Medimagazin logo

Sağlık Bakanlığı aleyhine açılan davada Anayasa Mahkemesi kararı: 'Hak ihlali'

Anayasa Mahkemesi, 2007'de geçirdiği trafik kazasının ardından yapılan iğne sonucu sol bacağında uyuşma ile his kaybı yaşayan ve yürümekte zorlanan Emrah Egeç'in, doktorların kusuru olduğu gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı aleyhine açtığın davanın reddedilmesini hak ihlali saydı
Kaynak: AA
Sağlık Bakanlığı aleyhine açılan davada Anayasa Mahkemesi kararı: 'Hak ihlali'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararına göre, 25 Eylül 2007'de trafik kazası geçiren Emrah Egeç, kaza sonucunda el parmaklarında uyuşukluk ve şişme şikayetiyle Adapazarı Yenikent Devlet Hastanesi'ne gitti.

Burada muayeneyi yapan doktorun talimatıyla görevli hemşirenin yaptığı iğnenin ardından Egeç'in, sol bacağında uyuşma ve his kaybı yaşandı ve Egeç, yürüyemez hale geldi.

Yapılan tedavilerden sonuç alamayan Egeç'e, 29 Aralık 2010'da Kasımpaşa Asker Hastanesince askerliğe elverişle olmadığına dair rapor verildi.

Konu hakkında Sakarya Valiliğince başlatılan ön inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, Emrah Egeç'te tespit edilen sinir hasarının muhtemelen yapılan enjeksiyon ile ilgili olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.

Egeç, bunun üzerine Sağlık Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtı ancak Sakarya 1. İdare Mahkemesi, olayda idarenin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.

Davanın ilk derece mahkemesince reddedilmesinin ardından Egeç, hatalı enjeksiyon sonucu sakat kalınması nedeniyle Anayasa Mahkemesine maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle başvuruda bulundu.

Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, Egeç'in maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar vererek, yargılamanın yeniden yapılmasına hükmetti.

Yüksek Mahkeme kararının gerekçesinde, "açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerektiği" belirtildi.

Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği vurgulanan kararda, "Devlet, bireylerin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlıklarını koruma hakkı kapsamında ister kamu isterse özel sağlık kuruluşları tarafından yerine getirilsin, sağlık hizmetlerini hastaların yaşamları ile maddi ve manevi varlıklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemek zorundadır." ifadeleri kullanıldı.

sağlık bakanlığı
anayasa mahkemesi
emrah egeç
Yorum (5)
Hasan Akdemir
Daha bugün iğne sonrası siyatik sinir lezyonu olan bir vakayı gördüm. Memleketimizde sık olmasına rağmen insanlarımız genelde mahkeme olayına pek gitmiyorlar. Burada doktor kusuru nasıl tesbit edilecek ki ; hemşirenin siyatik sinire yakın enjeksiyon yapıp yapmadığının belgelenmesi ayrı bir mesele, hastanın yapılan iğnenin içindeki etken maddeye duyarlı olup olmadığının daha önceden bilinip bilinmediği ayrı bir mesele. Önceki vakalarda mahkemeler hep hastalara tazminat ödenmesi yönünde karar vermişlerdi, bunda da sonucun farklı olacağını sanmıyorum. Bu nedenle mümkün olduğunca , özellikle de zayıf hastalara İM iğne yazmamaya çalışıyorum.
26
Cevapla
Ahmet Uğur
1-Olayda hekimin ne sorumluğu var ? 2- yanlış iğne ,yanlış enjeksiyon ne demek ? 3- Enjeksiyon sırasında korkma,kasma,fazla hareket gibi hasta faktörü ne olacak. 4- Bizzat ilacın yapısı nedeniyle olabilecek durumlar ? 5- Enjeksiyonu kim yapmalı,doktor mu,hemşire mi ,sağlık teknikeri mi?6-Enjeksiyon yapacak doktor dışı sağlık personeli için mali mesuliyet sigortası neden yok? 7-Hasan beyin sorusu ancak enjeksiyonun kamera kaydı ile mümkündür.8-Mümkün olduğunca tedaviden kaçınmalı,doktorluk yapılmamalı.9-Her tarafa iğne sokarak tedavi eden bazı hekimlere Allah kolaylık versin.10-Komplikasyon tıbbın kaçınılmaz bir neticesidir ve bir hukuk kuralı olmalı.
30
Cevapla
Ferhat
zaman artık defansif tıp zamanı olmuş. hekim hastaya zarar vermeden en iyi tedaviyi verebilme uğraşı içindeyken, bazıları hekimden nasıl tazminat koparabilirim yarışına girmiş. bu şartlar altında Primum non nocere, "Önce, zarar verme!" ilkesi ''ÖNCE KENDİNİ SAĞLAMA'' al ilkesine doğru gitmekte... Hekimlik yapmamız engelleniyor
16
Cevapla
Yaşar AYDIN
Bu olayda zanlı hemşire gibi görünmektedir ancak bazı doktor arkadaşlar; hukuku ve adaleti göz ardı eder yorumlar yazmışlar. Bu düşüncelerde doktorluk yapacaksanız yapmayın! Görevinizin insan sağlığı olduğunu ve sorumluluğunuzun ne denli büyük olduğunu unutmuş gibisiniz! Sonuç olarak; hasta, hastane işlemleri ile felçli duruma gelmiştir. Öyle ise sorumluluğun hastane ve personel üzerinde olması tabiidir. Bu itibarla hastanın hakları hukuk nezdinde gözetilmeli ve uygulanmalı keza hastanın mağduriyeti giderilmelidir. Hastanın, hastane uygulaması sonrası felçli duruma gelmiş gerçeğini reddedip hak ve hukuku ayaklar altına almak hastane ve doktorları mafya tarzı tedaviciler haline getirmez mi? Bir doktor “önce zarar verme” olayından bahsetmiş ancak bu olayda “önce zarar verildiğini” dahi anlamamış gibi görünmektedir. Hastanın bu saatten sonra yaşayacağı maddi ve manevi sıkıntıları kim karşılayacak? Tedavi edeceğim diye felçli hale getirilmiş hastayı, hatalı teşhis veya tedaviden dolayı acılara terk etmek tedavi mi oluyor? Eğer ben doktorum diyorsanız hastanızı tedavi süresince hastalığıyla ilgili takip edin ve özenli davranın! Ülkemiz doktorlarına “her sene, bir ay boyunca hastaya özen ve hasta takibi” konulu eğitim verilmesi gerekmektedir.
3
Cevapla
MEHMET ASLAN
ülkemizde mağlesef ki sağlık sektörü bitmiş durumda sağlık sektörü yerlerde devlet hastanelerin de hiç bir personel işini doğru dürüst yapmıyor 112 acil servis keyfe keder hasta seçiyor ibb sağlık bakanlığı engellere ambulans hizmeti vermiyor ben anlamadım şahsen
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir