Medimagazin logo

'Milli İlaç' üretiminde dev adım

Türkiye'nin 2023 vizyonu içerisinde yer alan yerli ilaç üretimine yönelik araştırma başlatan bilim adamları, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) desteğiyle yerli ilaç üretimi yolunda büyük bir adım attı.
'Milli İlaç' üretiminde dev adım
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türkiye'nin en çok ithal ettiği yüksek maliyetli ilaçların yerli kaynaklarla üretilmesi için düğmeye basan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK aracılığıyla "Milli İlaç Projesi" üzerinde yapılacak araştırmalara büyük destek vermeye başladı.

Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında sağlık öncelikli sektörler arasına alınırken, bu konudaki teknolojilerin geliştirilmesinin çok önemli olması nedeniyle toplantıda, ilaç ve tıbbi cihaz teknolojileriyle ilgili adımların önünün açılması kararlaştırıldı.

Türkiye'de üretilen ilaçların hemen hemen tamamı jenerik ilaçlardan oluşması ve orijinal olmayan, fakat aynı özellikleri sağlayan jenerik ilaçların yerine yüzde yüz yerli ilaç üretimi kararı üzerine proje hazırlayan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Kimya Bölümü, TÜBİTAK ve Avrupa Birliği desteğini alarak çalışmalarına başladı.

"Tiyenokarbazol türevlerinin sentezi ve karakterizasyonu" projesini hazırlayarak Türkiye'nin 2023 hayallerinden birini gerçekleştirme yolunda büyük bir adım atılmasını sağlayan Kimya Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Arif Kıvrak, araştırma grubuyla birlikte organik sentez alanında çalışmalarını sürdürüyor.

AA Muhabirine yerli ilaç üretimi üzerine hazırladığı projeyi anlatan Doç. Dr. Kıvrak, projeyle, özellikle ilaç potansiyeline sahip bileşiklerin tasarımı, sentezi ve bunların ilaç olarak kullanılması üzerine yoğun bir şekilde araştırma yaptıklarını söyledi.

TÜBİTAK destekli, AB projesi olan çalışmasında, potansiyel olarak ilaç olabilecek organik yapıların tasarımını yaptığını aktaran Kıvrak, şunları anlattı:

"Bu projemiz halen AB üyesi ülkelerle devam etmektedir. Bizim bu araştırma laboratuvarımızdaki ana hedefimiz, sentezleyerek elde ettiğimiz bir organik malzemenin ilaç olarak kullanılabilmesini sağlamaktır. Avrupa Birliği destekli projemiz 'Tiyanokarbol türevlerinin sentezi ve karakterizasyonu' kapsamında biz farklı heterohalkalı yapıları sentezliyoruz ve bu elde ettiğimiz yapılar ilk defa araştırma grubumuz tarafından sentezlenmekte, karakterize edilmektedir. Bu proje kapsamında elde ettiğimiz bütün moleküllerimizin, uygun işbirliği yaptığımız araştırma grupları ile biyolojik özellikleri araştırılmaktadır. Bu biyolojik araştırmalar sonucunda İnşallah sentezlediğimiz bir türev, ilaç olarak her hangi bir hastalığın tedavisinde kullanılabilecek bir bileşik olacaktır."

- 2023 vizyonu ile milyarlarca dolar Türkiye'de kalabilir

Türkiye'nin 2023 yılı ana hedefleri arasında sağlık alanında özellikle yüzde yüz yerli ilaçların sentezi, tasarımı ve bunların bulunmasına yönelik yoğun bir çalışma ile proje teşviklerinin devam ettiğini hatırlatan Kıvrak, bu konuda TÜBİTAK ve AB'nin, ilaç potansiyeline sahip yapıların sentezi ve tasarlanmasında yoğun bir şekilde destek verdiğini söyledi.

Bu alanda hazırladığı projenin Türkiye'nin 2023 yerli ilaç üretimine büyük katkı sağlayacağını beklediklerini ifade eden Kıvrak, şöyle konuştu:

"Çünkü bizim sentezlediğimiz organik malzemeler, potansiyel olarak ilaç olma özelliğine sahiptir ve umut ediyorum ki önümüzdeki 10 yıl içerisinde elde ettiğimiz bu türevlerden bir tanesi yerli ilaç olarak piyasa veya eczanelerden alınabilecek hale gelecektir. Dünya piyasasına baktığımız zaman, özellikle insanların yaşam standartlarının artmasıyla birlikte ilaç üretimi ve tüketimi de artmıştır. Özellikle yeni hastalıkların ortaya çıkması, kanser ya da benzeri hastalıkların tedavisinde kullanılabilen yeni ilaç türevlerinin bulunması çok önemlidir. Dünya çapında bilinen önemli ilaç şirketleri yıllık milyarca dolar ciro yapmaktadırlar. Bizim yerli ilaç olarak her hangi bir maddemizin ilaç potansiyelini bulduktan sonra eminim ki ülkemiz milyarlarca dolar kar edecektir. Hem ülke ekonomimize katkı anlamında, hem de Türkiye'nin bilimsel anlamda ne kadar başarılı olduğunu göstermek açısından yerli ilaç üretimi büyük öneme sahiptir."

Türkiye'de yerli ilaç olmadığını, ancak ülkedeki ilaç fabrikalarının çoğunluğunun yurt dışındaki fabrikalardan patent satın alarak üretim yaptığını aktaran Kıvrak, bunun dışında ülkedeki fabrikaların patent süreleri biten ilaçları, jenerik ilaç dedikleri aktif maddesi aynı olan ilaçları ürettiğini ifade etti.

Yeni bir ilacın bulunmasının büyük araştırma ve maddi yeterliliğe sahip olmakla mümkün olabileceğini hatırlatan Kıvrak, ileriki yıllarda ilaç fabrikaları ve üniversitelerin işbirlikleri sayesinde Türkiye'nin yerli ilaçlarını piyasaya çıkaracağını söyledi.

milli i̇laç projesi
milli ilaç
tübitak
doç. dr. arif kıvrak
Yorum (4)
Mücahit Altuntaş
Milyar dolarlar giderken ....! Bizler aval aval bakarken....! Develer tellal iken, pireler berber iken...! Basit gerçekleri gözümüzün önünden açık seçik "gaflet dalalet hıyanet" üçlemesinde hayatın içinden kendi MATRUŞKA İLİŞKİLERİNİ doğururken... Biz bu güne kadar olanlaradan iki konuya bir bakalım. Performans sistemimi----> Artan muayene oranları Sağlık ortamında asimetrik ilişkiler---->hekimin sistemi içinde ilaç yazmaya teşvik edilmesi ,yada sistemi kolay suistimal edecek ortamın sürdürülebilmesi. Burada ASİMETRİK İLİŞKİ KAVRAMINDAN en çok ilaç firmalarının müthiş kaynak ve ekonomik gücünün sistemi tüketime yöneltecek ilişkilerine odaklanmak gerekmektedir. Bu ilişkiler hekimle firma teması arttığı ve sürdürüldüğü ölçüde hastaya yansıması kaçınılmazdır. Çünkü hekim hasta ilişkisi de ASİMETRİK ilişkidir.Hekimi bu ilişkide SİSTEMİ İÇİN KORUNAKSIZ YADA DONANIMSIZ BIRAKMAK zurnanın zırt dediği yerdir. Aşağıda yer verdiğim "Beşeri ilaç tanıtımı" da bu ilişkilerin gevşek kalmış halleri sorgulanmalı !bu ilişkiler mümkün olduğu ölçüde engellenmeli yada farklı mekanizmaların denetlenmesinde geçirilmeli. İşte yine geldik bir ülkede siyasal baskın tutumlarla , bilimsel özerkliğin çatışma sorunlarına ! Ülkemizde siyasal baskınlık mı özerk-çoklu denetim halleri mi baskın ? Bu soru ülkemizde ki "tüm gereksizlik hallerinin" kök sorunu ! Ülkemizde mezuniyet sonrası eğitimi kongreler yoluyla firmalara terk etmiş görünüyoruz.Bunu sorunun sadece küçük parçası olarak not ediyorum.Aval aval bakıyoruz.Çok basit bir ihmal ve ihlaldir.Bu içerik firmalara kongreler yoluyla büyük oranda nüfus etmiş görünüyor. Kuşkusuz çok daha girift , yansımaları olan ilişkiler ve sorunlarımız var. Sorular ! Neden bu kadar kısa bir süre içinde (son on yılda ! ) bu kadar çok kutu ilaç tüketebiliyoruz ? Sistematik bir etki olması lazım ! Nedir ilaç tüketimini ve maliyeti artıran o SİSTEMATİK etki ! Son on yılda ilaca giden kaynaklar kaç yeri ilaç firması kurulabilir ve teknolojik alt yapı hazırlanabilirdi ? Verilere bakalım ! "Sağlıkta son 10 yılda yaşanan gelişmelerle özellikle hastaların hastaneye ulaşma oranında artış sağlandığına dikkati çeken Gümüş, Türkiye'de 2002'de yaklaşık 7 milyar lira olan ilaç bütçesinin bugün 21 milyar lira seviyesine yükseldiğini belirtti."Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş Medimagazin Perşembe, 19 Şubat 2015 Yani yüzde üç yüz Bütçede artış olmuş.Kutu bazında ise 2 milyar kutu ilaç tüketiyoruz. 2002'de bu 700 milyon kutuyken bugün 2 milyara yaklaşan bir rakam ! Durumun vahameti başka perspektiften kişi başı tüketim açısından şöyle ! Türkiye’de yılda yaklaşık 2 milyar kutu ilaç tüketiliyor. Bu da nüfusumuzun 76.6 milyon kişi olduğu düşünülürse bebek, genç, yaşlı demeden kişi başına yılda yaklaşık 26 kutu ilaç tükettiğimiz anlamına geliyor. Yani her Türk iki haftada bir kutu ilaç tüketiyor. İlaca ödediğimiz bedel ise 2013 yılı sonu itibariyle 16.3 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Üstelik yıllık bazda ilaç tüketimimiz hem kutu bazında hem de maliyet bazında yüksek bir hızla artıyor. Kutu bazında ilaç tüketimimiz son beş yılda yüzde 21.8 artarken ilaca ödediğimiz bedel de yüzde 20.8 yükseldi.Hürriyet 19 Kasım 2014 Aynı kaynaktan devam edelim."Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, ilaç tüketimindeki “çılgın” artışın ilaç maliyetlerine yansımadığını hatırlatıyor. Gerçekten de Sağlık Bakanlığı’nın ilaçta referans fiyat uygulaması çok büyük düşüşlere yol açtı. Buna rağmen hala ilaç maliyetlerini konuşuyorsak başka yerlere de bakmamız gerekiyor. Yılda ortalama 8.2 kez doktora başvuruyoruz. Oysa OECD ülkelerinde bu rakam ortalama 6.5." Sayın Beyazıt önemi bir verinin altını çiziyor.Aşırı doktora gitme kültürü bu sağlık politikalarının oya dönüşen rantı olması bir sebep.Sağlık sisteminde bilimsel değil siyasal etkinlerin öne çıkması KÖK SEBEBİMİZ ! Yerli üretimi teknolojik olarak planlamak ve gerçekleştirmez uzun adım.bu adımın önemli zorlukları var.Fakat asıl mesel ilaçta son yıllarda artan tüketim .Neden bu kadar ilaç tüketimi artmış sorusunu karşılıyor ! Bu soruyu özerk bilimsel sormamız gerekiyor! Peki siyasal ranta dönüşen " Doktora gitme kültürü" bir yana başka ne sorunumuz var. Gidilen doktorunda firma ve dernekleri kongreler yoluyla ilaç kullanmaya eğilimi olduğu firma-hekim-eczane-dernek-kongre ilişkileri var. Yani "Beşeri ilaç tanıtımı" da önemli konu.bu konuda suistimal açık bir uygulama var ! 26 Ağustos 2011 günü resmi gazetede yayınlanan Beşeri ilaç tanıtımında Büyük firmaların hekim ve derneklerle ilişkileri sorunlu gözükmektedir , yada suistimal açık olma ihtimali barındırmaktadır ! Bilimsel ve eğitsel faaliyetler MADDE 7 – (1) Beşerî tıbbi ürün tanıtımı ile ilgili bilimsel ve eğitsel faaliyetler, var olan tıbbi bilgileri aktarmak ve/veya yeni bilgileri sunmak amacı dışında kullanılamaz. Ruhsat/izin sahipleri, bu faaliyetlere katılan katılımcıların ulaşım ve konaklama masraflarını karşılayamazlar. (2) Ruhsat/izin sahipleri; sağlık meslek mensuplarına kongre, sempozyum gibi yurt içi ve yurt dışı bilimsel toplantılara katılımları için aşağıdaki şartlara uymak kaydıyla destek verebilirler; a) Toplantı sağlık meslek mensubunun uzmanlık/görev alanı ile ilgili olmalıdır, b) Bir sağlık meslek mensubu aynı yıl içerisinde toplam beş kez bu destekten yararlanabilir; bu desteğin en fazla ikisini aynı ruhsat/izin sahibi sağlayabilir. c) Destek doğrudan kişiye değil toplantıyı düzenleyen organizasyona veya organizasyonlara yapılır. (3) Ruhsat/izin sahipleri, destek verecekleri sağlık meslek mensuplarının bilgilerini, bu konuda yayımlanacak Kılavuzda belirtileceği şekilde Bakanlığa bildirmek zorundadırlar. Bakanlık bu bilgileri, oluşturacağı veritabanında toplar. (4) Ruhsat/izin sahibinin desteklediği ulusal ve uluslararası çok merkezli klinik araştırmaların yurt içi ve yurt dışında yapılacak araştırmacı toplantıları, kongre veya sempozyum katılımı olarak değerlendirilmez. Bu toplantılar için Bakanlığa yapılacak izin başvurusunda toplantının mahiyeti açıkça yazılır ve toplantının bu amaçla yapıldığı belirtilir. (5) Her defasında başka bir ülkede düzenlenen uluslararası toplantılar hariç olmak üzere; deniz kenarlarındaki tatil beldelerinde ve kayak merkezlerinde aktif sezon döneminde ruhsat/izin sahipleri tarafından toplantı organizasyonları düzenlenemez ve desteklenemez. Aktif sezon dönemleri Bakanlık internet sayfasından duyurulur. (6) Toplantılara sağlık meslek mensupları dışındaki kişiler davet edilemez ve masrafları karşılanamaz; ancak protokol davetlileri bu hükmün dışındadır. (7) Ruhsat/izin sahiplerinin desteklediği toplantılara akılcı ilaç kullanımı konusunda, toplantının konusu ile ilgili bir oturum konulur. Bu oturumda yer alacak sunumların içeriği, Bakanlıkça onaylanmış eğitim materyalleri ve tanı tedavi rehberleri çerçevesinde olur ve izin başvurusu sırasında Bakanlığa sunulur. (8) Bakanlıkça görevlendirilmiş kişiler, denetim amacıyla önceden haber vererek veya haber vermeden bu toplantılara katılabilirler. Yasalar , kurallar bunlar.Ama bir gerçek var. Sağlık sisteminde hekim firma dernek ilişkisini neden tamamen kaldırmıyoruz ! Hekimin kongreye gitmesine , bilgiye ulaşma sürecine neden firmaları aracı yapıyoruz ! Neden mezuniyet sonrası eğitim süreçlerini herkesi için standarda ve standart bir sıklığa kavuşturmuyoruz ! Bunları yaparsak konuşursak ve çözebilirsek %80-90 ithal ürünü olan ve dışarı kaynak aktardığımız bu süreç ortadan kalkar ve biz çok daha az maliyetle hekimimizi ve ilaç sektörünü doğru yönlendirebiliriz. Uygulanan sağlık politikaları ve firma hekim dernek ilişkileriyle , hekim eliyle , sağlık ortamında sürdürülen ASİMETRİK İLİŞKİLERDEN dolayı fazla ilaç kullandığımız , artış konusunda umarsız kaldığımız çok açıktır. İki kök sebebe var ! Sağlık sektöründe siyasal etkiye karşı özerk ve bilimsel yapıların ASİMETRİK DENGESİZ İLİŞKİLERİ İlaç sektöründe HEKİM FİRMA yada bilgi birikimi bakımından hasta hekim ilişkilerindeki asimetrik ilişkiler. Bu ilişkilerden rant , kazan. , ticaret yapma ilişkilerini , bu ilişkileri oluşturabilecek OLASILIKLARI TAMAMEN SİSTEMDEN TEMİZLEMEDEN bu işlerin altından kalkmamız zor görünüyor. İşleri insan fıtratına , ahlakına bırakma yanlışından artan maliyetlerin hatırına vazgeçmemiz gerekiyor. İNSANIN FITRATINA değil SİSTEMİN FITRATINA ODAKLANMAK GEREKİYOR ! Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları
0
Cevapla
aydin sinal
Türkiyede saglik politikasin iyilesmesi icin gerekli olan para tasarufu milli saglik politikasi ile mümkündür,bunun ilk adimi milli ilac sanayisinin kurulmasidir,bu milli silah sanayisinden bile öncedir,milyarlarca dolar tasaruf edilir,calisan personelin maasi artar,ilmi arastirmalar artar,dis satislarda para getirir.v.s. yani herkesin bildigi ama hic bir hükümetin simdiye kadar uygulamaya cesaret edemedigi isler,cünki ilac sanayisi lobisi,silah sanayisi lobisi ve enerji lobisi ile dünya yüzündeki en insafsiz ve kuvvetli lobilerdir.milli ilac sanayisi kurmaya kalkan ülkeye kendi devletlerinin hükümetleri ile vede kurmak istiyen devletin namhafta satilmis hekimlerinin,hocalarinin destegiyle(yerli ilac yaramaz,orijinalinden sasma!!) hucuma gecerler.bilincli olarak ,her türlü münafikligi bekleyerek milli ilac sanayisini kurmak vatana yapilacak en hayirli istir.
0
Cevapla
cengiz
tübitak milli işletim sistemi de yapmıştı :))bu tür milli duygular üzerinden oynanan oyunlara gelmeyelim.amaçları iş yapmak değil şov yapmak.
0
Cevapla
murat 124
cengiz (dr) yok yahu esasinda fena degildi o isletim sistemi..adini bile duymus olabilirsiniz..pardus..linux bazli acik kodlu gelistirilebilir ve nispeten guvenli bir sistem..hala var hala destek aliyor gibi serbest gelistiricilerden..sorun biraz bilgisayar bilmek gerekiyor, herkese gore degil.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir