Medimagazin logo

Hacettepe Tıp hocasından 'Doçentlik sınavlarında rüşveti yasaklayın' mektubu!

“Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’na açık mektup”
Kaynak: CUMHURİYET BİLİM TEKNİK
Hacettepe Tıp hocasından 'Doçentlik sınavlarında rüşveti yasaklayın' mektubu!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Metabolizma ve Beslenme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Ayşegül Tokatlı, "üniversitelerin doçentlik sınavında adayların, catering şirketleri ile anlaşarak sınav esnasında jüri üyelerine ikramlarda bulunduğunu, sınav sonrasında jüri üyelerini lüks restoranlarda ağırladığına" dikkat çekerek, bu durumu "rüşvet" olarak niteledi. Prof. Tokatlı, Üniversitelerarası Kurul'a yazdığı açık mektupta,  doçent adaylarının jüri üyelerine rüşvet niteliğindeki ikramlarının yasaklanmasının şart olduğunu vurguladı. 

Prof. Ayşegül Tokatlı'nın Cumhuriyet gazetesinin Bilim -Teknik dergisinde “Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’na açık mektup”  başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle: 

Sayın başkan, şu günlerde her bilim alanında doçentlik sözlü sınavları yapılmakta. Sınavlarla ilgili bazı konulara dikkatinizi çekmek istiyorum.

Başkanlığınıza gönderdiğim yazıda da belirttiğim gibi aynı ana bilim dalında, aynı gün ve aynı saatte birden fazla sınava ev sahipliği yapmak zorunda kalması bazı sorunlar yaratmaktadır. Doçentlik sözlü sınavı en önemli akademik sınavıdır. Ve bu sınavın vakarı vardır. Sınav mekanını, sınavın ağırlığına uygun olması gerekir. Bu mekanın adayların beklediği bir alanı olmalıdır, sınav süresince sessiz kalması sağlanabilmelidir. Hele bu mekanlar tıp fakülteleri, diş hekimliği fakülteleri gibi hasta hizmetine verildiği mekanlar ise bu vasıfta sınav mekanı bulmak zordur, en donanımlı üniversitelerde bile bir ana bilim dalında bu sınava uygun bir mekan vardır. Sınavda ev sahipliğini üniversitenin, fakültenin yaptığı söylenebilir. Ancak vereceğim örnek sanırım söylenmek isteneni daha net ortaya koyacaktır.

 


SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

ANKET İÇİN TIKLAYIN


 

19 Ekim 2015 günü Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi aynı gün ve aynı saatte 21 sınava ev sahipliği yapmıştır. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim dalında aynı saatte 4 sınav gerçekleştirilmiştir. Üniversitenin tüm fakülteleriyle o gün aynı saatte kaç sınava ev sahipliği yaptığı ise sizin kayıtlarınızda vardır. Doçentlik sınavlarının kurumları zorlayacak şekilde aynı kurumda, aynı saatte yapılması neden gerekmektedir? Bunun bir açıklaması varsa öğrenmek isteriz. Yok eğer planlama hatası ise tekrar etmemesi en büyük dileğimizdir.

Konu ile ilgili bir diğer sorun, yedik jüri üyelerinin değil sınavın yapıldığı kurum, sınavın yapıldığı ilden bile olmamalıdır. Örneğin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim dalında aynı gün ve aynı saatte gerçekleşen dört sınavda yedek jüri üyeleri Diyarbakır, Denizli, Samsun, Adana, Malatya, Gaziantep illerindendi. Eğer asıl jüri üyesinin sınavdan çekilmesi sınav tarihinden önce ise yedek jüri üyesinin sınavda bulunması sağlanmakta, ancak eğer son anda gerçekleşen bir mazereti varsa bu durumda jürinin kurulması mümkün olamayacaktır. Geçmiş yıllarda sınavın yapıldığı ilden asıl jüri üyesi yokken bile, yedek jüri üyesinin mutlaka sınavın yapıldığı ilden olması kuralı varken bu kural niye değiştirildi, bilmek isteriz. Yok, eğer bu bir planlama hatası ise bu konuya dikkat edilmesini isteriz.

Diğer bir konu sınava girecek adayların ikramları. Geçmişte bu konu ile ilgili ÜAK Başkanlığı’na yazdığım yazı arşivinizde bulunmaktadır. Ev sahibi durumunda olan jüri üyesi ve adayları eğer gerekiyorsa ağırlar. Adayların jüriye ikramı rüşvetidir.

Geçen zaman içinde ikram asla kabul edilemez boyuta erişmiştir. Ev sahibi durumda olan bölümün "catering"  firması ile anlaşıp,  sonunda ücreti adayların ödemesini istemesinden tutun, adayın anlaştığı “catering" firmasının beyaz eldivenli garsonlarının sınav esnasında hizmet etmesine varan, katlarda ziyafet sofraları gibi sofraların kurulmasında,  yiyecek kokuları içinde sınav yapılmasına, sınav sonrası jüri üyelerinin lüks restoranlarda ağırlanmasına ulaşan durum, ÜAK 'un bu konuda önlem almasını gerektirmektedir. Geçmişte adayların jüri üyelerini hediyeler ile ziyaret etmeleri sonucunda ÜAK adayların sınav öncesinde jüri üyeleri ile görüşmesini yasakladığı gibi bu konuda da yasaklama getirmesi şart olmuştur. Durum kamuoyu önünde saygı ile bilgilerinize sunulmaktadır

doçentlik sınavı
prof. aysegul tokatli
rüşvet
hacettepe universitesi
universitelerarasi kurul
uri
Yorum (22)
istanbul dr
Hocam senin gibiler kaldımı.doğrumu okudum .Rüşvetki hemde ne rüşvet.bakan ne yapsın bakanlık ne yapsın.adamlar bunu rüşvet değil hak olarak görüyor.işin en acı yönü bu..işin gerçeği bu düzen bu adamların düzeni değerli hocam.ama yinede eline diline sağlık.sağol,varol...
0
Cevapla
Ahmet Serel
Yıllardır sınavlarda jüri üyesi olarak görev yaptım. Bu hanımefendinin dediği gibi bir durumla hiç karşılaşmadım. Zaman zaman evsahibi jüri üyesi ikram yapar ama öyle catering firmasından filan değil, genellikle kahvaltı tarzı ikramlardır. Sınav sonrası da kendi yemekhanesinde yemek verir. Eğer Anadolunun bir şehrine gittiyseniz yine ev sahibi Anabilim Dalı öğretim üyeleri sizi yerel yemeklerin ikram edildiği yerlere götürebilirler. Bunlar tamamen misafirperverlik üzerine kurulmuş aktivitelerdir ve öyle abartılı şeyler değildir. Geçmişte adayların yemek verme adeti vardı ama bu tip teklifler günümüzde jüri üyeleri tarafından kabul edilmemektedir. Zaten jüri üyeleri bir an önce sınavın bitmesini isterler ki kendi gündelik işlerine bir an önce dönebilsinler.
3
Cevapla
Mücahit Altuntaş
"Doçentlik alınmaz, verilir ! ” Prof. Dr. M. Oğuz Güç Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı 16 Ocak 2009 Medimagazin http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/okuyucudan/tr-8220docentlik-alinmaz-verilir8221-1-79-18553.html
3
Cevapla
hasan ekim
Doçentlik sınavının sözlü aşamasına gelmiş bir Yrd. Doç. Dr. yabancı dil, yayın vs tüm şartları sağlamış bir akademisyendir. Bu aşamalardan geçmiş bir adayın başarısız olması genellikle imkansızdır. Olumsuz düşünülmemeli gerektiğinde adaya süre vererek doğru cevapları vermesine fırsat verilmelidir. Bu sınavlarda yedek jüri üyesi olmakta çok önemlidir. Nitekim ben şahsen yedek üye olduğum bir sınavın jüri başkanı oldum. Tüm yedeklerin Hacettepeden olmaması bence doğru bir karardır. Ayrıca, sınav sonrası başarılı olan bir adayın hocasının jüri üyelerine yemek vermesi ise değişik yerlerden gelen meslektaşların biraraya gelmesini sağlayan bir sohbet ve tanışma imkanı sunduğundan ilgi görmektedir. Yoksa bir hocanın ufak bir yemeğe vs ihtiyacı yoktur. Bunun maddi değil manevi yönü vardır. Ancak, sınavların daima belliı merkezlerde ve belirli jüri üyeleriyle yapılması ise sakıncalıdır. Tek tip insanın akademisyen olmasına neden olabilir. Halbuki akademik camianın geniş bir perpektifte olması ise çok yararlı olur, statikonun değil bilimsel ilerlemenin önünü açar.
5
Cevapla
Dr Hakan
Doçentlik sınavında sözlü sınav aşaması aslında bir nevi formalite ve törensel bir sınavdır. Sınav sonrası akşam yemeğe gidilmesi bir kutlama niteliğinde olup, bence rüşvet olarak nitelendirilemez. Ben de bir çok jüride görev aldım, açıkçası hiçbir sınavda catering firmasından yemek geldiğini görmedim. Ev sahibi hoca kantinden simit-peynir poğaça tarzı şeyler söyler çay kahve içilir, ya hastanenin yemekhanesine ya da dışarıdan öğle yemeği söylenir ki o da gün boyu süren sınavlarda olur. Akşam da hep berber yemeğe gidilebilir. Benim doçentlik sınavımda gidildi ama 2 hoca erken döneceklerini söyleyip katılmadı, bizler de hep beraber yedik içtik kutlama yaptık gayet de iyiydi. Ama son katıldığım 2-3 jüride artık jüriler bile pek toplanamıyor, yedekler çağrılıyor, bir çok hocada işim var deyip sınav çıkışı erkenden memleketine gidiyor. Yavaş yavaş bırakılan bir gelenek aslında. Çıkıp da bir akşam yemeğini problem etmeye gerek olmadığı kanaatindeyim...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir