Medimagazin logo

Yeni geliştirilen ilaç korunursa 300 milyon dolar sermaye gelir

Türkiye’de faaliyet gösteren firmalar arasında ‘yeni geliştirilen ilaçların korunması’ konusundaki tartışmalar, yerli üreticilerin korunması noktasında düğümleniyor.
Yeni geliştirilen ilaç korunursa 300 milyon dolar sermaye gelir
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Türkiye’de faaliyet gösteren firmalar arasında ‘yeni geliştirilen ilaçların korunması’ konusundaki tartışmalar, yerli üreticilerin korunması noktasında düğümleniyor.

Tamamı yabancı firmalardan oluşan orijinal ilaç üreticileri, ‘fikri mülkiyet haklarının’ bir an evvel Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarda söz verilen şekilde uygulamaya geçmesini istiyor. Jenerik de denilen kopya ilaç üreten firmalar ise yasanın kendilerini iyice iş yapamaz hale getireceğinden endişeli. 32 çok uluslu ilaç markasını bünyesinde toplayan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin başkanı Engin Güner, ‘fikrî mülkiyet haklarının millî sanayii çökerteceği’ eleştirilerine karşı çıkıyor. Güner, aksine hakların uygulamaya geçmesiyle birlikte ciddi miktarda yabancı sermayenin Türkiye’ye geleceği görüşünde.

Yasanın sektör üzerinde muhtemel etkileri üzerine 3 ayrı çalışmanın yapıldığını aktaran Güner, bu çalışmalara göre orijinal ilaç üreticilerinin cirosunda en fazla 120 milyon dolarlık bir artışın olacağını kaydediyor. Bu da aynı miktarda jenerik üreticilerinin gelirinin düşeceği anlamına geliyor. Güner, yine aynı hesaplara göre devlet gelirlerinde de gerileme yaşanmayacağını ileri sürerek, vergilerdeki kaybın 14 ile 27 milyon dolar aralığında sınırlı kalacağını öngörüyor. Güner şu değerlendirmeyi yapıyor: “Öte yandan fikrî mülkiyetin uygulanması halinde çok kısa vadede 300 milyon dolarlık bir yabancı sermaye yatırımı gelecek. Yabancı sermayeye ne kadar çok ihtiyacımız olduğu ortada. Bu yasa dolayısıyla orta ve uzun dönemde milyarlarca dolarlık yabancı yatırımın gelece-ği düşünülürse, çıkan maliyetten bahsetmeye bile değmez.”

Uluslararası ilaç firmalarının zaten yarım asrı aşkın bir süredir Türkiye’de bulunduğunu anlatan Engin Güner, bu firmaların Türkiye’ye bakışının olumlu olduğunu, fikri hakların yasal güvence altına alınması halinde bunun daha da güçleneceğini ifade ediyor. Ancak Güner’e göre ilaç firmaları için yatırım cazibesini artıracak başka unsurlar da var. Fiyat ve geri ödeme sistemlerinin sağlıklı bir yapıda sürdürülmesi Güner’in öncelikle vurguladığı diğer iki konu. Tabloyu tamamlayacak son unsur ise rekabette oyunun kurallarına daimî riayet. “Derneğimize üye 32 firmanın son iki yılda Türkiye’ye yaptıkları yatırım 300 milyon dolar. Sağlıklı sistemler getirildiği takdirde yatırımlar daha da artacak.” diyen Güner, orijinal ve jenerik ilaç üreticileri arasında verimli bir işbirliği sağlanması halinde araştırma-geliştirme yatırımlarının Türkiye’ye akacağını ve ilaç ihracatının üssü haline gelinebileceğini vurguluyor.

Fikrî mülkiyet hakları konusunda önerilen ilk tarihin 2008 olduğuna işaret eden Güner, bunun yerli üreticiyi koruma adına alınmış bir karar olduğunu vurguluyor. Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği’ne söz konusu hakları yasalaştıracağına dair teminatlar vermişti. Bu yıl 19 Ocak’ta yayınlanan ruhsat yönetmeliğinin dokuzuncu maddesi ile de haklar tanındı. Buna göre, 2000’den bu yana lisans başvurusu yapan jenerik üreticilerinin dışında başvurular kabul edilmeyecek. Engin Güner, hükümetin bu konuda yaptığı çalışmaları ‘çok başarılı’ diye nitelendirirken, bazı sıkıntılara da işaret ediyor: “2000’den bu yana müracaatta bulunan jeneriklere ne cevap verileceği henüz tam bir netliğe kavuşmuş değil. Biz bu müracaatların kabul edilmesine karşıyız. Sağlık Bakanlığı bu başvuruların gerçekleştiğini, dolayısıyla kazanılmış hak olduğunu söylüyor. Reddettikleri takdirde tazminat ödemek zorunda kalacaklarını belirtiyorlar.” Bu konunun hukukçular tarafından değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Güner’e göre bir yere müracaat etmek kabul zorunluluğu getirmez. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği, bakanlığa başvuruların hangi moleküllere yapıldığını öğrenmek için talepte bulundu. İstekleri ise müracaatlar kabul edilecekse dahi bio-eşdeğerlilik şartı hususunda titiz davranılması.


Yeni ilacın keşfi 1 milyar doları geçiyor

Yorumculara göre patent koruma, veri münhasırıyeti ve fikri mülkiyet hakları gibi temel konularda uygulamada görülecek zafiyetler yabancı ilaç firmalarının Türkiye’den çekilmesine yol açabilir. Dünyada her yıl yüz milyarlarca dolar yeni ilaçların keşfi için harcanıyor. Belli başlı uluslararası firmalar, gelirlerinin önemli bir kısmını mevcut ilaçları daha etkin hale getirmek ve kanser, AIDS, multipl skleroz, Alzheimer, şeker veya astım gibi insanlığı tehdit eden ağır hastalıklara tedavi yolları bulmak için sarf ediyor. Tek bir ilacın keşfedilmesi için ortalama 15 yıl araştırma yapılırken, masraflar 1 ile 5 milyar dolar arasında değişiyor. Araştırmacı firma, ürün geliştirmek için üzerinde çalıştığı molekül ve ilaç için 20 yıllık patent alıyor. Patent o firmaya söz konusu süre boyunca molekül ve ilaç üzerindeki tüm hakları kullanma ayrıcalığı sağlıyor. Veri münhasırıyeti ise bir firmaya patenti almasının üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, ilacın ticari üretimine başladıktan sonra belli bir süre kopya edilmekten muaf tutulmasını sağlıyor. Bu süre Amerika’da 5, AB’de ise 6 yıl. Çoğu kopya ilaç üreticisi firma karşı çıksa da bu kavram Türkiye’nin de kabul ettiği Dünya Ticaret Örgütü Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları (TRIPS) Anlaşmasının 39/3 maddesi gereği zorunlu. Bu anlaşmaya göre Türkiye Ocak 2000’den itibaren veri korumasını uygulayacaktı. Aynı şekilde altında Türkiye’nin imzası bulunan Gümrük Birliği direktiflerinden biri de uygulamanın Ocak 2001’de başlamasını gerektiriyordu.



Zaman / İbrahim Türkmen
yeni
geliştirilen
ilaç
korunursa
300
milyon
dolar
sermaye
gelir
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir