Medimagazin logo

Hürriyet'e Tekzip! Konu Tam Gün!

Mehmet Y. Yılmaz'ın HÜRRİYET'teki yazısı...
Hürriyet'e Tekzip! Konu Tam Gün!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Tekzip!

 

GAZETENİZİN 20 Aralık 2012 tarihli nüshasında Mehmet Y. Yılmaz imzası ile yayınlanan yazıda, daha önce gönderdiğimiz açıklamalara rağmen, gerçekdışı beyanlar ve hakaretler sürdürülmüştür.



Bu ülkede yaşayan her Türk vatandaşının sahip olduğu bir hak, açık mevzuat hükümlerine rağmen, ısrarla ve maksatlı şekilde hukuk dışı işlem gibi yansıtılmaya çalışılmaktadır.

Demokrasilerde medyanın, halkı doğru şekilde bilgilendirmek gibi hayati bir amacı ve sorumluluğu vardır. Gerçekdışı iddialar üzerinden, bireylerin kişiliğine, mahremiyetine, toplumsal saygınlığına saldırmak hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir.

Halkımızın büyük teveccühünü kazanmış Tam Gün Kanunu’yla, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak halkımızın sağlık hizmetlerine ücretsiz şekilde ulaşmasını temin etmek, hasta ile hekim arasındaki para ilişkisine dayalı sistemi ortadan kaldırmak amaçlanmış ve bunda önemli bir başarı kaydedilmiştir.

Sayın Bakan’ın eşi için gerekli ameliyat bir özel hastanede gerçekleştirilebilirdi. Ancak üniversite hastanesi tercih edilerek, özel çalışan öğretim üyelerinin mevzuat gereği eğitimci ve konsültan olarak tetkik ve tedavi süreçlerine katılmak zorunda olduğu tüm vatandaşlarımız için bu yolun açık olduğu gösterilmiştir.

Bu olay, muayenehanesini tercih etmiş, öğretim üyesi hekimlerin, Tam Gün Kanunu sonrası hastalara bakamadığı ve ameliyatlarına giremediği iddialarını geçersiz kılan bir örnektir.

Tam Gün’ün ruhuna uygun olarak, yani hekim/hasta arasında para ilişkisi kurmadan, öğretim görevlilerimizin tecrübesinden kamu sağlık sistemi içinde tüm halkımızın istifade etmesi gereklidir.

Aslında istifa etmesi gerekirdi!

BİR tekzip okudunuz. Hem yargı düzenimiz için hem de siyaset için ibretlik bir vesikadır.

Neden böyle olduğuna birlikte bakalım.

Konu neydi: Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın eşi, Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde, Tam Gün Kanunu nedeniyle üniversitedeki görevinden ayrılmak zorunda kalan bir hekim tarafından ameliyat edilmişti.

Bu durum, söz konusu kanunda tarif edilen “konsültan hekim” tanımına uyuyor. Üniversiteden ayrılmak zorunda kalan hekimler, ayrıca ücret almamak kaydıyla üniversitenin eğitim faaliyetlerine katılabiliyorlar, ameliyat yapabiliyorlar. Zaten söz konusu ameliyatı yapan hekim de eğitim işine önem verdiği için gönüllü olarak bu faaliyetlere katılıyor.

Bununla ilgili bir sorunumuz yok.

Sorunumuz, kanunda yazılı bu haktan her Türk vatandaşının eşit şekilde yararlanıp yararlanmadığıydı.

Tekrarlıyorum: Söz konusu hanımefendi, bakanın eşi değil de, aynı bakanlığın herhangi bir görevlisinin eşi olsaydı, bu haktan yararlanamayacaktı.

Bununla ilgili olarak bana ulaşmış çok sayıda hasta var. İsimlerini, hangi üniversitelerden bu izinleri alamadıklarını açıklayamıyorum.

Çünkü Türkiye’deki otoriter yönetimin insanlarımızın üzerine yaydığı korku buna engel.

Bundan utanması gerekenler de o vatandaşlarımız değil, ben hiç değilim!

Ben yazımda hem kanun maddesine, hem de Sağlık Bakanı basın müşavirinin terbiye sınırlarını zorlayan açıklamalarına yer verdim.

Kanunun arkasından dolaşan Bakan’ın da siyaseten sorumlu olduğunu, istifa etmesi gerektiğini de kişisel yorumum olarak yazdım.

Ama işin ilginç tarafı Ankara 14. Sulh Ceza Mahkemesi, bir köşe yazısındaki yoruma gönderilen ve içinde hakaretamiz ifadeler yer alan dört ayrı tekzip metnini kabul etti.

Avukatım bu karara bir üst mahkemede itiraz etti.

Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi, itirazımız üzerine tekzip metnindeki hakaret bölümlerini çıkarttırdı ve yukarıda okuduğunuz tekzip metninin yayınlanmasına karar verdi.

Mahkemenin kararına saygımdan dolayı yayınladım.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na önerim şudur: Tekzip taleplerine bakan mahkemelerin yargıçları konuyla ilgili olarak eğitilmelidirler.

Ne haberdir, ne kişisel yorumdur, bunların arasındaki farklar nelerdir, eleştiri hakkı nedir, kendilerine iyice öğretilmelidir.

AİHM kararları, basının eleştirme hakkının bir demokrasinin olmaz ise olmaz koşulu olduğunun çerçevesini çiziyor. Bu tekzip metnini yayınlamayıp, bu nedenle mahkûm edilmiş olsaydım, AİHM’den sıkı bir tazminat kazanırdım.

Mahkemeler, her tekzip metnine böyle yaklaşmıyorlar. Ama tekzip eden kişi, bakan, vali, emniyet müdürü vs. gibi bir sıfata sahip ise önlerine gelen metni bile okumadan, savunmayı dikkate almadan tekzip kararı alabiliyorlar.

Eleştiri hakkının kullanılması böylece sınırlandırılıyor. Demokrasiyi, ifade özgürlüğünü filan bir kenara bıraktım, en hafif deyişle ayıp oluyor!

Recep Akdağ Bey’e gelince: Artık bakan değil, yeni bakan da onun üniversite dışına ittiği hocaları yeniden kazanmanın yollarını arıyor. Bu ceza ona yeter diye düşünüyorum!

Ve tekrarlıyorum: Aslında istifa etmesi gerekirdi, Başbakan kendisini görevden aldı. Başbakan’ın iyi icraatlarından biridir diye düşünüyorum.

Yeri gelmişken hanımefendiye geçmiş olsun dileklerimi de tekrarlamak isterim.

tekzip!
konu
tam
gün'
Yorum (9)
DRJIVAGO
Ne diyelim bu R. Akdağ'a bilemiyorum ki. Hem çuvallıyor hem de üste çıkmaya çalışıyor. Hemen hemen tüm hekimlerin haklarını helal etmediği bir kişi. Konmsultan olarak ameliyat hakkı veriyor da neden hastane probel sişstemi kapatılıyor. Neen rapor yazma, reçete hakkı elişnden alınıyor. acaba ameliyatı yapan hoca post op ilaçları da yazabildimi acaba? Mesela dahili branç,ş hekimi bir gastroenterolog konsü,ltan olarak hastalarını endoskopi, ERCP yapabilecekmiydi? Metsil tablet yazabilecekmiydi? Ahh Recep Akdağ Ahhh...
0
Cevapla
veysel toprak
http://www.silopiajans.com/hastane-yonetimi-hastalara-sorusturma-acti-25h.html bu linki tıkladığınızda aynı olayın farklı bir boyutunu göreceksiniz.
0
Cevapla
alper
Akdağ Türk tıbbının en az 50 yılına mal olmuştur..
0
Cevapla
dr yalçın
nereyi tutsanız elinizde kalıyor.bizler sayın recep akdağ sayesinde sağlığın dibe vurduğunu ve tamamen sermayenin hizmetinde olduğunun farkındayız.maalesef halkımızın büyük çoğunluğu hala başına gelenin ve geleceklerin farkında değil.bu arada adalet de sağlıktan iyi durumda değil gibi gözüküyor.adalet ihtiyacı sağlık ihtiyacının önüne geçti gibi.
0
Cevapla
Dr.O
Doktorların tıp, sağlık sistemi, özlük haklarımız ve yaşam koşullarımız konusunda hiçbir bilgisi olmadığı halde sırf birkaç öğretim üyesine yalakalık etmek ya da arkadaş grubuna hizmet etmek için yazı yazan köşe yazarlarına tamah etmelerini kabul edemiyorum. Bakanları sevin sevmeyin bu adamların seni beni sistemi tenkit hakları nereden geliyor. Basını bu amaçla kullananlar bir gün kendileri de basının bu tür oyunları ile hiç hayal edemedikleri sorunlar ile karşılaşabilirler. Dürüstçe ve bilimsel veriler ile tartışın lütfen bu konuları. Bireysel çözümleriniz ulusal ve bölgesel düzeyde uygulanabilir olmayabilir. Yönetici ve politikacılar hayata sizin pencerenizden bakmayabilir. Ne sizin bakışınız ne de onların bakışı tümüyle yanlıştır. Önemli olan bir orta nokta olmasıdır. Sizi de onları da memnun etmeyen ama ülkenin ve toplumun sağlığını olumlu etkileyecek bir çözüm.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir