65 bin narkoz,100 bin ameliyat öncesi hasta muayenesi(EKG,Röntgen ,labor bilgilerini bizat okuyup degerlendirmek sartiyla),15 bin hastahane disi ambulans ile vaka,yogun bakim,agri tedavisi bunlarin üstüne 3 defada mahkeme...3 defa duedenal ulkus kanamasi,sok halinde ameliyat(Hemoglobin 3.8mg) vagatomi ,ploraplasti,ulkus rezeksiyon,hipertoni,depresyon...bu sürede 6 meslektasin intiharini gördüm,sayisiz meslektas anestesiyi terk etti baska branjlara,ev doktorluguna gecti. Her seye ragmen anestezi cok zevkli bir meslektir(Almanyada öyle) tekrar dünyaya gelsem yine anestesiyi secerim,Her branjtakiler kendi branjlarinda ihtisas yaparlar ,anestesistler bütün tip branjlarinda ihtisas yapmak mecburiyetindeler(Almanyada böyle). Frankfurtan selamlar.
0
Cevapla
sibel tayga
doktorlara bir de deli damgası vurun olsun bitsin yaw,nedir bu doktorların doktor OLAMAYANLARDAN çektiği.
0
Cevapla
ali butlan
Kadın Doğum Hekimlerinin durumu daha vahim.Tükenmişlik son kertesinde...
0
Cevapla
bartu
Biz kadın doğumcular çok mutluyuz, depresyon aşaması bitti atık öfori yaşıyoruz. Yaşasın 700.000 tl lik davam sürüyor ne mutlu bana, yaşasın dün nöbette yine tehdit edildim...
0
Cevapla
Mehmet K. Çelenk
Sayın Dr. Sinal, çok yoğun ve zorlu bir meslek hayatı geçirdiğiniz ortada. Hayranlık duydum. Saygılar - sevgiler..
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir