Medimagazin logo

'Bıçak parasını artık devlet alıyor'

CHP Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı ve Sağlık Bakanlığı eski Müsteşarı MHP'li Sefer Aycan sağlık hizmetlerindeki gerçekleri BUGÜN'e anlattı. Atıcı, “Bıçak parasını kaldırdık dediler ama şimdi bıçak parasını devlet alıyor” dedi.
Kaynak: BUGÜN GAZETESİ - Hasan BOZKURT- Çetin ÇİFTÇİ
'Bıçak parasını artık devlet alıyor'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

CHP’nin doktor milletvekili Prof. Aytuğ Atıcı, sağlık hizmetlerinden memnuniyetin her ay düşmesinin perde arkasını BUGÜN’e anlattı.

 

Hastalardan 11 ayrı noktada para alındığını söyleyen Atıcı, “Bıçak parasını kaldırdık dediler ama şimdi bıçak parasını devlet alıyor. 13 yıl önce 100 insanın 10’u parayla tedavi oluyordu. Şimdi 100 insan da bıçak parası ödüyor. Bıçak parası almadan hiçbir işlem yapmıyor hastaneler” dedi.  

SGK ZARARDA

Sağlığın paralı hale geldiğinin TBMM tutanaklarında yazdığını belirten Atıcı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Faruk Çelik’in toplanan sigorta primleriyle sağlık giderlerinin yüzde 85’inin karşılandığı yönünde bilgiler verdiğini söyledi. SGK’nın ilaç ve tedavi giderlerine yüzde 15 devlet katkısı aldığını belirten Atıcı, “SGK yüzde 10 zarar ediyor. Sosyal güvenlik kurumları dünyanın her yerinde zarar eder. Ancak bu rakamlara katkı payları konulduğunda devlet kâr ediyor. 5.4 milyar devlete kâr olarak giriyor.  Katkı paylarının kaldırılması popülist bir yaklaşım. Devlet zaten yüzde 85’ini karşılıyor. Yüzde 15’ini de karşılasın. Muayene ve tedavi için vatandaş para ödemekten kurtulsun” diye konuştu.

78 MİLYON BIÇAK PARASI ÖDÜYOR

13 yıllık AKP iktidarının “Doktorlar bıçak parası alamayacak” vaatleriyle başladığını hatırlatan Atıcı, “Ama şimdi bıçak parasını devlet alıyor. 13 yıl önce az sayıda vatandaş 100 TL bıçak parası veriyordu. Şimdi 10 TL ama herkese. O zaman 100 insanın 10’u bu parayı veriyordu. Şimdi 100 insan da bıçak parası ödüyor. Yani 78 milyon bıçak parası ödüyor. Şimdi bıçak parası almadan hiçbir işlem yapmıyor hastaneler. Bunu sağlıkta başarı olarak sunmak akıl karı değil” değerlendirmesi yaptı.

HASTA DA DOKTOR DA MUTLU DEĞİL

“Sistem iyi olsaydı hasta da doktor da mutlu olurdu. Memnuniyet giderek azalıyor” diyen Atıcı, tamamen paraya ve piyasa mantığına dayalı sağlık hizmetinin duvara tosladığını ifade etti. Acil servislere yoğunluk sebebiyle adım atılamadığını belirten Atıcı, “Bütün bu olumsuzluklar sebebiyle AKP’li bakanlar, sağlıkla ilgili yeni bir şey söyleyemiyorlar” dedi.

HASTA, TAŞ AMELİYATI İÇİN 3 DOKTOR GEZİYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde doktorları hedef alan sözlerinin hekime güveni sıfırladığını belirten Atıcı, dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın “Başbakan Erdoğan da domuz gribi aşısı yaptıracak” sözlerini “Ben aşı maşı yaptırmam” diyerek doktora güveni sarstığını belirtti.  Atıcı, “Vatandaş doktor doktor geziyor. Bir insan yılda 8,5 kere doktora gider mi? Bir ülke doktora gitme oranı yüksek diye övünmez” diye konuştu.

DOKTORA GÜVEN SARSILDI

Vatandaşın doktora güvenmemesinin acı ve ağır sonuçlar doğurduğunu aktaran Atıcı, “Hastaya ‘kesede taş var’ diyorsun, elinde ultrason sonucu 3 doktora daha sormadan ameliyat olmuyor. ‘Sana stent koymamız lazım’ denilen hasta elinde CD ile doktor doktor geziyor. ‘Ben anjiyo olayım mı’ diyor. Çünkü doktora güveni sarstı 12 yılda bu hükümet” dedi.

PROF'LAR AKADEMİK ÇALIŞMA YAPAMIYOR

Hastanelerdeki profesör ve doçentlerin az hasta bakarak çok akademik araştırma yapması gerektiğini söyleyen Atıcı, “Günde 1 hasta bakar ama özellikli hastalıklarla ilgili yenilikler geliştirir. Ama sen günde 30 hasta baktırırsan profesörler de ileri derece rahatsızlıkları tedavi edemez hale gelir. Hekimler, elini açıp 'Allah’ım bugün inşallah daha fazla hasta gelir' demeye mahkum edildi. Doktorlar koruyucu hekimlik yapmak istiyor ama koruyucu hekimlik yaparsa hastası azalıyor. Doktoru böyle bir cendereye sokmuşuz” ifadesini kullandı.

KORUYUCU SAĞLIK HİZMETİ

Aile hekimliği sisteminin de yanlış işlediğini belirten Atıcı, aile hekimlerinin asıl görevinin vatandaşın hastalanmasını engellemek için koruyucu sağlık hizmeti sunmak olduğunu aktardı. Atıcı, “Çocuk sağlığı hizmetleri verecek, aşı yapacak. Hekim çeşmeden akan suya, kanalizasyona, çevre sağlığına bakacak. Ev kazalarını nasıl önleyeceğim diye evlere gidecek. Fakat bunlar performans kalemi sayılmıyor. Kaç hasta baktıysa onun üzerinden para veriliyor. 4 bin hastaya kadar para vermem. 4 bin nüfusu geçersen kişi başına 1 TL veririm. O nedenle promosyon yapıyor. Dolmuş kaldırarak hastaları muayene ediyor” bilgisi verdi.

SAĞLIK HİZMETİ  PARASI OLANA 

Bir dönem Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı yapan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan BUGÜN’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aycan, sağlık hizmetlerinin parası olanın alabildiği bir hizmet haline geldiğini belirtti. Katkı payı ve tamamlayıcı sigorta uygulamalarının sağlık hizmetlerinde eşitsizliğe neden olduğunu vurguladı.

4 MİLYAR LİRA TOPLANDI

Aycan, 2014 yılında 75 milyar lira sağlık harcaması yapıldığını, SGK’nın ise 40 milyar lira açık verdiğini belirtti. Katkı payı uygulamasının SGK’nın açığını kapatmak için ek bir finansman sağlama aracı olarak kullanmaya başlanıldığını kaydetti. Kamu hastanelerinde 8, özel hastanelerde 15 liradan başlayan katkı payları alındığını belirten Aycan, 2013 yılında normal prim ödemeleri haricinde katkı payı ile 4 milyar lira para toplandığını vurguladı.

700 KAMU 550 ÖZEL HASTANE

Sağlık Bakanlığı'na bağlı 700’ün üzerinde kamu hastanesi, 550 civarında da özel hastane bulunduğunu ifade eden Aycan, açık büyüdükçe vatandaşın özel hastaneye teşvik edildiğini anlattı. “Ama gidene de ‘farkı sen karşılayacaksın’ diyorlar. Dar gelirli, emekli insanlar bu farkları ödeyemediği için özel hastanelerden faydalanamıyor. Cerrahi operasyonlarda doktorla pazarlık yapılıyor. Bu sağlık hizmetlerinden yararlanmada eşitsizliğe neden oluyor. Sağlık hizmeti parası olanın alabildiği bir hizmet olmamalı” dedi.

TAMAMLAYICI SİGORTA OYUNU

MHP'li Aycan, özel hastanelerde fark ücreti ödememek için yapılmaya başlanan tamamlayıcı sigorta sistemini de eleştirdi. İktidarın kendi yakın ve yandaşları ile yeni bir havuz ve işbirliği oluşturulduğunu vurguladı. “Bu da yeni bir sigortacılık sektörü oldu. Hastanelerle işbirliği yapıyorlar. Sosyal devlete uygun bir model değil. İnsanlar arasında ayrım yapıyor. Ek para topluyor ve ek finansman sağlıyor” ifadelerini kullandı.

İktidarın 2010 yılından beri üniversite hastaneleri ile oynadığını dile getiren Aycan şunları söyledi: “Özel hasta muayenelerini kaldırdılar. İstanbul’un iki büyük hastanesi Cerrahpaşa ve Çapa çökmüş durumda. Bin hocanın 600’ü ayrıldı. Ameliyatlar da yapılmayınca döner sermaye de dönmüyor. Eskiden hastanelerin bütçesi yüzde 70 kamu kaynaklarından yüzde 30 döner sermayeden karşılanırdı. Şimdi personel gideri haricinde bu hastanelere hiçbir kaynak aktarılmıyor. Üniversite hastaneleri malzeme alamıyor. Kimse malzeme vermek istemiyor. Ameliyatlar gecikiyor, kaliteden ödün veriliyor.”

RANTI TEK ELDE TOPLUYORLAR

Aycan, nüfusu 750 binden az olan yerlerde üniversite hastaneleri ile kamu hastanelerinin birleştirildiğini hatırlattı. “Yaptıkları, hastane alımlarını toplu yapıp rantı tek başına idare etmeye çalışmak. Kamu hastaneleri birliği ilk kurulduğu 2011’de sağlık bakanlığındaki bütçesi 40 milyar lira idi. Şimdi üniversite hastanelerini de bu havuzun içerisine alıyorlar. 60 civarında hastanesi olan tıp fakültesi var. Önemli bir sağlık döngüsü var. Onları da katıp tek elden alımlar olsun pasta bölünmesin diye bir düşünce var. İlaheleri alanları ve pastanın büyümesi ile ortaya çıkan rantı takip etmek lazım. İhaleyi kendileri yönetiyor. Pastayı tek elde tutma niyeti ortaya çıkıyor” dedi.

AMELİYATHANELER İHALEYE ÇIKARILDI

Aycan, devletin asli işi olan sağlıkta da taşeronlaşmaya gidildiğini ifade etti. Bu durumun Anayasa’ya aykırı olduğunu vurguladı. Yemek, güvenlik, hasta taşıma işlerinin yası sıra biyokimya, radyoloji gibi servislerin de ihaleye çıkarıldığını ve firmalara verildiğini kaydetti. “Hatta ameliyathaneler bile ihaleye verildi. Aynı kurumda, aynı kadroda çalışan fakat 6 farklı pozisyonda çalışan insanlar var. 20 yıldır çalışıp da hâlâ kadroya geçemeyen insanlar var” şeklinde konuştu.

bıcak parası
sgk
üniversite hastanesi
prof. aytuğ atıcı
sefer aycan
Yorum (22)
Hakan aslan
Suta gore kuruma yapilan odemeden hekimin hakki dusulerek hekime sgk tarafindan direk yatirilsin lutfen
0
Cevapla
postenflamatuar
Sağlıktaki rezalet durumu sadece seçim döneminde gündeme getirmek aslında kendilerinin bir çözümü olmadığını, son derece hazırlıksız ve örgütsüz olduklarını gösterir, tıpkı bizim samimyetten yoksun TTB eylemleri gibi. Haberi veren gazete de sağlık politikasındaki bozukluktan dolayı değil hükümetle arası bozuk olduğu için bu haberleri yapıyor. CNN, NTV, habertürk, Hürriyette gibi medya organlarında, partilerin üst düzey yöneticilerince ve kendi çözüm yolları ile belirtilerek konular gündeme getirilse etkili olurdu. Doktorlardan da destek alırlardı.
0
Cevapla
FEVZİ YÜKSEL
TC. kanununda memurun yapmaması gereken bir işi kendi veya başkasının menfaatı için yapması rüşvet olarak tanımlanmış. eşitliğin temel hak olduğu bir ülkede sağlık hizmeti için özel sektöre daha fazla fark alma olanağı sağlamak, vatandaşı özel sektöre mahkum etmek bu tanımlamaya göre devlet eliyle alınan rüşvettir.Bu rüşvet hekimin elinden alınmış sağlık patronlarına aktarılmıştır.olay sadece budur.hepimiz bunu biliyoruz ve bir şey yapamıyoruz.çünkü daha önce yanlış yapıyorduk. halkı muayenehanelerimiz e mahkum ediyorduk. o zaman ağlamıyorduk. hak ettiğimiz gibi yaşıyoruz.bunu biz hak ediyoruz . daha kötüsünü hak edeceğiz.
0
Cevapla
hasan
Bıçak parası 100 tl idi yanlış bir ifade olmuş.Hastanın ödediği özel muayene parası (100 TL)Hekimin vergisini verdiği EKG vs tetkikleri de kapsayan özel muayenhane ücretiydi. Malesef bu hatalı olarak bıçak parası olarak lanse edildi. Halbuki ameliyattan para alınsa en az 1000 TL alınırdı.Belirtildiği gibi ancak hastaların en fazla %10'u muayenaheye gelirdi (genellikle özel sektörde çaılşan ve ekonomik durumu iyi olan ve poliklinik sırası bekleyerek zaman ve iş kaybına uğramak istemeyenlerdi). Tabiatıyla bunlardan cerrahi girişim gerekenllerde hastanede bedava tedavi olurdu, devlete de fazla masrafı olmazdı, çünkü muayenehanede bazı tetkikleri zaten yapılırdı. Kısacası herşey yasaldı ve vergiye tabiydi. Tabiatıyla her camiada olduğu gibi hekinmlerdende ender olarak hatalı işler yapanlar olabilir ki devlletin görevi tüm camiayı suçlamak değil suçluları bulmaktı. Ben çalıştığım kurumlarda bir kez muayene oldum ve ilaçlarımı 35 TL ödeyerek aldım eskiden para ödemezdik. Yanlışlıkla poliklinikleri dolaşan bir emekli emekli maaşı kadar ücret ödeyebilir aman dikkat!.
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Sorunu ve çözümü daha sık ifade etmek ihtiyacı var ! Kavramları konuşmak ve öne çıkarmak ihtiyacı var ! Daha önceki siyasal anlayış ve yönetilerce de ele alınan ve sorunlu olan sağlık sistemindeki sorunların eksiklikleri ve devasa sorunları "yine" vardı.Dozu artı.Nemalananlar , fayda görenler değişti. Sorunlar dha önce de (!) yeteri kadar tartışılmadı ifade edilemedi !Konuşulmaması ve örgütsüz olmasıdan dolayı , geçiştirme kültürmüzden dolayı bu güne kadar konuşul(a)madı. Sağlıkta dönüşüm adıyla bu sistem son on onbeş yılda ek iş yükü , ek nitelik kaybı , ek liyakat kaybı ,daha ileri düzeyde siyasallaşma gibi sorunlar getirdi. Yani özetle var olan sorunlara ek(!) sorun getirdi.Farkı bu ! ek sorun !İşin dozajı arttı.Bir de hekimlerin rolü değişti.Mağ dur hale geldiler.Sistem nema ve ticariydi daha ticarileşti.Ek ticarileşme !Ek ve fütürsuzca siyasallaşma ! Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hak ve pretij kaybı oldu.İyi niyetli olanlar daha mağdur oldular. Şimdi "sağlıkta dönüşüm" adıyla bir sistem dayatılıyor. Başarılı mı? Başarılı bir sağlık sisteminde ne olur !Basitçe soralım ve ihtiyaçları görelim. Pespaye siyasallaşma zaafı göstermeden bu soruyu karşılamak gerekiyor ! Sıralayalım. Yerindelik ve nitelik artar ! Bu iki kavram yani yerindelik ve nitelik sağlık sistemine artan müracaat sorununda sağlık personelinin ve ülke şartlarının çok ötesinde zorlanmaktadır.Sistemin siyasallaşma ve ticarileme sorunundan dolayı ! Bu nitelik kaybı demek ! Sonuç ! Sağlık çalışanlarının artan iş yükü ve nitelik kaybı herkesi yıpratmaktadır. KAnıtı ve göstergesi ne ? Sağlıkta artan şiddet bunun göstergesi ! Sağlaması ve kanıtı bu değer. Sağlıkta şiddet artıyor !bu basit değeri görmezden geliyoruz.Sonuç değişmez.Sistem başarısız hale dönüşyor. Sadece iş yükü , nitelik sorunu , aşırı tetkik sorunu değil sağlıkta ekonomik maliyeti artırmıştır daha doğrusu çok artmıştır. Sonuç ve sağlaması , göstergesi ,kanıtı ne ? Sağlık giderlerinin artması !%800-900 artan maliyetler ve katkı payı uygulamaları! Sağlık sistemi %80-85 dışa bağımlı halde iken dışarıya kaynak aktarımı sürecine ,aşırı maliyete dönüşmüştür. Sağlıkta siyasallaşma , birinci basamaktan üniversiteye kadar her seviyede bilgi aktarımı geri ve ileri bildirim süreçlerinin (halen olmaması ! , gözetilmemesi ! ) çıkarılan "malpraktis" ve "performans" adıyla anılan sistemlerle getirilen iş yükü SAĞLIK ORTAMINDA EMPATİ EŞGÜDÜM gibi kavramları çok zaafa uğratmıştır.Komik kavramlar haline dönüştürmüştür. Fakat buna rağmen biat ve hegemonya tarzlarıyla siyasal ve kültürel tutularımız , her alanda aynı tarzları sürdürmemiz tüm bunları aymazlıkla karşılamamıza neden oluyor. Sorun sadece bu artçı yanlış ve sorunlu uygulamalar değil sorun bizim sorunlarımızla yüzleşme kültürü , örgütlülüğü ve bilincinde olmayışımız. Dün de yoktu bugün ise hiç durumundalar. Yarın da başka birileri başka yanlışları hegemonik ve biat kültürüyle dayatacak. Üniversitesinden , titri olan tuzu kurulardan , bireysel hekim ve sağlık çaışanı olarak hepimiz "her ne yapılıyorsa" aval aval bakıp , sorunlarla yüzleştikçe mızmızlanacağız.YAda laf olsun diye bir kaç laf edeceğiz.Bu kadar. Sağlıkta örgütlülük , liyakat , özerklik , bilgi aktarımı , empati ve ergonomiyi artıran unsurları , emek değerlenin saygınlığı ve etkinliği sorunlarını hep birlikte yoksayacağız. Yazık oluyor ! Sonuç ? %80-85 dışa bağlı sağlık sisteminde nitelik ve maliyet sorunları , ergonomi zaafları bizi pazar haline getirmeye devam edecek. Sömürge kültürlerinde görülen sorunlardır. Kavramlarla , çözümlerle , sorunlarla yüzleşmek durumundayız.İyi bir başlangıç için ! Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 28 Eylül 2015
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir