Medimagazin logo

'Serumun yerli üretimi halk sağlığının güvencesidir'

Koçak: “Özellikle savaş ve ambargo gibi olağanüstü hallerde serumun yerli üretimi halk sağlığının güvencesidir. Genel olarak da yerli üretim ilacı kolaylıkla erişilebilir hale getirdiği gibi, ilacın kamu maliyesine yükünü de azaltır.”
Kaynak: MEDİMAGAZİN
'Serumun yerli üretimi halk sağlığının güvencesidir'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Koçak Farma, Eczacıbaşı Baxter’a ait serum grubu ürünlerini satın aldı.  Serum üretim ve satış faaliyetinde bayrağı Eczacıbaşı-Baxter’den devralan Koçak Farma, halk sağlığı açısından stratejik öneme sahip serum üretiminde çıtayı daha da yükseğe taşımayı hedefliyor. Koçak Farma CEO’su ve Genel Müdürü Hakan Koçak, bu başarı öyküsünü ve ilaç üretiminin geleceğini Medimagazin’e anlattı.


Koçak Farma olarak Eczacıbaşı Baxter’a ait serum grubu ürünlerini satın aldınız. Bu başarı öyküsünü anlatır mısınız?

Bilindiği gibi Baxter’ın dünyadaki yeni yapılanmasının ardından, 1994 yılından bu yana Türkiye’ de yüzde 50-50 ortaklık yapısıyla faaliyet gösteren Eczacıbaşı-Baxter firması, serum grubu ürün ruhsatlarını, markaları, makine ve teçhizatı Koçak Farma’ya satmıştır. Bu satın alma operasyonu ile serum üretiminde bayrağı Eczacıbaşı-Baxter’dan devralan Koçak Farma, çıtayı daha da yükseğe taşıma hedef ve sorumluluğunu da yüklenmiştir.


Serum grubu ürünleri halk sağlığı açısından nasıl bir öneme sahip?

İntravenöz serumların tedavideki yeri ve önemi tartışmasızdır. Özellikle savaş ve ambargo gibi olağanüstü hâllerde serumun yerli üretimi halk sağlığının güvencesidir. Genel olarak da yerli üretim ilacı kolaylıkla erişilebilir hâle getirdiği gibi, ilacın kamu maliyesine yükünü de azaltır. Bu satın alma, Koçak Farma’nın yatırım planı kapsamında bir operasyondur. Koçak Farma, halk sağlığı açısından stratejik önemi haiz serum konusunda yatırım yapmaktan ayrıca mutluluk duymaktadır.

 
Yerli üretim yapan ve AR-GE’ye önem veren bir firma olarak Türkiye ilaç sanayinin bugünkü durumu ve geleceği ile ilgili görüşlerinizi paylaşır mısınız?

Türkiye ilaç pazarının 2015 yılı itibarıyla büyüklüğü 7 milyar dolardır. Türkiye 2015 yılında 878.160 bin dolar eczacılık ürünü ihraç etmiştir. 2015’te ithalatımız 4.296.427 bin dolar olup, ihracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 20,4’tür.

Türkiye’nin nüfus artışı, Genel Sağlık Sigortası’nın yaygınlaşması ve mültecilerin belli koşullarla sağlık yardımından yararlanması nedenleriyle ilaç ihtiyacının giderek artması kaçınılmazdır. Buna ilaç ihracatı da eklendiğinde sektörün önümüzdeki dönemde büyüme eğilimine girmesi beklenmektedir.

Ancak Türkiye ilaç sektörü, sahip olduğu yetişmiş insan gücü ve teknoloji üretebilecek yetkinliğe ulaşmasına rağmen yüksek katma değerli, ileri teknoloji gerektiren onkoloji ve biyoteknoloji gibi ürünlerinde ithalata bağımlıdır. Bu nedenle Türkiye ilaç sanayi ihracatta ve global ilaç pazarında hak ettiği payı alamamıştır. 

Türkiye ilaç sanayinin uluslararası standart ve kalitede katma değeri yüksek yenilikçi ürünler üretmesi ve Türkiye’nin ilaç üretiminde küresel bir merkez hâline gelmesi, güçlü bir AR-GE yapılanması ve teknolojik yatırımlarla mümkündür. 

Yatırım ve AR-GE teşvikleri, alım garantili ihale uygulamaları ve ihracat teşvikleri Türkiye ilaç sektörünün 2023 stratejik hedeflerini destekleyici niteliktedir.

Kuruluşumuz AR-GE çalışmalarını, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üretim tesisleri bünyesindeki ileri teknoloji donanımlı AR-GE merkezinde sürdürmektedir. Merkezimizde 70 civarında uzman ve bilim insanı rekombinant DNA teknolojisi yöntemiyle analog insülinler, monoklonal antikorlar (MAB), bakteriyel ve viral aşılarla ilgili üretim çalışmalarını başarı ile yürütmektedir. 


Biyoteknolojik ilaç üretimi ile ilgili yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

İlaç sektöründe teknoloji çok hızla gelişmektedir. Geleceğin ilaçları hücre ve gen tedavisine yönelik biyoteknoloji ürünü akıllı moleküller olacaktır. Biyoteknoloji ürünü ilaçlar yenilikçi yapıları ve tedavi üstünlükleri nedeniyle pazar payını gittikçe artırmaktadır. Dünya biyoteknolojik ilaç pazarı 2012 yılında 170 milyar Amerikan Doları değere ve toplam ilaç pazarının yüzde 18’ine ulaşmıştır. İlaç sektörünün geleceğini oluşturan, katma değeri ve ihracat olanakları yüksek biyoteknolojik ilaca Türkiye’nin kayıtsız kalması düşünülemez.

Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında ekonomisi pozitif ayrışan yatırım yapılabilir bir ülkedir. 

Nitekim şirketimiz; Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam 1.100.000.000 TL sabit yatırım teşviki kapsamında biyoteknolojik ilaç üretim tesislerini kurmuştur. Üretilecek ilaçların araştırma ve geliştirme çalışmaları AR-GE merkezimizde 70 uzman ve bilim insanı tarafından yürütülmektedir. Bu çalışmalar sonucu ileri teknoloji donanımlı biyoteknolojik ilaç tesislerinde üretilen insülin tıbbın hizmetine sunulmuştur. Biyobenzer monoklonal antikorlar (MAB)’ın AR-GE araştırmaları sona ermiştir. Viral ve bakteriyel aşılar kısa sürede tıbbın hizmetine sunulacaktır. Stratejik önemi haiz bu yatırım ülkemizde biyoteknoloji kültür ve deneyiminin oluşmasına katkı sağlayacak ve yeni yatırımlara öncülük edecektir.


Sağlık Bakanlığı tarafından yerli üretime katkılarınızdan dolayı ve diğer alanlarda çok sayıda ödüle layık görüldünüz. Almış olduğunuz ödüllerden bahsedebilir misiniz?

Koçak Farma, 2013 ve 2016 yıllarında kanser hastalarının tedavisine yaptığı katkılardan dolayı T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından iki kez “Onkolojide Yerli Yatırım Teşvik Ödülü”ne layık görülmüştür. 

Koçak Farma, 2011 yılında “Onkoloji İlaçları ve Hammaddelerinin Üretimi” projesiyle, 2012 yılında “Kanda Pıhtılaşmayı Önleyen Enoksaparin Sodyum Etken Maddesi ve Bitmiş Ürün Üretimi” projesiyle, 2013 yılında “Diyabet Tedavisinde Kullanılan Biyobenzer Ürün İnsülinin Etken Madde ve Bitmiş Ürün Olarak Üretimi” projesiyle “TÜBİTAK Teknoloji Ödülleri Büyük Ölçekli Firma Kategorisi”nde finalist olmuştur. 

Yine Koçak Farma, 2011 yılında “Onkoloji İlaçları ve Hammaddelerinin Üretimi” projesiyle, 2012 yılında “Kanda Pıhtılaşmayı Önleyen Enoksaparin Sodyum Etken Maddesi ve Bitmiş Ürün Üretimi” projesiyle, 2013 yılında “Diyabet Tedavisinde Kullanılan Biyobenzer Ürün İnsülinin Etken Madde ve Bitmiş Ürün Olarak Üretimi” projesiyle, 2014 yılında “Akıllı Molekül Biyobenzer Ürün Rituximab’ın Etken Madde ve Bitmiş Ürün Olarak Üretimi” projesiyle üst üste dört kez “Altın Havan Eczacılık Ödülü”nü almıştır.

Firmamız ve Yönetim Kurulu Başkanımız Ender Koçak, 2016 yılı “Ulusal Verem Haftası”nda “tüberküloz ilaçlarının ülkemizde yerli üretimini gerçekleştirerek 45 yıldır halk sağlığına yaptığı katkılardan dolayı” Türkiye Ulusal Verem Savaşı Dernekleri Federasyonu tarafından ödüllendirilmişlerdir.


Teşekkürler.

serum
yerli üretim
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir