Medimagazin logo

Eczacıdan mektup var

VATAN Gazetesinde Dr. Seyfullah Dağıstanlı'nın yazısı...
Eczacıdan mektup var
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türk Eczacıları Birliği yöneticileri 26-28 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdikleri 37. Dönem III. Bölgelerarası Toplantısı sonunda, mesleki sorunların ve çözüm önerilerinin yanı sıra, sağlık alanında gerçekleştirilecek olan uygulamalara yönelik olarak tespit ve çözüm önerilerini içeren bir rapor yayınladı.

Bütününe http://www.teb.org.tr/?modul=haberdetay&id=1176802 linkinden erişebileceğiniz raporda geçen önemli bulduğum bazı konulardan bahsetmek istiyorum:

1- Raporda yer alan,“Hükümetin sağlıkta dönüşüm programı ile sağlıkta özel sektörün rolünün arttığı, devletin icracı rolden düzenleyici role geçtiği saptaması” doğrudur. Bu politika paralelinde eski SSK hastaneleri içinde yer alan SSK eczaneleri kapatıldı, ilacın serbest eczanelerden teminine gidildi. Bunun sonucunda ilaç harcamasına bir ek yük de geldi. Ancak bu sayede hastanın ilaca erişimi kolaylaştı ve serbest eczacının da satışı arttı. Liberal ekonomilerin ana unsurlarından biri olan “devletin icracı değil, denetleyici rolü üstlenmesi” yeni sistemin çok net özelliklerinden bir tanesi. Devletin hem icracı, hem denetleyici rolünü üstlendiği önceki sistemin handikaplarını hep birlikte yaşadık. İyi üretim uygulamaları koşullarını yerine getiremeyen SSK ilaç fabrikasının yarattığı sorunların anısı hâlâ belleklerimizde.

2- Raporda vurgulanan bir başka konu, ilaç fiyatları ve iskonto ile bütçe yükünün azaltılmaya çalışılması. Mevcut sistemin özelliklerinden biri, ilaç fiyatlarını baskılayarak ve firmaların devlete iskonto oranını arttırarak tasarruf etmeye çalışma olarak tanımlanabilir. Bir noktaya kadar haklı ve başarılı şekilde uygulanan bu politika, dozu arttıkça üreticiyi ve eczacıyı ciddi sıkıntıya sokmaya başladı. Global bütçe, yani ne kadar ilaç harcaması yapılacağının önceden belirlenmesi, sağlığa salt tasarruf penceresinden yaklaşma gibi sağlıksız bir bakış açısı içermenin yanı sıra, gerektiği gibi zamanında etkin bir şekilde gerçekleşmeyen tedavinin maliyetinin katlanarak artması sonucu da doğurabilir. Bunu net şekilde ölçme imkanı yok. Sağlık Bakanlığı ve SGK’daki tıp ve eczacılık kökenli bürokratlar, yöntemdeki sağlıksızlığın farkındadır. Ancak müdahil rolünde olan Maliye Bakanlığı‘nın baskısını aşmakta güçlükler var gibi. Yaşlanan nüfus arttıkça, ilaca erişim kolaylaştıkça (ki bu iki unsur da toplumsal refahın artış göstergeleridir) toplam ilaç harcamasının da artması doğal ve kaçınılmaz. Hekimlerin mümkün durumlarda aynı işi gören ama daha ucuz “eşdeğer ilaç” tercih etmelerini tavsiye etmek doğru bir politikadır ama gerekli durumlarda hekim tercihinin önüne teknik bariyerler koyarak ilaç harcamasını kısıtlamaya çalışmak sağlıklı değil. Büyük olasılıkla da hedeflenen tasarrufu getirmez. Yetersiz tedavi nedeniyle daha yüksek maliyetler ortaya çıkabilir.

3- Türk Eczacılar Birliği raporunda yer alan, ilacın eczane dışında satılmaması önerisi de doğrudur. Yaşadığımız onca ölüm olayı, sağlık ve ilaç bilgisi olmayanlar tarafından ilaç satışının ne kadar tehlikeli olduğunu çok açık ortaya koymuştur. Ancak yasak olduğu halde reçete ile satılabilen ilaçların bakkaldan cips alır gibi alınabilmesini önleme konusunda eczacılara düşen görevi yerine getirmelerini beklemek hakkımız.

Seçim yaklaşırken hükümetin ilaç politikalarını biliyoruz, ancak muhalif partilerin bu konulardaki görüşlerini, varsa alternatif politikalarını bilmiyoruz.

eczacıdan
mektup
var
Yorum (3)
murat
sonra eczacilara bakkal dedik diye kiziyorsunuz.nerde her ay piyasadan cekilen bilmem kac ilacin neden cekildigini tartisip da bunlarin nedenlerini irdelemek.nerede daha bilincli nasil ilac kullanimi saglariz diye calismak.akliniza bile gelmemistir.konusulan konular acaba yuzme simidi satilan musteri gunes sutu alir mi? ya senelerdir gozu kapali recete gecirdigimiz hic tik demeyen devlet ne oldu da simdi huysuzluk ediyor? ya depo mal fazlasi vermiyor iyi mi?
0
Cevapla
ahmet aslan
sevgili murat kardeşim;o bahsettikleriniz emin olunki sizden çok bizide düşündürüyo ve bunlar için teb elişnden geleni fazlasıyla yapıyo.akılcı ilaç kullanım,ilacın hastaya doğru ucuz ve zamanında ulaştırılması,devletin ilac harcamasında tasarruf etmesi...birazda siz doktorlarımızın oturup düşünmesi lazım,aldığınız avantalarla(başka kelime bulamadım cahilliğime verin) hastalara gerekli gereksiz yazdığınız ilaçlar,sırf kota doldurmak adına yapmış olduğunuz mümessil ilişkileri vs vs daha fazlasını burada yazamıyorum...(normal dürüst çalışan doktorlarımızı tenzih ederim).burada birbirimize atıp tutmak yerine ,aynı gemide olduğumuz mesleklerimizi nasıl daha ileriye götürebiliriz,onun tartşmasını yapsak daha verimli olur diye düşünüyorum...
0
Cevapla
ALPASLAN
Şu kesinlikle unutulmamalı ki ilacı yazan doktor eczacı değilki.,İşi kaynağından çözmek gerekmez mi! yani lüzumsuz yazılan antibiotikler (viral ÜSYEde)eczacının suçu değil biz doktorların değilmi. ,Hele birde aile hekimlerimiz hastayı memnun edebilmek için (başka bir ilaç daha yazmamı istermisiniz gibi) doktorluğa yakışmayan ifadeler gereksiz ilaç tüketiminin yolunu açmıyor mu? ,Bence ilaç fiyatlarını indirmek tek başına yetmez gereksiz reçete yazımının veya yazanın önüne geçmek olmazsa olmzlardan olmalı.. Firma-doktor ilişkisinden bahsetmek midemi bulandırıyor! Eczacı reçeteyi hazırlayıp hastaya ilaçları sunmakla görevli reçete yazmakla değil. Dolayısıyla biz doktorların yazdıklarımıza biraz daha dikkat etmemiz gerekmez mi!!! SAYGILARIMLA
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir