Medimagazin logo

<b>Yargıtay: Doktor işini hastanın beklentilerine cevap verecek şekilde fen ve sanat kurallarına uygun yapmak zorundadır</b>

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, doğum sonrası geçirdiği ameliyatın ardından karın bölgesinin daha kötü bir görünüm kazandığını iddia eden kadının, cerrah aleyhine açtığı tazminat davasını reddeden yerel mahkeme kararını bozdu
<b>Yargıtay: Doktor işini hastanın beklentilerine cevap verecek şekilde fen ve sanat kurallarına uygun yapmak zorundadır</b>
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, doğum sonrası geçirdiği ameliyatın ardından karın bölgesinin daha kötü bir görünüm kazandığını iddia eden kadının, cerrah aleyhine açtığı tazminat davasını reddeden yerel mahkeme kararını bozdu.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Almanya’nın Garbsen kentinde yaşayan Gönül Temürtürkan (38), ikinci bebeğinin doğumundan sonra karın bölgesinde oluşan sarkmanın düzeltilmesi için İstanbul’da muayenehanesi bulunan Operatör Doktor F.Y’ye başvurdu. Estetik ameliyatı yapıldıktan sonra Almanya’ya dönen ancak göbeğinde düzelme yerine daha kötü bir görünüm oluştuğunu iddia eden Temürtürkan, Türkiye’ye dönerek Dr. Y. aleyhine Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 33 bin 800 YTL tutarında maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açtı. Temürtürkan’ın avukatı Soytekin Yonar tarafından hazırlanan dava dilekçesinde, müvekkilin, 7 yıl önce muayenehanesine gittiği davalı Dr. Y. ile karın bölgesindeki deformasyonun giderilmesi ve göz kapağı probleminin düzeltilmesi için anlaştıkları anlatıldı.

Dilekçede, anlaşma üzerine bu doktor tarafından aynı yıl özel bir hastanede ameliyat edilen Temürtürkan’ın, ardından her şeyin yolunda olduğuna ve hastaneden ayrılabileceğine dair güvence veren doktoruna 5 bin 250 Alman Markı ameliyat parası ödedikten sonra ayrıldığı ifade edildi. Dilekçede, Dr. Y’nin, bir hafta sonra dikişlerini alıp 6 aya kadar ameliyat izlerinin tamamen düzeleceğini söylediği Temürtürkan’ın daha sonra Almanya’ya döndüğü, ancak 6 ay içinde göbeğinde düzelme gerçekleşmediği savunuldu. Bunun üzerine Türkiye’ye dönen Temürtürkan’ın, 2002 yılı Nisan ayında başvurduğu doktoru tarafından bin 250 avro karşılığında muayenehanesinde lokal anesteziyle yeniden ameliyat edildiği belirtilen dilekçede, buna rağmen Temürtürkan’ın görünüşünde herhangi bir iyileşme olmadığı ve "tamiri imkansız hasarların yaratıldığı" iddia edildi. Temürtürkan’ın psikolojisinin bozulduğu, uğradığı maddi kayıplar ve evliliğinin bitmesi sonucu yaşama sevincini kaybettiği ileri sürülen dilekçede, 6 bin 800 YTL maddi, 27 bin YTL de manevi tazminatın Dr. Y’den alınarak müvekkile verilmesi istendi.

DOKTORUN CEVABI
Dr. F.Y’nin avukatı İrfan Taner Bilgin tarafından hazırlanan cevap dilekçesinde ise Temürtürkan’ın yurt dışından tatil için geldiğini, fazla zamanının olmadığını söylemesi üzerine doktoru tarafından göbek deliğindeki şekil bozukluğunun kısmen giderilebileceğinin bildirildiği öne sürüldü.

Temürtürkan’ın 6 Haziran 2000 tarihinde bin 500 YTL’ye ameliyat edilip bir gün sonra taburcu olduğu, 7. günde de hastaneye çağrılıp pansumana alındığı anlatılan dilekçede, dikişlerini Almanya’da aldıracağını söyleyen davacının bu ülkeye gitmesi yüzünden kontrollerinin yapılamadığı kaydedildi.
Dilekçede, davacının 2 yıl sonra da göbek çevresindeki izlerin belirgin olmasından yakındığını, zamanı olmadığı ve korktuğu için Dr. Y. tarafından muayenehanesinde lokal anesteziyle iddia edilen miktarın aksine yalnız 240 YTL’ye ameliyat edildiği belirtilerek, bu ameliyatın ardından da ayrılan Temürtürkan’ın durumunun kontrol edilemediği öne sürüldü. Temürtürkan’ın, göz kapağı ameliyatından ise şikayetçi olmadığı, plastik cerrahide uygulanan her türlü cerrahi operasyonda mutlaka ameliyat izlerinin kaldığı, bunun yapılan işin doğal sonucu olduğu ve Dr. Y’nin tıbbi ve hukuki bir hatasının olmadığı savunulan dilekçede, mahkemenin davayı reddetmesi istendi.

BİLİRKİŞİ RAPORU
Davaya bakan Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, bilirkişi olarak dosyayı İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstruftif Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Topalan’a inceletti.

Topalan’ın 10 Ocak 2005 tarihinde mahkemeye sunduğu bilirkişi raporunda,doğumlara bağlı olarak davacının göbek çevresinde çatlaklar ve diastaz oluştuğunun anlaşıldığı belirtilerek, cerrahın göbek çevresini düzeltmek için seçmiş olduğu yöntemin mevcut problemin çözümü için uygun ve literatürde öngörülen bir yöntem olduğu ifade edildi.

Raporda, davacı kadının ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraflarının incelendiği, davacının cilt kalitesinin iyi olmaması, ameliyat sonrası enfeksiyon, yaranın iyi takip edilememesi ve diğer nedenlere bağlı olarak ameliyat sonrası komplikasyon gelişmiş olabileceği ifade edildi.

Raporda, davacının şikayetlerinin, operasyonlardan sonra gelişebilecek olası ameliyat komplikasyonlarından olduğu ve davalı cerraha yüklenecek bir tıbbi hata bulunmadığı kaydedildi.

RAPORA İTİRAZ
Temürtürkan’ın avukatı Soytekin Yonar tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, bilirkişi Topalan’ın uzmanlık alanının uzuv dikmek ve yapmak olduğu kaydedilerek, özellikle göbek estetiği alanında uzman bir bilirkişiden yeniden rapor alınması istendi.

Dilekçede, Topalan’ın meslektaşından etkilenerek yanlı rapor hazırladığı, ayrıca operasyonda eser sözleşmesinin söz konusu olduğu, bu sözleşmede sonucun ne olacağının garanti edildiği, sözleşmeyi yapan tarafın kusursuz davranması sorumluluğunun mevcut olduğu ancak davalı doktorun 2 kez ameliyat yapmasına rağmen müvekkilinde anormal bir karın oluştuğu vurgulandı.

YEREL MAHKEMENİN RET KARARI VE YARGITAY GÖRÜŞÜ
Davayı karara bağlayan Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, bilirkişi raporunun gerekçeli ve kanaat verici olduğuna karar vererek, Temürtürkan’ın açtığı tazminat davasının reddedilmesine hükmetti.

Bu kararın ardından Yargıtay Hukuk Dairesine bir dilekçe veren Temürtürkan’ın avukatı Yonar, eser sözleşmesinin dikkate alınmadığını ve bilirkişi raporunun taraflı olduğu öne sürülerek, mahkeme kararının bozulmasını istedi.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi de 1 Ağustos 2006 tarihli bozma kararında, yapılan sözleşmede estetik ameliyat yapılarak, davacının karın bölgesinde oluşan bozulmanın giderilmesinin öngörüldüğü ve taraflar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunu’nun 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında olduğu ifade edildi.

Yargıtay kararında, "Yüklenicinin eseri, iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmesi, davalı yüklenicinin hem sadakat hem de özen borcunu kapsar. Bu kural gereğince, yüklenici iş sahibinin yararına olan şeyleri yapmak zorundadır" ifadesine yer verildi.

Yüklenicinin hangi yöntemi kullanırsa kullansın işi ayıpsız olarak ortaya çıkarması gerektiği anlatılan kararda, "Davacının doğumdan sonra karın bölgesinde oluşan çatlak ve diğer deformasyonların giderilmesi işini üstlenen davalı, eser sözleşmesinin gereği olarak bu işi davacının beklentilerine cevap verecek şekilde fen ve sanat kurallarına uygun yapmak zorundadır" denildi.

Kararda, yapılan işin, davacının beklentisini tam karşılamadığının dosyadan anlaşıldığı ifade edilerek, yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin kararının Temürtürkan yararına bozulduğu belirtildi.

Yerel mahkeme, Yargıtayın bozma kararına uyulmasını kararlaştırdı. Bunun üzerine dava dosyası, yeniden oluşturulan bilirkişiye gönderildi.

Dosyanın bilirkişiden dönmesi bekleniyor.

<b>yargıtay:
doktor
işini
hastanın
beklentilerine
cevap
verecek
şekilde
fen
ve
sanat
kurallarına
uygun
yapmak
zorundadır</b>
Yorum (1)
Dr. Ally Mcbeal
Davacı kadının kocası ile ilişkisi incelenmeli. Kadının psikolojisini o bozmuş olabilir. Çocuk doğuran 20 yaş civarındaki kadınlar bile ,22Allah kahretsin bu bebeyi, keşke doğurmasaydım''diye ağlayabiliyorlar. Gördüm.
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir