Medimagazin logo

Ürologlar Prostat Ca'da artık genetik değişikliği tartışıyor

Prof.Dr. Derya Balbay: Ürologların çok tartıştığı konular artık genetik değişiklikler.  Üroloji genetik değişikliklere nasıl davranacağını öğreniyoruz!
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Ürologlar Prostat Ca'da artık genetik değişikliği tartışıyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

25.Ulusal Üroloji Kongresi, Uluslar Arası Prostat Forumu’nun da katılımıyla, 6-9 Ekim tarihklerinde Kıbrıs’ta yapıldı. Kongrenin bilimsel komite başkanlarından Prof.Dr. Derya Balbay, prostat kanserinin tanı, tedavi ve önlenmesi ile ilgili Medimagazin’e önemli açıklamalarda bulundu.

‘Prostatın 3 hastalığı var’

Uluslararası Prostat Forumunun, Amerika, Japonya ve Türkiye işbirliği ile kurulduğunu ve her 2 yılda bir iyi ve kötü huylu prostat hastalıkları ile ilgili toplantılar yaptığını dile getiren Prof.Dr. Derya Balbay, ’’Prostatın 3 tane hastalığı olduğunu söyleyebiliriz.  Bunlardan bir tanesi kronik pelvik ağrı ya da kronik prostatit dediğimiz genç erkek hastalığı.  Bununla ilgili çalışmalardan öğrendiğimiz aslında bunun sadece prostat ile ilgili değil başka sistemik hastalıklar ile de ilgili olabileceği.  Şimdiye kadar olan tedavi yaklaşımlarının başarısız olduğunu ve tedaviye yeni yaklaşımların gelebileceğini öğrendik

İkincisi prostatın kanser olmayan büyümeleri.  Tedavisinde ilk önce açık ameliyatlarla başlayan bu süreç daha sonra kapalı ameliyatlar, lazer, ilaç tedavileri gibi süreçlerden geçiyor.   Ürolojinin çok büyük bir kısmını oluşturan prostat kanserleri konusunda önce tanıdan başladık.  Yani prostat kanserini nasıl tanıyalım? ‘’ açıklamalarında bulundu. 

Ürologlar artık genetik değişikliği tartışıyor

Balbay,  ‘’Artık prostat kanserinin genetiğine giriyoruz. Hangi hastalar prostat kanseri geliştirme yönünde riskli?  Hangi hastalarda prostat kanseri olursa tedavi etmeye gerek yoktur?  Hangi genetiği olan hastalarda ameliyat yapalım? Hatta ameliyattan sonra hangi genomik ya da genetiğe sahip hastalara radyoterapi ve hormonal tedavi gibi ilave tedavi verelim ya da vermeyelim?  Ürologların çok tartıştığı konular artık genetik değişiklikler.  Üroloji genetik değişikliklere nasıl davranacağını öğreniyoruz.’’ ifadelerini kullandı.

Türkiye prostat kanserinde orta risk grubunda

Prostat kanserinde en riskli ülkenin ABD olduğunu dile getiren Balbay,  ‘’Türkiye prostat kanserinde orta risk grubunda, en çok risk ABD’de, en az ise Uzak Doğu Ülkelerinde.’’ dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: 

‘’Ailesel olarak erkek akrabalarımızda, diyelim ki ben prostat kanseriyim, bende prostat kanseri varsa babamda ve erkek kardeşimde prostat kanseri olma ihtimali birkaç kat artıyor. Bir tek bende varsa 3 katı ile başlıyoruz,  Kardeşinde var 2 kat artıyor hem babasında hem kardeşinde var 5 kat artıyor, hem babası hem kardeşi hem dedesinde var daha da katlanıyor.  Maksimum 23 kata kadar çıkabiliyor.’’

Türkiye’de prostat kanseri artıyor mu?

Türkiye’de prostat kanseri hasta sayısının arttığını dile getiren Balbay, ‘’Ancak buna hastalığa neden olan faktörler Türkiye’de arttığı için artıyor demeyeceğiz.  Sadece tanı yöntemleri daha etkili ve daha yaygın kullanıldığı için artıyor dememiz gerekiyor. Türkiye’de yeni tanı yöntemleri kullanılmaya başlandı, biyopsi ve PSA testleri çok yaygın kullanılmaya başlandı.  Bunun getireceği hasta sayısında bir artış olacaktır. Daha önceden var olan ve tanınmayan hastaları tanımaya başladık.  Bu yüzden böyle bir sayı var.’’ ifadelerini kullandı.

‘Prostat kanserinin 2 tedavisi var’

Prostat kanseri tedavisindeki yenilikler hakkında da açıklamalarda bulunan Balbay, ‘’Prostat kanseri tedavisini ikiye ayırıyoruz.  Prostat dışına çıkmamış kanserler ve prostata yayılmış kanserler. Prostatın dışına çıkmamış kanserlerde ameliyat ve radyoterapi yöntemlerini çok kullanıyoruz.  Ameliyat yaparsak prostat kanserlerinin yayılma ihtimali olan lenf nodlarını çıkartalım mı çıkartmayalım mı bununla ilgili verileri tartışıyoruz.  Prostat kanserinin özelliklerine göre bu değişiyor. Bazı hastalarda çıkaralım bazılarında çıkarmayalım diyebiliyoruz.’’ dedi.

 ‘’Prostat kanserinde fırsatçı tarama tavsiye edilebilir’’

Kongrede prostat kanseri tanısında MR kullanımı ve toplum taraması konularının da ele alındığını dile getiren Balbay,

‘’Burada söylenen bir rakam 40’lı yaşlardaysanız ve PSA’nız  1,5’den düşük ise ileri dönemde prostat kanseri gelişme riski çok düşük.  Prostat kanseri için toplumdaki her bireyi teker teker toplayıp taramaya gerek yok.  Ama kişi herhangi neden ile ürologa gelmişse bence onu tarayalım.  Buna fırsatçı tarama deniyor. Çünkü toplum taraması çok büyük zaman, masraf ve bireylere teker teker ulaşılmasını gerektiren bir süreç.

Prostat kanserinde fırsatçı tarama tavsiye edilebilir. Ama elbette bunun hasta ile konuşulması gerekiyor.  Çünkü prostat kanseri teşhisi koyduğumuzda bu hastanın hayatını çok değiştireceğiz.  Hastanın psikolojisini bozabiliriz, tedaviye gerek var mı yok mu?  Tedavi etmesek hastanın prostat kanseri ile yaşamasını hepsini hesap ederek hastalarla birebir konuşarak yapmak önerilen tarama şekli.’’ dedi.medimagazin

‘Akdeniz tipi beslenme ve yoga gibi meditasyonlar prostat hastalığı için önerilebilir’

Yağ oranı yüksek gıdalarla beslenen toplumlarda prostat kanseri görülme sıklığı artarken, domates başta olmak üzere soya fasülyesi gibi gıdalarında içinde bulunduğu Akdeniz tipi beslenen ülkelerde bu oran azalıyor.

Akdeniz tipi beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz ve stresten uzak durmanın hastalığın önlenmesinde büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Balbay,

‘’Stresten uzak bir hayat yaşayacağız.  Burada sunulan bir çalışmada yoga yapmanın prostat hastalığını azalttığı söyleniyor.  Demek ki biz meditasyon yaparak veya ruhsal dünyamızı restore ederek birçok hastalığın özellikle kanserin önüne geçmiş olacağız.’’  ifadelerini kullandı.

‘’Kolesterol tedavisinde kullandığımız bazı ilaçların prostat kanserini düşürebildiğine ait bir takım ön çalışmalar mevcut’’

Prostat kanserinde ilaç tedavilerine de değinen Balbay,  ‘’Bazı ilaçların prostat kanserini koruduğunu biliyoruz.  Bunlar özellikle kolesterol düşürücü ilaçlar. Böyle bir gözlem var ama kesin bir kanıt ortaya konulmadı.  Sanki koruyabilir. Şeker hastalarında kullandığımız bazı ilaçlarla, kolesterol tedavisinde kullandığımız bazı ilaçların prostat kanserini düşürebildiğine dair bir takım ön çalışmalar mevcut.’’ dedi ve şunları ekledi:

‘’Şimdi soru şu acaba biz bu ilaçları sağlıklı hastalara versek prostat kanserini engelleyebilir miyiz?  Bunu henüz tam bilmiyoruz bununla ilgili bir çalışma yok ama ipucu var. Yine üzüm çekirdeğinde kanser yapıcı maddeleri engelleyen bazı maddelerin ve antioksidanların kanseri engellediği düşüncesi var. ‘’

Kolesterol yüksekliğinin kanseri tetikleyen bir olay olduğunu vurgulayan Balbay, ‘’Yağlar vücut içinde yakılırken DNA hasarına neden olacak bazı maddelerin açığa çıkarıyorlar.  Zaten kanserde bir hücre hasarı olduğu için hücre içindeki yağ miktarı fazlaysa, hücre bunu yakarken yan ürün olarak ortaya çıkan bazı maddeler gidip hücre DNAsını bozup kanseri başlatabiliyor.  Mesela kolesterolün prostat kanserinde böyle bir rolü olduğu biliniyor.’’ dedi.

‘Üzüm çekirdeği ile ilgili bilimsel yayınlar var’

Kanseri önlemede bitkisel ürünlerin kullanılabildiğine ancak bunun doktor kontrolünde olması gerektiğine değinen Balbay,

‘’Biz buna fitoterapi diyoruz.   Bu elbette belli süredir bilinen bir şey, bütün ilaçlar çoğunluğu sentetik olmakla birlikte doğada var olan kimyasalların taklit edilerek seri olarak üretilmesi ile oluyor.  Ama fitoterapi mutlak süratle doğru tarafları var yalnız çok da tehlikeli bütün bitkiler iyi gelir diye bir şey yok.  Televizyonda da insanlar çıkıp 3 gram şundan 5 gram bundan diyorlar.  Belki iyi gelir ancak  bizim bilimsel ölçüt dediğimiz şekilde kullanılmalı.  Üzüm çekirdeğinin kalp hastalıkları ve kanser gibi pek çok hastalıkta faydalı olduğu ile ilgili bilimsel yayınlar var.

TV de mucize sonuçlar verdiği reklamı yapılıyor.  Cinsel gücü artırıcı ilaç veya bitkiler olarak sunulan ürünlerle ilgili çok büyük sahtekarlıklar yapılıyor. Tedavide kullandığımız ilaçları çok değişik miktarda bu bitkilere karıştırarak esas etkinin bu bitkilerden geldiği izlenimi veriliyor hastalara.  Bunların denetlenmesi ve doktorlar tarafından kontrolü ile sahtekarlıkların önüne geçilecektir. Bunların televizyonlarda ehil olmayan tıp doktorları dışındaki kişilerce tavsiye edilmesinin halk sağlığı açısından önlenmesi gerekiyor.’’ açıklamalarında bulundu.

uroloji
derya balbay
prostatit
genetik
prostat kanseri
prostat kanseri artiyor mu
prostat kanserinin 2 tedavisi
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir