İlaç şirketlerine milyarlarca dolarlık "zarar edemezsin" cezası

Deloitte Türkiye Vergi Hizmetleri Sorumlu Ortağı Niyazi Çömez, Maliye Bakanlığı denetmenlerinin yabancı ilaç şirketlerine milyarlarca dolarlık "zarar edemezsin" cezası kestiğini söyledi. Yabancı ilaç şirketlerinin son 5 yılının incelemeye alındığını belirten Çömez, denetmenlerin yıllarca zarar eden yabancı ilaç şirketlerine ortağının emriyle planlı olarak zarar ettikleri gerekçesini öne sürerek ceza yazıldığını, şirketlerin bu zararı Piyasada Tutundurma Hizmet Bedeli olarak gelir yazmalarının istendiğini aktardı. İlaç şirketleri bu zararı gelir yazdıktan sonra Katma Değer Vergisi (KDV) ve Kurumlar Vergisini ödemek zorunda. İlaççılar şimdiye kadar bu tutarı gelir yazmadıkları için de hem ödemedikleri vergiyi hem de cezasını ödemek zorunda. Çömez, şirketlerin teknik iflasa sürüklünmemek için ettikleri zararı Zarar Telafi Fonu kanalıyla muhasebeliştirdiklerini ancak Maliye'nin bunu kabul etmediğini dile getirdi.

KARARDAN SONRA YATIRIMLAR DURDU
Çömez, üç yıldır süren bu incelemenin ardından şirketlerin bir kısmının Şubat 2011'de çıkan 6111 sayılı Varlık Barışı anlaşmasından yararlandığını ancak kanun çıktığı tarihte KDV'ye ilişkin cezalar yazılmadığı için şirketlerin kanundan da yararlanamadığını ve mahkemeye gittiklerini kaydetti. Bazı ilaç şirketlerinin ise bu incelemelerin ardından Türkiye'de yapmayı planladıkları yatırımları durdurduklarını ifade eden Çömez, "Maliye incelemesini transfer fiyatlaması açısından yapıyordu. Ancak bu açıdan eleştirilecek bir konu bulunamadığı için şirketlere "ortağının emriyle zarar ediyorsun, bunu gelir yazmalısın" yoluna gitti" görüşünü savundu.

GELİRİN TOPLU BEYANI ÇOK ZOR
Çömez, şu anda taslak halinde olan yeni Gelir Vergisi Yasası'na de değinerek taslağın öngördüğü gelirlerin toplanıp belirli bir tutarı aşması halinde beyanname ile beyanı yönteminin uygulanmasının çok zor olduğunu ifade etti. Türkiye'de benzer bir uygulamanın Zekeriya Temizel'in Maliye Bakanı olduğu 1998 yılında uygulandığını kaydeden Çömez, "Beyanneme hazırlanması bile başlı başına büyük sorun. Diğer yandan bu gelirler enflasyondan arındırılmıyor. Örneğin yüzde 10 faiz geliri elde eden birisi enflasyon o yıl yüzde 7'yken aslında yüzde 3 gelir elde etmiş sayılır. Reel gelir vergilenmiyor, nominal gelir vergileniyor. Bu da aslında mükellefin olmayan gelirinden vergi almak" dedi.