Medimagazin logo

"Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi Anayasaya aykırıdır"

İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Komisyonunca düzenlenen sempozyumların üçüncüsü, 30 Kasım – 1 Aralık 2007 tarihlerinde Sultanahmet’teki Marmara Üniversitesi Rektörlük Binasında yapıldı
"Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi Anayasaya aykırıdır"
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Komisyonunca düzenlenen sempozyumların üçüncüsü, 30 Kasım – 1 Aralık 2007 tarihlerinde Sultanahmet’teki Marmara Üniversitesi Rektörlük Binasında yapıldı.

Sempozyumun açılışında konuşan İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu, sosyal devlette sağlığın önemli bir yer tuttuğunu, Baro olarak konunun sadece sosyal boyutuyla değil hukuksal boyutuyla da ilgilendiklerini, sempozyumda ele alınacak hasta hakları konusunun da daha belirgin hale getirileceğini umduğunu bildirdi.

İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Sunay Akyıldız, hasta haklarının 2003 yılında yayınlanan bir yönetmelikle hayata geçirildiğini, 81 ilde 415 devlet hastanesinde Hasta Hakları Kurulları oluşturulduğunu, özel hastanelerde bu tip kurulların bulunmadığını ve hasta haklarına ilişkin bir yasanın henüz çıkarılamadığını söyledi.

Akyıldız, Sağlıkta Dönüşüm Projesi adı altında Sağlık Bakanlığının yaptığı uygulamaların sağlık hizmetlerini özelleştirmeye doğru götürdüğünü, oysa bu politikaların Anayasanın sosyal devlet ilkesine aykırı düştüğünü bildirdi.

Açılış konuşmalarından sonra oturumlara geçildi. Birinci günün ilk oturumunu İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu yönetti.

Oturumun ilk konuşmacısı Dr. Faik Çelik, tıp hukuku konusunda tarihsel bir özet yaptı. Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Şefik Görkey, hasta haklarının gelişimine ilişkin tarihsel gelişmelere değindi, Avrupa Konseyi’nin 1975 bildirgesiyle hasta haklarının yasallaştığını anlattı. Sağlık Hakkı Hareketi Derneği Başkanı Dr. Mustafa Sütlaş da vatandaşa sağlık hizmeti götürmenin devletin zorunlu görevlerinden biri olduğunu, sağlıkta dönüşüm sisteminin mevcut yasal düzenlemelerin tersine işlediğini, vatandaşların, sosyal devlet ilkesini ortadan kaldırmaya yönelik ağır bir saldırı karşısında bulunduğunu bildirdi.

İkinci oturum İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mehmet Nuri Karahan başkanlığında açıldı.

Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Ünal, Türk Ceza Kanunu’na göre akıl hastalığı ile uygulamalarda bazı yenilikler getirildiğini, akıl hastalarının tedavisinde “şifa” yerine “tehlikelilik” kavramının getirildiğini, çocuklarda yaş sınırının değiştirildiğini, cezai sorumluluğa yeni yorum getirildiğini anlattı. Yrd. Doç. Dr. Özlem Yenerer Çakmut da tıbbi müdahaleleri ceza konunu açısından yorumladı. Yargıtay 4. Ceza Dairesi Tetkik Hâkimi Reha Sümer ise sağlık çalışanlarının cezai sorumluluğuna ilişkin Yargıtay kararlarından örnekler sundu.

İkinci günün birinci oturumunu İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Sunay Akyıldız yönetti.
Dünyada ve Türkiye’deki kanser hastalığın durumu hakkında istatistikî bilgiler veren Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, hasta haklarının insan haklarının bir yansıması olduğunu, Batı kültüründe hasta – hekim ilişkisinin karşıt olarak algılandığını, oysa İbni Sina kültüründen gelen ülkemizde hasta – hekim ilişkisinin bir bütün olarak görüldüğünü söyledi. İstanbul Tabip Odası Temsilcisi Dr. Osman Öztürk, sağlıkta dönüşüm projesiyle her şeyin altüst olduğunu, aile hekimliğinin pilot olarak 20 ilde uygulandığını, bunların sağlık ocaklarının yerine geçtiğini, çıkarılması planlanan “Hastane Birlikleri” yasasıyla da tüm devlet hastanelerinin özelleştirilmesinin amaçlandığını, Genel Sağlık Sigortasıyla da parası olana sağlık hizmeti verileceğini savundu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir ise, sağlık çalışanları ve sağlık kurumlarının hukuksal sorumluluğu üzerinde durdu ve hasta-sağlık çalışanı arasındaki sözleşmeleri örneklerle anlattı.

İkinci gün ikinci oturum İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek başkanlığında açıldı.
Dünyadaki genetik uygulamaları hakkında ayrıntılı bilgi sunan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özsunay, UNESCO’nun yayınladığı genetikle ilgili bildirgenin ana hatlarını anlattı ve Avrupa Anlaşmasına göre teşhis ve tedavi amacıyla genetik testlere izin verildiğini, genetik testlerin sağlık ya da bilimsel araştırma amacıyla yapılabileceğini bildirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Dr. Kahraman Berk, sağlık hizmetlerinde idarenin sorumluluğunu anlattı. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Üyesi Harun Kara da sağlık çalışanlarının tazminat sorumluluğu üzerinde durdu ve konuya ilişkin Yargıtay kararlarından örnekler sundu.

Sempozyumun son oturumunu İstanbul Barosu Meslek İçi Eğitim Merkezi Başkanı
Av. Nazan Moroğlu yönetti.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu, Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan sağlık çalışanları ile ilgili hükümlerin genel değerlendirmesini yaptı. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Dr. M. Akif İnanıcı, kentte ve kırsal kesimde kadına yönelik şiddet konusu üzerine rakamsal örnekler sundu ve şiddet gören kadınların hekime başvurmadıklarını, hekimlerin de bilgi ve deneyim eksikliğinden şiddete tanı koyamama ve tedavi edememe kuşkularının bulunduğunu söyledi. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Nezih Varol da konuşmasında tıbbi uygulama hataları ve bilirkişilik konusunda bilgi verdi.
İki gün süren 3. Ulusal Sağlık Hukuku Sempozyumunda oturum sonlarında oturum başkanları tarafından katılımcılara İstanbul Barosu Başkanlığının teşekkür plaketi sunuldu.


www.istanbulbarosu.org.tr

"sağlık
hizmetlerinin
özelleştirilmesi
anayasaya
aykırıdır"
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir