Medimagazin logo

Tıp ticarileşti ve mertlik bozuldu mu?

DOÇ. DR. ALPER ÇELİK'in AKŞAM'daki yazısı...
Tıp ticarileşti ve mertlik bozuldu mu?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Geçtiğimiz günlerde bir ilaç firmasının adının karıştığı rüşvet skandalı sağlık sektörünün gündemindeydi. Sağlık Bakanlığı da bu ciddi soruna hemen müdahale edip soruşturma başlattı. "İlaç firması" ve "rüşvet" kelimeleri yan yana gelince ister istemez insanların tıbba olan güveni sarsılacaktır. İnsanlar bunun daha da ötesinde bazı virüslerin bilinçli olarak laboratuvar ortamında üretilip pazardaki ülkelere sokulduğuna ya da kanser gibi çok önemli hastalıkların tedavi yollarının keşfedilmesine rağmen ticari kaygılar yüzünden bu hastalıkları tedavi edecek ilaçların piyasaya sürülmediğine inanıyor. Ama en önemli soru şu: Tıp bilimi bu noktaya nasıl geldi? 

İşe ilaç piyasasının perspektifinden bakacak olursak, ilaç reklamı yapmak yasak olduğu için aynı muhteviyata sahip firmaların ilaçları arasında ciddi bir rekabet var. Doktorlar üzerinde ilaç firmalarının bakısı ise genelde "mobbing" şeklinde oluyor. Bazen piyasada bir rüzgâr esiyor ve çok etkili bir tedavi yöntemi ekranlardan, gazetelerden karalanıyor. Bazen de çok yanlış bir tedavi seçeneği yere göğe sığdırılamıyor. O yüzden hastalar haklı olarak "ben kime güveneceğim?" diye düşünüyor. Günümüzde tıp ile ilgili belki de en önemli sorun hastaların artık tıp bilimine şüpheyle yaklaşması. Eskiden adeta Tanrı tarafından kutsanmış bir meslek dalı olan doktorluğa artık her hasta şüpheyle yaklaşıyor. Nedeni basit; güvenemiyor. Konunun hastane tarafında ise özellikle özel hastanelerin ticari kaygıları var. Bu elbette normaldir. Ülkemizde sağlık sektörü istihdam konusunda en önemli lokomotiflerden biri. Üstelik hastane açmak ve işletmek ciddi bir yatırım gerektiriyor ve birçok riski de içinde barındırıyor. Hastalar ise "bu ticari kaygı benim sağlığımın ve hatta hayatımın önüne geçer mi?" diye soruyor. Bir yandan da iyi doktorların sadece özel hastanelerde olabileceği yanılgısı var tabii ki. Kaldı ki devlet kurumlarında ve üniversitelerde özel hastanelere çalışmayı tercih etmeyen çok kaliteli,  hocalarımız var hâlâ. 


Şimdi şunu kabul edelim. Bir işin içinde eğer 10 trilyon dolar civarında bir para dönüyorsa o işin pirüpak kalması mümkün değildir. Buradan tüm sağlık sektörü, tüm ilaç piyasası 'tu kaka' gibi bir anlam çıkarmak da çok yanlış olur.  Elimizdeki gerçek ise şudur. Artık insanlar tıbba şüpheyle yaklaşıyor. Oysa insanların tıptan istediği şey çok basitti "güvenmek." 


Tıp sektöründe ister doktor, ister ilaç firmasında çalışan bilim adamı ya da laborant, hemşire olun, beyaz giyinmenizin bir anlamı vardır. Beyaz saflığın ve temizliğin bir göstergesidir. Üzerinde en ufak bir pislik olduğunda gözünüzü o pislikten alamazsınız. Temizlemeniz gerekir. 


Umarım bir gün neden o beyaz önlükleri giydiğimizi unutmadan tıp emekçileri olarak beraber hareket etmeyi başarırız. Çünkü eğer bunu başaramazsak, insanların gözünde bembeyaz önlüklerimizin hiçbir anlamı kalmayacak gelecekte. 

ticari tıp
Yorum (4)
www.aciamagercek.com
SAĞLIK EN BÜYÜK SEKTÖR Amerika Birleşik Devletleri, 2014 yılında ilaç için 374 milyar dolar. 23 milyar dolarlık kişisel ilaç harcamasıyla 397 milyar dolara ulaşıyor. ABD’de 2014 yılı reçete sayısı 4,3 milyar adede ulaşmış. ABD İlaç harcaması Çin, İngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya’nın yıllık askeri harcaması toplamından daha fazla. 1,5 milyar nüfusu olan Çin ilaç için 60 milyar dolar, bir o kadar nüfusu olan Hindistan ise sadece 16 milyar dolar harcıyor. 2014’de bütçe sağlık harcaması ise 750 milyar dolar. Amerikan halkı sağlığa yılda 2,5 trilyon dolar harcıyor. ABD’de 45 yaşına kadar ortalama yıllık sağlık harcaması 4500 dolarken 65 yaş üzerinde bu rakam 10 bin doların üzerine çıkıyor. Yaşamın son yılında ise 20 kat artıyor. Amerikan sağlık sistemindeki idari işlem ve evrak maliyeti bile 190 milyar doları aşıyor. Dünyanın her yerinde üssü, savaş filoları ve askeri bulunan, ABD’nin askeri harcamaları bile 700 milyar dolarken, sağlık harcamaları askeri harcamalardan daha yüksek. Amerika’nın kedi köpek maması harcaması ise, yılda 42 milyar dolar.
3
Cevapla
Mücahit Altuntaş
www.aciamagercek.com (dr) yazdıklarından başı şeyler çıkarabiliriz. Sağlık sektörü son yıllarda diğer sektörlere nispeten daha bariz maliyetli ve dolaysıyla ekonomik bir konuya dönüşmüştür.ABD sağlığa çok para harcıyor.Rakamlar dudak uçuklatıyor. Şunu da görmeliyiz.ABD aynı zamanda emperyal devlet olmanın nimetlerinden faydalanıyor, yani sağlık sistemlerini ilaç teknoloji, tedavi imkanlarını pazarlıyor.( rabbim Clevland dedi ) Peki biz sağlıkta dışarı ne kadar bağlıyız ?Acıamagerçekten aynı şekilde bu rakamları rica ediyoruz. Sağlıkta dönüşümle bu rakamlar arttı mı ? Son on yılda işlem oranların artması, üç kat artması ne anlama geliyor ? Ayrıca bu maliyet artışıyla birlikte olan başka artışlar da dikkat çekiyor. Hekimin, sağlık çalışanın iş yükünün üç dört kat artması ne anlama geliyor ? Sağlıklı mı ? İş sağlığı ve güvenliğine uygun mu? Bilimsel mi ? Ekonomik mi ? Sağlıkta bu maliyet artışına rağmen ! neden sağlık çalışanına şiddet artıyor ? Halkın doktora ulaşabilirliği bu anlamda eğer değerini yitiriyorsa bunun nedenleri nedir ? Sorunun çözümünün önünde engel nedir ? Acıamagerçekten rica ediyorum.Zira bu konu sağlık sistemi, hekim, hasta ve sistem güvenliği ile doğrudan ilişkilidir. Ayrıca daha önceden hekimin vicdanına tahvil edilmiş konular şimdi özelleşme ideolojisiyle, özelleşme fetişizmin ve pazar fetişizmini etkisiyle, şirket mantığı ve işletme mantığı ile çalışıyorsa o zaman sağlık ve güven ilişkisi daha bozulur mu ? Sağlık ve sağlık ortamında güven ilişkisini pekiştirecek mekanizmalar ne olabilir ? İnsan motivasyonunu para dışında artıran yada destekleyen ne var ? Fıtratı (insanı) frenleyici yada denetim altına alan mekanizmalar neler ? Sağlık sistemi gelişmemiş, teknolojik olarak ve ekonomik olarak dışa bağlı ülkelerde nasıl kurgulanmalı ? Maliyeti ve işlemi artırır tarzda mı kurgulanmalı ? Maliyeti ve işlemi azaltır tarzda mı kurgulanmalı ? Elbette maliyeti ve işlemi azaltır tarzda kurgulanmalı derseniz !? Peki bu nasıl olacak ? www.aciamagercek.com sık sık üst teknoloji üretmek için bir örgütlenmeden bahsediyor.Önemlidir.Fakat bu arada sağlık sisteminin mevcut örgütlenme problemleri yada sorunları ne ? www.aciamagercek.com rica ediyoruz. Sağlık sistemimiz birinci basamak düzeyinde kayıt, bilgi aktarımı, sevk sistemini sağlıklı nasıl diğer basamaklara taşır?Burada problem var mı ? Sevk sistemi gündemimize geldiği bu günlerde sayın www.aciamagercek.com adıyla sağlıkta millileşme, kaynak ve bağımlılık sorunları önemli. Fakat bu arada son on yılda katlayan sağlık harcamaları sistemde hangi ideolojik yada yönetsel sorunlardan kaynaklanıyor.Son on, on beş yılda güven ilişkisi arttı mı azaldı mı ? Sayın www.aciamagercek.com yani sayın Yeşilçimen'den rica ediyorum.Sayın Medimagazin yazanlarından da rica ediyorum. Benim burada çok net gördüğüm sorun ise ( ? ! ) ; Sağlıkta "özerk ve yaygın örgütlenmenin", "bilgi aktarımı", "kayıt", "sevk sisteminin interaktif çalıştırılmasının" yani tırnak içindeki her bir kavramın maliyet ve iş niteliği açısından olumlu anlamada ciddi fark oluşturacağına dikkat çekmektir.Sağlık sisteminin öncelikli olarak buna ihtiyacı var. Yazı başlığı Tıp ticarileşti ve mertlik bozuldu mu? sorusuydu. Sağlıkta mertlik bozulması yada ticarileşme sürecinin sistemde "karşılıklı bilgi aktarımı" , "karşılıklı denetleme" süreçlerinin tanımlanması ile nispeten gerileyeceğine dikkatinizi çekiyorum.Ülkemizde bu süreci ( bozulma, yozlaşma, nitelik kaybı ) en çok ve ilk bozan etkenlerden birinin adını koyacak olursak özerklik kaybı-----> Liyakat kaybı süreçlerinde olumsuz anlamda hız kazandığını ve zincirlerinden boşandığını gözlüyoruz. Arz ediyorum.Saygılarımı sunuyorum Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 12.04.2016
2
Cevapla
www.aciamagercek.com
TIBBI TİCARİLEŞTİREN KÜRESEL ANLAYIŞIN ESERİ : MODERN TIP Hastayı ve patentleri para olarak gören küresel anlayış, hekimin iyileştirici gücünü paranın gücüne devrediyor. Paranın karşılığı ise her zaman sağlık olarak dönmediği için, hastanın hekime olan saygı ve güveni sarsılıyor. Müşteri haline getirdiği hastayı kışkırtarak çatışma ortamı yaratan bu anlayış, her iki tarafı mahkemelik hale getiriyor. Hastalıktan beslenen sistem, ahlaki ve insani değerleri yok ederken doktorları maksipuan peşinde koşan paramatik robotlara dönüştürüyor. Hekimler ise yaptıkları her hizmetin parayla ölçülmesinden ve paragöz olarak anılmaktan rahatsız. Hekimler beyinlerine taksimetre takılmasını istemiyor. Bilimsel tıbbı esas alan ve sağlığa odaklanan doktorlar, para etrafında dönen bu dünyada yaşamak istemiyor. Herkesi hasta, hastayı müşteri ve her şeyi de para olarak gören küresel anlayış, sağlık ve hayatımız önünde en büyük engel. Bu engel sanıldığı gibi tıp kurumu veya bilim dünyası değil, tıp ve bilimi de zorla bu yola sevk eden küresel sağlık anlayışı. Daha fazla kar etmek hırsıyla her alana yayılan modern tıp anlayışı, sağlığı yarış pistine çevirirken sağlık çalışanlarını da para hırsıyla koşturulan yarış atı yapıyor. Bu yarışta kullanılan ‘Performans’ adı verilen kırbacın amacı, trilyon dolarlık küresel değirmeni döndüren bu yorgun atları koşturmak. Hedefi ise ilaç ve teknolojinin üretim dağlarını öğütmek. Bu değirmen, gerçekte hastalıkları değil sağlık ve hayatımızı öğütüyor. Uygulandığı her yerde hasta sayısını ve ölümleri azaltmıyor, aksine artırıyor. Hastalıkları önlemek ve sağlığı korumak için çırpınan hekimliği öldüren küresel anlayış, kendi çıkarlarına göre formatladığı doktorları cepheye sürüyor. Savaşın adı : Hasta et, tedavi et, cebini doldur. Sloganı ise : Haydi aslanlar hasta üstüne. Hastalıktan beslenen ve hastaların kanı, canı, gözyaşını paraya çeviren küresel tıp anlayışının gayesi sağlık değil, bitmek bilmeyen kazanma hırsı. Sağlık ve hastayı metalaştıran bu sistem, pazarlama görevi verdiği hekimi komisyoncu duruma düşürüyor. Kutsal vakıf şifahanelerinin yerini, kar etmezse kapanacak olan hastaneler alıyor. Bu dev hastanelerin sağlığı koruma ve hastalıkları önleme işlevi ise budanmış durumda. Sosyal Güvenlik Kurumları ve hazinenin oluk gibi akıttığı harcamaların devamı için gerekli olan bu! Yoksa hastaya susayan, sürekli hasta üreten ve hastalıktan beslenen bu sistem her an çökebilir. Oysa ki bu sistem yüzünden devlet ve toplum yapısı çöküyor, kimse farkında değil. Bilimsel tıbbı, paranın hegamonyasından kurtaracak sistem, kutsal vakıf anlayışında saklı. Bu sistemi dünyaya sunacak aydın ve bilim dünyamız, paranın peşinden koşuyor, paradan saadet umuyor. Paranın kurduğu sistem ise bu. Vakıf anlayışı hayata geçinceye kadar paranın etrafında dönen dünyada yaşamaya mahkumuz.
8
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Vakıf anlayışı derken ? Açar mısınız ?
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir