Medimagazin logo

Yeni fakülte yerine eksiklikler giderilmeli

Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş un, Nazilli ilçesine yeni bir tıp fakültesi açılması gerektiği sözlerini değerlendiren Aydın Tabip Odası, “İhtiyacımız olan yeni bir tıp fakültesi değil; mevcut olanların kalitesinin arttırılmasıdır” açıklamasında bulundu
Yeni fakülte yerine eksiklikler giderilmeli
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş’un, Nazilli ilçesine yeni bir tıp fakültesi açılması gerektiği sözlerini değerlendiren Aydın Tabip Odası, “İhtiyacımız olan yeni bir tıp fakültesi değil; mevcut olanların kalitesinin arttırılmasıdır” açıklamasında bulundu

Aydın Tabip Odası, Nazilli’ye tıp fakültesi açmak yerine, mevcut olanların kalitesinin artırılması gerektiğini bildirdi.

Aydın Tabip Odası tarafından yapılan açıklamada, Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş’un Nazilli ilçesine de bir tıp fakültesi kurulması gerektiği yönündeki sözlerine değinilerek, tıp eğitimi, sağlık insan gücü, öğrenci ve öğretim üyesi sayıları gibi konular üzerinden değerlendirme yapıldı.

Açıklamada, “İhtiyacımız olan yeni bir tıp fakültesi değil; mevcut olanların kalitesinin arttırılmasıdır. Bu nedenle, Nazilli ilçemizde, ülkemizin gereksinimlerine yönelik üniversitemize bağlı başka bölümlerin açılması, Aydın merkezindeki Tıp Fakültemizin de tüm il tarafından desteklenmesi esastır. Eksik olan iki bina tamamlanmalı, personel ve asistan eksikliği giderilmelidir” denildi.

Aydın Tabip Odasından yapılan açıklamada, ülke kalkınmasında rol oynayan en önemli faktörlerden birinin insan gücü planlaması olduğu, sağlık insan gücü planlamasının da bu planlamanın en önemli parçalarından biri olduğu kaydedildi. Sağlıkta insan gücü planlamasının, gerek coğrafi gerekse kültürel, tüm demografik özellikleri tanımlanmış bir toplumun, mevcut ve kısa, orta ve uzun vadeli sağlık gereksinimlerinden yola çıkılarak, bu gereksinimlerin karşılanmasını içeren, çıkabilecek diğer gereksinimleri de öngören bir planlama olmalısı gerektiği dile getirildi.

Bölgeler arası eşitsizlikler giderilmeli
Türkiye’de ihtiyaca yönelik net bir planlama stratejisi olmamasından kaynaklanan sorunlar bulunduğu belirtilen açıklamada, “Tıp fakültelerinin sayılarını artırma eğilimi ve siyasi ısrarı ülke nüfusunun hekim sayısına bölüp Avrupa ülkeleri ile karşılaştırılmasından daha derinlikli analizleri gerektirdiği ortadadır” denildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Bölgeler arası eşitsizliklerin giderilmesi öncelikli sorunumuz olarak izlenmektedir. Ülke genelinde 1000 kişiye 1,58 hekim düşerken, bu değer Güneydoğu’da 0,98 ile en düşük olarak ve Batı Anadolu’da 3,04 ile en yüksektir. En iyi ve en kötü durumda olan bölgeler arasındaki uzman hekim başına düşen nüfus kıyaslandığında 2002 yılında 13,9 katlık farkın, 2006 yılında 4,8’e düştüğü; pratisyen hekimlerde de benzer şekilde 2002 yılında 8,7 katlık farkın, 2006 yılında 2,6’ya düştüğü izlenmektedir. Hekimlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, bölgeler arası geçişlerde şeffaf ve adil uygulamaların yürürlüğe konulması bu eşitsizliğin giderilmesinde önemli olacaktır.

Ülkemizde uzman /pratisyen hekim oranı pratisyen hekimler aleyhine oranı 1/1’in in altına düşmüş ve giderek uzmanlar lehine bozulmaktadır. Amerikan Mezuniyet Sonrası Eğitim Konseyi (COGME) ABD’deki uzmanlaşma eğilimini görerek, 1992 yılında, birinci basamak sağlık hizmetlerinde insan gücü açısının önüne geçmek için, uzman/genel pratisyen oranının % 50/50 oranında tutulmasını önermiştir. Ülkemizdeki çabaları, bozulan bu dengeyi yeniden kurmak üzerine yoğunlaştırmak ve buna göre planlama yapmak doğru olacaktır.”

Kriter yoksunluğu var
Tıp eğitiminde akreditasyon çalışmalarına da değinilen açıklamada, tıp fakültelerinin açılması ile başlayan bir kriter yoksunluğu yaşandığı bildirildi. Bu kriter yoksunluğunun akademik ve idari kadroların belirlenmesi ile alt yapının sağlanması hususlarında da izlendiği belirtilerek, “Ülke genelinde mezuniyet öncesi ve sonrası sağlık eğitim kurumlarının akreditasyon, yeterlilik ve eğitim standardizasyonun sağlanmasının ve her basamaktaki sağlık mesleğine ait sürekli eğitim ihtiyaçlarının giderilmesinin gerekmektedir. Bir an önce bunların saptanması ve sonrasında da ödün vermeden uygulanması gerekmektedir” denildi.

Açıklamada, mevcut fakültelerdeki heterojenitenin çok yüksek olduğu, mevcut fakültelerin bir an önce iyileştirilmesi gerektiği kaydedildi. Açılması planlananların da devreye girmesi ile her yıl yeterli sayıda nitelikli hekim yetiştirilmesinin sağlaması ile beraber yeni fakültelerin açılmasına gerek kalmayacağı vurgulandı.

Tıp fakültesi sayısında dünya 12’ncisiyiz
Aydın Tabip Odası tarafından derlenen bilgilere göre, tıp eğitimiyle ilgili bazı sayısal veriler şöyle:
- Türkiye’de tıp fakültesi sayısı 72’ye ulaştı.
- TTB Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi Raporu 2008’e göre, tıp fakültesi sayısında son iki yılda önemli artış yaşandı. Dünya genelinde 1 milyon nüfusa düşen tıp fakültesi sayısı 0,30 iken (6.376 milyon nüfus ve 1935 tıp fakültesi), Türkiye için bu oran 0,94 (70,6 milyon nüfus ve 66 tıp fakültesi) olarak açıklandı. Böylece Türkiye’nin tıp fakülteleri sayılarında dünyada 12. ve Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer aldığı ortaya çıktı.
- Tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısının sürekli olarak artırıldı. Öğrenci sayıları 2006-2007 eğitim-öğretim yılında 4 bin 998 iken, 2007-2008 eğitim-öğretim yılında 6 bin 492 oldu.
- Bir öğretim üyesine düşen öğrenci sayısı ülke genelinde devlet üniversitelerinde 3,59 ve vakıf üniversitelerinde 2,10 oldu. Avrupa’da bu oranın 3,3, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 2,5 olduğu bildirildi.
- 2008 raporunda, 46 tıp fakültesinde henüz kurulmamış veya profesör/doçent bulunmayan anabilim dalları olduğu belirtildi.

&#8220
yeni
fakülte
yerine
eksiklikler
giderilmeli&#8221
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir