Kanıta Dayalı Tıp (KDT) uygulamalarının somut hali olan klinik uygulamada rehberler büyük önem taşıyor. Rehberler, hekimlere karar verme sürecinde önemli katkıda bulunabiliyor. Aynı zamanda bir ülkede kaliteli ve çok sayıda klinik uygulama rehberlerinin geliştirilmesi, o ülkenin sağlık sistemi için gelişmişliğin göstergelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Türkiye’deki rehberlerle ilgili önemli bir çalışma Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisinin son sayısında yayımlandı. ‘Türkiye İstatistik Kurumu Sağlık Verilerine Göre Türkiye’de En Sık Teşhis Edilen İlk 10 Hastalığın Mevcut Rehberlerinin Haritalaması ve Rehberlerin Değerlendirilmesi’ başlıklı çalışma Duygu Ayhan Başer ve arkadaşları tarafından araştırıldı.
Araştırmada Türkiye’de en sık teşhis edilen hastalıklara ait güncel verilere TÜİK’ten ulaşıldı. Araştırmanın dahil etme kriterlerine göre doktorlara yönelik geliştirilmiş hastalığın önlenmesi, teşhisi, tedavisi ve rehabilitasyonu ile ilgili öneriler içeren, son 10 yıl içinde hazırlanmış ve yayınlanmış olan Türkçe rehberler incelemeye aldındı.
Sağlık Bakanlığı’nın rehberlerine resmi web sitesi ve google meta tarama motoru taranarak; sivil toplum kuruluşlarının rehberlerine ise “Türkiye için Sivil Toplum Kuruluşları Klinik Uygulama Rehberi Haritası” üzerinden ulaşıldı. Ülkemizde en sık görülen 10 hastalığa ilişkin rehberler hazırlayan kurum, hazırlanma ve güncellenme yılı, rehber geliştirme metodolojileri açısından detaylandırıldı.
Çalışma sonucunda Türkiye’de tüm mevcut rehberleri kapsayan bir veritabanı ya da bir kaynağa ulaşılamadığı kaydedildi. Diğer taratan hastalıkların hepsi ile ilgili birinci basamağa yönelik rehberin yer aldığı tespit edildi.
TÜİK verilerine göre belirlenen en sık tanı alan ilk 10 hastalık ise şu şekilde belirlendi:
