MEDİMAGAZİN HABER MERKEZİ-Malika Favre’nin the New Yorker’de “Sağlık, Tıp ve Beden” temasıyla tasarladığı kapakla başlayan ve dünyadaki birçok kadın cerraha meydan okuma ilhamı veren fotoğrafların paylaşıldığı #NYerORCoverChallenge tweetleri, medyada ses getirmeye başladı.
Kadın doktorların toplumdaki algısını eleştiren Dr. Sharonne N. Hayes’ın KevinMD’de yer verdiği yazısı ise doktorluk mesleğinde bir cinsiyet ayrımcılığı mı olduğu sorusunu gündeme taşıdı. İşte Dr. Hayes’in ağzından “doktor” olarak seslenilmeyen kadın doktorların hikayesi...
“Tıp fakültesinden yeni mezun olmuşken, sana ilk kez “doktor” olarak çağırdıklarında etrafına bakarsın ve kime seslendiklerini merak edersin. Ancak o zaman, onca uykusuz gecenin ardından nihayet “doktor” yazan bir kart taşıyabildiğini fark edersin. Tabi, eğer kadın bir doktorsan, erkek meslektaşlarından daha az doktor olarak hitap edildiğini farketmen de fazla sürmeyecektir.
İlk başta gülüp geçtiğin bu durum seni yavaş yavaş ele geçirmeye başlar; “Acaba aşırı mı hassasım, halüsinasyon görüyorumdur belki, yoksa dur etrafımdaki hastalara ve meslektaşlarıma ciddiyetsiz bir sinyal mi gönderdiğimden ilk ismimle çağırılıyorum...”. Diğer kadın meslektaşlarınla bir araya geldikçe de bunun bir sana özgü olmadığını anlarsın.
İşte size yalnız olmadığınızı gösterecek, Maricopa Tıp Merkezi’nde iç hastalıkları uzmanı Dr. Julia Files’ın ağzından benzer bir hikaye;
“Üç erkek hekimle beraber uzmanlık alanlarımızla ilgili konuşmak için bir programa davet edilmiştim. Moderatör(erkek), programı “Doktor X, Y, Z ve Julia” olarak bitirdiğinde bir düşme hissi beni ele geçirdi. Bu düzgün bir şekilde tanıtılmadığım ilk profesyonel platform değildi, ama halka en açık olanı ve en bariziydi. Moderatör bilerek mi beni akademik ünvanımdan sıyırdı, birileri bu durumu farketti mi bilemiyordum. Sadece o an bunun diğer kadınlara da olup olmadığını merak ettim.”
Dr. Files’ın karşılaştığı bu durumdan sadece iki hafta sonra aynı olay yine bir dahiliye doktoru olan arkadaşımın başına geldi. Arkadaşım Dr. Anita Mayer bir programda konuşmacıydı ve ben de izleyiciler arasındaydım. Moderatör bey, konuşmacılara teşekkür ederken programı “Doktor X, Y, Z ve Anita” olarak sonlandırdığında nasıl tepki vereceğimi bilemedim.
İşte bugüne kadar gözardı edilen kör noktayı saptayarak, profesyonel platformlardaki bu fenomenonu araştırmak için Dr. Files’ın önderliğinde biraraya geldik. Resmi olmayan bir anketle kadın hekimlere tecrübelerini sorduk. Benzer birkaç olayda, doktor olarak seslenilmeyen kadınların tepki gösterdiğini, sonrasında ise aşırı hassaslıkla itham edilip alaya maruz kaldıklarını gördük. Literatürde ise buna dair hiçbir şey yoktu. Hiçbir şey.
Biz de konuşma platformlarında cinsiyet ayrımcılığını sorgulayan bir çalışma düzenledik. Altı aylık süreçteki tüm video kayıtlarını analiz ettiğimiz çalışmada, kadın sunucuların herhangi bir cinsiyet ayrımcılığına dayanmadan yüzde 96 oranla her doktor konuşmacıyı “doktor” olarak tanıttığını; erkek sunucuların ise hemcinsi doktorları yüzde 72, kadın doktorları yüzde 50’den daha az bir oranla “doktor” olarak tanıttığını gördük.
Gerçekten kayda değer bir “sonuç” olmadığı için raporu yayımlamayı reddeden iki gazetenin ardından hevesimiz kırılsa da, birçok alandan kadın hekimin paylaştığı cinsiyet ayırımcılığına dayanan hikayelerle bir şeyleri değiştirebileceğimize inanmaya başladık.
Bu davranışlarda bir kasıt aramıyoruz ya da erkeklerin “doktor” demeyi unuttukları kadın hekimlerde nasıl bir etki yarattıklarını anladıklarından emin değiliz. Biz sadece tüm dünyada kadınların algılanış ve tanıtılış biçiminde bir değişiklik olmasını umuyoruz.”.
SİZDE KADIN HEKİMLER OLARAK TWİTTER'DAN #NYerORCoverChallenge YAZARAK BU AKIMA DESTEK VEREBİLİRSİNİZ