Medimagazin logo

Kolon Ca teşhisiyle 7 ameliyat tartışmasında 3. perde: Doktorlar birbirini suçladı

Adana'da 'kolon kanseri' tanısı konulan ve 10 yıl boyunca gereksiz tedaviler gördükten sonra Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü'nün “Crohn hastası” olduğunu tespit etmesiyle sağlığına kavuşan Salih Murat, kendisine kanser tanısı koyan doktorun Yrd. Doç. İsmail Cem Eray olduğunu belirterek Eray'ın imzasının olduğu belgeyi gösterdi. Salih Murat'ın avukatı Seda Şahin, haberi yalanlayan basın kuruluşuna ve yanlış tanı koyarak tedavi uygulayan hastane ve doktorlara dava açacaklarını söylerken, Prof. Dr. Gümürdülü de, “Kolon malign neoplazmı' kötü huylu kalın bağırsak kanseri demektir. Rapor var altında da açıklamayı yapanın imzası var” dedi.
Kolon Ca teşhisiyle 7 ameliyat tartışmasında 3. perde: Doktorlar birbirini suçladı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İLK HABER:


Kolon Ca teşhisiyle 7 ameliyat oldu, Crohn çıktı!


İKİNCİ HABER


Kolon Ca teşhisi ile 7 ameliyat oldu denilmişti... Doktor gerçeği açıkladı


VE ÜÇÜNCÜ HABER:

ADANA  - Adana'da yaşayan 26 yaşındaki Salih Murat, 10 yıl önce, 16 yaşındayken karın ağrısı nedeniyle bir hastaneye başvurdu. Hastalığının ne olduğu tespit edilemeyen genç, ailesiyle birlikte adeta gezmedik hastane bırakmadı. Aralarında özel hastanelerin de bulunduğu birkaç hastane, gence 'kolon kanseri' tanısı koydu ve buna yönelik tedavi programı izledi.
Tedavi sürecinde 7 ameliyat geçiren ve apandisit ile safra kesesinin alındığını söyleyen Salih Murat’ın 26 kiloya düştükten sonra kanser olmadığı anlaşıldı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı Profesörlerinden Yüksel Gümürdülü’nün "Crohn hastası” olduğunu tespit ettiği genç, bu yönde yapılan tedavinin ardından sağlığına kavuştu.
Salih Murat ve Prof. Dr. Gümürdülü, hastalıkların pençesindeki gençlere umut ışığı olmak amacıyla İHA'ya röportaj verdikten hemen sonra Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. İsmail Cem Eray, Salih Murat'a kanser tanısı koymadıklarını belirterek, bir basın kuruluşunun muhabirine, “Hasta bize kendisi öyle şeyler söyledi ama biz söylediği şeylere değil, belgelere bakarak konuşuruz” şeklinde açıklama yaptı.

 


Tanıyı yalanlayan hocanın tanı koyduğu ortaya çıktı
Bu sırada, 2 Ocak 2015 tarihli, Çukurova Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği İlaç Kullanımı ve Hasta Katılım Payından Muaf İlaç Raporu başlıklı, Salih Murat'a 'kolon malign neoplazmı' tanısının konulduğu bir rapor ortaya çıktı. Raporda, Salih Murat'a kanser tanısı konulmadığını öne sürerek haberi yalanlayan Yrd. Doç. Dr. İsmail Cem Eray ile Yrd. Doç. Orçun Yalav ve Uzm. Dr. Ahmet Rencüzoğulları'nın imzasının da bulunması dikkat çekti.

“Bu hastalığın yalanı olur mu?”
Salih Murat'ın annesi Demet Özgür, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğuna kanser tanısı konularak yanlış tedaviler uygulandığı haberinin yalanlanmasına tepki göstererek, “Gitmediğimiz doktor, hastane kalmadı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi dışında başka hastanelerde de oğluma kanser tanısı konuldu. Çeşitli ameliyatlar yapıldı. 10 senede daha yeni nefes aldık. 10 senede yaşadıklarımızı bir ben, bir Allah biliyor. Bu hastalığın yalanı olur mu? İyice araştırılsın zaten her şey çıkar” şeklinde konuştu.

“Tüm hastanelere dava açacağız”
Salih Murat'ın avukatı Seda Şahin ise ellerindeki belgenin kanıt niteliği taşıdığını belirterek, “2 sene önce Murat kardeşimize kalın bağırsak kanseri tanısı konulmuş ve altında imzalar bulunmaktadır. Yalan haberi yapan basın kuruluşuna ve hem tanıyı koyup hem yalanlayanlara dava açacağız. Bu sadece bu belgede yer alan hastanenin sorunu değil, pek çok hastane ve doktoru ilgilendiriyor. Bu tanıyı koyan ve tedavi programı uygulayan tüm hastanelere dava açacağız” ifadelerini kullandı.

“Diğer hastalar savaşsın diye röportaj verdim”
Salih Murat ise röportaj vermesindeki amacın diğer hastalara örnek teşkil etmek olduğunu ve açıklama yaparken hiçbir şekilde hastane ve doktor ismi söylememişken karşı atağa geçilmesini anlamadığını vurgulayarak, “'Böyle bir tanı kesinlikle yok' diyen İsmail Cem hocamın altında da zaten bu tanının imzası var. İnsan hayatında yanlış yapabilir. Ben sadece bu tarz hastalıklarda insanlar umutsuzluğa düşmesin, savaşsın diye verdim. Ben herhangi bir atak yapmadım. Karşıdan atak geldi. Böyle bir açıklama neden yaptılar bilmiyorum. Umarım iyi olur sonu. Galiba başka bir hastayla karıştırdı” diye konuştu.
Salih Murat'ın tekrar hayata tutunmasını sağlayan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü ise röportaj konusunu ilk başta bir basın kuruluşunun muhabirine bildirdiğini ancak ilgilenmediğini, İHA'nın röportajından sonra ise diğer basın kuruluşunun muhabirinin kendisini arayarak sitem ettiğini anlattı. Çalıştığı aynı kurumdan bir öğretim üyesinin, ortada kendi imzası varken neden olayı yalanladığını anlamadığını da vurgulayan Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle konuştu:
“Üniversiteden bir öğretim üyesi ne amaçla yaptı bilmiyorum ama üniversiteme zarar verdi, üzgünüm. Bir hastanın hayatını kurtardık diye suç işlemediğimi düşünüyorum. Çukurova Üniversitesi'nin raporu 'kolon malign neoplazmı' kötü huylu kalın bağırsak kanseri demektir. Rapor var altında da açıklamayı yapanın imzası var. Kamuoyuna ve yetkililere bırakıyorum. Kıskançlık veya herhangi bir nedenden bu açıklama düşünülmeden yapılmaz. Ne olursa olsun Çukurova Üniversitesi'ne zarar veren bir açıklamadır. Yetkililerin bu arkadaş hakkında gereğini yapmasını bekliyorum. Hasta adına da üzgünüm, yalancı pozisyonuna düştüğü için üniversitem adına özür diliyorum. Burada kanser diyor, 3 imza var. Tüm raporlarda kolon tümörü diye geçiyor ama patolojik bir tanısı yok. Parçayı almışlar, parçada kolon kanseri çıkar orada yok zaten diye söylüyorum. Ameliyatlar falan hepsi yapılmış. Kolon kanseri diye tedavi aldığını. Bu arkadaş yardımcı doçent. Biraz daha deneyimli olması gerekiyor. Bazı şeyleri 2 kere ölçmeli. Üniversite adına konuşuyorsa daha büyük bir ayıptır. Zaten Salih Murat'ın kolon kanseri olmadığını söyleyen benim. Ben kimseyi hedef göstermedim, tek ilgilendiğim hastalıktı. Hayat bir umuttur, umudunuzu kaybederseniz her şeyinizi kaybedersiniz. Diğer hastalara umut olsun diye bu röportajı yaptık. Üniversitem adına utanç duyuyorum çünkü bir hocasının yaptığı açıklamayı yalandır diye açıklamanın, o arkadaşın boyunu aşacağını düşünüyorum. Üniversitemin bu konuda gerekli araştırmayı yapmasını, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve Sağlık Bakanlığının da araştırmayı katılmasını talep ediyorum.”

“'Atlattınız' diye sitem etti sonra yalanladı”
Yalan haberi servis eden basın kuruluşunun muhabiri ile yaptığı görüşmeye ilişkin detaylardan da bahseden Prof. Dr. Gümürdülü, “Daha önce kendisini aramıştım, döneceğini söyledi dönmedi. Röportaj yayınlanınca haberi niye kendisine vermediğimi, ona haber atlattığımı söyledi. Kendisine de röportaj verebileceğini söyledim, çağırdım. Daha sonra basında bu yalanlama haberini gördüm. Yorumu kamuoyuna bırakıyorum. Haberde o arkadaşın ismini görünce kafam karıştı” ifadelerini sözlerine ekledi.

adana
kanser teşhisi
polemik
Yorum (21)
Olgun
Yine hızlı bir şekilde tıpbın ve doktorun itibarsızlaştırılması söz konusu. Kanser tanısını sadece patoloji uzmanı raporlayabilir. Yukarıdaki belge sadece hastalık tanı kodlarını içeriyor. Doktorun koyduğu bir tanı değil. Bu apuk supuk bir tartışmadır. Dam üstünde saksağan. Bütün avukatlar para peşinde. başı sonu belli olmayan konular medya da yapılmamalı, bu herkese zarar verecektir. AVUKATLAR HARİÇ. HEP KAZANAN TARAF OLACAK.
15
Cevapla
BG
Ne zamandır ilaç raporları patoloji raporu yerine geçiyor. ICD denen saçma sapan bir tanı kodu kullanıyoruz. İstediğimiz tanıyı tam olarak bulamayabiliyoruz. Adam bir tanı girmek zorunda patolojisini bilmese bile. ilaç raporuna da otomatik yansımış. Bazen ilaç alabilsin diye zaten tanı uyduruluyor. Boyununda kitleyle gelmiş adama ICD de girebileceğin adam gibi bişey yok! PAtoloji olmadan zaten maling , bening yazmaman lazım ama; biz yazmak zorunda kalıyoruz.
18
Cevapla
dr
Eray dogru soyluyor gibi .muhtemelen parenteral beslenmeyi sgk uzun sureli odesin diye .tani heyet raporuna oyle girilmis yada sekreter hatasi .diger hocada bunu firsata ceviriyor.elinde patoloji raporu varsa baska tabi.hepimiz yasiyoruz bilmem ne yazmazsan sgk vermez muhabbeti
15
Cevapla
aydin sinal
cocuklugumda "32 kisim tekmili birden Baytekin" filmleri vardi olay ona benzedi,söyle olamazmi: kolon kanseri teshisi konmus,ameliyat edilmis,tedavi yapilmis,ikanser hücresi kaybolmus.Sonra Crohn hastaligi ortaya cikmis bu cikan hastaligi yine cerrah yakalamis ve tedavi icin CÜTF gastroent. servisine yollamis.Tedavisi orada devam edilmis. Burada kendi reklamini yapmak icin meslaktaslarini ve hastahanesi rencide eden,hastahanenin kapali toplantisinda meslektaslarina yapacagi aciklamayi basina yapan(ümit ederim NTV da kogulan doktorun programinada devam eder,nede olsa meshur oldu) gastroentrelog profosörü siddetle kiniyorum,bu yaptigi tibbi etige son derece aykiridir,Almanyada böyle bir aciklama yapan ,meslektasini ve calistigi hastahaneyi rencide eden kisiyi hemen is aktini fest ederler,daha acikcasi kogarlar.Genc hekim adayi ve hekim arkadaslar;Türkiyedeki tipbin ne duruma geldigi,gemisini yüzdürenin kaptanlik yaptigi,her seyin reklam yapildigi,yükselmek icin sizleri merdiven yapanlarin suyun baslarini tuttugu bir dünyaya yelken aciyorsunuz Tanri yardimciniz olsun.Nicin hekimler eziliyor,mahkemelerde bilirkisi raporlari hekimler alehine yaziliyor diye sorarsaniz;sizin hakkinizi koruyacak kisilerde sizden önceki nesil hekimler,koruyorlarmi? hayir,yani agaci kesen baltanin sapida o agacin dalindan yapilmis.tekrar kolay gelsin.
16
Cevapla
Meka
Parenteral nütrisyonu uydurmak için öyle yazmışlardır. Saçma sapan bir durum.
10
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir