Medimagazin logo

El değmeden hasta muayenesi

Prof.Dr.Ahmet Rasim Küçükusta'nın ZAMAN'daki yazısı..
El değmeden hasta muayenesi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

 

Marketlerin yiyecek içecek satılan reyonlarında görmeye alışık olduğumuz "ürünlerimiz el değmeden hazırlanmış ve paketlenmiştir" şeklindeki bir ifadenin benzerini yakında hastanelerimizde de görmeye hazırlıklı olun.
 
Modern tıbbın doktorları, hastalarını çoktandır el değmeden muayene etmeye başladı. Başınız mı ağrıyor hemen bir MR çekiliyor. Midenizde şişkinlik mi var, endoskopisiz teşhis konmuyor. Öksürdüğünüz için akciğer tomografisi Allah'ın emri oluyor. Çarpıntınız varsa anjiyo yapılmadan hastaneden çıkmanız adeta imkânsız. Onlarca çeşit kan tahlilini saymıyorum bile.
 
Doktorlar artık el yıkamıyor
 
Öğle yemeğine gitmek için poliklinikten çıkmak üzere olan doktora, ziyarete gelen arkadaşı sormuş: "Sabahtan beri en az 30-40 hastayı muayene etmiş olmalısın, neden ellerini yıkamıyorsun?" "Gerek yok" demiş doktor, "çünkü hiçbirine elim değmedi."
 
El değmeden hasta muayenesinin birkaç mühim sebebi var:
 
BİR: Hastanelerde çalışan ve günde onlarca hastaya bakmak zorunda olan doktorların hastaları ayrıntılı olarak dinlemeye de, sorgulamaya da, muayene etmeye de yeterli zamanlarının olmaması ve bu eksiği hastalardan bolca tetkik isteyerek kapamak istemeleri.
 
İKİ: Hastasından herhangi bir inceleme istemeyen hekimin hata yapma, hastaları tarafından suçlanma ve dava edilme korkusu da gereksiz tetkiklerin sebeplerinden biri.
 
ÜÇ: Hastaların kendilerine herhangi bir tetkik yapılmadığı zaman doğru teşhis konmayacağını sanmaları ve tatmin olmamaları gerçeğini de göz ardı etmemek lâzım.
 
Bugün bir hastane polikliniğinden veya bir doktor muayenehanesinden çıkan hastaları çevirip sorsanız içlerinde herhangi bir tıbbi tetkik yapılmamış olana rastlamanız mümkün değildir. Artık kan tahlili yapılmadan soğuk algınlığı, akciğer röntgeni olmadan bronşit teşhisi bile konamıyor desem abarttığımı sanmayın.
 
Hasta muayenesi önemlidir
 
Kendilerini dinleyerek, sorgulayarak ve tepeden tırnağa muayene ederek astım teşhisi koyduğum hastaların hemen hepsi şaşırıyor ve soruyorlar: "Hocam hadi tomografiden vazgeçtik, bir röntgen bile istemediniz?" Teknoloji her gün dev adımlarla ilerlese de, tıpta her gün akla hayâle gelmeyecek gelişmeler olsa da bunların hiçbirinin hasta muayenesinin yerini alması imkânsız. Tecrübeli bir doktor, hastasının yürüyüşünden, oturuşundan kalkışından, bakışlarından, konuşmasından, nefes alıp verişinden, öksürmesinden daha onu muayene etmeden önce hastalığın ne olabileceği hakkında çok önemli ipuçları elde eder.
 
Tomografilerin, endoskopilerin, sintigrafilerin, anjiyoların, envaiçeşit tahlillerin çözemediği, doktorların şaşırıp kaldığı hastalıkları dikkatli bir muayene ile şıp diye teşhis etmek mümkün olabilir.
 
***
 
Tırnak muayenesi ile hastalık teşhisi
 
Hastanın sadece tırnaklarını dikkatle inceleyerek bile birçok hastalığı tanımak hiç de zor değildir.
 
Kaşık tırnak: Tırnak yüzeyinin orta kısmının çukurlaşması ve kenarlarının kalkması tıpta 'kaşık tırnak' adıyla bilinir. Bu, çocuklarda normal bir bulgudur ve büyüdükçe de düzelir. Erişkinlerde ise demir eksikliği, diyabet, protein eksiklikleri, lupus ve Raynaud hastalığı gibi durumlarda ortaya çıkar. Tırnak üzerine bir damla su konduğunda suyun yanlara doğru kaymaması kaşıklaşmanın erken belirtisidir.
 
Enine çizgiler: Tırnak üzerindeki enine çizgiler ağır enfeksiyonlarda, kalp krizinde, şoklarda, kanda kalsiyum düşüklüğünde, çinko eksikliğinde, kemoterapilerde görülür. Çizgilerin derinliği hastalığın ağırlığını, tırnak köküne olan uzaklığı ise hastalığın süresini gösterir.
 
Uzunlamasına çizgiler: Bunlar yaşlılığa bağlı olarak görülebilirse de romatoit artrit, uzuv damar hastalıkları, liken gibi hastalıklara da işaret edebilir.
 
Nokta şeklinde çöküntüler: Tırnak yatağının iltihabına bağlı olarak gelişir. Sedef hastalığı, egzama, kellik ve liken gibi hastalıklarda görülebilir.
 
Tırnak ortasında uzunlamasına kanal: Tırnağın orta kısmında uzunlamasına oluşan kanal şeklindeki çukurlaşma ciddi damar hastalığı, ağır beslenme bozukluğu ve tekrarlayan travmalar sonucu gelişebilir.
 
Kalın tırnak: Tırnak büyümesinin yavaşlaması tırnağı kalınlaştırır. Kronik egzama, sedef hastalığı, kol ve bacak damar hastalıkları, sarı tırnak sendromunda ortaya çıkar.
 
Tırnak ucunun tırnak yatağından ayrılması: Bu bulgu da sedef, egzama, zehirli guatr, tetrasiklin gibi bazı ilaçlar ve zehirlenmelere bağlı olarak gelişir.
 
Sarı tırnak sendromu: Tırnaklar sarımsı renktedir, hem enine ve hem boyuna aşırı derecede kıvrılmıştır ve uzamaları yavaşlamıştır. Hastalarda lenfödemle beraber ve akciğer zarları arasında sıvı toplanması da vardır.
 
Çomak parmak: El ve ayak parmaklarının, uçlarındaki yumuşak dokunun artmasına bağlı olarak şişip yuvarlaklaşmasıdır. Önce tırnak yatağı ile kökünde bir ödem başlar. Daha sonra tırnak saat camı görünümünü alır, uzunluğuna ve yatay olarak genişler. Tırnak etrafındaki yumuşak doku giderek artar ve sonunda parmak yuvarlaklaşıp çomak şeklini alır.
 
Akciğer kanseri, bronşektazi, apse, doğuştan morarmaya yol açan kalp hastalıkları, siroz ve iltihaplı bağırsak hastalıklarında rastlanır. Bazen bir hastalığa bağlı olmadan ailesel olarak da ortaya çıkabilir.
 
Tırnak altı kanamaları: Tırnak altındaki kıymık şeklindeki kanamalardır. Kan, tırnak camına yapışarak tırnak uzadıkça ilerler. Tırnak hilaline yakın oluşumu ve çoklu tırnaklarda bulunması, romatoit artrit, mitral darlığı, mide ülseri, kanser gibi hastalıkları düşündürür.
el
değmeden
hasta
muayenesi
Yorum (40)
Hasan Canerler
Hocamın kalemine sağlık 20 yıllık uzman doktor aileyiz yüksek ateşli çocuklarımızı KADIN DOĞUM ÇOCUK ile ünlü bir hastaneye götürdük Çocuklarımızın retinasından tanı kondu bir sürü enjektabl ilaçlar önerildi tanı kondu (retina muayenesi ile) Maaşallah tıp çok ilerledi
0
Cevapla
Cevdet Tokat
Valla sayın hocam ne yalan söyleyeyim ben de el değmeden hasta muayene ediyorum. Çünkü her muayenemde elime disposable ince naylon eldiven takıyorum.Hem hastanın tırnağına bakarak saydığınız teşhisleri koymak için illaki el değmesinede gerek yok.
0
Cevapla
Dr. Jane Doe
Hah! İşte bunun için PERFORMANS olmaz! Performans olursa, 60 yaşında koca popolu, memeli hanım teyzeye laf anlatıp, yatırp, sağa sola döndürüp, rektal tuşe yapamazsınız. Gözlerini sıkıca kapamasını, dilini çıkarmasını, parmağıyla bir burnuna bir elinize dokunmasını söyleyemezsiniz, söylerseniz, önce güler, anlamaz, tekrar anlatır, vakit kaybedersiniz.Nörolojik muyane yapamazsınız. Çocuk hastanın karın ağrısının sebebinin okula gitmek istememsi olduğunu onunla yeterince konuşmadan anlayamazsınız. TEK HASTAYA EN AZ 20 DAKİKA VERECEKSİNİZ. İŞTE TAM BU NEDENLE PERFORMANS OLMAZ.
0
Cevapla
ey
Hocam öylesine yazmışsınızdır eminim,çünkü biliyorsunuz astım tanısı koyarken bir kere de olsa ac grafisi istenir
0
Cevapla
F. Ertosun
Sayın hocam, yazınızı tebessümle okudum Yaptığınız yorumu, bu teknoloji çağında hekimi ön plana çıkarmaya ve muayenehane hekimliğine erdem katmaya çalışan faydasız bir gayret olarak görüyorum. Neden mi faydasız? Nükleer teknolojinin, nanoteknolojinin geçerli olduğu bu çağda teşhis artık sizin o 100 senelik demode yöntemlerinizle değil, teknoloji harikası cihazlarla konuluyor. En gelişkin cihazlarla beyin haritalaması ve duygu lokalizasyonu bile yapılabilen bir çağdayız. Doktorun elini hastaya sürmesine bile gerek yok artık. Yapay zeka ürünleriyle hastanın verileri üzerinden teşhisin ve tedavinin bile verilmesi kapıda. Doktorlar çok yakın bir gelecekte artık sadece cerrahi manipülasyonlardan sorumlu olacak. Yaşınızdan ve eğitim formatınızdan beklendiği üzere, tarihin sayfalarında kalmış olması gereken bir ekolü kutsuyorsunuz, buna şaşırmadım. Ancak sadece kendinizi veya daha doğrusu meslek grubunuzu savunuyorsunuz. Halbuki sizden, halkın sağlık beklentilerine cevap vermek için didinen, projeler üreten ve gece yarılarına kadar çalışan bürokratların çabalarına gölge düşürmeyecek bir yorum beklerdim. Ülke çıkarları, kısıtlı doktor havuzunun sadece kamu veya özel sağlık işletmelerine dağılacak şekilde organize edilmesini gerektirirken, siz bu tip yorumlarla, sadece muayenehane ortamında olabilecek ve bu aslında bu teknoloji çağında artık işe de yaramayan bir çalışma şekli üzerinden, bu olumlu çabalara balta vurmuş oluyorsunuz. Bakanlık can havliyle didiniyor, ATT gibi, muayenehane gibi çağdışı ve ilkel kuruluşları kapatarak, doktor havuzunu sisteme katarak, arzı artırmak suretiyle kamuda performans ve özelde de yüksek maaşlardan kaynaklanan doktor maliyetlerini düşürmek üzere habire yönetmelik çıkarıyor, düşüncesiz ve kıt ufuklu kafalar ise mahkeme kapılarında iptal davaları peşinde koşuyor. Bakanlık kimle uğraşsın? TTB ile mi, Danıştayla mı? Sizle mi?
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir