Medimagazin logo

Rektör: Babam olsa affetmem!

"Kardeşim olsa, babam olsa affetmem. Devlet hiyerarşisini asla asla hiçbir şeyle değiştirmek mümkün değildir. Üniversitemizde zaten bazen bazı kişilerin beklentilerini bu nedenle karşılayamadığımız için bize karşı bir muhalafet cephesi oluşturabiliyorlar"
Rektör: Babam olsa affetmem!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

DİYARBAKIR  - Dicle Üniversitesi (DÜ) Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten'in üniversitede yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin, "Milletvetili İçten'in içi tamamen kof, hiçbir gerçekle bağdaşmayan, karalamaya yönelik kasıtlı bazı iddiaları söz konusu oldu. Keşke mensubu olduğu AK Parti'nin aklığına yakışır tarzda konuşmalar beyanatlar içinde bulunsaydı. Sebebi nedir, bilemiyoruz ama bir vekile gerçek dışı beyanda bulunmak, iftira üretmek asla yakışmaz. Hele hele aklığı ile ön plana çıkmış bir partinin vekiline hiç yakışmaz" dedi.

Prof. Dr. Saraç, DÜ Senato Odası'nda düzenlediği basın toplantısında, Milletvekili İçten'in açıklamalarını talihsiz bulduğunu söyledi.

Üniversite olarak 5,5 yıllık görev süreleri boyunca dürüst ve başarılı icraatlar gerçekleştirdiklerini kaydeden Prof. Dr. Saraç, dürüst, objekttif kriterlere, kanuna, nizama uygunluğu ile üniversitenin taktir topladığını savundu.

Prof. Dr. Saraç, görev süreleri boyunca bir beklenti içinde olmadıklarını, kimseyi kayırmadıklarını ve çıkar hesabında olmadıklarını ifade ederek, "Göreve geldiğimden bu yana asla şahsıma, çevreme veya bir başka gruba yönelik menfaat içinde olmadık. Tersine belki de bu yüzden de pekçok kesimin bize kırgınlığı oldu. Ancak herkese kanun dışına çıkamayacağımızı söyledik" diye konuştu.

- "Bu tamamen şahsi görüşleri ve iddialarıdır"

Gerek mali konularda, gerek eleman alımında objektif kriterleri gözettiklerini kaydeden Saraç, şöyle dedi:

"Bugün maalesef talihsiz, kamuoyunun vicdanını sızlatan açıklamalar var. Bu açıklamanın ardından çok sayıda kişiden üzüntülerini belirten geri dönüşler aldık. Arzu ederdik ki Diyarbakır milletvekili olarak bu beyanatı yapan zat üniversitenin bugüne kadar yaptığı icraatlara destek olsaydı, güzel projeler için, 'ben ne yapabilirim, beraber neler yapabiliriz?' diyebilseydi. Kendileri atandığında biz onlardan görüş ve öneri istemiştik. Sayın başbakanımıza, bakanlarımıza, üst büroksrasiye teşekkür ve minnet hislerimi hem üniversite hem ilimiz hem de bölge adına ifade etmek istiyorum. Çünkü onlar direk bu desteği sundular. 5,5 yılda 20-30 yıllık işi başarmışsak önce Allah'ın lütfu, bereketi ve rahmeti sonra başbakanımızın ve bakanlarımızın bizlere ve bölgeye olan teveccühü ve pozitif ayrımcılığı sayesindedir. Gittiğimiz hiçbir kapıdan boş dönmedik. Başbakanımız, bakanlarımız ve üst bürokrasi bölgenin eksiklerinin giderilmesi yönünde gönülden destek verdiler."

"Yukarının bu kadar güzel destekleriyle halkımıza yönelik güzel şeyler yapılırken gönlümüz arzu ederdi ki sayın başbakanımızın oradaki o güzelliklerine buradaki bu vekil de bizzat katkı sunsun. Bunları hem taktir etsin hem de destek sunsun. Eksik var mı diye bir gün bile sormadı, biz de istemedik. Çünkü çok şükür yukarılar bize bu desteği hep verdiler" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Saraç, şunları kaydetti:

"Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten'in içi tamamen kof, hiçbir gerçekle bağdaşmayan, karalamaya yönelik kasıtlı bazı iddiaları söz konusu oldu. Keşke mensubu olduğu AK Parti'nin aklığına yakışır tarzda konuşmalar beyanatlar içinde bulunsaydı. Sebebi nedir, bilemiyoruz ama bir vekile gerçek dışı beyanda bulunmak, iftira üretmek asla yakışmaz. Hele hele aklığı ile ön plana çıkmış bir partinin vekiline hiç yakışmaz. Bu kişi seçim döneminde de çok talihsiz, AK Parti'yi zora sokacak beyanatlarda bulundu. Bunun tepkisini gördü. Bu vekilin yaptığının kamuoyunda ciddi kırgınlıklara yol açtığı bazı yerlere iletildi. Ancak dozunu artırarak devam etti, kişisel hırslarını büyük ihtimalle düşünerek, artık nasıl bir çıkar, menfaat umuyor bu gösteriden bilemiyorum. Diyarbakır'ı ve üniversiteyi bilen 2 MKYK üyesi var. Biri Mehmet Akın hocamız diğeri Diyarbakır'ın gönlünde taht kurmuş Necla Hattapoğlu. Keşke onlara da sorabilseniz, onlar da üniversiteyle ilgili bu beyanlara katılıyorlar mı? Bu açıklamalar AK Parti milletvekili sıfatıyla yapılıyor ancak AK Parti'yi temsilen yaptığı bir açıklama değil. Bu tamamen şahsi görüşleri ve iddialarıdır. Tabi ki mensup olduğu partiyi de zan altında bırakmıştır. Sanıyorum yukarılar bunu değerlendirecektir. Fakat kamuoyunda ciddi bir kırgınlık yaratmıştır."

- "Bunca yıl niye beklemiş?"

Prof. Dr. Saraç, Milletvekili İçten'in 65 maddede sıraladığı iddiaların tamamen asılsız olduğunu ileri sürerek, şunları dile getirdi:

"65 madde değil de hayal güçlerini kullanarak bunu 165'e de çıkaramazlar mıydı acaba. Çünkü iddialar gerçeklerle taban tabana zıt. Örneğin 2003'te olan 200 trilyonluk bir usulsüzlükten bahsediliyor. Bununla ilgili gerekli işlemleri yapmayarak olayı ört bas etmeye çalıştığımız gibi bir izlenim oluşturulmaya çalışılıyor. Tüm kurumlar denetime tabi. Bizler de YÖK ve Sayıştay tarafından rutin olarak denetleniriz. Her denetimde, 'Bu kadar dürüst bir yönetim bugüne kadar çok az görülmüştür' denilerek taktir ifade ettiler. Performans dağıtımında bazı üst yöneticilere ne kadar alt seviyeden puan verdiğimiz eleştirilir. Bizler almaya değil vermeye geldik. 2008 ağustos ayından bu yana görevi devraldık, 2007 yılında Sayıştay denetiminde bazı usulsüzlük, yolsuzluk gibi durumlar çıkarılmış. Bununla ilgili ne yapmamız gerekiyorsa yaptık. Artık iş bizden çıktı. Bu kişi 2007'yi ileri sürüp aslında, 5,5 yıllık görev süremizle ilgili yolsuzluk usulsüzlük tespit edemediği için geçmişe dönüyor. Bu, bizimle ilgili yolsuzluğun, usulsüzlüğün olmadığının tarafından beyanıdır."

Prof. Dr. Saraç, Milletvekili İçten'e elindeki bilgi ve belgeleri yetkili mercilere teslim etmesi çağrısında bulunarak, "Elinde delil olmayan kişi sadece iddia eder ve çamur atar. Keşke elindeki bilgi ve belgeleri basınla paylaşma yerine önce gerekli mercilere teslim etseydi. Acaba bunca yıl niye beklemiş? Rektörlük seçiminde başka bir adayı destekledi, bu gayet tabii. O aday ve çevresindekiler de ellerinde belge olduğunu, sunacaklarını söylediler. Biz de, 'beklemeden sunun' dedik. Aradan 1,5 yıl geçti ne belge ne bilgi sundular. Bunun yöntemi hukuk yoluna gitmektir" diye konuştu.

- "Diyarbakır'dan özür dilemelidir"

Prof. Dr. Saraç, Başbakan Erdoğan'ın, "iddia sahibi, iddiasını ispatlamakla mükelleftir" sözünü hatırlatarak, İçten'den iddialarını ispatlamalarını beklediklerini dile getirdi.

DÜ gibi bir kurumun saygınlığını yıpratmaya çalıştığı için kamuoyunda İçten'e karşı kırgınlığın ötesinde infial tarzında geri dönüşler olduğuna işaret eden Saraç, "Diyarbakır'ın güzelliklerle anılması gerekirken maalesef yine negatif bir gündemle Türkiye'ye bunu duyurmak Diyarbakır halkı adına talihsiz bir durum. Yaptığı bu eylem nedeniyle iddialarda bulunan milletvekil tüm Diyarbakır'dan özür dilemelidir" şeklinde konuştu.

- Tazminat davası

Prof. Dr. Saraç bununla kalmayacaklarını, üniversiteyi yıpratmaya yönelik bu açıklamalarla ilgili manevi tazminat davası açacakllarını ifade ederek, "Konuyla ilgili manevi tazminat davası açacağız. Bu kadar kolay olmamalı iftira üretmek. Şahsıma olsa önemsemem. Öbür tarafa bırakırım ama böyle saygın bir kurumu karalaması söz konusu olamaz" dedi.

Üniversitede "paralel yapılanma" iddialarına yönelik Prof. Dr. Saraç, şöyle konuştu:

"Paralel devletle ilgili üniversitemizde asla ve asla böyle bir şeye ne meydan verilir ne de verilecektir. Böyle bir şey asla söz konusu olamaz. Tüm kurumlar içinde bu tür şeyler var mıdır, yok mudur, ne kadar vardır? Üniversitemizde de bundan farklı bir şey değildir. Kanuna, nizama, devlet hiyerarşisine ne kadar önem verdiğimi bizzat bilirsiniz. Kardeşim olsa, babam olsa affetmem. Devlet hiyerarşisini asla asla hiç birşeyle değiştirmek mümkün değildir. Üniversitemizde zaten bazen bazı kişilerin beklentilerini bu nedenle karşılayamadığımız için bize karşı bir muhalafet cephesi oluşturabiliyorlar."

- YÖK'ün inceleme başlattığı iddiası

"Bazı gazetelerde YÖK'ün konuyla ilgili inceleme başlattığı" yönündeki soru üzerine Saraç, incelemenin söz konusu olmadığını ama olmayacağı anlamına da gelmeyeceğini bildirdi.

Üniversitelerin sürekli YÖK'ün denetiminde olduğunu hatırlatan Saraç, bir şikayet üzerine de YÖK tarafından inceleme yapılabildiğini, henüz bir tebligat ulaşmadığını ancak olabileceğini kaydetti.

Saraç, "İddia sahibi milletvekili sizden bir ihale veya bir yakınını işe almanızı istedi mi?" sorusuna, bu konulara girmek istemediğini belirterek, yanıt verdi.

"Kişisel menfaat içinde herşey vardır. Örneğin ikbali için böyle bir gösteri yapma durumu olabilir" dedi.

Kendisine tahsisli villanın kirasını ödediği halde mütevazi bir evde oturduğunu, koltuğunu bile değiştirmediğini ifade eden Saraç, "Allah'ın huzuruna çıktığımda vicdanımın rahat olması için bu konularda son derece hassasım. Yönetim kardromu da bu şekilde şaibeye bulaşmamış kişilerden oluşturdum. Hepsi bu konularda benden çok daha hassaslar" şeklinde konuştu.

- "Bizi buraya atayanlara da haksızlık"

Bir gazetecinin AK Parti MKYK üyesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı'nın da "üniversitede paralel yapılanma" olduğuna ilişkin iddialarda bulunduğu yönündeki soru üzerine Saraç, şöyle dedi:

"17 Aralık sürecine kadar zaten her yerde homojen olarak zikredilen gruplar mevcuttu. Sayın başbakanımızın partisi içinde ve her yerde ayrım söz konusu değildi. Her yerde ne kadar varsa burada da o kadar vardır. Kalkıp bunu özel bir şey varmış gibi sunmak yanlış. Mazhar hoca açık açık ilk seçim döneminde benim yerime başka bir adayı destekledi, bu çok tabi. Ancak seçimi orada bırakmıyorlar, sonrasında, 'bizim seçtiğimiz aday niye olmuyor?' diye peşine düşüyorlar. İkisi de öyle. 'Yönetimi nasıl yıpratırız?' derdindeler. Bizi buraya atayanlara da haksızlık ve onlara karşı da, 'sınırı aşma' diye nitelendiriyorum. Kişisel hırslarını buraya karalama tarzında yansıtmaları gerçekten ibret verici bir tablo. Üniversitemiz bunları hak etmedi. Bir dönem Mazhar hocaya karşı basında başka şeyler olurken biz kendisine sahip çıkmıştık."

"Milletvekili İçten'in açıklamalarının başörtüsü takmanızın ardından gelmesi bir tesadüf mü?" sorusuna ilişkin Saraç, şunları dile getirdi:

"Sayın başbakanımızı minnetle yadedeceğiz başörtüsü yasağını kaldırdıkları için. AK Parti milletvekili olduğunu söyleyen birinin bu gelişmenin ardından bunu kamufle etmeye çalışması soru işaretidir. Başbakanımızın özgürleştirmeye yönelik uygulaması toplumda yankı bulmuştur. Bu başkanımızın artı hanesine yazılacak birşey iken, bunu kamufle edip artı hanesine yazılmasın telaşıyla gündemi değiştirmesi ki bu gündem benim haneme yazılacak bir gündem değildi. Ancak maalesef başbakanımızın hanesine yazılacak bu gündemi apar topar değiştirme telaşına girmiştir. Bunun izahını kendisinin yapması lazım. Başta başbakanımıza olmak üzere."

Konuyla ilgili AK Parti'den kendisini arayan olup olmadığı sorusuna Saraç, başörtüsü takmasıyla ilgili arayanların olduğunu, bu konuyla ilgili arayanın olmadığını belirtti.

DÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün de söz konusu iddialara ilişkin, kendisi, Rektör Prof. Dr. Saraç ve üniversite adına manevi tazminat davası açacaklarını, kazanmaları halinde tazminatı öğrencilere burs olarak vereceklerini söyledi.

rektör:
babam
olsa
affetmem!
Yorum (7)
AHMET CANTURK
Sayın Rektör, Kardiyoloji Bölümü dikkatinizden kaçtı herhalde oraya bir göz atınız
0
Cevapla
Frankie Bellevan
devlet hiyerarşisi mi? yoksa devlet hıyararşisi mi? işinize gelince hepiniz ne de çabuk devletçi,statükocu oldunuz? nasılmış? eğlenceliymiş değil mi? o yüzden sizden öncekilere de fazla kızmayın. bulunduğunuz makamların keyfini çıkarın. çıkarabildiğiniz kadar. süre kısıtlı. zaman hızla akıp gidiyor.
0
Cevapla
MURAT KAAN
Yani allahaskına 2014 modern dunyasına bu görüntü yakışıyormu bu sunu gosterıyorki 1923 cumhurıyetınden bu yana kafalar bu ülkede aynı yani yapılan bütün modern hamleler boşa Allah bu coğrafyanın sonunu hayır etsin
0
Cevapla
kazı kazancı
ne guzel yakışmış cuk dıye oturmuş makamaa ve başaa
0
Cevapla
Saim T
Bayan hergün kameraların önüne geçiyor şov yapıyor. Bu tavrı ,davranışları ile giyimsel değişiminin içsel olmadığını,mevcut şartlara uyum ile geleceğe yatırım hedefini güttüğü düşünceleri daha da güçlendiriyor. Vallahi sayın bayan, önün açık artık, seni kim tutar. Seçimlere de az kaldı, kimbilir.Emin Çölaşanın hakkındaki yazılarını da okumasını tavsiye ederim.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir