ANTALYA-OHSAD’ın organize ettiği toplantılara Sağlık Bakanlığı, SGK ve İstanbul Üniversitesi destek verirken, sağlığın tüm bileşenlerinin bir arada sorunları belirleyerek, çözüm üretilmesi amaçlanıyor.
Toplaların açılış konuşmasında OHSAD Başkanı Dr.Reşat Bahat sadece özel sağlık sektörünün sorunlarının tek başına ele alınıp çözülemeyeceğini bu yüzden , Bakanlık, SGK ve üniversitelerle birlikte bu toplantıların verimli hale geleceğini söyledi.
Sağlık Bakanlığının başlattığı sağlıkta değişimin iktidarlar değişse de sistemde radikal değişimin olmayacağını bu programın süreceğine inandığını belirten Dr.Reşat Bahat geçen zamanı konuşmasında şöyle özetledi:
Sağlıkta erişim kolaylaştı.
Cepten ödemelerin en az olduğu 3-4 OECD ülkesinden bir tanesiyiz.
Özel sektörün büyüklüğü yüzde 8’lerden yüzde 35 lere çıktı.
Sistemden tek zararlı çıkan neredeyse üniversite hastaneleri.
Özel sektöre zamanında verilen sözlerin tutulmadığı herkesin kabul ettiği bir gerçek. Özel sektör vahşice büyüdü, son 5 yılda ikinci hızla büyüyen sektör oldu.
Ciromuzun yarısını oluşturan işlemlerden fark alamıyoruz, geri kalanından aldığımız fark da yüzde 70’le sınırlandırılmış durumda.
Özellikle 15 Şubat 2008 depreminden sonra ciddi hedefsizlik yaşadıklarını ifade eden Dr.Bahat bu tarihten itibaren özel sektörün büyümesinin durduğunu, bunun da belki “duvara toslamamak” adına olumlu olduğunu ancak önlerine başka duvarlar çıktığını söyledi.
2008’den beri tek bir doktor alamayan, tek bir ilave branş alamayan, nitelikli cihaz alamayan, sadece özel sektörün kendi arasında transfer yaşadığı belirten Bahat şöyle devam etti:
Biz ortaklarımızı yeni yatırıma ikna edemiyoruz. Başka hastaneleri satın almadan büyüyebilen veya önceden izin alma mucizesini gösteremeyen hiçbir kurum veya kişi sağlıkta büyüyemiyor.
Bu hedefsizliğin ve adaletsizliğin hızla çözülmesi lazım.
Sağlık Bakanımız özel sektöre 1000 kadar kadroyu acilen verme sözü verdi.
Bizim sektör olarak istediğimiz eğer özel sektör yüzde 25 ila 35 bir büyüklüğü oluşturuyorsa, çıkan uzman doktor ve hemşirelerden bu oranda almamız gerekir.
Hemşirenin bile karaborsa olduğu bir sektörden bahsediyoruz. Hemşiresi doktorundan az olan tek ülkeyiz.
Bu sorunların hepsi elbette mevcut iktidarın getirdiği sorunlar da değil ama bunları konuşup çözmemiz lazım.
Yabancılar neden özel sağlık sektörüne ilgi duyuyor?
Türkiye’deki sağlık pazarı yaklaşık kişi başı 400 dolar civarında. Önümüzdeki 10 yıl içinde bunun şu anki OECD ortalaması olan 2 000 dolara ulaştırılması hedefleniyor. Hep yabancıların neden sağlık sektörüne ilgi duyduğuna yönelik güzel bir cevap sanırım.
Yabancılara kaptırmayalım
Burada Türkler olarak bizim daha uyanık olmamız gerekiyor. Sağlık bizim Türkler olarak iyi yaptığımız bir iş. Yabancı yatırımcılar iyi patronların başında kalmak şartıyla hastanelerimize ortak oluyorlar. Ancak yabancı yatırımcı belli bir oranın üzerine çıktığında hastaneler satılırken Pazar da satılmış olur. O yüzden burada uyanık olmak ve bu işleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bizim yapmamız gerekir.
Maaşların yüksekliğini gündemde tutmanın anlamı yok
Biz kişi başı 400 dolarla vatandaşımızın sağlık sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. İlaç harcamaları olsun diğer işlemler olsun aslında çok ucuza mal ediyoruz. Türkiye’de doktorlar hemşireler belki Türkiye ortalamasından fazla kazanıyor ancak Türkiye ortalamasının da 5-6 katı fazla çalışıyorlar. Bu kadar çalışıyorlarsa maaşların yüksekliğini de bu kadar gündeme getirmenin anlamı yok.
Özel hastanelerin başka pazarlar bulması lazım
SGK’nın ödeme dışında tuttuğu bir hastane olursa veya SGK ödemeleri gelecekte siyasetin bir aracı olarak kullanılırsa bu hastanelerin yaşamasına imkan yok. Bu yüzden bizim mutlaka başka pazarlar bulmamız lazım. Özel sigortalar mutlaka desteklenmeli. Devletin ödeme gücü olan hastaların, cebinden ödeme yapabileceği bir sistemi oluşturması lazım.